Yargıtay Kararı Hukuk Genel Kurulu 2017/1773 E. 2018/1865 K. 06.12.2018 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : Hukuk Genel Kurulu
ESAS NO : 2017/1773
KARAR NO : 2018/1865
KARAR TARİHİ : 06.12.2018

MAHKEMESİ :Tüketici Mahkemesi

Taraflar arasındaki “geçici su abonelik tesisi” davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Ankara 4. Tüketici Mahkemesince davanın reddine dair verilen 12.12.2014 tarihli ve 2013/1034 E., 2014/2754 K. sayılı kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle, Yargıtay 3. Hukuk Dairesinin 29.03.2016 tarihli ve 2015/5006 E., 2016/4778 K. sayılı kararı ile:
“…Davacı vekili dilekçesinde; davacının ilgili kooperatifteki hissesini 21.07.2006 tarihinde devraldığını, ilgili bağımsız bölüme ilişkin davacı adına doğalgaz aboneliği ile önceki kiracısı adına elektrik aboneliği bulunduğunu, ilgili taşınmazda 2008 yılından itibaren ikamet edildiğini belirterek, su aboneliğine ilişkin muarazanın giderilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde; ilgili aboneliğe ait borç bulunduğunu, yönetmeliğin 6.maddesinin (h) bendi ile 30.maddesinin (d) bendinin birlikte değerlendirilmesi gerektiğini savunarak, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece; davaya konu binanın statik raporu olmadığı gerekçe gösterilerek, davanın reddine karar verilmiş, hüküm süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Uyuşmazlık; maliki bulunduğu bağımsız bölüm (daire) nedeniyle, davacının; davalı idareden geçici su aboneliği tesis edilmesini isteyip isteyemeyeceği hususundadır.
3194 sayılı İmar Kanununun “Yapı Kullanma İzni” başlıklı 30.maddesi; “Yapı tamamen bittiği takdirde tamamının, kısmen kullanılması mümkün kısımları tamamlandığı takdirde bu kısımlarının kullanılabilmesi için inşaat ruhsatını veren belediye ve valilikten izin alınması mecburidir. Mal sahibinin müracâatı üzerine, yapının ruhsat ve eklerine uygun olduğu ve kullanılmasında fen bakımından mahzur görülmediğinin tespiti gerekir.” Hükmünü içermektedir. Yine aynı kanunun “Kullanma İzni Alınmamış Yapılar” başlıklı 31. maddesinde de; “İnşaatın bitme günü, kullanma izninin verildiği tarihtir. Kullanma izni verilmeyen ve alınmayan yapılarda izin alınıncaya kadar elektrik, su ve kanalizasyon hizmetlerinden ve tesislerinden faydalandırılmazlar. Ancak, kullanma izni alan bağımsız bölümler bu hizmetlerden istifade ettirilir.” düzenlemesi yer almaktadır. Açıklanan yasa hükümleri birlikte değerlendirildiğinde; yapı kullanma (iskân) izni verilmeyen veya alınmayan yapıların, izin alınıncaya kadar elektrik ve belediye (ferdi abonelik) hizmetlerinden faydalanamayacakları açıktır.
Hâl böyle iken, yasa koyucu; ülkemizde, yapı (inşâat) ruhsatı alınmadan inşa edilmiş ya da yapı (inşâat) ruhsatı alınmasına rağmen yapı kullanma (iskân) izni alınmamış birçok yapının bulunması nedeniyle yukarıda açıklanan yasal düzenlemelere, 5784 sayılı Kanunun 25. maddesi ile 3194 sayılı İmar Kanununa eklenen geçici 11.madde ile bir istisna getirmiştir. Anılan geçici 11. maddeye göre “Bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihe (26/07/2008) kadar yapı (inşâat) ruhsatı alınmış ve buna göre yapılmış olup, kullanma izni verilmeyen ve alınmayan yapılara; yol, elektrik, su, telefon, kanalizasyon ve doğalgaz gibi alt yapı hizmetlerinden birinin veya birkaçının götürüldüğünün belgelenmesi hâlinde, ilgili yönetmelikler doğrultusunda fenni gereklerin yerine getirilmiş olması ve bu maddenin yayımı tarihinden itibaren başvurulması üzerine, kullanma izni alınıncaya kadar ilgili mevzuatta tanımlanan ait olduğu abone grubu dikkate alınarak geçici olarak su ve/veya elektrik bağlanabilir. Bu kapsamda, ilgili belediyeden dağıtım şirketlerine elektriğin kesilmesi talebinin söz konusu olması hâlinde aboneliği iptal edileceğinden, su ve/veya elektrik bağlanması herhangi bir kazanılmış hak teşkil etmez. Ancak, yapı (inşâat) ruhsatı alınmış ve buna göre yapılmış olma şartı 12/10/2004 tarihinden önce yapılmış olan yapılarla ilgili olarak uygulanmaz. Bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihten önce yapılan abonelikler de ait olduğu gruba dönüştürülür”. Hükmü yer almaktadır.
Madde içeriğinden de görüldüğü üzere; yasa koyucu, getirdiği istisnanın uygulanma süresini sınırlandırmakla yetinmemiş; ayrıca, kanunun uygulanmasını bazı şartların gerçekleşmiş olmasına da bağlamıştır. Bu nedenle, geçici abonelik tesisi işlemlerinde; kanunda sayılan şartların tamamının mevcut olduğu işlemin tesis edilmesini isteyen kişi tarafından ispat edilmeli; ayrıca, işlemi tesis edecek kuruluşlar (ve dava yolu ile tesis edilmesi istenildiği takdirde mahkemece) tarafından da süre sınırının aşılıp aşılmadığı denetlenmelidir.
5784 sayılı Kanunun 25. maddesi ile 3194 sayılı İmar Kanununa eklenen geçici 11. maddeyle, yapı (inşâat) ruhsatı bulunan; ancak, gerekli koşulları yerine getirmediği için “iskân” yani oturma izni bulunmayan binalara elektrik ve su bağlanmasının yolu açılmıştır. 12/10/2004 tarihi ile 26/07/2008 tarihleri arasında yapı (inşâat) ruhsatı alınmış ve buna göre yapılmış olup, kullanma izni verilmeyen ve alınmayan yapılara; yol, elektrik, su, telefon, kanalizasyon, doğal gaz gibi alt yapı hizmetlerinden birinin veya birkaçının götürüldüğünün belgelenmesi hâlinde, ilgili yönetmelikler doğrultusunda fenni gereklerin yerine getirilmiş olması ve kanunun yayımı tarihinden itibaren başvurulması üzerine, kullanma izni alınıncaya kadar ilgili mevzuatta tanımlanan ait olduğu abone grubu dikkate alınarak geçici olarak su ve/veya elektrik bağlanabilir. Ancak, yapı (inşâat) ruhsatı alınmış ve buna göre yapılmış olma şartı 12/10/2004 tarihinden önce yapılmış olan yapılarla ilgili olarak uygulanmaz. 12/10/2004 tarihinden önce inşa edilen yapılarda yapı (inşâat) ruhsatı alınmış olma şartı dahi aranmamaktadır. Diğer bir deyişle 12/10/2004 tarihi ile 26/07/2008 tarihleri arasında yapı (inşâat) ruhsatı alınmış ve buna göre yapılmış olan yapılar için kanunen aranan koşullar 12/10/2004 tarihinden önce inşa edilen yapılar için aranmayacaktır. Yani 12/10/2004 tarihinden önce binanın yapıldığının ispatı şartıyla geçici su veya elektrik aboneliği verilmesi amir hükümdür. Geçici elektrik veya su aboneliğinin tesisi için yapının 12/10/2004 ten önce yapıldığının ispatı ve oturmaya elverişli olması gerekli ve yeterlidir, bunlar dışında başka bir şart aranmaz. Kaldı ki davacının ilgili belediyeden Aralık 2002 tarihinde aldığı yapı ruhsatı da dosyada mevcuttur. Dairenin yerleşmiş uygulamasına göre; geçici abonelik taleplerinde, yenileme ruhsatı tarihi değil ilk imar ruhsat tarihi nazara alınmaktadır.
Yapılan bu açıklamalardan sonra; davacıya ait meskeninin yer aldığı binanın 12/10/2004 tarihinden önce yapıldığını ispat ettiği takdirde geçici 11. maddede yer alan koşullar aranmaksızın, geçici abonelik talebinin kabul göreceği, binanın 12/10/2004 tarihinden sonra inşa edilmiş olması hâlinde ise; (Aralık 2002 ruhsat tarihine göre) geçici 11. maddede aranan koşulların gerçekleşip gerçekleşmediği araştırılarak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde karar verilmiş olması doğru bulunmamış, bozmayı gerektirmiştir…”
gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle yeniden yapılan yargılama sonunda mahkemece önceki kararda direnilmiştir.

HUKUK GENEL KURULU KARARI

Hukuk Genel Kurulunca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki belgeler okunduktan sonra gereği görüşüldü:
Dava geçici su aboneliğinin tesisi istemine ilişkindir.
Davacı vekili, müvekkilinin davalı kuruma su aboneliği için başvurduğunda davaya konu binanın statik raporu bulunmadığı gerekçesiyle abonelik talebinin reddedildiğini belirterek geçici su aboneliğinin tesisine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Yerel Mahkemece davaya konu binanın statik raporu olmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Davacı vekilinin temyizi üzerine karar Özel Dairece yukarıda başlık bölümünde gösterilen nedenlerle bozulmuştur.
Bozma kararına karşı yerel mahkemece ilk karardaki gerekçeler tekrar edilmek suretiyle direnme kararı verilmiştir.
Direnme kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Direnme yoluyla Hukuk Genel Kurulu önüne gelen uyuşmazlık; mevcut delillere göre davalı idarenin geçici abonelik sözleşmesi yapmasının gerekip gerekmediği noktasında toplanmaktadır.
Uyuşmazlığın çözümünde öncelikle konuya ilişkin mevzuattan bahsetmekte yarar vardır.
3194 sayılı İmar Kanununun “Yapı Kullanma İzni” başlıklı 30’uncu maddesi; “Yapı tamamen bittiği takdirde tamamının, kısmen kullanılması mümkün kısımları tamamlandığı takdirde bu kısımlarının kullanılabilmesi için inşaat ruhsatını veren belediye ve valilikten izin alınması mecburidir. Mal sahibinin müracaatı üzerine, yapının ruhsat ve eklerine uygun olduğu ve kullanılmasında fen bakımından mahzur görülmediğinin tespiti gerekir.” hükmünü içermektedir. Yine aynı Kanunun “Kullanma İzni Alınmamış Yapılar” başlıklı 31’inci maddesinde de; “İnşaatın bitme günü, kullanma izninin verildiği tarihtir. Kullanma izni verilmeyen ve alınmayan yapılarda izin alınıncaya kadar elektrik, su ve kanalizasyon hizmetlerinden ve tesislerinden faydalandırılmazlar. Ancak, kullanma izni alan bağımsız bölümler bu hizmetlerden istifade ettirilir.” düzenlemesi yer almaktadır. Açıklanan Yasa hükümleri birlikte değerlendirildiğinde; yapı kullanma (iskân) izni verilmeyen veya alınmayan yapıların, izin alınıncaya kadar elektrik ve belediye (ferdi abonelik) hizmetlerinden faydalanamayacakları açıktır.
Hâl böyle iken, yasa koyucu ülkemizde, yapı (inşaat) ruhsatı alınmadan inşa edilmiş ya da yapı (inşaat) ruhsatı alınmasına rağmen yapı kullanma (iskân) izni alınmamış birçok yapının bulunması nedeniyle yukarıda açıklanan yasal düzenlemelere, 26.07.2008 tarihli Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 5784 sayılı Elektrik Piyasası Kanunu ve Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun’un 25’inci maddesi ile 3194 Sayılı İmar Kanunu’na eklenen geçici 11’inci madde ile bir istisna getirmiştir.
Geçici 11. madde;
“Bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihe kadar yapı (inşaat) ruhsatı alınmış ve buna göre yapılmış olup, kanalizasyon kullanma izni verilmeyen ve alınmayan yapılara yol, su, elektrik, telefon vb. gibi altyapı hizmetlerinden birinin veya birkaçının götürüldüğünün belgelenmesi halinde ilgili yönetmelikler doğrultusunda fenni gereklerin yerine getirilmiş olması ve bu maddenin yayımı tarihinden itibaren başvurulması üzerine, kullanma izni alınıncaya kadar geçici abonelik yapılabilir, Bu halde elektrik ve su bağlanması abone için kazanılmış hak teşkil etmez. Ancak yapı ruhsatı alınmış ve buna göre yapılmış olma şartı 12.10.2004 tarihinden önce yapılmış olan yapılarla ilgili olarak uygulanamaz” hükmünü içermektedir.
Diğer yandan, 3194 sayılı İmar Kanunu’na eklenen geçici bu madde hükmü uyarınca yine aynı yasanın 31’inci maddesindeki istisnalardan yararlanabilmek için yapı ruhsatının 26.07.2008 tarihinden önce alınmış olması gerekmektedir.
Diğer yandan; 3194 sayılı İmar Kanunu’na, geçici 16’ncı maddenin eklenmesine dair, 7143 sayılı Yasa’nın 16’ncı maddesinde “Afet risklerine hazırlık kapsamında ruhsatsız veya ruhsat ve eklerine aykırı yapıların kayıt altına alınması ve imar barışının sağlanması amacıyla, 31/12/2017 tarihinden önce yapılmış yapılar için Çevre ve Şehircilik Bakanlığı ve yetkilendireceği kurum ve kuruluşlara 31/10/2018 tarihine kadar başvurulması, bu maddedeki şartların yerine getirilmesi ve 31/12/2018 tarihine kadar kayıt bedelinin ödenmesi halinde Yapı Kayıt Belgesi verilebilir. Başvuruya konu yapının ve arsasının mülkiyet durumu, yapı sınıf ve grubu ve diğer hususlar Bakanlık tarafından hazırlanan Yapı Kayıt Sistemine yapı sahibinin beyanına göre kaydedilir.
Yapı Kayıt Belgesi yapının kullanım amacına yöneliktir. Yapı Kayıt Belgesi alan yapılara, talep halinde ilgili mevzuatta tanımlanan ait olduğu abone grubu dikkate alınarak geçici olarak su, elektrik ve doğalgaz bağlanabilir.” denilmektedir.
Öte yandan, dava konusu uyuşmazlığın doğduğu tarihte yürürlükte olan mülga ASKİ Tarifeler Yönetmeliği’nin 30/d maddesinin yollamasıyla, anılan Tarifenin “Abonelik türleri” başlıklı 6/h maddesi,
“…Abonelerin gruplandırılmasıyla, tarifelerin uygulama esasları aşağıda açıklanmıştır.

Geçici aboneler:

Yapı ruhsatı bulunup da, elektrik, doğalgaz ve telefon gibi kamu hizmetlerinin en az birinden yararlandığını ispatlamak koşuluyla, yapı kullanma izni için ilgili kuruma başvurulduğu halde izin verilmeme nedeninin;
-Sigorta prim veya vergi borçlarından kaynaklanması halinde tüm bağımsız bölümlere,

-Binanın oturulan bölümleriyle ilgili olmayıp çevre düzenlemesi gibi eksikliklerden
kaynaklanması halinde tüm bağımsız bölümlere,
Yapı Kullanma İzni Belgesi alınıncaya kadar geçici olarak, kullanım türüne göre su verilen aboneliklerdir…”
Buna göre, yapı ruhsatı bulunup da elektrik, doğalgaz ve telefon gibi kamu hizmetlerinin en az birinden yararlandığını ispatlamak koşuluyla, yapı kullanma izni için ilgili kuruma başvurulduğu hâlde izin verilmeme nedenlerinin; sigorta prim veya vergi borçlarından kaynaklanması, binanın bazı kısımlarının yapı ruhsatına aykırı olması, binanın oturulan bölümleriyle ilgili olmayıp çevre düzenlemesi gibi eksikliklerden kaynaklanması hâlinde, geçici abonelik yapılacağı kabul edilmiştir.
Yeri gelmişken yapı kullanma izni verilmesi için gerekli belgeler Ankara Büyükşehir Belediyesi İmar Yönetmeliği’nin 97’nci maddesinde belirtilmiş olup, anılan madde uyarınca yapı izni verilebilmesi için aranan koşullardan biri de; yapının ruhsat eki projelere uygun olarak kısmen veya tamamen bitirildiğini belirten ve fenni mesuller ile yapı denetim kuruluşlarının denetçi mimar ve mühendisleri tarafından imzalanan raporun düzenlenerek ibrazıdır.
Somut olayda, binanın Aralık 2002 tarihli yapı ruhsatının olduğu, abonelik tesisi istenen dairenin elektrik ve doğalgaz aboneliklerinin bulunduğu hususlarında uyuşmazlık bulunmamaktadır.
Yukarıda yapılan açıklamalar ışığında, davacıya ait meskenin yer aldığı binanın 12.10.2004 tarihinden önce yapıldığının ispatı hâlinde 3194 sayılı İmar Kanunu’nun Geçici 11’inci maddesinde yer alan koşullar aranmaksızın geçici abonelik talebinin kabulü, binanın 12.10.2004 tarihinden sonra inşa edilmiş olması hâlinde ise; (Aralık 2002 ruhsat tarihine göre) 3194 sayılı İmar Kanunu’nun Geçici 11’inci maddede aranan koşulların gerçekleşip gerçekleşmediğinin araştırılması ve ayrıca karar tarihinden sonra 18.05.2018 tarihinde yürürlüğe giren 3194 sayılı İmar Kanunu’na, geçici 16’ncı maddenin eklenmesine dair, 7143 sayılı Kanun’un 16’ncı maddesinin eldeki dava bakımından değerlendirilerek oluşacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken, önceki kararda direnilmesi usul ve yasaya aykırıdır.
Bu durumda, direnme kararı Özel Daire bozma kararında ve yasa değişikliği nedeniyle yukarıdaki belirtilen ilave gerekçelerle bozulmasına karar verilmesi gerekmiştir.
S O N U Ç: Davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile direnme kararının Özel Daire bozma kararında gösterilen ve yukarıda açıklanan ilave nedenlerden dolayı 6217 sayılı Kanun’un 30’uncu maddesi ile 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu Geçici 3’üncü maddesi atfıyla uygulanmakta olan 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun 429’uncu maddesi gereğince BOZULMASINA, aynı Kanun’un 440’ıncı maddesine göre kararın tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere 06.12.2018 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.