Yargıtay Kararı Hukuk Genel Kurulu 2017/1692 E. 2021/949 K. 07.07.2021 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : Hukuk Genel Kurulu
ESAS NO : 2017/1692
KARAR NO : 2021/949
KARAR TARİHİ : 07.07.2021

MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi

1. Taraflar arasındaki “alacak” davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, … 2. Asliye Ticaret Mahkemesince verilen davanın kısmen kabulüne ilişkin karar davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine Yargıtay (Kapatılan) 23. Hukuk Dairesince yapılan inceleme sonunda bozulmuş, Mahkemece Özel Daire bozma kararına karşı direnilmiştir.
2. Direnme kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
3. Hukuk Genel Kurulunca dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

I. YARGILAMA SÜRECİ
Davacı İstemi:
4. Davacı vekili dava dilekçesinde; davalı…’nin üst yüklenici, diğer davalı …’ın ise taşeron olarak … AVM inşaatının yapımını üstlendiğini, müvekkilinin ise, davalı yüklenici ….. ile 08.04.2011 tarihinde imzaladığı sözleşme gereğince inşaat mahallinde çalışan işçiler için yemek yapım ve dağıtım işini gerçekleştirdiğini, edimini ifa eden davacının bazı faturalarını davalı şirketin sözlü talimatıyla alt yüklenici … adına düzenlediğini, her iki davalının da bakiye 124.159,12TL tutarındaki borç nedeniyle sorumlu olduğunu ileri sürerek fazlaya dair hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 70.000TL’nin fatura tarihinden işleyecek en yüksek banka faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı Cevabı:
5. Davalı şirket vekili cevap dilekçesinde; davacı ile imzalanan 08.04.2011 tarihli sözleşme kapsamında müvekkilinin, davacıdan 30.04.2011 tarihli, 17754 nolu 8.906,76TL; 31.05.2011 tarihli, 17815 nolu 758,16TL ve 15.06.2011 tarihli, 17816 sayılı 537,41TL bedelli faturalar karşılığında hizmet aldığını, faturaların 8.900TL’lik çek ve 1.300TL tutarlı havale ile ödendiğini, davacıdan bu faturalar dışında mal ve hizmet alınmadığını, müvekkili şirket ile diğer davalı arasında 31.03.2011 tarihinde imzalanıp 12.09.2011 tarihli ihtarname ile tek taraflı feshedilen sözleşmede müvekkilinin, davalı …’ın yemek borçlarını üstleneceğine dair hüküm bulunmadığını, aksine sözleşmenin Not-4 başlıklı maddesinin ikinci ve üçüncü cümlelerinde işçilik kalemine her türlü SGK prim ve vergilerinin dahil olduğunun, genel gider kalemlerine her türlü yeme içme, barınma, ekipman ve sarf malzemelerin nakliye bedelleri vb. dahil edilmesinin yazılı olduğu; müvekkilinin, davalı …’a dava konusu alımlar ile ilgili bir tekeffülü ve taahhüdünün bulunmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur.
6. Davalı … cevap dilekçesinde; davalı …’nin taşeronu olarak … Alışveriş Merkezi (AVM) inşaatının kaba işlerini yaptığını; davacının, kendisinin inşaatta kaldığı 2011 yılı Nisan ayından işten ayrıldığı 11.09.2011 tarihine kadar şantiyeye yemek verdiğini, ilk faturanın davalı şirket adına kesildiğini ve bedelinin ödendiğini, sonradan davalı şirket yetkililerinin davacıya faturalarını taşeronu adına kesmesini söylemesi üzerine davacının faturalarını kendisi adına düzenlediğini, faturaların bir kısmını davalı şirketin ödediğini, davacı şirket ile sözleşmesinin olmadığını; davacının, davalı şirketin şantiyede çalışan işçilerine yemek verdiğini, yemek hizmetine ilişkin faturaların şirketin talimatı üzerine kendisi adına düzenlendiğini, kalan ödemeleri davalı şirketin yapması gerektiğini belirterek davanın reddini savunmuştur.
Mahkeme Kararı:
7. … 4. Asliye Ticaret Mahkemesinin 17.12.2012 tarihli ve 2012/116 E., 2012/136 K. sayılı kararı ile; davalı şirket ile yemek sözleşmesi yapan davacının yemek teslimini ve hizmetin davalı şirkete verildiğini, faturaların diğer davalı adına kesilmesi hususunda davalı şirket ile anlaşıldığını ispat edemediği, davalı şirketin davacının üç adet faturasını kabul ettiği ve bu fatura bedellerinden sorumlu olduğu; davacının davalı şirketten üç adet fatura bedelinden dolayı bakiye 1,82TL alacağı kaldığı; kendisinden yemek alındığını kabul eden davalı …’ın alınan yemeklerden diğer davalının sorumlu olduğu, davalı şirketin talebi üzerine ve bu şekilde uygulama olduğu için faturaların kendisi adına kesildiği iddiasını yazılı belge ile ispat edemediği, davalılar arasında müşterek ve müteselsil sorumluluğu gerektiren bir durumun olmadığı, talep edilen alacağın 1,82TL’sinden davalı şirketin, 69.998,18TL’sinden davalı …’ın sorumlu olduğu gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne, 1,82TL’nin 20.07.2011 tarihinden itibaren avans faizini geçmemek üzere en yüksek banka faizi ile birlikte davalı S.T. İnşaat Ltd. Şti.’den; 69.998,18TL’nin de 27.09.2011 dava tarihinden itibaren avans faizini geçmemek üzere en yüksek banka faizi ile birlikte davalı …’dan alınarak davacıya ödenmesine, fazlaya dair istemin reddine karar verilmiştir.
Özel Daire Bozma Kararı:
8. Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
9. Yargıtay (Kapatılan) 23. Hukuk Dairesinin 12.02.2014 tarihli ve 2013/7304 E., 2014/961 K. sayılı kararı ile;
“…Dava, hizmet sözleşmesinden kaynaklanan alacak istemine ilişkindir.
Davacı ile davalı S.T. İnş. San. Tic. Ltd. Şti. arasında sözleşme yapıldığı, sözleşme ile … AVM inşaatında çalışan işçilerin yemek hizmetinin davacı şirket tarafından verilmesinin kararlaştırıldığı, bilahare davalı….. ile diğer davalı…. … arasında 31.03.2011 tarihli taşeronluk sözleşmesi yapıldığı inşaatın taşeron işçilerince yapıldığı ve yemek hizmetinin davacı şirket tarafından verilmeye devam edildiği dosya kapsamından anlaşılmakta olup bu hususlar tarafların da kabulündedir. Davalı….. ile … arasında yapılan sözleşmede, yemek hizmetinin asıl işveren tarafından taahhüt edildiğine dair bir hüküm bulunmadığı savunulmuş ise de, sözleşmede taşeron işçilerinin yemek bedellerinin S.T. İnş. San. Tic. Ltd. Şti. tarafından ödeneceğine dair hüküm bulunduğu anlaşılmaktadır. Ayrıca asıl işveren verilen hizmet bedelinden sorumludur, faturanın taşeron adına düzenlenmesi sorumluyu değiştirmez. Bu nedenle asıl işveren …’nin tüm borçtan sorumlu tutulması gerekirken yanılgılı gerekçe ile 69.998,18 TL borçtan sadece …’ın sorumlu tutulması doğru görülmemiştir…” gerekçesiyle karar bozulmuştur.

Direnme Kararı:
10. … 2. Asliye Ticaret Mahkemesinin 30.03.2015 tarihli ve 2014/1485 E., 2015/268 K. sayılı kararı ile; davalı şirketin kabul etmediği faturalardaki yemekleri davalılara teslim ettiğini ispatlaması gereken davacının herhangi bir teslim belgesi ve irsaliye sunmadığı gibi teslim hususunda tanık deliline dayanarak tanık da dinletmediğinden bu faturalardaki yemek hizmetinin verildiğini ispat edemediği, davacının defterinde itiraza uğrayan faturalardan dolayı davalı şirketten alacaklı olduğuna dair herhangi bir kayıt bulunmadığından bu kaydın davacı aleyhine bağlayıcı olduğu ve aksini davacının yazılı belge ile ispatlaması gerektiği, davalı …’ın davacıyı destekleyecek şekilde yemek verilen işçilerin kendi işçisi olmadığını, sadece faturaların kendisi adına düzenlendiğini beyan etmesinin davalı şirketi bağlamayacağı, taraflar arasındaki sözleşme ile taşerona verilen yemek hizmetinden davalı S.T. İnşaat Ltd. Şirketi sorumlu olsa dahi, davacının ne kadarlık yemek hizmeti verdiğini ispatlayamadığı, diğer davalının kabulünün de davalı şirketi bağlamayacağı gerekçesiyle davalı şirketin itiraz ettiği faturalar yönünden davanın reddine karar verilerek önceki kararda direnilmiş; kararı temyiz etmeyen davalı … yönünden ise kararın kesinleştiği belirtilerek ilk karardaki gibi hüküm kurulmuştur.
Direnme Kararının Temyizi:
11. Direnme kararı süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.

II. UYUŞMAZLIK
12. Direnme yolu ile Hukuk Genel Kurulu önüne gelen uyuşmazlık; davalı …. ile 08.04.2011 tarihinde imzaladığı belirli süreli hazır yemek hizmeti sözleşmesi gereğince … AVM inşaatının yapımını üstlenen davalı yüklenici S.T. İnş. San. Tic. Ltd. Şti.’nin ve davalı taşeron …’ın inşaatta çalışan işçileri için yemek yapım ve dağıtım işini üstlenen davacının, davalı şirketin itiraz ederek kabul etmediği faturalardaki yemek hizmetini verip vermediğini ispatlayıp ispatlayamadığı ve davalı yüklenici S.T. İnş. San. Tic. Ltd. Şti.’nin davacının talep ettiği alacağın tamamından diğer davalı ile birlikte sorumlu olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.

III. GEREKÇE
13. Uyuşmazlığın çözümü için öncelikle konuyla ilgili kavram ve yasal düzenlemelerin irdelenmesinde yarar vardır.
14. Somut olayda uygulanması gereken ve uyuşmazlığın ortaya çıktığı tarihte yürürlükte bulunan mülga 818 sayılı Borçlar Kanunu’nun (BK) 313/1. maddesinde; “Hizmet akdi, bir mukaveledir ki onunla işçi, muayyen veya gayri muayyen bir zamanda hizmet görmeği ve … sahibi dahi ona bir ücret vermeği taahhüt eder.” şeklinde tanımlanmıştır. Aynı düzenlemenin 01.07.2012 tarihinde yürürlüğe giren 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunundaki (TBK) karşılığı “Genel Hizmet Sözleşmesi” başlığı altında yer alan 393/1. maddesinde de; hizmet sözleşmesinin, işçinin işverene bağımlı olarak belirli veya belirli olmayan süreyle işgörmeyi ve işverenin de ona zamana veya yapılan işe göre ücret ödemeyi üstlendiği sözleşme olduğu belirtilmiştir.
15. Hizmet akdinin unsurları; hizmetin belirli veya belirli olmayan bir zaman içinde görülmesi, hizmet akdinin konusu olan edimin işverene ait işyerinde yerine getirilmesi, edimin ifası sırasında işverenin denetim ve gözetimi altında bulunması, edimin ücret karşılığında yapılması ve ücretin zaman esası üzerinden saptanmasıdır. Ücret zaman itibariyle olmayıp yapılan işe göre verildiği takdirde dahi belirli ya da belirli olmayan bir zaman için alınmış veya çalışılmış oldukça hizmet akdi yine mevcuttur. Hizmet akdinin belirleyici ve ayırıcı unsurları zaman ve bağımlılıktır. Zaman ve bağımlılık unsurlarını birlikte gerçekleştirecek biçimde çalışmanın varlığı hâlinde aradaki ilişkinin hizmet akdine dayalı olduğunun kabulü gerekir.

16. Yapılan bu açıklamalar çerçevesinde somut olayın değerlendirilmesinde; davacı ile davalı …. arasında imzalanan 08.04.2011 tarihli “Belirli süreli hazır yemek hizmeti sözleşmesi” ile, davacı, … AVM Şantiyesinde mevcut ortalaması iki yüz personel için altı ay yüz seksen gün, üç öğün hazır yemek hizmeti vermeyi üstlenmiş ve hizmetinin karşılığında da her iki davalı adına muhtelif tarihli faturalar düzenlemiştir. Dosya kapsamından davacının sözleşme konusu yemek hizmetini verdiğini ispatladığı sabit olup; uyuşmazlık, verilen hizmet bedelinden davacıya karşı her iki davalının birlikte sorumlu tutulup tutulmayacağı noktasında toplanmaktadır. Davalılar arasında 31.03.2011 tarihinde imzalanıp, yüklenici şirket tarafından 12.09.2011 tarihli ihtarname ile feshedilen sözleşmenin yürürlükte olduğu dönemde davalı şirketin, davacı ile 08.04.2011 tarihli sözleşmeyi imzaladığı, dolayısıyla davacının verdiği yemek hizmeti bedelinden diğer davalı taşeron … ile birlikte davalı şirketin de sorumlu olduğu, her iki davalının hizmet bedeline karşılık düzenlenen faturaların ödemesini birlikte üstlendiği açıktır.
17. Bu durumda mahkemece davacının, davalı şirketin itiraz ederek kabul etmediği faturalardaki yemek hizmetini verdiğini yasal delillerle kanıtlayamadığı, davalı S.T. İnş. San. Tic. Ltd. Şti.’nin davacının talep ettiği alacağın tamamından diğer davalı ile birlikte sorumlu olmadığı gerekçesiyle verilen direnme kararı yerinde görülmemiştir.
18. Hâl böyle olunca; tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dosyadaki belge ve delillere, bozma kararında açıklanan gerektirici nedenlere göre Hukuk Genel Kurulunca da benimsenen Özel Daire bozma kararına uyulması gerekirken, önceki kararda direnilmesi doğru olmamıştır.
19. Bu nedenle direnme kararı bozulmalıdır.

IV. SONUÇ:
Açıklanan nedenlerle;
Davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile direnme kararının Özel Daire bozma kararında gösterilen nedenlerden dolayı, 6217 sayılı Kanun’un 30. maddesi ile 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’na eklenen “Geçici Madde 3” atfıyla uygulanmakta olan 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun 429. maddesi gereğince BOZULMASINA,
İstek hâlinde temyiz peşin harcının yatırana geri verilmesine,
Aynı Kanun’un 440. maddesi uyarınca kararın tebliğ tarihinden itibaren on beş gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere 07.07.2021 tarihinde oy birliği ile karar verildi.