Yargıtay Kararı Hukuk Genel Kurulu 2017/1269 E. 2018/1587 K. 25.10.2018 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : Hukuk Genel Kurulu
ESAS NO : 2017/1269
KARAR NO : 2018/1587
KARAR TARİHİ : 25.10.2018

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasında birleştirilerek görülen “muarazanın giderilmesi, yıkım ve ecrimisil ” davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; İstanbul 10. Asliye Hukuk Mahkemesi tarafından yıkım isteğinin kabulüne, birleşen davaların reddine dair verilen 06.04.2010 gün ve 2008/495 E., 2010/166 K. sayılı kararın incelenmesi taraf vekillerince istenilmesi üzerine, Yargıtay 1. Hukuk Dairesinin 08.12.2011 gün ve 2011/6328 E., 2011/12527 K. sayılı kararıyla bozulmuş, yeniden yapılan yargılama sonunda mahkemece önceki kararda direnilmiştir.

HUKUK GENEL KURULU KARARI

Hukuk Genel Kurulunca dosya üzerinde yapılan ön inceleme sonrasında gereği görüşüldü:
Asıl dava paylı taşınmazda muarazanın giderilmesi ve yıkım, birleştirilen davalar ise ecrimisil isteklerine ilişkindir.
Mahkemece, çekişmeye konu yapının 3194 sayılı Kanun hükümlerine göre kaçak nitelikte olduğu, imara aykırılıkların giderilmesinin mümkün bulunmadığı, böyle olunca da muarazanın giderilmesi ve ecrimisil isteklerinin yerinde olmadığı gerekçesiyle yıkım isteğinin kabulüne, birleştirilen davaların ise ayrı ayrı reddine karar verilmiş, hükmün yukarıda başlık bölümünde esas ve karar numarası belirtilen kararla bozulması üzerine mahkemece önceki gerekçeler tekrarlanmak suretiyle direnme kararı verilmiştir.
Direnme kararı, Hukuk Genel Kurulunun 29.01.2014 gün ve 2013/1-410 E., 2014/46 K. sayılı kararı ile asıl davada yıkımı istenen yapı değerinin belirlenmesi ve belirlenecek bu dava değeri üzerinden eksik karar ve ilam harcını ödemesi için davacı tarafa önel verilerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerektiğinden bahisle bozulmuş, bozma üzerine yerel mahkemece yıkımı istenen yapı değerinin belirlenmesi için bilirkişiden ek rapor alınmış ve buna göre eksik harcın ikmal edildiği gerekçesiyle temyiz incelemesi yapılmak üzere dosyanın Hukuk Genel Kuruluna gönderilmesine ve esasın bu şekilde kapatılmasına karar verilmiştir.
Mahkeme kararlarında nelerin yazılacağı 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (HMK) 297. maddesinde belirtilmiştir. Buna göre karar, tarafların iddia ve savunmalarının özetini, anlaştıkları ve anlaşamadıkları hususları, çekişmeli vakıalar hakkında toplanan delilleri, delillerin tartışılması ve değerlendirilmesini, sabit görülen vakıalarla bunlardan çıkarılan sonuç ve hukuki sebepleri kapsar. Hükmün sonuç kısmında ise gerekçeye ait her hangi bir söz tekrar edilmeksizin isteklerin her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların sıra numarası altında açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gerekir.
Kanunun aradığı anlamda oluşturulacak kısa ve gerekçeli kararların hüküm fıkralarının açık, anlaşılır, çelişkisiz ve uygulanabilir olması gerekmektedir.
HMK’nın 294. maddesinin 3. fıkrasında ise “Hükmün tefhimi herhalde hüküm sonucunun duruşma tutanağına geçirilerek okunması suretiyle olur” hükmüne yer verilmiştir.
Ayrıca, bozma kararı ile ilk hüküm hayatiyetini yitirdiğinden ona atıf suretiyle hüküm tesisinin yukarıda açıklanan kurallara uygun düşmeyeceği de aşikardır.
Somut olayda, yukarıda açıklanan mevzuata uygun şekilde hüküm fıkrası oluşturulmamış ve davanın esası hakkında bir hüküm kurulmamıştır.
Bu durumda, yukarıda açıklanan ilkeler çerçevesinde usulün öngördüğü anlamda oluşturulmuş bir hüküm bulunmadığı gibi direnme kararlarını denetleyen Hukuk Genel Kurulu tarafından incelenebilecek nitelikte teknik anlamda bir direnme hükmü de bulunmadığı her türlü duraksamadan uzaktır.
Mahkemece yapılacak iş; dosya kapsamı dikkate alınarak taraflara yüklenen borç ve tanınan hakkın sıra numarası altında belirtildiği açık, infazda şüphe ve tereddüt uyandırmayacak biçimde, usulün aradığı niteliklere haiz kısa karar ve buna uygun gerekçeli karar oluşturulmasıdır.
Mahkemenin, yukarıda ayrıntılarıyla açıklanan biçimde usulün öngördüğü niteliklere haiz bulunmayan kısa kararı usule uygun karar olmadığından hükmün bu nedenle bozulması gerekmiştir.
S O N U Ç : Kararın yukarıda gösterilen nedenden dolayı BOZULMASINA, istek halinde temyiz peşin harcının yatıranlara geri verilmesine, bozma nedenine göre sair temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, 25.10.2018 gününde oy birliği ile karar verildi