Yargıtay Kararı Hukuk Genel Kurulu 2017/1159 E. 2018/2033 K. 20.12.2018 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : Hukuk Genel Kurulu
ESAS NO : 2017/1159
KARAR NO : 2018/2033
KARAR TARİHİ : 20.12.2018

MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasındaki “ihalenin feshi, şikayet” davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Çanakkale İcra Hukuk Mahkemesince davanın reddine dair verilen 27.08.2015 tarihli ve 2015/368 E., 2015/329 K. sayılı kararın incelenmesi davacı … Altunay vekili tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 12. Hukuk Dairesinin 23.12.2015 tarihli ve 2015/29556 E., 2015/32651 K. sayılı ilamıyla bozulmuş, yeniden yapılan yargılama sonunda; mahkemece önceki kararda direnilmiştir.

HUKUK GENEL KURULU KARARI

Hukuk Genel Kurulunca dosya üzerinde yapılan ön inceleme sonunda gereği görüşüldü:
Dava, ihalenin feshi ve şikayet istemlerine ilişkindir.
Mahkemece; davanın reddine dair verilen karar davacı … Altunay vekilinin temyizi üzerine, Özel Dairece; yukarıda esas ve karar numarası belirtilen kararı ile bozulmuştur. Mahkemece; önceki gerekçe genişletilerek direnme kararı verilmiştir.
Direnme kararı, davacı … Altunay vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Hukuk Genel Kurulunda yapılan görüşmeler sırasında öncelikle yerel mahkemenin direnme kararında, Özel Dairenin sair temyiz itirazları reddedilmek suretiyle bozma kararı kapsamı dışında kalan hususlar hakkında ve sair temyiz itirazlarının reddine şeklinde karar verilen “B) Davacı … Altunay’ın taşkın haciz, haczedilemezlik (meskeniyet ) şikayetine ilişkin ispat edilemeyen davanın REDDİNE,” ilişkin olarak yeniden hüküm kurulmadan verilen kararın usul ve yasaya uygun olup olmadığı hususu ön sorun olarak tartışılmış ve değerlendirilmiştir.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (HMK) 297’nci maddesi uyarınca mahkeme kararlarının;
a) Hükmü veren mahkeme ile hâkim veya hâkimlerin ve zabıt kâtibinin ad ve soyadları ile sicil numaraları, mahkeme çeşitli sıfatlarla görev yapıyorsa hükmün hangi sıfatla verildiğini,
b) Tarafların ve davaya katılanların kimlikleri ile Türkiye Cumhuriyeti kimlik numarası, varsa kanuni temsilci ve vekillerinin ad ve soyadları ile adreslerini,
c) Tarafların iddia ve savunmalarının özetini, anlaştıkları ve anlaşamadıkları hususları, çekişmeli vakıalar hakkında toplanan delilleri, delillerin tartışılması ve değerlendirilmesini, sabit görülen vakıalarla bunlardan çıkarılan sonuç ve hukuki sebepleri,
ç) Hüküm sonucu, yargılama giderleri ile taraflardan alınan avansın harcanmayan kısmının iadesi, varsa kanun yolları ve süresini,
d) Hükmün verildiği tarih ve hâkim veya hâkimlerin ve zabıt kâtibinin imzalarını,
e) Gerekçeli kararın yazıldığı tarihi, içermesi, hükmün sonuç kısmında, gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında; açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi zorunludur.
“Hükmün Yazılması” başlıklı 298’inci maddesi ise:
“(1) Hüküm, hükmü veren hâkim, toplu mahkemelerde başkan veya hükme katılmış olan hâkimlerden başkanın seçeceği bir üye tarafından yazılır.
(2) Gerekçeli karar, tefhim edilen hüküm sonucuna aykırı olamaz.
(3) Hükümde gerekçesi ile birlikte karşı oya da yer verilir.
(4) Hüküm, hükmü veren hâkim veya hâkimler ile zabıt kâtibi tarafından imzalanır.”
hükmü yer almaktadır.
Bu biçim yargıda açıklık ve netlik prensibinin gereğidir. Aksi hâl, hükmün infazında zorluklara ve tereddütlere, yargılamanın ve davaların gereksiz yere uzamasına, davanın tarafı bulunan kişi ve kurumların mağduriyetlerine sebebiyet verecek ve kamu düzeni ve barışını olumsuz yönde etkileyecektir.
Hükmün bir kısmının bozma kapsamı dışında bırakılması bu kısımların bağımsız bir şekilde onandığını göstermez, hükmün bir kısmının bozma kapsamı dışında bırakılmasının amacı bu kısımların doğru olduğunu belirlemek, bozmanın sınırlarını çizmek ve bu şekilde usulü kazanılmış hakları oluşturup, korumaktır.
Bozma kararı üzerine önceki hüküm tamamen ortadan kalkar. Bu nedenle bozma kararından sonra da Mahkemece HMK’nın 297’nci maddesinde belirtilen unsurları taşıyacak şekilde yeni bir karar verilmek zorundadır.
Nitekim Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 15.04.2014 tarihli ve 2013/1989 E.-2014/657 K.; 06.12.2017 tarihli ve 2017/1-1667 E., 2017/1550 K sayılı kararlarında da aynı ilkeler vurgulanmıştır.
Bu nedenle, mahkemenin direnme kararı verilmesi sırasında, kararın hüküm fıkrasında yer alan ve bozmaya konu yapılmayan kısım yönüyle de ilk hükümdeki gibi karar verilmesi gerekmektedir.
Hâl böyle olunca, mahkemenin HMK’nın 297’nci maddesini gözetmeden, yazılı şekilde hüküm kurması usul ve yasaya aykırı olup, direnme kararının işin esasına yönelik temyiz itirazları incelenmeksizin usulden bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Davacı … Altunay vekilinin temyiz itirazlarının kabulüyle direnme kararının yukarıda açıklanan gerekçelerle usulden BOZULMASINA, bozma nedenine göre sair temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına, istek hâlinde temyiz peşin harcının yatırana geri verilmesine, 20.12.2018 tarihinde oy birliği ile karar verildi.