Yargıtay Kararı Hukuk Genel Kurulu 2017/104 E. 2018/1363 K. 27.09.2018 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : Hukuk Genel Kurulu
ESAS NO : 2017/104
KARAR NO : 2018/1363
KARAR TARİHİ : 27.09.2018

MAHKEMESİ : İstanbul(Kapatılan) 3.Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasında birleştirilerek görülen “faydalı model belgelerinin hükümsüzlüğü” davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İstanbul 3. Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesince asıl ve birleşen davaların kısmen kabulüne dair verilen 31.01.2012 tarihli, 2006/511 E., 2012/12 K. sayılı karar taraf vekilleri tarafından temyiz edilmekle, Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin 15.05.2013 tarihli ve 2012/10877 E., 2013/9972 K. sayılı kararı ile;
“…Davacı vekili, asıl davada müvekkilinin uzun yıllardır koltuk, kanepe, sandık mekanizmaları üretim ve pazarlama işiyle iştigal ettiğini, davalı şirketin ise yenilik özelliği bulunmayan, iki yöne hareketli kanepe mekanizması başlıklı, iki adet faydalı modeli kendisi adına tescil ettirdiğini ileri sürerek, anılan faydalı model belgelerinin hükümsüzlüğüne karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, davanın reddini savunmuş, birleşen davada davalının müvekkili adına tescilli ürünleri taklit ettiğini ileri sürerek, davalı adına tescilli faydalı model belgesinin hükümsüzlüğüne karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkemece, iddia, savunma, benimsenen bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre, alınan bilirkişi raporuna göre, asıl davada hükümsüzlüğü istenen 1998/1177 sayılı faydalı model belgesinin incelenen tüm istemlerinin yenilik özelliği taşımadığı, hükümsüzlüğü istenen 1998/259 sayılı faydalı model belgesinin ise 1 nolu isteminin açık ve anlaşılır yazıldığı, teknik özellikleri itibariyle yeni olduğu gibi 2 ve 3 nolu istem dışındaki diğer istemlerin de yenilik özelliğinin bulunduğu ancak 2 ve 3 nolu istemlerin birinci isteme göre yeni bir teknik unsur belirtmediği ve usul ve yöntem istemi mahiyetinde olduğu, birleşen dosyadaki hükümsüzlüğü talep edilen 2004/1919 sayılı belge yönünden yapılan incelemede ise 1, 2, 3 ve 4 nolu istemlerin yenik özelliğinin bulunmadığı, 5 ve 6 nolu istemlerin ise yeni olduğu hususunun bildirildiği gerekçesiyle, asıl davanın kısmen kabulü ile davalı adına tescilli 1998/1177 sayılı faydalı model belgesinin hükümsüzlüğüne, yine aynı davalı adına tescilli 1998/259 sayılı faydalı model belgesinin 2 ve 3 nolu istemlerinin hükümsüzlüğüne, birleşen davada ise davanın kısmen kabulü ile davalı adına tescilli 2004/1919 sayılı faydalı model belgesinin 1, 2, 3 ve 4 nolu istemlerinin hükümsüzlüğüne karar verilmiştir.
Kararı, taraf vekilleri temyiz etmiştir.
1–Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davalı-birleşen davanın davacısı vekilinin asıl davaya yönelik tüm temyiz itirazları yerinde değildir.
2– Davacı-birleşen davanın davalısı vekilinin birleşen davaya yönelik temyiz itirazlarının incelenmesine gelince; hükümsüzlük davasına konu 1998/1177 ve 1998/259 sayılı faydalı model belgelerinin yargılama sırasında on yıllık koruma süresinin dolduğu anlaşılmaktadır. 551 sayılı Kanun Hükmünde Kararname’nin 165inci maddesi uyarınca, faydalı model belgesinin hükümsüzlüğü koruma süresince ileri sürülebilir. Yargılama sırasında koruma süresi sona erdiğine göre, işbu hükümsüzlük davasının esası hakkında hüküm kurulması doğru görülmemiş kararın bozulması gerekmiştir.
3– Bozma sebep ve şekline göre asıl dava bakımından davacı-birleşen davanın davalısı vekilinin diğer temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik gerek görülmemiştir…”
gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle yeniden yapılan yargılama sonunda mahkemece önceki kararda direnilmiştir.

HUKUK GENEL KURULU KARARI

Hukuk Genel Kurulunca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki belgeler okunduktan sonra gereği görüşüldü:
Asıl Dava, davalı adına tescilli faydalı model belgelerinin hükümsüzlüğü ve sicilden terkini; birleşen dava, davalıya (asıl davanın davacısına) ait faydalı model belgesinin hükümsüzlüğü ve sicilden terkini istemlerine ilişkindir.
Davacı vekili, asıl davada müvekkilinin uzun yıllardır koltuk, kanepe, sandık mekanizmaları üretim ve pazarlamasını yaptığını, 2004/01919 Y faydalı model belgesinin müvekkili adına tescilli olduğunu, davalı şirketin ise yenilik özelliği bulunmayan, iki yöne hareketli, kanepe mekanizması başlıklı 1998/00259 Y ve 1998/01177 Y faydalı model belgelerini kendi adına tescil ettirdiğini ileri sürerek, anılan faydalı model belgelerinin hükümsüzlüğüne karar verilmesini talep ve dava etmiş; birleşen davanın ise reddine karar verilmesini istemiştir.
Davalı vekili, davacının hükümsüzlük talep hakkı bulunmadığını, müvekkili adına tescilli faydalı model belgelerinin yenilik vasfını taşıdığını savunarak asıl davanın reddini istemiş, birleşen davada davalının müvekkili adına tescilli ürünleri taklit ettiğini ileri sürerek, davalı adına tescilli faydalı model belgesinin hükümsüzlüğüne karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkemece, asıl davada hükümsüzlüğü istenen 1998/01177 Y sayılı faydalı model belgesinin incelenen tüm istemlerinin yenilik özelliği taşımadığı, hükümsüzlüğü istenen 1998/00259 Y sayılı faydalı model belgesinin ise 1 nolu isteminin açık ve anlaşılır yazıldığı, teknik özellikleri itibariyle yeni olduğu, 2 ve 3 nolu istemlerin ise yenilik özelliğinin bulunmadığı, usul ve yöntem istemi mahiyetinde olduğu; birleşen dosyadaki hükümsüzlüğü talep edilen 2004/01919 Y sayılı belge yönünden yapılan incelemede ise 1, 2, 3 ve 4 nolu istemlerin yenilik özelliğinin bulunmadığı, 5 ve 6 nolu istemlerin ise yeni olduğu gerekçesiyle, asıl davanın kısmen kabulü ile davalı adına tescilli 1998/01177 Y sayılı faydalı model belgesinin hükümsüzlüğüne, davalı adına tescilli 1998/00259 Y sayılı faydalı model belgesinin 2 ve 3 nolu istemlerinin hükümsüzlüğüne, diğer istemler yönünden hükümsüzlük talebinin reddine; birleşen davada ise davanın kısmen kabulü ile davalı adına tescilli 2004/01919 Y sayılı faydalı model belgesinin 1, 2, 3 ve 4 nolu istemlerin hükümsüzlüğüne, 5 ve 6 nolu istemler bakımından hükümsüzlük talebinin reddine karar verilmiştir.
Taraf vekillerinin temyizi üzerine karar Özel Dairece yukarıda başlık bölümünde açıklanan gerekçelerle bozulmuştur.
Mahkemece, önceki gerekçelerle ve asıl davada hükümsüzlüğü istenen davalı adına tescilli 1998/01177 Y sayılı ve 1998/00259 Y sayılı faydalı model belgelerinin davanın açıldığı tarih olan 14/04/2003 tarihinde davalı adına tescilli olup, dava tarihinde her iki faydalı model belgesinin de koruma süresinin devam ettiğinin sabit olduğu, davaya konu 1998/00259 Y sayılı faydalı model belgesinin koruma süresinin 18/02/2008 tarihinde, 1998/01177 Y sayılı faydalı model belgesinin koruma süresinin ise 22/06/2008 tarihinde sona erdiği ve 2008 yılında yargılamanın devam ettiği, her iki belgenin de koruma süresinin dava açıldıktan 5 yıl gibi süre sonra tamamlanmış olduğu gerekçesiyle direnme kararı verilmiştir.
Direnme kararı davalı-birleşen davada davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Hukuk Genel Kurulunda yapılan görüşme sırasında, işin esasına geçilmesinden önce Özel Dairece verilen bozma ilamının 1’inci bendinde, davalı-birleşen davanın davacı vekilinin asıl davaya yönelik tüm temyiz itirazlarının reddine karar verilmesine rağmen, 2’nci bentte “Davacı-birleşen davanın davalı vekilinin birleşen davaya yönelik temyiz itirazlarının incelenmesine gelince…” şeklinde belirtilip davalı-birleşen davanın davacısı lehine bozma kararı verildiği gibi, yine 2’inci bentte birleşen dava bakımından bozma hükmü kurulduğu belirtilmesine rağmen bu bendin içeriğindeki belge numaralarına göre bozmanın asıl davaya ilişkin olduğu anlaşıldığından, Özel Daire bozma kararının çelişkili değerlendirmeler içerip içermediği, içerdiğinin kabul edilmesi hâlinde maddi hataya dayalı bozma kararının kaldırılarak yöntemince inceleme yapılmak üzere dosyanın Özel Daireye gönderilmesinin gerekip gerekmediği hususları ön sorun olarak tartışılıp, değerlendirilmiştir.
Bu yönden yapılan incelemede, Özel Dairece birleşen davanın davacısı vekilinin asıl davaya yönelik tüm temyiz itirazlarının yerinde olmadığı belirtilmek suretiyle, davacı-birleşen davanın davalısı vekilinin birleşen davaya yönelik temyiz itirazları bakımından hükümsüzlük davasına konu 1998/1177 ve 1998/259 sayılı faydalı model belgelerinin yargılama sırasında on yıllık koruma süresinin dolduğu, 551 sayılı Kanun Hükmünde Kararname’nin 165’inci maddesi uyarınca, faydalı model belgesinin hükümsüzlüğünün koruma süresince ileri sürülebileceği gerekçesiyle bozma yapılmıştır.
Özel Dairece verilen bozma ilamının 1’inci bendinde, davalı-birleşen davanın davacı vekilinin asıl davaya yönelik tüm temyiz itirazlarının reddine karar verilmesine rağmen, 2’nci bentte “Davacı-birleşen davanın davalı vekilinin birleşen davaya yönelik temyiz itirazlarının incelenmesine gelince…” şeklinde belirtilip davalı-birleşen davanın davacısı lehine bozma kararı verildiği gibi, yine 2’inci bentte birleşen dava bakımından bozma hükmü kurulduğu belirtilmesine rağmen bu bendin içeriğindeki belge numaralarına göre bozmanın asıl davaya ilişkin olduğu anlaşılmakla, Özel Daire bozma kararının kendi içinde çelişkili değerlendirmeler içerdiği, bu çelişkilerden anlaşıldığı üzere bozma ilamının açık bir hataya dayalı olduğu anlaşılmaktadır.
Ortada yöntemince 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu (HMK)’nun 297 vd. maddelerine uygun olarak tesis edilmiş bir bozma kararı bulunmadığından, ilk karara karşı dile getirilen temyiz itirazları karşılanmadığı gibi, Özel Daire kararındaki gerekçelere direnilerek verilen ısrar kararı da hüküm ifade etmeyecektir.
Hâl böyle olunca, yerel mahkemenin ilk kararına yönelik temyiz incelemesinin usulüne uygun olarak tamamlanabilmesi için Özel Daire bozma ve yerel mahkeme direnme kararlarının kaldırılmasına ve dosyanın Özel Dairesine gönderilmesine karar vermek gerekmiştir.
S O N U Ç : Yukarıda açıklanan nedenlerle maddi hataya dayalı Özel Daire bozma kararı ile bu karara dayalı olarak verilen direnme kararının KALDIRILMASINA dosyanın temyiz itirazlarının yöntemince incelenebilmesi için 11. HUKUK DAİRESİNE GÖNDERİLMESİNE, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun Geçici 3’üncü maddesi atfıyla uygulanmakta olan 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun 440’ıncı maddesi uyarınca kararın tebliğinden itibaren on beş gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere 27.09.2018 tarihinde oy birliği ile karar verildi.