YARGITAY KARARI
DAİRE : Hukuk Genel Kurulu
ESAS NO : 2017/1021
KARAR NO : 2018/1976
KARAR TARİHİ : 20.12.2018
MAHKEMESİ :Tüketici Mahkemesi
Taraflar arasındaki “geçici elektrik aboneliği tesisi” davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Ankara 10. Tüketici Mahkemesince davanın reddine dair verilen 20.02.2014 tarihli ve 2013/211 E.,2014/476 K. sayılı kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle, Yargıtay 3. Hukuk Dairesinin 01.12.2014 tarihli ve 2014/7777 E., 2014/15539 K. sayılı kararı ile:
“…Davacı vekili, dava dilekçesinde; müvekkilinin, Ankara- Mamak, Mutlu Mahallesi 36177 ada 5 parsel 7/30 nolu dairenin maliki olduğunu, söz konusu binanın müteahhit tarafından yarım bırakılmış olması sebebiyle, mülk sahiplerince tamamlandığını ve elektrik aboneliği için davalı idareye müracaat edilmesine rağmen, iskan işlemleri tamamlanmadığı için, taleplerinin reddedildiğini; oysa, İmar Kanununun geçici 11. maddesi koşullarının varlığı nedeni ile geçici abonelik tesisinin gerektiğini beyanla; geçici abonelik işlemi tesisine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, dava dilekçesinde; bağımsız bölümlerin bulunduğu binanın iskanruhsatının olmadığını ve bu nedenle abonelik tesisi yapılamayacağını; geçici 11. madde uyarınca işlem yapılabilmesi için ise; idareye şahsen müracaat edilerek, inşaat ilişik kesme işlemlerinin tamamlanmasının gerektiğini beyanla davanın reddini talep etmiştir.
Mahkemece; seviye tespit tutanağında binanın % 95 oranında tamamlandığı bildirilse de, yapı denetim firmasının verdiği cevapta ”Asansör gibi imalat eksikleri olan binanın fennen oturmaya elverişli olmadığı” bildirilmiş; mahkememizce yapılan keşifte de dava konusu dairenin bulunduğu binanın ortak alan olan bodrum katında sığınak ve su deposu kısımlarında eksik imalatlar olduğu tespit edildiği gibi dubleks olan dairenin üst katının toprak hattının çekilmediği, alt katının bir kısmında faz, bir kısmında nötr hattın çekilmediği, elektrik tesisinin fen ve teknik kurallara uygun olmadığı, elektrik akışı sağlanması halinde can ve mal güvenliğinin tehlikeye gireceği tespit edildiğinden; geçici 11. madde de aranan tesisatın fenni kurallara uygun olması koşulu sağlanamadığından, davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, geçici elektrik aboneliği tesisi istemine ilişkindir.
3194 sayılı İmar Kanununun geçici 11. maddesinde, “Bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihe kadar yapı (inşaat) ruhsatı alınmış ve buna göre yapılmış olup, kullanma izni verilmeyen ve alınmayan yapılara; yol, elektrik, su, telefon, kanalizasyon, doğal gaz gibi alt yapı hizmetlerinden birinin veya birkaçının götürüldüğünün belgelenmesi halinde, ilgili yönetmelikler doğrultusunda fenni gereklerin yerine getirilmiş olması ve bu maddenin yayımı tarihinden itibaren başvurulması üzerine, kullanma izni alınıncaya kadar ilgili mevzuatta tanımlanan ait olduğu abone grubu dikkate alınarak geçici olarak su ve/veya elektrik bağlanabilir. Bu kapsamda, ilgili belediyeden dağıtım şirketlerine elektriğin kesilmesi talebinin söz konusu olması halinde aboneliği iptal edileceğinden, su ve/veya elektrik bağlanması herhangi bir kazanılmış hak teşkil etmez. Ancak, yapı (inşaat) ruhsatı alınmış ve buna göre yapılmış olma şartı 12/10/2004 tarihinden önce yapılmış olan yapılarla ilgili olarak uygulanmaz.
Bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihten önce yapılan abonelikler de ait olduğu gruba dönüştürülür.” hükmü yer almaktadır.
Somut olayda; dava konusu yapıya ilişkin ruhsat tarihinin 9/8/2005 olduğu, yapıya doğalgaz hizmetinin götürüldüğü, yapılan keşif sonucu hazırlanan bilirkişi raporunda; dava konusu dairenin bulunduğu binanın ortak alan olan bodrum katında sığınak ve su deposu kısımlarında eksik imalatlar olduğu tespit edildiği gibi, dubleks olan dairenin üst katının toprak hattını çekilmediği, alt katının bir kısmında faz, bir kısmında nötr hattın çekilmediği, elektrik tesisinin fen ve teknik kurallara uygun olmadığının belirtildiği dosyaya ibraz edilen ve aynı yapıya ait olduğu iddia edilen bilirkişi raporunda ise binanın mimari ve inşaat projesine uygun olarak yapıldığının belirtildiği anlaşılmaktadır.
Bu durumda, mahkemece; aldırılan bilirkişi raporunda yer alan dava konusu daireye geçici abonelik verilmesinin uygun olmadığı değerlendirmesi ile, seviye tespit tutanağı ve aynı yapıya ait olduğu iddia edilen bilirkişi raporunda belirtilen hususlar arasında çelişki bulunduğundan; mahkemece, gerekli araştırma yapılarak, çelişki giderildikten sonra, hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken; eksik araştırma ve inceleme sonucu, yazılı şekilde hüküm kurulmuş olması usul ve yasaya aykırı olup, bu husus bozmayı gerektirmiştir…”
gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle yeniden yapılan yargılama sonunda mahkemece önceki kararda direnilmiştir.
HUKUK GENEL KURULU KARARI
Hukuk Genel Kurulunca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki belgeler okunduktan sonra gereği görüşüldü:
Dava geçici elektrik aboneliği tesisi istemine ilişkindir.
Davacı vekili, müvekkilinin davalı kuruma elektrik aboneliği için başvurduğunda, davaya konu binanın iskân raporu bulunmadığı gerekçesiyle abonelik talebinin reddedildiğini belirterek geçici elektrik aboneliğinin tesisine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, elektrik aboneliğine ilişkin 3194 sayılı İmar Kanunu’nda belirtilen şartların gerçekleşmediğini savunarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Yerel Mahkemece, Kanunda belirtilen tüm şartların gerçekleşmediği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Davacı vekilinin temyizi üzerine karar, Özel Dairece yukarıda başlık bölümünde gösterilen nedenlerle bozulmuştur.
Bozma kararına karşı yerel mahkemece ilk karardaki gerekçeler tekrar edilmek suretiyle direnme kararı verilmiştir.
Direnme kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Direnme yoluyla Hukuk Genel Kurulu önüne gelen uyuşmazlık; mevcut delillere göre davalı idarenin geçici abonelik sözleşmesi yapmasının gerekip gerekmediği noktasında toplanmaktadır.
Uyuşmazlığın çözümünde öncelikle konuya ilişkin mevzuatın açıklanmasında yarar vardır.
3194 sayılı İmar Kanununun “Yapı Kullanma İzni” başlıklı 30’uncu maddesi; “Yapı tamamen bittiği takdirde tamamının, kısmen kullanılması mümkün kısımları tamamlandığı takdirde bu kısımlarının kullanılabilmesi için inşaat ruhsatını veren belediye ve valilikten izin alınması mecburidir. Mal sahibinin müracaatı üzerine, yapının ruhsat ve eklerine uygun olduğu ve kullanılmasında fen bakımından mahzur görülmediğinin tespiti gerekir.” hükmünü içermektedir. Yine aynı kanunun “Kullanma İzni Alınmamış Yapılar” başlıklı 31’inci maddesinde de; “İnşaatın bitme günü, kullanma izninin verildiği tarihtir. Kullanma izni verilmeyen ve alınmayan yapılarda izin alınıncaya kadar elektrik, su ve kanalizasyon hizmetlerinden ve tesislerinden faydalandırılmazlar. Ancak, kullanma izni alan bağımsız bölümler bu hizmetlerden istifade ettirilir.” düzenlemesi yer almaktadır. Açıklanan Yasa hükümleri birlikte değerlendirildiğinde; yapı kullanma (iskân) izni verilmeyen veya alınmayan yapıların, izin alınıncaya kadar elektrik ve belediye (ferdi abonelik) hizmetlerinden faydalanamayacakları açıktır.
Hâl böyle iken, yasa koyucu ülkemizde, yapı (inşaat) ruhsatı alınmadan inşa edilmiş ya da yapı (inşaat) ruhsatı alınmasına rağmen yapı kullanma (iskân) izni alınmamış birçok yapının bulunması nedeniyle yukarıda açıklanan yasal düzenlemelere, 26.07.2008 tarihli Resmi Gazetede yayınlanarak yürürlüğe giren 5784 sayılı Elektrik Piyasası Kanunu ve Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun’un 25’inci maddesi ile 3194 Sayılı İmar Kanunu’na eklenen geçici 11’inci madde ile bir istisna getirmiştir. Geçici 11’inci madde;
“Bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihe kadar yapı (inşaat) ruhsatı alınmış ve buna göre yapılmış olup, kanalizasyon kullanma izni verilmeyen ve alınmayan yapılara yol, su, elektrik, telefon vb. gibi altyapı hizmetlerinden birinin veya birkaçının götürüldüğünün belgelenmesi halinde ilgili yönetmelikler doğrultusunda fenni gereklerin yerine getirilmiş olması ve bu maddenin yayımı tarihinden itibaren başvurulması üzerine, kullanma izni alınıncaya kadar geçici abonelik yapılabilir. Bu halde elektrik ve su bağlanması abone için kazanılmış hak teşkil etmez. Ancak yapı ruhsatı alınmış ve buna göre yapılmış olma şartı 12.10.2004 tarihinden önce yapılmış olan yapılarla ilgili olarak uygulanamaz” hükmünü içermektedir.
3194 sayılı İmar Kanunu’na eklenen geçici 11’inci madde hükmü uyarınca yine aynı Yasanın 31’inci maddesindeki istisnalardan yararlanabilmek için yapı ruhsatının 26.07.2008 tarihinden önce alınmış olması gerekmektedir.
3194 sayılı İmar Kanunu’na, geçici 16’ncı maddenin eklenmesine dair, 7143 sayılı Yasa’nın 16’ncı maddesinde “Afet risklerine hazırlık kapsamında ruhsatsız veya ruhsat ve eklerine aykırı yapıların kayıt altına alınması ve imar barışının sağlanması amacıyla, 31/12/2017 tarihinden önce yapılmış yapılar için Çevre ve Şehircilik Bakanlığı ve yetkilendireceği kurum ve kuruluşlara 31/10/2018 tarihine kadar başvurulması, bu maddedeki şartların yerine getirilmesi ve 31/12/2018 tarihine kadar kayıt bedelinin ödenmesi halinde Yapı Kayıt Belgesi verilebilir. Başvuruya konu yapının ve arsasının mülkiyet durumu, yapı sınıf ve grubu ve diğer hususlar Bakanlık tarafından hazırlanan Yapı Kayıt Sistemine yapı sahibinin beyanına göre kaydedilir.
Yapı Kayıt Belgesi yapının kullanım amacına yöneliktir. “Yapı Kayıt Belgesi alan yapılara, talep halinde ilgili mevzuatta tanımlanan ait olduğu abone grubu dikkate alınarak geçici olarak su, elektrik ve doğalgaz bağlanabilir.” denilmektedir.
Yapı kullanma izni verilmesi için gerekli olan belgeler Ankara Büyükşehir Belediyesi İmar Yönetmeliği’nin 97’nci maddesinde düzenlenmiş olup, anılan madde uyarınca yapı izni verilebilmesi için aranan koşullardan biri de; yapının ruhsat eki projelere uygun olarak kısmen veya tamamen bitirildiğini belirten ve fenni mesuller ile yapı denetim kuruluşlarının denetçi mimar ve mühendisleri tarafından imzalanan raporun düzenlenerek ibrazıdır.
Somut olayda, binanın 09.08.2005 tarihli yapı ruhsatının olduğu, abonelik tesisi istenen dairenin doğalgaz aboneliğinin bulunduğu hususlarında uyuşmazlık bulunmamaktadır. Öte yandan, seviye tespit tutanağına göre de binanın %95 oranında ruhsat ve eklerine uygun olarak tamamlandığı, elektrik bağlantı bildirimi iş bitimi belgesi bulunduğu anlaşılmaktadır.
Yukarıda yapılan açıklamalar ışığında, mahkemece aldırılan bilirkişi raporunda yer alan dava konusu daireye geçici abonelik verilmesinin uygun olmadığı değerlendirmesi ile seviye tespit tutanağı ve aynı yapıya ait olduğu iddia edilen bilirkişi raporunda belirtilen binanın mimarî projesine ve yönetmeliklere uygun olarak yapıldığına ilişkin tespit ile arasında çelişki bulunduğundan, 3194 sayılı İmar Kanunu’nun Geçici 11’inci maddede aranan koşulların gerçekleşip gerçekleşmediğinin tespiti bakımından gerekli araştırmanın yapılarak çelişkinin giderilmesi ve sonucuna göre bir karar verilmesi gerektiği gibi öte yandan somut olayda karar tarihinden sonra 18.05.2018 tarihinde yürürlüğe giren 3194 sayılı İmar Kanunu’na, geçici 16’ncı maddenin eklenmesine dair, 7143 sayılı Kanun’un 16’ncı maddesinin de eldeki dava bakımından değerlendirilmesi gerekmektedir.
Bu durumda direnme kararının Özel Daire bozma kararında ve yukarıda açıklanan ilave gerekçe ve nedenlerle bozulmasına karar verilmesi gerekmiştir.
S O N U Ç: Davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile direnme kararının Özel Daire bozma kararında gösterilen ve yukarıda açıklanan ilave nedenlerden dolayı 6217 sayılı Kanun’un 30’uncu maddesi ile 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu Geçici 3’üncü maddesi atfıyla uygulanmakta olan 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun 429’uncu maddesi gereğince BOZULMASINA, aynı Kanun’un 440’ıncı maddesine göre kararın tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere 20.12.2018 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.