Yargıtay Kararı Hukuk Genel Kurulu 2016/741 E. 2018/1725 K. 15.11.2018 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : Hukuk Genel Kurulu
ESAS NO : 2016/741
KARAR NO : 2018/1725
KARAR TARİHİ : 15.11.2018

MAHKEMESİ :İş Mahkemesi

Taraflar arasındaki “işçilik alacağı” davasından dolayı yapılan yargılama sonunda Kayseri 4. İş Mahkemesince davanın kısmen kabulüne dair verilen 25.03.2014 tarihli ve 2013/441 E.- 2014/175 K. sayılı kararın taraf vekillerince temyizi üzerine Yargıtay 22. Hukuk Dairesinin 11.06.2015 tarihli ve 2014/11544 E.- 2015/20308 K. sayılı kararı ile;
“…Davacı vekili, davacının Büyükşehir Belediye Başkanlığı ile ilgili sendika arasında yapılan toplu iş sözleşmeleri gereği otobüs bilet hasılatının %10’unun otobüs işletme şube müdürlüğünde fiilen çalışan işçilere hakkaniyet ölçüsünde bölünmek suretiyle teşvik primi olarak ödeneceğini ileri sürerek bilet prim alacağının davalıdan tahsilini talep etmiştir.
Davalı vekili, davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece toplanan deliller ve bilirkişi raporu doğrultusunda, yazılı gerekçeyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Kararı, taraflar süresinde temyiz etmiştir.
Taraflar arasında davacının çalıştığı birim ve yaptığı iş itibariyle işyerinde uygulanan toplu iş sözleşmeleri gereğince bilet prim alacağına hak kazanıp kazanmadığı uyuşmazlık konusudur.
Somut olayda, davalı iş yerinde uygulanan 01.03.2008-28.02.2010 dönemine ilişkin Toplu İş Sözleşmesi’nin 70. maddesi “otobüs bilet hasılatının aylık toplamı üzerinden satılan biletin %10’u otobüs işlerinde fiilen görev yapanlara hakkaniyet ölçüleri içerisinde bölünmek suretiyle teşvik primi olarak ücretleri ile birlikte ödenir. Kadrosu başka servislerde olup fiilen otobüs işletmesinde çalışanlar bu haktan aynen yararlanır. Yalnız ödenen prim Disiplin Kurulu kararı ile kesilebilir”, 01.03.2010-29.02.2012 dönemine ilişkin Toplu İş Sözleşmesi’nin 69. maddesi ise “otobüs bilet hasılatının aylık toplamı üzerinden satılan biletin %10’u otobüs işletme müdürlüğünde fiilen çalışan şoförlere, hareket memuru ve amirlerine hakkaniyet ölçüleri içerisinde bölünmek suretiyle teşvik primi olarak ücretleri ile birlikte ödenir. Kadrosu başka servislerde olup fiilen otobüs işletmesinde şoförlük, hareket memurluğu ve amirliği görevi yapanlar bu haktan aynen yararlanır. Bu haktan yukarıda belirtilen vasıflar haricinde kesinlikle bilet priminden yararlanamazlar. Yalnız ödenen prim Disiplin Kurulu kararı ile kesilebilir” düzenlemelerini içermektedir. Dolayısıyla, bilet prim alacağına hak kazanmak için ancak otobüs işlerinde fiilen görev yapılması gerekmektedir. Dosya kapsamından davacının şoförlük, hareket memurluğu ve amirliği görevlerinde fiilen çalışmadığı, farklı görev icra ettiği anlaşıldığından davanın reddi gerekirken kabulü hatalı olup bozmayı gerektirmiştir…”
gerekçesi ile bozularak dosya yerine geri çevrilmekle yeniden yapılan yargılama sonunda mahkemece önceki kararda direnilmiştir.

HUKUK GENEL KURULU KARARI

Hukuk Genel Kurulunca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki belgeler okunduktan sonra gereği görüşüldü:
Dava toplu iş sözleşmesinden kaynaklanan bilet primi alacağının tahsili istemine ilişkindir.
Davacı vekili, müvekkilinin davalı … Belediye Başkanlığı (Belediye) bünyesinde Makine İkmal Daire Başkanlığı Bakım Onarım Şube Müdürlüğü merkez atölyesinde oto motor ustası olarak çalıştığını, davalı Belediye ile Sendika arasında yapılan toplu iş sözleşmelerinin (TİS) ilgili hükmünde otobüs bilet hasılatının %10’unun Otobüs İşletme Şube Müdürlüğünde fiilen çalışan işçilere hakkaniyet ölçüsünde bölünmek sureti ile teşvik primi olarak ödeneceğinin kararlaştırıldığını, bu nedenle fiilen otobüs işletmesinde çalışan müvekkiline bilet primi ödenmesi gerektiğini ileri sürerek bu alacağın davalı Belediyeden tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalı Belediye vekili, Makine İkmal Bakım ve Onarım Daire Başkanlığının Otobüs İşletme Şube Müdürlüğü, Bakım Onarım (Atölye) Şube Müdürlüğü ve İkmal Ambar Şube Müdürlüğü olmak üzere üç şube müdürlüğünden oluştuğunu, davacının Bakım Onarım Şube Müdürlüğünde çalıştığını kabul ettiğini, Otobüs İşletme Müdürlüğünde çalıştığı yönünde bir iddiası bulunmadığını, Otobüs İşletme Şube Müdürlüğü ile Bakım Onarım Şube Müdürlüğünün hiç bir zaman aynı çatı altında örgütlenmediğini, bu nedenle atölyede oto motor ustası olarak çalışan davacının TİS’in açık hükmü karşısında bilet primine hak kazanmasının mümkün olmadığını belirterek davanın reddini istemiştir
Mahkemece, işyerinde uygulanan 01.03.2008-28.02.2010 dönemine ilişkin TİS’in 70’inci ve 01.03.2010-28.02.2012 dönemi TİS’in 69’uncu maddelerindeki hükümler değerlendirildiğinde davacının 01.03.2008-28.02.2010 dönemi TİS’ine göre bilet primi alacağına hak kazandığı, zira tanık anlatımlarına göre Makine İkmal Daire Başkanlığı çatısı altında otobüs işletmesinde otobüslerin tamir işinde çalıştığı, sadece davacının çalıştığı bölümün adının Bakım Onarım Müdürlüğü olmasının otobüs işletmesinde çalışmadığını göstermeyeceği, çalıştığı bölüm itibariyle otobüs işlerinde fiilen çalışanlardan sayılması gerektiği gerekçesi ile 2008-2010 dönemine ilişkin alacak miktarı hüküm altına alınmıştır.
Taraf vekillerinin temyizi üzerine karar, Özel Dairece yukarıda başlık bölümünde açıklanan nedenle bozulmuştur.
Mahkemece önceki gerekçe tekrar edilmek sureti ile direnme kararı verilmiştir.
Direnme kararı davalı Belediye vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Direnme yolu ile Hukuk Genel Kurulu önüne gelen uyuşmazlık, somut olay bakımından davacının çalıştığı birim ve yaptığı iş itibari ile işletmede uygulanmakta olan toplu iş sözleşmesi hükümlerine göre bilet primine hak kazanıp kazanamayacağı noktasında toplanmaktadır.
Toplu iş sözleşmesi işçi kuruluşları ile işveren kuruluşları veya işveren arasında iş (hizmet) sözleşmesine uygulanabilecek çalışma şartlarını belirleyen ya da düzenleyen sözleşmedir. Toplu iş sözleşmesi işçilerle işverenler arasındaki iş ilişkisini değil, sadece bir veya birçok işyerinde, bir işletmede ya da işkolunda uygulanabilecek çalışma/çalıştırma şartlarını düzenlemektedir. Öte yandan toplu iş sözleşmesi onu bağıtlayanlar arasında hukuki ilişkiler doğurmaktadır (Narmanlıoğlu, Ü.: İş Hukuku II Toplu İş İlişkileri, Yeni Mevzuata Göre Yazılmış 2. Baskı, s:292).
Nitekim 6356 sayılı Sendikalar ve Toplu İş Sözleşmesi Kanunu’nun (6356 sayılı Kanun/Kanun) 2’nci maddesinin birinci fıkrasının (h) bendindeki tanıma göre, toplu iş sözleşmesi, iş sözleşmesinin yapılması, içeriği ve sona ermesine ilişkin hususları düzenlemek üzere işçi sendikası ile işveren sendikası veya sendika üyesi olmayan işveren arasında yapılan sözleşmeyi ifade etmektedir.
Kanunun 33’üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkralarında 2’nci maddesindeki tanıma uygun düzenlemelere yer verilmiş ve toplu iş sözleşmesinin, iş sözleşmesinin yapılması, içeriği ve sona ermesine ilişkin hükümleri içereceği ayrıca tarafların karşılıklı hak ve borçları ile sözleşmenin uygulanması, denetimi ve uyuşmazlıkların çözümü için başvurulacak yollara ilişkin düzenlemelere yer verilebileceği belirtilmiştir.
Bu durumda toplu iş sözleşmeleri tarafların hakları ve borçları yanında asıl ve ağırlıklı olarak iş sözleşmelerine uygulanacak (normatif) hükümleri içermektedir. Normatif hükümler emredici kanun hükmü gibi kapsamına aldığı iş sözleşmelerine uygulanırlar. Buradan çıkan sonuç ise, iş sözleşmelerinin toplu iş sözleşmesine aykırı olamayacağıdır. İş sözleşmesindeki toplu iş sözleşmesine aykırı hükümlerin yerini toplu iş sözleşmesi hükümleri alacaktır. Toplu iş sözleşmelerine kanunen belirlenen amacı içinde kalmak ve kesin emredici nitelikteki kanun hükümlerine aykırı bulunmamak şartı ile iş sözleşmelerinin yapılmasına, türlerine, şekillerine, çalışma şartlarına ve iş sözleşmelerinin sona ermesine ilişkin hükümler konulması mümkündür.
Toplu iş sözleşmesi ile taraflar hizmet (iş) sözleşmeleri için belli bir şekil şartı koyabilecekleri gibi, bazı kimselerle sözleşme yapılmamasını ya da yapılmasını, bazı kimselerin öncelikle işe alınmasını kararlaştırabilirler. Yine toplu iş sözleşmesi akdeden taraflar iş sözleşmesinin muhtevasına ilişkin olarak ücret, ücretin ekleri, fazla çalışma, dinlenme hakları özellikle tatil ve izinler ve diğer işçilik hakları konularında düzenlemeler yapabilecekleri gibi iş sözleşmesinin sona ermesi nedenleri, özellikle fesih yetkisinin sınırlanması ve feshe bağlanan kanuni sonuçlar hakkında da toplu iş sözleşmesine hüküm koyabilirler (Narmanlıoğlu, Ü.: …e. s:357).
Toplu iş sözleşmesine, iş sözleşmelerine ilişkin olmak üzere hükümler konulması mümkün ise de, konulacak hükümlerin kanunların emredici hükümlerine aykırı olamayacağı açıktır. Ancak burada sözü edilen kanunun emredici hükümlerini mutlak emredici hükümler olarak anlamak gerekir. Örneğin toplu iş sözleşmesi ile kıdem tazminatı tavanının değiştirilmesi mümkün olmayacaktır. Ancak nispi emredici hükümlerin yani işçi lehine konulan hükümlerin aksinin toplu iş sözleşmesi ile işçi lehine değiştirilmesi mümkündür. Örneğin mevsimlik işçilerin yıllık izin hakkı olmadığına dair 4857 sayılı İş Kanunu’nun 53/3’üncü maddesinin aksine bir düzenleme yapılarak mevsimlik işçilere yıllık izin hakkı tanınması toplu iş sözleşmesi ile kararlaştırılabileceği gibi, yine 4857 sayılı İş Kanunu’nun 17’nci maddesindeki ihbar sürelerinin işçi lehine arttırılabilecektir.
Yukarıdaki açıklamalar ışığında somut olayın değerlendirilmesine gelince; davacı vekili müvekkilinin Makine İkmal Daire Başkanlığı Bakım Onarım Şube Müdürlüğünde oto motor ustası olarak çalıştığını, davalı Belediye ile iş yerinde örgütlü sendika arasında yapılan toplu iş sözleşmesinin bilet primine ilişkin hükmü doğrultusunda Otobüs İşletme Şube Müdürlüğünde fiilen çalıştığından bilet primi ödenmesi gerektiği hâlde ödenmediğini ileri sürerek bu alacağın tahsilini talep etmiştir.
Davalı Belediye vekili tarafından sunulan Belediye Meclisinin 2007/1 sayılı toplantısında 08.01.2007 gün ve 1 sayılı kararı ile kabul edilen Kayseri Büyükşehir Belediyesi Makine İkmal Bakım Onarım Daire Başkanlığının Teşkilat, Görev, Sorumluluk ve Çalışma Esaslarının Düzenlenmesine İlişkin Yönetmelik (Yönetmelik) hükümlerine göre bu Daire Başkanlığının Bakım Onarım Şube Müdürlüğü, Otobüs İşletme Şube Müdürlüğü, İkmal ve Ambar Şube Müdürlüğü ve UKOME Şube Müdürlüğü olmak üzere dört şube müdürlüğünden oluştuğu görülmektedir.
Öte yandan davacı tarafın kabulünde olduğu ve davalı Belediye tarafından sunulan iş yeri şahsi dosyası kapsamından anlaşıldığı üzere davacı Makine İkmal Bakım Onarım Daire Başkanlığına bağlı Bakım Onarım Şube Müdürlüğünde oto motor ustası olarak çalışmaktadır.
Bundan başka Kayseri Büyükşehir Belediyesi (KASKİ Genel Müdürlüğü dahil) ile Hizmet-İş Sendikası arasında imzalanan 01.03.2006-28.02.2008 yürürlük süreli İşletme Toplu İş Sözleşmesinin (İTİS) 70’inci maddesinde “Otobüs bilet hasılatının aylık toplamı üzerinden satılan biletin %10’u otobüs işlerinde fiilen görev yapanlara hakkaniyet ölçüleri içerisinde bölünmek sureti ile teşvik primi olarak ücretleri ile birlikte ödenir. Kadrosu başka servislerde olup fiilen otobüs işletmesinde çalışanlar bu haktan aynen yararlanır. Yalnız bu ödenen prim Disiplin Kurulu kararı ile kesilebilir.” hükmü bulunmaktadır.
01.03.2008-28.02.2010 yürürlük süreli İTİS’in 70’inci maddesinde ise, ” Otobüs bilet hasılatının aylık toplamı üzerinden satılan biletin %10’u Otobüs İşletme Şube Müdürlüğünde fiilen çalışanlara hakkaniyet ölçüleri içerisinde bölünmek sureti ile teşvik primi olarak ücretleri ile birlikte ödenir. Kadrosu başka servislerde olup fiilen otobüs işletmesinde çalışanlar bu haktan aynen yararlanır. Yalnız bu ödenen prim Disiplin Kurulu kararı ile kesilebilir.” yönünde düzenleme yapılmıştır.
01.03.2010-28.02.2012 yürürlük süreli İTİS’in 69’uncu maddesinde ise bu prime hak kazanmak için Otobüs İşletme Şube Müdürlüğünde fiilen çalışan şoför, hareket memuru ve amiri olmak gerektiği belirtilmiştir.
Bu durumda Mahkemece davacı işçinin 2008 yılı Ekim ayı ile 2010 yılı Şubat ayları arasındaki dönemde 01.03.2008-28.02.2010 yürürlük süreli İTİS’e göre bilet primine hak kazandığı belirtildiğine göre değerlendirmenin bu İTİS hükümlerine göre yapılması gerekmektedir.

Ne var ki, Özel Dairece uyuşmazlık konusu olmayan 01.03.2006-28.02.2008 yürürlük süreli ve 01.03.2010-28.02.2012 yürürlük süreli İTİS hükümlerine göre davacı işçinin bilet primine hak kazanmadığı yönünde yapılan bozma kararı bu hâli ile yerinde değildir.
Ancak davacı işçinin uyuşmazlık dönemini kapsayan 01.03.2008-28.02.2010 yürürlük süreli İTİS’in 70’inci maddesi hükmü karşısında Bakım Onarım Şube Müdürlüğünde görev yaptığı sabit olup bu Şube Müdürlüğü nezdinde oto motor ustası olarak çalıştığı da dikkate alındığında fiilen Otobüs İşletme Müdürlüğünde görev yaptığının kabulü de mümkün değildir. Bu nedenle davacının bilet primine hak kazanmadığı sonucuna varılması gerekir.
O hâlde direnme kararı yukarıda açıklanan bu değişik gerekçe ile yerinde değildir.
Her ne kadar Hukuk Genel Kurulundaki görüşmeler sırasında Özel Dairece 01.03.2010- 28.02.2012 yürürlük süreli İTİS hükmüne göre değerlendirme yapılarak kararın bozulduğu, istek döneminin bu dönem olmadığı, bu nedenle direnme kararının doğru olduğu ve onanması gerektiği ileri sürülmüş ise de Kurul çoğunluğu tarafından bu görüş benimsenmemiştir.
Hâl böyle olunca direnme kararı bozulmalıdır.
S O N U Ç : Davalı Belediye vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile, direnme kararının yukarıda yazılı nedenlerden dolayı değişik gerekçe ile BOZULMASINA, istek hâlinde temyiz peşin harcının yatırana geri verilmesine, karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere 15.11.2018 gününde oy çokluğu ile kesin olarak karar verildi.

KARŞI OY
Davacı, davalı Belediye’de çalışmış olduğu dönemler itibarıyle uygulanacak olan TİS hükümlerine göre kendisine bilet primi ödenmesi gerektiği hâlde ödenmediğinden alacağının faiziyle tahsiline karar verilmesini talep etmiş, mahkemece bilirkişi raporu alınmış ve bilirkişi raporunda 2008 Ekim’den itibaren çalışma süresince bilet prim alacağı hesaplanmış ise de mahkemece 2008 Ekim-2010 Şubat dönemine ilişkin TİS 70. madde hükmüne göre hesaplanan prim alacağına hükmedilmiş, daha sonraki dönem TİS 69. madde uyarınca bilet primine hak kazanmadığından, daha önceki çalıştığı dönem ise zamanaşımına uğradığından davanın kısmen kabulüne, fazla talebin reddine karar verilmiş davalının ve davacının da temyizi olduğu hâlde, hüküm davalı yararına bozulmuş, mahkemece verilen direnme kararı bu kez davalı tarafından temyiz edilmiştir. Bu durumda, direnme ve bozmaya konu 2008 Ekim-2010 Şubat dönemine ilişkin TİS hükmü değerlendirilerek sonuca varılacaktır.
2008 Ekim-2010 Şubat dönemine ilişkin TİS 70. maddesi “otobüs bilet hasılatının aylık toplamı üzerinden satılan biletin %10’u otobüs işlerinde fiilen görev yapanlara hakkaniyet ölçüleri içerisinde bölünmek suretiyle teşvik primi olarak ücretleri ile birlikte ödenir. Kadrosu başka servislerde olup fiilen otobüs işletmesinde çalışanlar bu haktan aynen yararlanır.” hükmünü içermektedir. Davacının kadrosu Bakım Onarım Şube Müdürlüğü ise de tanık beyanlarıyla da sabit olduğu üzere, otobüs işletmesinde otobüslerin tamir bakım işlerinde çalışmış olup, sadece çalıştığı müdürlüğün adının Bakım Onarım Şube Müdürlüğü olması bilet primine hak kazanmadığı sonucunu doğurmaz. Fiili çalışması, davacının otobüs işletmesinde çalıştığını gösterdiği gibi, TİS’nin 70. maddesindeki “kadrosu başka servislerde olup fiilen otobüs işletmesinde çalışanlar” hükmünün kapsamında bulunduğundan direnme kararı doğrudur.
Özel Daire bozma ilamında, 1.3.2010-29.2.2012 dönemi TİS 69. maddedeki “kadrosu başka servislerde olup fiilen otobüs işletmesinde şöförlük, hareket memurluğu ve amirliği görevi yapanlar bu haktan aynen yararlanır” hükmü uyarınca, davacının şoförlük, hareket memurluğu ve amirliği görevlerinde fiilen çalışmadığı, farklı görev yaptığı gerekçesiyle davanın reddi gerektiği belirtilmiştir. Oysa kadrosu başka servislerde olup da otobüs işletmesinde şoforlük, hareket memurluğu ve amirliği görevinde fiilen çalışma halinde bilet priminden yararlanılacağına dair TİS hükmü mahkemenin kısmen kabul kararı verdiği 2008 Ekim-2010 Şubat döneminin TİS hükmü olmayıp mahkemece de 1.3.2010-29.2.2012 dönemi TİS 69. madde hükmünce bu döneme ilişkin talep reddedilmiştir. Kısmen kabul kararı verilen dönemin TİS 70. maddesinde mutlaka şoförlük, hareket memurluğu ve amirliği görevinde fiilen çalışma şartı olmayıp, sadece fiilen otobüs işletmesinde çalışma yeterlidir. Kısmen kabul kararı verilen dönemdeki TİS hükmünde prim alma hakkı olanların müteakip dönem TİS hükmünde görevler sayılarak sınırlandırıldığı anlaşılmaktadır.
Davacı, 2008 Ekim-2010 Şubat dönemi TİS 70. madde hükmü uyarınca, fiilen otobüs işletmesinin çalışma alanında çalıştığından bu döneme ilişkin bilet primine hak kazandığından sayın çoğunluğun bozma görüşüne katılmıyorum.