Yargıtay Kararı Hukuk Genel Kurulu 2016/1065 E. 2021/450 K. 08.04.2021 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : Hukuk Genel Kurulu
ESAS NO : 2016/1065
KARAR NO : 2021/450
KARAR TARİHİ : 08.04.2021

MAHKEMESİ :İş Mahkemesi

1. Taraflar arasındaki “ödeme emrinin iptali” davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, … 1. İş Mahkemesince verilen davanın kabulüne dair karar davalı … vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine Yargıtay (Kapatılan) 21. Hukuk Dairesince yapılan inceleme sonunda bozulmuş, mahkemece Özel Daire bozma kararına karşı direnilmiştir.
2. Direnme kararı davalı … vekili tarafından temyiz edilmiştir.
3. Hukuk Genel Kurulunca dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

I. YARGILAMA SÜRECİ
Davacı İstemi:
4. Davacı … Genel Elektrik Makine San. ve Tic. Ltd. Şti. (Şirket) vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin …Anonim Şirketine (…) bağlı … 12. İletim Tesis İşletme Müdürlüğü bünyesinde bulunan trafo merkezlerinin güvenlik hizmetleri hariç işletilmesi işine ilişkin aldığı ihale kapsamında götürü bedelli hizmet alım sözleşmesi imzalandığını, sözleşmeye göre grup mühendisi olarak çalıştırılması öngörülen personelin işyerlerinde (trafolarda) sürekli bulunmaları gerekmeyip ayda en az bir defa trafo merkezlerini dolaşmak, ziyaret sırasında tespit ettiklerini işyeri defterine yazmak, çağrıldığında trafo merkezinde hazır bulunmak ve ay sonunda rapor düzenleyerek işverene teslim etmek ile görevli olduklarını, bu çalışma düzenine göre ay içindeki toplam fiili çalışma süresi 7,5 saate bölünerek bulunan gün sayısı üzerinden Sosyal Güvenlik Kurumuna (SGK/Kurum) bildirim yapıldığını, grup mühendislerinin emekli olmaları ve başka işlerde çalışmaları nedeniyle kısmı süreli çalışmayı tercih ettiklerini, buna rağmen Kurum tarafından gönderilen 15.08.2007 tarihli ve 481115 sayılı yazıda …’ın 2006 yılı 2, 3, 4, 5.; …’ın 2006 yılı 6, 7, 8, 9, 10, 11, 12; 2007 yılı 1, 2, 3 ve 4.; …’ın 2005 yılı 7, 8, 9, 10, 11, 12 ve 2006 yılı 1. aylarında çalışmalarının eksik bildirildiği, bildirimin ayda 30 gün üzerinden yapılması gerektiğinin belirtildiğini, yapılan itirazların reddine karar verilerek 27.02.2008 tarihli ve 12218 sayılı işlem ile davacı şirkete mülga 506 sayılı Sosyal Sigortalar Kanunu’nun (506 sayılı Kanun) 140. maddesinin (A) bendine göre 36.474,00TL idari para cezası uygulandığını, idare mahkemesinde açılan dava devam ederken Kurumun bu sefer takip başlatarak ödeme emirleri gönderdiğini, bu uygulama ve işlemlerin hukuka aykırı olduğunu ileri sürerek 03.11.2008 tarihli ve 69076, 69077, 69078, 69079, 69085, 69098, 69099, 69100, 69103, 69104, 69105, 69106, 69107 ve 69108 sayılı toplam 27.069,62TL meblağlı 14 adet ödeme emrinin iptaline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı Cevabı:
5. Davalı SGK vekili cevap dilekçesinde; davacı Şirketin …, … ve … isimli sigortalıları 30 gün çalıştırmasına rağmen ay içerisinde sadece 4 veya 5 gün çalışıyor gibi gösterdiğini, yapılan araştırmalar ve ihale makamı ile gerçekleştirilen yazışmalar sonucunda bu durum tespit edilerek gerekli yaptırımların uygulandığını, bu nedenle Kurum işleminin kanuna uygun olduğunu ileri sürerek davanın reddi gerektiği savunmuş ayrıca davacının haksız çıkması hâlinde %10 haksız çıkma tazminatına mahkum edilmesini talep etmiştir.
Mahkeme Kararı:
6. … 1. İş Mahkemesinin 17.04.2013 tarihli ve 2009/168 E., 2013/295 K. sayılı kararı ile; davacı Şirket tarafından idari para cezasının iptali istemiyle … 1. İdare Mahkemesinde açılan 2008/1201 Esas sayılı davada dava konusu işlemin iptaline karar verilirken karar gerekçesinde grup mühendisleri …, … ve …’ün fiili olarak ayda 30 gün çalıştırıldığına dair somut belge bulunmadığı, varsayıma dayalı olarak ek aylık prim ve hizmet belgelerinin verilmemesi üzerine davacı şirketin idari para cezasıyla cezalandırılmasının hukuka uygun olmadığının belirtildiği, görülmekte olan bu davada ise davalı Kurum tarafından …, … ve …’ün ayda 30 gün çalıştırıldıkları hâlde 4 veya 5 gün çalıştırılıyor gibi gösterildiği gerekçesi ile prim aslı ve gecikme zammı tahakkuk ettirilerek davacı şirkete ödeme emri gönderildiği ancak idare mahkemesi dosyasından anlaşılacağı üzere söz konusu grup mühendislerinin fiilen 30 gün çalıştıklarına ilişkin somut bilgi ve belge bulunmadığı, davalı Kurumca varsayıma dayalı olarak prim ve gecikme zammı tahakkuk ettirilip takip başlatılmasının hukuka uygun olmadığı gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
Özel Dairenin Kararı:
7. … 1. İş Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararını süresi içinde davalı Kurum vekili temyiz etmiştir.
8. Yargıtay (Kapatılan) 21. Hukuk Dairesinin 24.02.2014 tarihli ve 2014/1664 E., 2014/2922 K. sayılı kararı ile; “…1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillere, hükmün dayandığı gerektirici nedenlere göre davalı Kurumun aşağıdaki bendin kapsamı dışındaki temyiz itirazlarının reddine,
2-Davacı … Genel Elektrik Makine San ve Tic Ltd Şti vekilince sunulan dava dilekçesinde, davalı Kurumun davacı şirkete ait “1025692” sicil sayılı işyeri ile ilgili olarak düzenlediği 03.11.2008 tarih ve 69076, 69077, 69078, 69079, 69085, 69098, 69099, 69100, 69103, 69104, 69105, 69106, 69107, 69108 sayılı 14 adet ödeme emirlerinin iptali talep edilmiştir.
Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiştir.
Dosyadaki kayıt ve belgelerden, Kurumun Diyarbakir İl Müdürlüğünce “1025692.021” sayılı işyeri hakkında düzenlenen 03.11.2008 gün ve 2008/12572, 12573, 12574, 12575, 12576, 12577, 12578, 12582, 12586, 12588, 12589, 12590, 12591,12592 sayılı ödeme emirlerinin idari para cezasına ilişkin olduğu, idari para cezasının 2005/9,10,11,12.aylar, 2006/1,2,6,10,12.aylar, 2007/1,2,3,4.aylara ilişkin ek nitelikteki sosyal güvenlik destek primine tabi çalışanların ek bildirgesinin verilmemesi nedeniyle tahakkuk ettirildiği, 2008/12574 (69106) sayılı ödeme emrinde borçlu (muhatap) olarak davacı şirket yerine dava dışı …’in isminin yazıldığı, davacı şirketin … 1.İdare Mahkemesinde açtığı iptal davasının 05.12.2008 tarih ve 2008/2613 – 2269 E. K. Sayılı karar ile görev yönünden reddedildiği, davacı şirket tarafından 506 sayılı Kanun’un 140.maddesinin (a) fıkrasına göre düzenlenen 30.483,00 TL idari para cezasına ilişkin Kurumun 27.02.2008 tarih ve 12222 sayılı işlemin iptaline … 2.İş Mahkemesinin 30.11.2010 tarih ve 2008/1097 E. 2010/2431 K. Sayılı karar ile karar verildiği ve bu kararın Danıştay 15.Dairenin 25.01.2012 tarihli kararı ile onandığı, … 1.İdare Mahkemesinin 13.12.2012 gün ve 2008/1200 E. 2012/1620 K. Sayılı kararı ile 506 sayılı Kanun’un 140.maddesinin (a) fıkrasına göre düzenlenen 24.365,00 TL idari para cezasına ilişkin Kurumun 27.02.2008 tarih ve 12213 sayılı işlemin iptaline karar verildiği, … 1.İdare Mahkemesinin 13.12.2012 gün ve 2008/1201 E. 2012/1619 K. Sayılı kararı ile 506 sayılı Kanun’un 140.maddesinin (a) fıkrasına göre düzenlenen 36.474,00 TL idari para cezasına ilişkin Kurumun 27.02.2008 tarih ve 12218 sayılı işlemin iptaline karar verildiği anlaşılmaktadır.
Uyuşmazlık, davacı şirket hakkında sosyal güvenlik destek primine tabi çalışanların Kuruma süresinde bildirilmemesi nedeniyle düzenlenen idari para cezalarının takibine dair 14 adet ödeme emrinin iptalinden kaynaklanmaktadır.
5502 sayılı Kanun’un 34/1-(a) bendinde idari para cezaları Kurumun gelirleri arasında sayılmış olup 506 sayılı Kanun’un 80.maddesinin 5.fıkrasına göre Kurumun, süresi içinde ödenmeyen prim ve diğer alacaklarının tahsilinde, 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanunun 51 inci, 102 nci ve 106 ncı maddeleri hariç diğer maddeleri uygulanır. Kurum, 6183 sayılı Kanunun uygulanmasında Maliye Bakanlığı, diğer kamu kurum ve kuruluşları ve mercilere verilen yetkileri kullanır.
20.05.2007 tarih ve 26527 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yayımı tarihinde yürürlüğe giren 09.05.2007 tarih ve 5655 sayılı Kanun’un 2.maddesi ile 506 sayılı Kanun’un 140 ıncı maddesinin dördüncü ve beşinci fıkraları değiştirilerek itiraz süresi (15) gün, dava süresi (30) gün ve görevli mahkeme ise İdare Mahkemesi olarak düzenlenmiştir. Madde metni aşağıdadır :
“İdarî para cezaları ilgiliye tebliğ edilmekle tahakkuk eder ve tebliğ tarihinden itibaren onbeş gün içinde Kuruma ödenir veya aynı süre içinde Kurumun ilgili ünitesine itiraz edilebilir. İtiraz takibi durdurur. Kurumca itirazı reddedilenler, kararın kendilerine tebliğ tarihinden itibaren otuz gün içinde yetkili idare mahkemesine başvurabilirler. Bu süre içinde başvurunun yapılmamış olması halinde idarî para cezası kesinleşir. Mahkemeye başvurulması cezanın takip ve tahsilini durdurmaz. Tebliğ tarihinden itibaren onbeş gün içinde Kuruma ödenmeyen idarî para cezaları, bu Kanunun 80 inci maddesi hükmü gereğince hesaplanacak gecikme cezası ve gecikme zammı ile birlikte tahsil edilir. İdarî para cezalarının, Kuruma itiraz ve yargı yoluna başvurulmaksızın tebliğ tarihinden itibaren onbeş gün içinde ödenmesi halinde, bunun dörtte üçü tahsil edilir. Peşin ödeme, idarî para cezalarına karşı Kuruma itiraz etme veya yargı yoluna başvurma hakkını etkilemez. Ancak, Kurumca itirazın reddedilmesi veya mahkemece Kurum lehine karar verilmesi halinde, daha önce tahsil edilmemiş olan dörtte birlik ceza tutarı, 80 inci madde hükmü de dikkate alınarak tahsil edilir.
Fiilin işlendiği günden itibaren beş yıl içinde tebliğ edilemeyen idarî para cezaları zamanaşımına uğrar. İdarî para cezaları hakkında, bu Kanunda hüküm bulunmayan hallerde 30/3/2005 tarihli ve 5326 sayılı Kabahatler Kanunu hükümleri uygulanır.”
İdari para cezalarının düzenlendiği 27.02.2008 tarihinde yürürlükte bulunan ve yukarıda açıklanan mevzuata göre idari para cezasının Kurum alacağı olarak tahsili için idari para cezasının ilgiliye tebliği ile itiraz süresinin geçmesi, itiraz edilmiş ise itiraz hakkında red kararı verilmesi gerekir. İlgilinin itirazının redddi halinde mahkemeye başvurma hakkı bulunmakta ise de mahkemeye başvurulması cezanın takip ve tahsilini durdurmaz.
Somut olayda, idari para cezası kararının davacı şirkete tebliğ edilip edilmediği, edilmiş ise itiraz hakkının kullanılıp kullanılmadığı, itiraz edilmiş ise itiraz hakkında karar verilip verilmediği, komisyon kararının tebliği hususları araştırılmamıştır. Öte yandan davacı şirket hakkında 3 ayrı idari para cezasının düzenlendiği, 12222 sayılı Kurum işleminin iptaline dair İdare Mahkemesi kararının Danıştay’ca onandığı ancak 12213 ve 12218 sayılı işlemlerin iptaline dair İdare Mahkemesi kararlarının kesinleşip kesinleşmediğine dair dosyada aydınlatıcı bir belge bulunmadığı gibi davaya konu 14 adet ödeme emrinin (tamamı 22.391,00 TL) idari para cezasına ilişkin olmasına karşın İdare Mahkemesince iptaline karar verilen idari para cazaları ile takibe konu edilen idari para cezalarının tamamen veya kısmen aynı olup olmadığının araştırılmadığı anlaşılmaktadır.
Ayrıca 2008/12574 sayılı ödeme emrinde muhatap olarak … ismi yazılı olup işyeri sicil numarası aynı olmakla birlikte aynı takip dosyasından davacı şirket hakkında düzenlenmiş ödeme emri dosyada bulunmamaktadır.
Yapılacak iş, idari para cezası kararının davacı şirkete tebliğ edilip edilmediğini, edilmiş ise itiraz hakkının kullanılıp kullanılmadığını, itiraz edilmiş ise itiraz hakkında bir karar verilip verilmediğini ve idari para cezalarının bu aşamada takibinin mümkün olup olmadığını araştırmak, takibe konu edilen idari para cezalarının İdare Mahkemesince iptaline karar verilen idari para cazaları ile tamamen veya kısmen aynı olup olmadığını, başkaca bir iptal davası olup olmadığını ve kararın kesinleşip kesinleşmediğini araştırmak, 2008/12574 sayılı takip dosyasından davacı şirket hakkında düzenlenmiş ödeme emri olup olmadığını Kurumdan sormak ve sonucuna göre bir karar vermekten ibarettir.
Mahkemece yukarıda açıklanan hukuki ve maddi olgular gözetilmeksizin eksik inceleme ve araştırma sonucunda yazılı şekilde hüküm kurulmuş olması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde, davalı Kurumun bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır…” gerekçesi ile karar bozulmuştur.

Direnme Kararı:
9. … 1. İş Mahkemesinin 14.05.2015 tarihli ve 2014/1243 E., 2015/847 K. sayılı kararı ile; … 2. İş Mahkemesi tarafından benzer konuda verilen 26.09.2012 tarihli ve 2008/544 E., 2012/624 K. ile 2008/546 ve 2012/625 K. sayılı kararların Yargıtay 21. ve 10. Hukuk Daireleri tarafından onandığı gerekçesiyle önceki kararda direnilmiştir.
Direnme Kararının Temyizi:
10. Direnme kararını süresi içinde davalı Kurum vekili temyiz etmiştir.

II. UYUŞMAZLIK
11. Direnme yolu ile Hukuk Genel Kurulu (HGK) önüne gelen uyuşmazlık; idari para cezası ve gecikme zammının tahsili için davalı Kurumca yapılan icra takibi kapsamında gönderilen ödeme emirlerinin iptali istemi ile açılan davada mahkemece yapılan araştırma ve incelemenin hüküm vermeye yeterli olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.

III. GEREKÇE
12. 506 sayılı Kanun’un 79. maddesinin 1. fıkrasında, işverenin bir ay içinde çalıştırdığı sigortalının sigorta primleri ve destek primi hesabına esas tutulan kazançlar toplamı ve prim ödeme gün sayıları ile bu primleri gösteren ve örneği yönetmelikte belirlenen asıl ve ek belgeleri ait olduğu ayı veya dönemi takip eden ayın sonuna kadar Kuruma vermekle ve Kurumca istenilmesi hâlinde işyeri kayıtlarını ibraz etmekle veya sigortalı çalıştırmadığı takdirde bu hususu sigortalı çalıştırmaya son verdiği tarihten itibaren bir ay içinde yazılı olarak Kuruma bildirmekle yükümlü olduğu hükme bağlanmıştır.
13. Sigortalıların otuz günden az çalıştığını gösteren bilgi ve belgelerin Kuruma verilmemesi veya verilen bilgi ve belgelerin Kurumca geçerli sayılmaması hâlinde ise, otuz günden az bildirilen sürelere ait primler Kurumca re’sen tahakkuk ettirilerek 80. madde hükümlerine göre tahsil olunur (506 sayılı Kanun m.79/3).
14. 506 sayılı Kanun’un 79. maddesinin öngördüğü ve yukarıda içeriğine yer verilen yükümlülükleri yerine getirmeyen işverenler hakkında aynı Kanun’un 140. maddesindeki yaptırımların uygulanması söz konusu olacaktır (506 sayılı Kanun m.79/5).
15. 506 sayılı Kanun’un 140. maddesinin 1. fıkrasının 24.06.2004 tarihli ve 5198 sayılı Kanun’un 18. maddesi ile değişik (c) bendinde ise; “Bu Kanunun 79 uncu maddesinin birinci fıkrası uyarınca verilmesi gereken belgeleri anılan fıkrada belirtilen süre içinde Kuruma vermeyenlere her bir fiil için belgenin;
1- Asıl nitelikli olması halinde aylık asgarî ücretin üç katını geçmemek kaydıyla Kuruma verilmiş olan belgede kayıtlı sigortalı sayısı başına aylık asgarî ücretin 1/5’i tutarında,
2- Ek nitelikte olması halinde Kuruma verilmiş olan her bir ek belge için aylık asgarî ücretin 1/8’i tutarında,
Şu kadar ki, ek belgenin 79 uncu maddenin üçüncü fıkrasına istinaden Kurumca re’sen düzenlenmesi durumunda aylık asgarî ücretin üç katı tutarında,…idari para cezası verilir”.
16. 09.05.2007 tarihli ve 5655 sayılı Kanun’un 2. maddesi ile değişik 140. maddesinin 4. fıkrasında; “İdarî para cezaları ilgiliye tebliğ edilmekle tahakkuk eder ve tebliğ tarihinden itibaren onbeş gün içinde Kuruma ödenir veya aynı süre içinde Kurumun ilgili ünitesine itiraz edilebilir. İtiraz takibi durdurur. Kurumca itirazı reddedilenler, kararın kendilerine tebliğ tarihinden itibaren otuz gün içinde yetkili idare mahkemesine başvurabilirler. Bu süre içinde başvurunun yapılmamış olması halinde idarî para cezası kesinleşir. Mahkemeye başvurulması cezanın takip ve tahsilini durdurmaz. Tebliğ tarihinden itibaren onbeş gün içinde Kuruma ödenmeyen idarî para cezaları, bu Kanunun 80 inci maddesi hükmü gereğince hesaplanacak gecikme cezası ve gecikme zammı ile birlikte tahsil edilir. İdarî para cezalarının, Kuruma itiraz ve yargı yoluna başvurulmaksızın tebliğ tarihinden itibaren onbeş gün içinde ödenmesi halinde, bunun dörtte üçü tahsil edilir. Peşin ödeme, idarî para cezalarına karşı Kuruma itiraz etme veya yargı yoluna başvurma hakkını etkilemez. Ancak, Kurumca itirazın reddedilmesi veya mahkemece Kurum lehine karar verilmesi halinde, daha önce tahsil edilmemiş olan dörtte birlik ceza tutarı, 80 inci madde hükmü de dikkate alınarak tahsil edilir.” düzenlemesine yer verilmiştir.
17. Öte yandan 506 sayılı Kanun’un 80. maddesinin 1. fıkrasında işverenin bir ay içinde çalıştırdığı sigortalıların primlerine esas tutulacak kazançlar toplamı üzerinden bu Kanun gereğince hesaplanacak prim tutarlarını ücretlerinden kesmeye ve kendisine ait prim tutarlarını da bu miktara ekleyerek en geç ertesi ayın sonuna kadar Kuruma ödemeye mecbur olduğu hükme bağlanmıştır.
18. Gelinen bu noktada 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsili Usulü Hakkında Kanun’un (6183 sayılı Kanun) konuyla ilgili düzenlemelerine kısaca göz atmak gerekmekte olup Sosyal Güvenlik Kurumunun gelirleri arasında sayılan sosyal sigorta ve genel sağlık sigortası prim gelirleri, idari para cezaları, gecikme zamları ve katılım payları ilgililerce ödenmediğinde Kurum tarafından tahsili gerekmektedir. Prim tahsilatını kolaylaştırmak için bir çok hüküm konulmakla birlikte 506 sayılı Kanun’un 80. maddesi, primlerin zamanında ve düzenli olarak tahsilini sağlamaya yönelik düzenlemeler içermektedir. Anılan maddenin ilk şeklinde prim alacağının tahsili 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu hükümlerine göre yapılmakta iken, 01.12.1993 tarihli ve 3917 sayılı Kanunun 1. maddesi ile yapılan değişiklik ile 6183 sayılı Kanun hükümlerinin uygulanacağı hükmüne yer verilmiştir. Gerçekten de 80. maddenin 22.02.2006 tarihli ve 5458 sayılı Kanun’un 6. maddesi ile değişik 5. fıkrasına göre ise, Kurumun süresinde ödenmeyen prim ve diğer alacaklarının tahsilinde 6183 sayılı Kanun’un 51., 102. ve 106. maddeleri hariç diğer maddelerinin uygulanacağı hüküm altına alınmıştır. 01.10.2008 tarihinde yürürlüğe giren 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu’nun 88. maddesinde de Kurumun prim ve diğer alacaklarını 6183 sayılı Kanun uyarınca takip ve tahsil edeceği düzenlemesine yer verilmiştir.

19. 6183 sayılı Kanun’un 58. maddesine göre; “‘Kendisine ödeme emri tebliğ olunan şahıs, böyle bir borcu olmadığı veya kısmen ödediği veya zamanaşımına uğradığı hakkında tebliğ tarihinden itibaren 7 gün içinde alacaklı tahsil dairesine ait itiraz işlerine bakan vergi itiraz komisyonu nezdinde itirazda bulunabilir. İtirazın şekli, incelenmesi ve itiraz incelemelerinin iadesi hususlarında Vergi Usul Kanunu hükümleri tatbik olunur.

Borcun bir kısmına itiraz eden borçlunun o kısmın cihet ve miktarını açıkça göstermesi lazımdır, aksi hâle itiraz edilmemiş sayılır.
İtirazda bulunan borçlu bu kanuna göre teminat gösterdiği takdirde takip muamelesi itirazlı borç miktarı için ve itiraz komisyonunca bu hususta karar verilinceye kadar durdurulur.
İtiraz komisyonu bu itirazları en geç 7 gün içinde karara bağlamak mecburiyetindedir.
İtirazında tamamen veya kısmen haksız çıkan borçludan, hakkındaki itirazın reddolunduğu miktardaki amme alacağı % 10 zamla tahsil edilir.
İtiraz komisyonlarının bu konudaki kararları kesindir.
Borcun tamamına bu madde gereğince vakı itirazların tamamen veya kısmen reddi hâlinde, borçlu ret kararının kendisine tebliği tarihinden itibaren 7 gün içinde mal bildiriminde bulunmak mecburiyetindedir.
Borcun bir kısmına karşı bu madde gereğince vaki itirazlar mal bildiriminde bulunma müddetini uzatamaz”.
20. 6183 sayılı Kanun’un 58. maddesinin üçüncü fıkrası 28.01.2010 tarihli ve 5951 sayılı Kanun’un 1. maddesi ile yürürlükten kaldırılmış, maddenin 1. ve 7. fıkralarındaki “7” rakamı 28.11.2017 tarihli ve 7061 sayılı Kanun’un 9. maddesi ile “15” olarak değiştirilmiş ve söz konusu değişikliğin 01.01.2018 tarihinden itibaren yürürlüğe gireceği anılan Kanun’un 123. maddesi ile hükme bağlanmıştır.
21. 6183 sayılı Kanun’un 58. madde metninde itirazın “vergi itiraz komisyonuna yapılacağı” hükmü yer almakta ise de, 506 sayılı Kanun’un 80. maddesinin “Kurum alacaklarının tahsilinde 21.07.1953 tarih ve 6183 sayılı Kanunun uygulanmasından doğacak uyuşmazlıkların çözümlenmesinde, alacaklı Sigorta Müdürlüğünün bulunduğu yer İş Mahkemesi yetkilidir” düzenlemesi ve yürürlükte bulunan 5510 sayılı Kanun’un 88. maddesinin “Kurumun prim ve diğer alacaklarının tahsilinde, 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usûlü Hakkında Kanunun uygulamasından doğacak uyuşmazlıkların çözümlenmesinde Kurumun alacaklı biriminin bulunduğu yer iş mahkemesi yetkilidir” hükümleri ile birlikte davalı Kurum bünyesinde 6183 sayılı Kanunun itiraz mercii olarak belirttiği vergi itiraz komisyonunun bulunmaması hususları birlikte değerlendirildiğinde, maddede belirtilen vergi itiraz komisyonuna itiraz yolunun; Sosyal Güvenlik Kurumu alacaklarının tahsili yönünden 6183 sayılı Kanun’un uygulanmasından doğacak uyuşmazlıklarda iş mahkemesine dava açılması yolu olarak kabulü zorunludur. Nitekim bu husus HGK’nın 30.06.2020 tarihli ve 2018/10-1022 E., 2020/496 K. ile 14.05.2019 tarihli ve 2015/10-3514 E., 2019/557 K. sayılı kararlarında da belirtilmiştir.
22. Somut olayda; 1025692 021 01-58 SGK sicil numaralı işyerine ilişkin davacı şirkete hitaben gönderilen 03.11.2008 tarihli 69076 sayılı ve 2008/012586 takip nolu ödeme emrinin 2006/10 dönemine ilişkin 1.593,00TL asıl+332,86TL gecikme zammı olmak üzere 1.925,86TL; 69077 sayılı ve 2008/012589 takip nolu ödeme emrinin 2007/1 dönemine ilişkin 1.687,00TL asıl+352,50TL gecikme zammı olmak üzere 2.039,50TL; 69078 sayılı ve 2008/012576 takip nolu ödeme emrinin 2006/1 dönemine ilişkin 1.593,00TL asıl+332,86TL gecikme zammı olmak üzere 1.925,86TL; 69079 sayılı ve 2008/012575 takip nolu ödeme emrinin 2005/12 dönemine ilişkin 1.593,00TL asıl+332,86TL gecikme zammı olmak üzere 1.925,86TL; 69085 sayılı ve 2008/012582 takip nolu ödeme emrinin 2006/6 dönemine ilişkin 1.593,00TL asıl+332,86TL gecikme zammı olmak üzere 1.925,86TL; 69098 sayılı ve 2008/012572 takip nolu ödeme emrinin 2005/9 dönemine ilişkin 1.466,00TL asıl+306,32TL gecikme zammı olmak üzere 1.772,32TL; 69099 sayılı ve 2008/012573 takip nolu ödeme emrinin 2005/10 dönemine ilişkin 1.466,00TL asıl+306,32TL gecikme zammı olmak üzere 1.772,32TL; 69100 sayılı ve 2008/012588 takip nolu ödeme emrinin 2006/12 dönemine ilişkin 1.687,00TL asıl+352,50TL gecikme zammı olmak üzere 2.039,50TL; 69103 sayılı ve 2008/012591 takip nolu ödeme emrinin 2007/3 dönemine ilişkin 1.687,00TL asıl+352,50TL gecikme zammı olmak üzere 2.039,50TL; 69104 sayılı ve 2008/012590 takip nolu ödeme emrinin 2007/2 dönemine ilişkin 1.687,00TL asıl+352,50TL gecikme zammı olmak üzere 2.039,50TL; 69105 sayılı ve 2008/012592 takip nolu ödeme emrinin 2007/4 dönemine ilişkin 1.687,00TL asıl+352,50TL gecikme zammı olmak üzere 2.039,50TL; 69106 sayılı 2008/12574 takip nolu ödeme emrinin 2005/11 dönemine ilişkin 1.466,00TL asıl+306,32TL gecikme zammı olmak üzere 1.772,32TL, 69107 sayılı ve 2008/012577 takip nolu ödeme emrinin 2006/1 dönemine ilişkin 1.593,00TL asıl+332,86TL gecikme zammı olmak üzere 1.925,86TL ile 69108 sayılı ve 2008/012578 takip nolu ödeme emrinin 2006/2 dönemine ilişkin 1.593,00TL asıl+332,86TL gecikme zammı olmak üzere 1.925,86TL ve toplamda ise 22.391TL asıl borca ilişkin olduğu, ayrıca 2008/12574 takip nolu ödeme emrinde muhatabın … olduğu, ödeme emirlerinin tebliğ edilip edilmediği, edilmiş ise davacı şirketin itiraz edip etmediği, itiraz varsa komisyon tarafından karar verilip verilmediği ve kararın tebliğine ilişkin dosya içinde bilgi ve belge bulunmadığı, Özel Dairenin geri çevirme kararına rağmen işyerlerinin SGK … İl Müdürülüğüne nakledildiğinin belirtildiği ancak ilgili belgelerin … ve … İl Müdürlüklerince gönderilmediği görülmüştür.
23. Öte yandan … 1. İdare Mahkemesinin 13.12.2012 tarihli ve 2008/1200 E., 2012/1620 K. sayılı kararı ile, 1027798 sicil numaralı işyeri ile ilgili olarak davalı Kurumca tesis edilen 27.02.2008 tarihli ve 12213 sayılı 24.365TL tutarındaki idari para cezasının iptaline ilişkin davada mahkemece …, … ve … isimli grup mühendislerinin ayda 30 gün çalıştıklarına ilişkin somut belge bulunmadığı, bu konuda ifadelerine başvurulmadığı, sadece …’ın 22.05.2007 tarihli yazısından hareketle varsayıma dayalı olarak ek aylık prim ve hizmet belgelerinin verilmemesi nedeniyle davacı şirketin davaya konu idari para cezası ile cezalandırılmasında hukuka uyarlık bulunmadığı gerekçesiyle dava konusu işlemin iptaline karar verilmiş olup kararın kesinleşip kesinleşmediği konusunda dosya içinde bilgi ve belge bulunmamaktadır.
24. Yine … 1. İdare Mahkemesinin 13.12.2012 tarihli ve 2008/1201 E., 2012/1619 K. sayılı kararı ile, aynı grup mühendislerine ilişkin olmak üzere aynı gerekçe ile 27.02.2008 tarihli ve 12218 sayılı 36.474TL tutarındaki idari para cezasının iptaline karar verilmiş ise de kararın kesinleştiğine ilişkin dosya içinde bilgi belge mevcut değildir.
25. … 2. İdare Mahkemesinin 30.11.2010 tarihli ve 2008/1097 E., 2010/2431 K. sayılı kararı ile ise, 27.02.2008 tarihli ve 12222 sayılı 30.483TL tutarlı idari para cezasının iptaline aynı gerekçe ile karar verilmiş, karar Danıştay 15. Dairesinin 25.01.2012 tarihli ve 2011/2559 E., 2012/555 K. sayılı kararı ile onanarak kesinleşmiştir.
26. Şu hâlde yukarıda yapılan açıklamalar ile somut olaya ilişkin maddi ve hukuki olgular bir arada değerlendirildiğinde; öncelikle icra takiplerinin dayanağını oluşturan idari para cezası kararının davacı şirkete tebliğ edilip edilmediği, edilmiş ise davacı şirketin idari para cezasına itiraz edip etmediği, itiraz hakkını kullanmış ise komisyonca karar verilip verilmediği ve komisyon kararının tebliğ edilip edilmediği araştırılarak bunlara ilişkin belgeler getirtilmelidir.
27. Öte yandan davacı şirkete 27.02.2008 tarihli ve 12222, 12213 ve 12218 sayılı Kurum işlemleri ile 3 adet idari para cezası verildiği, bunlardan 12222 sayılı Kurum işleminin iptaline ilişkin idare mahkemesi kararının kesinleştiği, diğer iki idari para cezası ile ilgili idare mahkemesi iptal kararlarının kesinleşip kesinleşmediği konusunda dosya içinde bilgi ve belge bulunmadığı dikkate alındığında; bu kararların kesinleşip kesinleşmediği araştırılarak ilgili evrakın dosyaya kazandırılması sağlanmalıdır.
28. Bundan başka dava konusu edilen 14 adet ödeme emrinin tamamının 22.391TL idari para cezasına ilişkin olması, idare mahkemesindeki davalara konu edilen idari para cezalarının miktarlarının farklılık arzetmesi karşısında idare mahkemesince iptaline karar verilen idari para cezaları ile ödeme emirlerine konu idari para cezalarının tamamen veya kısmen aynı olup olmadığı belirlenmelidir.

29. Son olarak belirtilmelidir ki; 2008/12574 takip nolu ödeme emrinde muhatabın … olduğu gözönüne alınarak aynı takip dosyasından davacı şirket hakkında düzenlenmiş ödeme emri olup olmadığı tespit edilmelidir.
30. Hâl böyle olunca Hukuk Genel Kurulunca da benimsenen Özel Daire bozma kararına uyulmak gerekirken, önceki hükümde direnilmesi doğru olmamıştır.
31. Bu nedenle direnme kararı bozulmalıdır.

IV. SONUÇ:
Açıklanan nedenlerle;
Davalı … vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile direnme kararının yukarıda açıklanan nedenlerden dolayı 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun geçici 3. maddesi atfıyla uygulanmakta olan 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun 429. maddesi gereğince BOZULMASINA,
Karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere 08.04.2021 tarihinde oy birliği ile kesin olarak karar verildi.