Yargıtay Kararı Hukuk Genel Kurulu 2015/3445 E. 2017/1011 K. 24.05.2017 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : Hukuk Genel Kurulu
ESAS NO : 2015/3445
KARAR NO : 2017/1011
KARAR TARİHİ : 24.05.2017

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasındaki “kamulaştırmasız el konulan taşınmaz bedelinin tahsili” davadan dolayı, bozma üzerine direnme yoluyla İstanbul Anadolu 8. Asliye Hukuk Mahkemesinden verilen 17.09.2013 gün ve 2013/206 E.-2013/335 K. sayılı kararın bozulmasını kapsayan ve Yargıtay Hukuk Genel Kurulundan çıkan 03.06.2015 gün ve 2014/5-84 Esas, 2015/1479 Karar sayılı kararın, karar düzeltme yoluyla incelenmesinin davalı … vekili tarafından verilen dilekçe ile istenilmiş olmakla; Hukuk Genel Kurulunca dilekçe, düzeltilmesi istenen karar ve dosyadaki ilgili bütün kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:
Dava, kamulaştırmasız el konulan taşınmaz bedelinin tahsili istemine ilişkindir.
Yerel mahkemenin, 3194 sayılı İmar Kanunu’nun 18. maddesi uyarınca davalı … tarafından yapılan şuyulandırma çalışmaları sırasında davacılara ait taşınmazların da uygulamaya tabi tutuldukları, ancak DOP kesintisinden sonra kalan hisseler karşılığında herhangi bir bedel takdir edilmediği ve davacılar lehine ipotek tesisi de yapılmadığı, 3194 sayılı Kanun’un 18. maddesi hükmüne göre tesis edilen dava konusu işlemin idarenin kamu gücüne dayalı, resen ve tek yanlı olarak tesis ettiği idari bir işlem niteliğinde olduğu, bu itibarla davaya bakmaya idari yargı yerlerinin görevli olduğu gerekçesiyle yargı yolu bakımından mahkemenin görevsizliği nedeniyle dava dilekçesinin reddinin gerektiğini belirtilerek verdiği karar,
Özel Dairece; davacıların imar uygulaması sırasında İmar Düzenleme Ortaklık Payı dışında kalan 932 m²’lik hissesinin herhangi bir karşılık verilmeksizin, bedelsiz olarak tapudan terkinine ilişkin işlemin, 3194 sayılı İmar Kanunu’nun 17/son maddesi hükmü ve 11.02.1959 gün ve 17/15 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı uyarınca, adli yargının görevi dahilinde olduğu gözetilerek, işin esasına girilip talep hakkında bir karar verilmesi gerekirken, yasal olmayan gerekçelerle dava dilekçesinin görev yönünden reddine karar verilmesinin doğru olmadığı gerekçesiyle bozulmuş,
Mahkemenin, dava konusu uyuşmazlıkta davalı idarenin 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu kapsamında bir işleminin olmadığı, bu nedenle anılan Kanunun 14. maddesinde sözü edilen bedel arttırma davası niteliğinin bulunmadığı, kaldı ki davalı Belediyenin Kanuna aykırı olarak kişilerin taşınmazlarını ellerinden alması ya da Kanunla getirtilen sınırlamalar dışında maliklerin tasarruflarını engellemesinin söz konu olmadığı, bu itibarla kamulaştırmasız el koymanın varlığından da bahsedilemeyeceği, T.C. Anayasasının 125/son maddesinde idarenin eylem ve işlemlerinden doğan zararları ödemekle yükümlü olduğunun belirtildiği, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunundaki düzenlemelere göre de idari eylem ve işlemlerden zarar görenler tarafından açılacak tam yargı davalarının idari dava türü olarak sayıldığı, 3194 sayılı İmar Kanunu’nun 18. maddesi hükmü uyarınca tesis edilen dava konusu işlemin idarenin kamu gücüne dayalı, resen ve tek yanlı olarak tesis ettiği idari bir işlem niteliği taşıması sebebiyle davaya bakmaya idari yargı mahkemelerinin görevli olduğu, benzer konuda Uyuşmazlık Mahkemesi’nin kararlarının da bulunduğu belirtilerek verdiği direnme kararının davacılar vekili tarafından temyizi üzerine bu kez karar Hukuk Genel Kurulu’nca oyçokluğu ile bozmuştur.
Hukuk Genel Kurulu tarafından verilen karara karşı davalı … vekili tarafından karar düzeltme talebinde bulunulmuştur.
Hukuk Genel Kurulunda yapılan görüşmeler sırasında, işin esasının incelenmesinden önce Özel Dairenin, davaya bakma görevinin adli yargıda olduğuna işaret eder nitelikteki bozma kararı üzerine yapılan yargılama sonucunda Yerel Mahkemece idari yargı yerinin görevli olduğu gerekçesiyle direnme kararı verildiği, verilen direnme kararının davacılar vekilinin temyizi üzerine Yargıtay Hukuk Genel Kurulu tarafından, Kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedelinin tahsili istemiyle açılan eldeki davada adli yargının görevli olduğu belirtilerek bozulduğu, bozma kararına karşı ise davalı … vekili tarafından karar düzeltme talebinde bulunulduğu anlaşılmakla, HUMK’nın 440/III-3 maddesindeki düzenleme ve dilekçenin kapsamı dikkate alınarak, bu talebe karşı karar düzeltme yoluna başvurulup başvurulamayacağı hususu ön sorun olarak tartışılıp, değerlendirilmiştir.
Burada Yargıtay’ca verilen hangi kararların kesin olduğu, diğer bir söyleyişle bunlardan aleyhine karar düzeltme yoluna gidilemeyeceğinin açıklanmasında fayda bulunmaktadır. Şöyle ki,
6217 sayılı Kanun’un 30. maddesi ile 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’na eklenen “Geçici Madde 3” atfıyla uygulanmakta olan 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu (HUMK)’nun 440/III maddesi gereğince:
3-Usule ilişkin nihai kararlar hakkındaki Yargıtay Kararları için karar düzeltme istenemez;
a)Görevsizlik kararlarının temyizi üzerine verilen Yargıtay Kararlarına karşı karar düzeltme yoluna gidilemez (m.440/III-3).
b)Yetkisizlik kararlarının temyizi üzerine verilen Yargıtay Kararlarına karşı karar düzeltme yoluna gidilemez(m.440/III-3).
c)Hâkimin reddi hakkındaki merci kararlarının temyizi üzerine verilen Yargıtay Kararlarına karşı karar düzeltme yoluna gidilemez(m.440/III-3).
d)Davanın açılmamış sayılması kararlarının (Md.193/IV; md.194; md.409/V) temyizi üzerine verilen Yargıtay kararlarına karşı karar düzeltme yoluna gidilemez(m.440/III-3).
e)Karşılık davanın açılmamış sayılması kararının temyizi üzerine verilen Yargıtay Kararlarına karşı karar düzeltme yoluna gidilemez(m.440/III-3).
f)Başka mahkemelerde açılmış olan davaların birleştirilmesi kararının temyizi üzerine verilen Yargıtay Kararına karşı karar düzeltme yoluna gidilemez(m.440/III-3).
g)Yargıtay 20. Hukuk Dairesinin yargı yeri belirlemesine (merci tayinine) ilişkin kararlarına karşı karar düzeltme yoluna gidilemez(m.440/III-3).
Yukarıda yer alan HUMK.’un 440/III-3. maddesinde karar düzeltilmesi yoluna gidilemeyecek Yargıtay kararları açıklanırken işin niteliği itibariyle “merci belirtilmesi kararları” bir tarafa bırakılırsa hep mahalli mahkeme kararı esas tutularak hangi Yargıtay kararları hakkında düzeltme yoluna başvurulamayacağı gösterilmiştir.
Eş söyleyişle Kanunun getirdiği düzenleme yönünden göreve ilişkin karar düzeltme yasağının işleyebilmesi için Yerel Mahkemece görevli ilgili bir kararın verilmesi ve bu karar hakkında temyiz incelemesi ile Yargıtay Özel Dairesince de bir karar alınmalıdır.
“Görevle ilgili olarak karar düzeltme isteğine getirilen istisna mahalli mahkemenin görevsizlik kararı vermiş olması hali içindir. Ancak, mahalli mahkeme esas hakkında karar (hüküm) vermiş ve Yargıtay (temyiz incelemesi sonucunda bu kararı görev yönünden bozmuş ise Yargıtay’ın bu bozma kararma karşı (m. 440.III/1 deki iki istisnadan hiç biri söz konusu değilse) karar düzeltme yoluna başvurulabilir.”
Somut olayda Yerel Mahkemenin 3194 sayılı Kanun’un 18. maddesi hükmüne göre tesis edilen dava konusu işlemin idarenin kamu gücüne dayalı, resen ve tek yanlı olarak tesis ettiği idari bir işlem niteliğinde olduğu vurgulanmak suretiyle vermiş olduğu yargı yolu bakımından mahkemenin görevsizliği nedeniyle dava dilekçesinin reddi kararı, Özel Dairece; 11.02.1959 gün ve 17/15 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı uyarınca, davaya bakmanın adli yargının görevi dahilinde olduğu, bu itibarla işin esasına girilerek hüküm kurulması gereğine işaretle bozulmuş, Hukuk Genel Kurulu’nca da idarece davacılara ait taşınmazdan düzenleme ortaklık payı kesilmiş olmasına rağmen 932 m²’lik hisse kamulaştırılmadan bedelsiz olarak terkin edildiği, idarenin hukuki dayanağı bulunmayan bu işlemi sonucu davacıların dava konusu hisse üzerindeki mülkiyeti sona erdiği ve idarece davacıların taşınmazına fiilen el atıldığı, bu durumda idarenin kişilerin taşınmazlarına eylemli olarak el atıp tamamen veya kısmen kullanılmasına engel olmasından kaynaklanan tazminat davalarında adli yargının görevli olduğu benimsenerek direnme kararı bozulmuştur.
Hal böyle olunca HUMK.nun 440/III-3 maddesi uyarınca Hukuk Genel Kurulunun bozma kararına karşı karar düzeltme yoluna başvurulamaz.
Bu nedenle karar düzeltme istemine ilişkin dilekçenin reddine karar verilmesi gerekir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı … vekili tarafından verilen karar düzeltme istemine ilişkin dilekçenin REDDİNE, istek halinde karar düzeltme harcının yatırana geri verilmesine, 24.05.2017 gününde oybirliği ile kesin olarak karar verildi.