Yargıtay Kararı Hukuk Genel Kurulu 2015/2878 E. 2019/456 K. 16.04.2019 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : Hukuk Genel Kurulu
ESAS NO : 2015/2878
KARAR NO : 2019/456
KARAR TARİHİ : 16.04.2019

MAHKEMESİ :İş Mahkemesi

Taraflar arasındaki “Kurum işleminin iptali ve tespit” davasından dolayı yapılan yargılama sonunda Antalya 1. İş Mahkemesince davanın açılmamış sayılmasına dair verilen 25.04.2013 tarihli ve 2013/111 E., 2013/219 K. sayılı karar davacı vekili tarafından temyiz edilmekle Yargıtay 10. Hukuk Dairesinin 25.06.2014 tarihli ve 2014/11261 E., 2014/15665 K. sayılı kararı ile:
“…Somut olayda, dava dilekçesinde bildirilen davalılardan Mert Mandıra Şarküteri Tar. Ür. Tur. Tic. Ltd. Şirketinin Şirinyalı Mah. 1503 Sok. Mercan Apt. No:13/5 Merkez/Antalya adresine Mahkemece çıkartılan tebligatın bila tebliğ iade edilmesi üzerine, davacı vekiline 10.04.2013 tarihinde tebliğ edilen ihtarlı tebligat ile …nun 119/b maddesi kapsamında dava dilekçesinde eksiklik olduğu belirtilerek, 1 haftalık kesin süre içinde davalı şirketin tebligat adresinin bildirilmemesi ve bildirilen adresin de iade edilmesi halinde davanın açılmamış sayılmasına karar verileceği ihtar edilmiş, davacı vekilince Mahkemeye sunulan 12.04.2013 havale tarihli dilekçe ile anılan şirketin dava dilekçesinde bulunan adresinin tekrar bildirilmesine ve Antalya Ticaret Sicil Müdürlüğü’nün 26.02.2013 tarihli yazı cevabı ile de bahse konu adresin davalı şirketin ticaret sicil kayıtlarında mevcut en son adresi olduğunun belirtilmesine karşın, Mahkemece eksikliğin süresinde giderilmediğinden bahisle, davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesi üzerine, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
01.10.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6100 sayılı …nun 119/1 maddesinde dava dilekçesinde bulunması gereken hususlar sayılmış, 119/1. maddesinin (b) bendinde ”davacı ile davalının adı, soyadı ve adresleri”nin bulunması gerektiği belirtilmiş, 119/2 maddesinde ise; 119/1 de sayılan bentlerden (a), (d), (e), (f), (g) bentleri dışında kalan hususlarda eksiklik bulunması halinde hakimin eksikliği tamamlaması için davacı tarafa bir haftalık kesin süre vereceği, bu süre içinde eksiklik tamamlanmadığı taktirde davanın açılmamış sayılacağı belirtilmiştir.
İncelenen dosyada, 05.02.2012 tarihli dava dilekçesinde, davalılardan Mert Mandıra Şarküteri Tar. Ür. Tur. Tic. Ltd. Şirketinin adresinin ”Şirinyalı Mah. 1503 Sok. Mercan Apt. No:13/5 Merkez/Antalya” olarak belirtildiği ve Antalya Ticaret Sicil Müdürlüğü’nün 26.02.2013 tarihli yazı cevabı ile de bahse konu adresin anılan şirketin ticaret sicil kayıtlarında mevcut en son adresi olduğu anlaşılmıştır.
Bu durumda, anılan davalı şirketin adresi dava dilekçesinde mevcut olduğu halde, eksikliğin giderilmediğinden bahisle davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesi doğru değildir.
O hâlde, davacı vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve sair yönleri incelenmeksizin hüküm bozulmalıdır…”
gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle yeniden yapılan yargılama sonunda mahkemece önceki kararda direnilmiştir.

HUKUK GENEL KURULU KARARI

Hukuk Genel Kurulunca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki belgeler okunduktan sonra gereği görüşüldü:
Dava, hizmet tespiti ve Kurum işleminin iptali istemine ilişkindir.
Davacı vekili; müvekkilinin 05.05.2006-30.09.2007 tarihleri arasında Mert Mandıra Şarküteri Tarım Ürünleri Turizm İnşaat Taahhüt Kuyumculuk Emlak Ticaret Sanayi Limited Şirketi’nde, 01.11.2008-30.09.2010 tarihleri arasında Örnek-Yavuz-Bahar Gıda ve İhtiyaç Maddeleri Pazarlama Ticaret Sanayi Limited Şirketinde çalıştığını ve müvekkiline 01.10.2010 tarihinde yaşlılık aylığı bağlandığını, Kurum tarafından 01.12.2012 tarihinde yaşlılık aylığının iptal edildiğini ve ödenen aylıkların yersiz ödeme kaydedildiğini ileri sürerek, 05.05.2006-30.09.2007 tarihleri arasında Mert Mandıra Şarküteri Tarım Ürünleri Turizm İnşaat Taahhüt Kuyumculuk Emlak Ticaret Sanayi Limited Şirketinde 01.11.2008-30.09.2010 tarihleri arasında Örnek-Yavuz-Bahar Gıda ve İhtiyaç Maddeleri Pazarlama Ticaret Sanayi Limited Şirketi’nde iptal edilen çalışmalarının tespitini, Kurum kayıtlarının bu şekilde düzeltilmesini ve 01.10.2010 tarihinden itibaren yaşlılık aylığı almaya hak kazandığının ve Kuruma borçlu olmadığının tespitini dava etmiştir.
Davalı … vekili; Kurum işleminde hata bulunmadığını belirterek davanın reddinin gerektiğini savunmuştur.
Davalı … Tarım Ürünleri Turizm İnşaat Taahhüt Kuyumculuk Emlak Ticaret Sanayi Limited Şirketi ve davalı Örnek-Yavuz-Bahar Gıda ve İhtiyaç Maddeleri Pazarlama Ticaret Sanayi Limited Şirketi cevap dilekçesi sunmamıştır.
Mahkemece; davalı … Tarım Ürünleri Turizm İnşaat Taahhüt Kuyumculuk Emlak Ticaret Sanayi Limited Şirketinin tebligat adresinin bulunmadığı ve Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 119. maddesi gereğince bu eksikliğin tamamlanması için davacı vekiline bir haftalık kesin süre verildiği, kesin süreye rağmen davacı vekilince ihtara uyulmadığı gerekçesiyle Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 119. maddesinin 2. fıkrası uyarınca davanın açılmamış sayılmasına karar verilmiştir.
Davacı vekilinin temyizi üzerine karar Özel Dairece başlık bölümünde açıklanan gerekçelerle bozulmuştur.
Yerel mahkemece; Antalya Ticaret Sicil Müdürlüğü’nün 26.02.2013 tarihli yazı cevabında davalı … Tarım Ürünleri Turizm İnşaat Taahhüt Kuyumculuk Emlak Ticaret Sanayi Limited Şirketinin mevcut son adresinin “Şirinyalı Mahallesi 1503 Sokak Mercan Apt. No.13/5 Merkez/Antalya” olduğu ve dava dilekçesinde bu adresin yazılı olduğu, ancak “Şirinyalı Mahallesi 1503 Sokak Mercan Apt. No.13/5 Merkez/Antalya” adresinin fiilen olmadığı, tüm çıkartılan tebligatlarda posta memurunca “Şirinyalı Mahallesi 1503 Sokak’ta 13 no ve Mercan Apartmanının bulunmadığı, alıcının tanınmadığı” şeklinde şerh düşüldüğü, davalı … Tarım Ürünleri Turizm İnşaat Taahhüt Kuyumculuk Emlak Ticaret Sanayi Limited Şirketinin tebligat adresinin bulunmadığı ve Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 119. maddesi gereğince bu eksikliğin tamamlanması için davacı vekiline bir haftalık kesin süre verildiği, verilen kesin süre içerisinde eksikliğin tamamlanmadığı gerekçesiyle direnme kararı verilmiştir.
Direnme kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Direnme yoluyla Hukuk Genel Kurulu önüne gelen uyuşmazlık; davalı … Tarım Ürünleri Turizm İnşaat Taahhüt Kuyumculuk Emlak Ticaret Sanayi Limited Şirketinin adresinin davacıya verilen kesin süre içerisinde bildirilmediği gerekçesiyle davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesinin doğru olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
7201 sayılı Tebligat Kanunu’nun 35. maddesi; ”Kendisine veya adresine kanunun gösterdiği usullere göre tebliğ yapılmış olan kimse, adresini değiştirirse, yenisini hemen tebliği yaptırmış olan kaza merciine bildirmeye mecburdur. Bu takdirde bundan sonraki tebliğler bildirilen yeni adrese yapılır.
Adresini değiştiren kimse yenisini bildirmediği ve adres kayıt sisteminde yerleşim yeri adresi de tespit edilemediği taktirde, tebliğ olunacak evrakın bir nüshası eski adrese ait binanın kapısına asılır ve asılma tarihi tebliğ tarihi sayılır.
Bundan sonra eski adrese çıkarılan tebliğler muhataba yapılmış sayılır.
Daha önce tebligat yapılmamış olsa bile, tüzel kişiler bakımından resmî kayıtlardaki adresleri esas alınır ve bu madde hükümleri uygulanır.
Daha önce yurt dışındaki adresine tebligat yapılmış Türk vatandaşı, yurt dışı adresini değiştirir ve bunu tebliğ çıkaran mercie bildirmez, adres kayıt sisteminden de yerleşim yeri adresi tespit edilemezse, bu kişinin yurt dışında daha önce tebligat yapılan adresine Türkiye Büyükelçiliği veya Konsolosluğunca 25/a maddesine göre gönderilen bildirimin adrese ulaştığının belgelendiği tarihten itibaren otuz gün sonra tebligat yapılmış sayılır.” şeklinde düzenlenmiştir.
Tebligat Kanunu’nun 35. maddesi kapsamında tüzel kişilere tebligat yapılabilmesi için resmî kayıtlardaki adreslerinin esas alınması gerekmekte olup, söz konusu adresin gerçekte var olmaması durumunda tebligatların ne şekilde yapılacağı somut olay bakımından uyuşmazlığın özünü oluşturmaktadır.
Somut olayda, davacı tarafından dava dilekçesinde davalıya ait adresin bildirildiği ve ticaret sicil müdürlüğünden gönderilen belgede de davalıya ait adres belirtildiğinden mahkemece verilen karar 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 119. maddesi ile getirilen düzenlemeye uygun değildir (Altunel, M.; Dava Dilekçesinde Davalının Adres Bilgisi, Yargıtay Dergisi, Ocak-Nisan 2015, Cilt 41, Sayı 1-2, s. 235). Ancak davalı … Tarım Ürünleri Turizm İnşaat Taahhüt Kuyumculuk Emlak Ticaret Sanayi Limited Şirketi’nin ticaret sicil müdürlüğünde kayıtlı adresine çıkarılan tebligatlar söz konusu adresin bulunmadığı gerekçesiyle iade edilmiştir. Tebligat Kanunu’nun 35. maddesinde belirtilen şekilde tebliğin yapılması için ticaret sicil müdürlüğünde kayıtlı adresin gerçekte var olmadığı açıktır. Bu durumda Tebligat Kanunu 35. maddeye göre tebligatın yapılamayacağı göz önüne alındığında, ilan yoluyla dava dilekçesinin tebliği gerekir. Tebligat Kanununun 28. maddesinde de “Adresi meçhul olanlara tebligat ilanen yapılır. Yukarıdaki maddeler mucibince tebligat yapılamayan ve ikametgahı, meskeni veya iş yeri de bulunamayan kimsenin adresi meçhul sayılır.” denmektedir. Davalı … Tarım Ürünleri Turizm İnşaat Taahhüt Kuyumculuk Emlak Ticaret Sanayi Limited Şirketine dava dilekçesinin ve gerekli evrakların ilanen tebliğ edilip işin esasının incelenmesine geçilmelidir.
Yerel mahkemenin direnme gerekçesi Özel Daire bozma kararında ve yukarıda belirtilen bu ilave gerekçeler dikkate alındığında usul ve yasaya aykırıdır.
Hukuk Genel Kurulunda yapılan görüşmeler sırasında, davalı … Tarım Ürünleri Turizm İnşaat Taahhüt Kuyumculuk Emlak Ticaret Sanayi Limited Şirketine ilanen tebligat yolunun denenmesinden önce, şirketin gerçek adresinin araştırılmasının gerektiği, yapılan araştırma sonucuna göre hangi usulle tebligat yapılacağının belirlenmesi ve bu nedenlerle direnme kararının değişik gerekçe ile bozulması gerektiği görüşü ileri sürülmüş ise de, bu görüş Kurul çoğunluğunca benimsenmemiştir.
Diğer taraftan, gerekçeli kararın başlık kısmında davalı … Tarım Ürünleri Turizm İnşaat Taahhüt Kuyumculuk Emlak Ticaret Sanayi Limited Şirketinin unvanı Mert Mandıra Şarküteri Tar. Ürün. Tur. Tic. Ltd. Şti. olarak, davalı Örnek-Yavuz-Bahar Gıda ve İhtiyaç Maddeleri Pazarlama Ticaret Sanayi Limited Şirketinin unvanı Örnek Yavuz Bahar Gıda ve HT Mad. Paz. Tic. Ltd. Şti olarak yazılmış ise de bu yanlışlık mahallinde düzeltilebilir bir hata olduğu kabul edildiğinden ayrıca bozma nedeni yapılmamıştır.
Hâl böyle olunca direnme kararının Özel Dairenin bozma kararında ve yukarıda belirtilen ilave gerekçe ve nedenlerle bozulmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ : Davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile direnme kararının Özel Daire bozma kararında gösterilen ve yukarıda açıklanan ilave nedenlerden dolayı 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun Geçici 3. maddesine göre uygulanmakta olan 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 429. maddesi gereğince BOZULMASINA, istek hâlinde temyiz peşin harcının yatırana iadesine, karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 16.04.2019 tarihinde oy çokluğu ile kesin olarak karar verildi.

KARŞI OY

Taraflara hukuki dinlenilme hakkı verilmesi anayasal bir haktır. Anayasamızın 36. maddesine göre teminat altına alınan iddia ve savunma hakkı ile adil yargılanma hakkı, hukuki dinlenilme hakkını da içermektedir. Yine İnsan Hakları Avrupa Sözleşmesi’nde de hukukî dinlenilme hakkı, adil yargılanma hakkı içinde teminat altına alınmıştır. Bu hakka, tarafın hâkime meramını anlatma hakkı ya da iddia ve savunma hakkı da denilmektedir. Ancak, hukuki dinlenilme hakkı, bu ifadeleri de kapsayan daha geniş bir anlama sahiptir. (HGK 23.11.2011 Tarih, 2011/11-554 Esas, 2011/684 Karar) HMK’nın 27. maddesinde hukuki dinlenilme hakkı ayrıca düzenlenmiş olup; davanın tarafları, müdahiller ve yargılamanın diğer ilgilileri, kendi hakları ile bağlantılı olarak hukuki dinlenilme hakkına sahiptirler (HMK 27/1). Bu hak; yargılama ile ilgili olarak bilgi sahibi olunmasını, açıklama ve ispat hakkını, mahkemenin, açıklamaları dikkate alarak değerlendirmesini ve kararların somut ve açık olarak gerekçelendirilmesini içerir (HMK 27/2).
Yargılama ile ilgili olarak bilgi sahibi olunabilmesinin sağlanabilmesinin en önemli araçlarından birisi tebligattır. Tebligat bilgilendirme yanında belgelendirme özelliği de bulunan bir usul işlemidir. Kanunun ve Yönetmeliğin amacı tebligatın muhatabına en kısa zamanda ulaşması, konusu ile ilgili kişilerin bilgilendirilmesi ve bu hususların belgelendirilmesidir.
Tebliğin bu amacına uygun olarak yapılabilmesi için Tebligat Kanunu ile Tebligat Kanunun Uygulanmasına Dair Yönetmelikte ayrıntılı hükümlere yer verilmiştir. Bu hükümlerin sonucu olarak bazı tebliğ usullerinin uygulanabilmesi için öncesinde bazı işlemlerin yapılması ve bu şekilde tebliğ sağlanamazsa sonraki aşamaya geçilmesi gerekir. Bu aşamalara uyulmaksızın yapılacak tebliğler bilgilendirme amacının gerçekleşmesini engelleyebileceği gibi şekli nitelik taşıyan bu kuralların doğru olarak uygulanmamasına da neden olacaktır.
Tebligat Kanununda; tebligatın, tebliğ yapılacak şahsa bilinen en son adresinde yapılacağı (md. 10), adresi meçhul olanlara tebligatın ilanen yapılacağı (md. 28/1) yukarıdaki maddeler mucibince tebligat yapılamayan ve ikametgahı, meskeni veya iş yeri de bulunamayan kimsenin adresinin meçhul sayılacağı (md. 28/2), Adresin meçhul olması hâlinde keyfiyetin tebliğ memuru tarafından mahalle veya köy muhtarına şerh verdirilmek suretiyle tespit edileceği, bununla beraber tebliği çıkaran mercinin, muhatabın adresini resmî veya hususi müessese ve dairelerden gerekli gördüklerine soracağı ve zabıta vasıtasıyla tahkik ve tespit ettireceği (md. 28/3) düzenlenmiştir.
İlanen tebliğle ilgili Yönetmeliğin 48. maddesinde ise; bu Yönetmelik hükümleri uyarınca kendisine tebligat yapılamayan, tebliğ memuru tarafından adresi tespit edilemeyen, adres kayıt sisteminde de yerleşim yeri adresi bulunmayan kişinin adresinin tespiti için tebligatı çıkaran merci tarafından adres araştırması yapılacağı (md. 48/1), Tebligatı çıkaran merci, muhatabın adresini öncelikle resmî veya özel kurum ve dairelerden, bunlardan sonuç alınamadığı taktirde kolluk vasıtasıyla araştırıabileceği ve tespit ettirebileceği, yapılan araştırmalara rağmen muhatabın adresinin tespit edilememesi hâlinde adresin meçhul sayılacağı (md. 48/2), adresi meçhul olanlara tebligatın ilanen yapılacağı (md. 48/3), ilânen tebligatın, bu maddedeki usuller izlendikten sonra başvurulacak son çare olduğu (md. 48/4) düzenlemesi bulunmaktadır.
Davalının ticaret sicilindeki adresinin mevcut olmayan bir adres olduğu anlaşılmış olduğundan Tebligat Kanununun 35. maddesine göre tebliğ yapılması mümkün olmadığı için davalıya ilanen tebliğ yapılması gerektiği düşünülmelidir. Ancak ilanen tebliğde şekli olarak tebliğ yapılmış olsa da bilgilendirme amacının maddi olarak gerçekleşmeme ihtimali bulunduğu için yasa ve yönetmelikte bunun en son çare olduğu düzenlenmiş ve öncesinde bazı adres araştırma işlemlerinin yapılması zorunluluğu getirilmiş olduğundan bu araştırmalar yapılmadan ilanen tebliğ yoluna başvurulmamalıdır. Bu durumda mahkemece, öncelikle resmî kurumlardan, adres araştırma işlemlerinin yapılması, sonuç alınamazsa kolluktan sorulması gerekmektedir. Kolluk araştırması sırasında şirket ortaklarından da sorulmak suretiyle araştırma yapılması da istenerek adresin bulunmaya çalışılması mümkün olabilecektir. Bu ön işlemler gerçekleştirilmeden ilanen tebliğ yoluna gidilemeyeceğinden, bu araştırmalara gerek duymaksızın ilanen tebliğ yapılması gerektiği yönünde oluşan değerli çoğunluk görüşüne katılamıyoruz.