YARGITAY KARARI
DAİRE : Hukuk Genel Kurulu
ESAS NO : 2014/852
KARAR NO : 2016/560
KARAR TARİHİ : 27.04.2016
MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
Taraflar arasındaki “kurum işleminin iptali ve ölüm aylığı bağlanması” davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Bursa 2. İş Mahkemesince davanın kabulüne dair verilen 06.06.2013 gün ve 2013/52 E., 2013/252 K. sayılı kararın incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 10.Hukuk Dairesinin 26/09/2013 gün ve 2013/18382 E.-2013/17437 K. sayılı ilamı ile;
(…Mahkemece yapılan yargılama sonunda verilen ilk hüküm, Dairemizce yapılan temyiz denetimi üzerine bozulmuş olup, 13.12.2012 gün ve 2012/15356-2012/25541 sayılı anılan ilama uyulmasına karşın bozma gereklerinin tam anlamıyla yerine getirilmediği belirgindir. Bu bakımdan; davacı ile boşandığı eşinin fiili beraberliğinin ortaya konulmasına ilişkin olarak ortaya çıkan belirsizliğin giderilmesi için, yargılama aşamasında 17.04.2013 günü düzenlenen tutanak içeriği çekişme konusu döneme yönelik belirleme içermediğinden … yönünden geniş kapsamlı, uyuşmazlık konusu dönemi aydınlatmaya yönelik Emniyet Müdürlüğü araştırması yapılmalı, anılan mahallede 2004 yılından itibaren görev yapan muhtar ve azaların tanık sıfatıyla bilgi ve görgüsüne başvurulmalı, 2007 yılında boşanan ilgililerin kayıtlı yerleşim yerlerinin aynı oluşu dikkate alınmalı, Sosyal Güvenlik Kontrol Memurluğu’nca yapılan araştırma-soruşturmada davacı hak sahibinin 10.06.2010 günü ifadesi alınırken boşandığı eşiyle aynı evde oturduklarının saptanmış olması göz önünde bulundurulmalı, Emniyet Müdürlüğü görevlilerince hazırlanan 11.01.2011 tarihli tutanak içeriği değerlendirilmeli, böylelikle “boşanılan eşle eylemli olarak birlikte yaşama” olgusunun gerçekleşip gerçekleşmediği, toplanan kanıtlar ışığı altında değerlendirildikten sonra elde edilecek sonuca göre hüküm kurulmalıdır.
Bu maddi ve hukuki olgular göz önünde bulundurulmaksızın, mahkemece eksik inceleme ve araştırma sonucu davanın kabulüne karar verilmesi, usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
O halde, davalı Kurum vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır…)
gerekçesiyle karar bozularak dosya yerine geri çevrilmekle, yeniden yapılan yargılama sonunda, mahkemece önceki kararda direnilmiştir.
HUKUK GENEL KURULU KARARI
Hukuk Genel Kurulunca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:
Dava, kurum işleminin iptali ve ölüm aylığının bağlanması gerektiğinin tespiti istemine ilişkindir.
Davacı vekili, müvekkilinin, Bursa 1. Aile Mahkemesinin 13.09.2007 tarih ve 2007/189 E. 809 K. sayılı kararı ile eşinden boşandığını, bu nedenle müvekkilinin vefat eden babası Salih Yay’dan kendisine 600.00 TL aylık bağlandığını, davalı kurumun ise sözkonusu boşanma işleminin muvazaalı olduğunu belirterek ödemeleri durdurduğunu, boşanmada hukuka aykırı bir işlemin bulunmadığını ve davalı kurumun muvazaa iddiasının gerçeği yansıtmadığını beyanla, kurum işleminin iptali ile haksız olarak kesilen ölüm aylığının yeniden bağlanmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … vekili, kurum müfettişlerince yapılan araştırmalarda davacının boşanmış olmasına karşın, eski eşi ile fiili olarak yaşamaya devam ettiğinin tespit edildiğini, dolayısıyla aylığın kesilmesine ilişkin işlemin yerinde olduğunu ve açılan davanın reddinin gerektiğini savunmuştur.
Mahkemece, davanın kabulüne dair verilen ilk hüküm, davalı … vekilinin temyizi üzerine Özel Dairece, boşanılan eşle eylemli olarak birlikte yaşama olgusunun varlığının tespiti amacıyla kapsamlı bir araştırma yapılması gerektiği, eksik araştırma ile karar verilmesinin doğru olmadığı gerekçesiyle bozulmuştur.
Mahkemece Özel Dairenin bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonucunda, yapılan adres araştırmasında davacının boşanmadan önceki adresinin “Hacivat Mah. C224 Sok. N:18/2 Yıldırım/Bursa” olduğu, boşandıktan sonra ise davacının ikametgah adresinin “Fatih Mah. 1.Korkmaz Sok. N:7 Osmangazi/Bursa” olarak değiştirildiği, taşınmazın su aboneliğinin Tevfik Uğur adına, telefon aboneliğinin Elif Yay adına ve elektrik aboneliğinin Mustafa Yandık adına kayıtlı olduğu, Osmangazi İlçe Emniyet Müdürlüğü tarafından yapılan araştırmada davacının boşandıktan sonra ikamet ettiği adreste 4 kardeşi ile birlikte yaşadığı ve boşandıktan sonra eski eşi ile görüşmediği, eski eşin davacının kaldığı eve sadece çocuklarını görmek amacıyla geldiği, birlikte ikametin sözkonusu olmadığı gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
Davalı … vekilinin temyizi üzerine hüküm, Özel Dairece, yukarıda başlık bölümünde açıklanan gerekçelerle bozulmuştur.
Yerel Mahkemece, önceki gerekçeye ilaveten, Osmangazi Kaymakamlığı İlçe Nüfus Müdürlüğü’nün yazısında davacının 21.03.2007 tarihi itibari ile kayıtlı olduğu “Hacivat Mah. C:224 Sok. No:18/2 Yıldırım Bursa” adresinin kapalı olduğu, davacının 16.08.2010 tarihli beyanına göre yeni adresinin “… Osmangazi/Bursa” olarak tespit edildiği, dolayısıyla henüz dava açılmadan önce davacının önceki adresten taşındığı, yine 17.04.2013 tarihli tutanakta; davacının beş yıldır eşinden ayrı yaşadığının belirlendiği, kaldı ki eski eşin, davacının kaldığı eve sadece çocuklarını görmek amacıyla geldiği, davacı ile boşandığı eşin birlikte ikametinin sözkonusu olmadığı gerekçesiyle önceki kararda direnilmiştir.
Direnme kararını davalı … vekili temyiz etmiştir.
Hukuk Genel Kurulu önüne gelen uyuşmazlık, boşanılan eşle eylemli olarak birlikte yaşama olgusunun varlığının tespiti için yapılan araştırmanın eksik olduğu gerekçesine dayalı 13.12.2012 tarihli ilk bozma ilamına uyan mahkemenin, bozma ilamının gereklerini tam olarak yerine getirip getirmediği noktasında toplanmaktadır.
Somut olay incelendiğinde; mahkemece, davacının eşinden boşanması nedeniyle bağlanan ölüm aylığının, Sosyal Güvenlik Kurumu kontrol memuru tarafından yapılan araştırma neticesinde kesildiği, yargılama sırasında polis memuru tarafından düzenlenen tutanakta, davacının beş yıldır eşinden ayrı yaşadığının tespit edilmesine karşın, kurum kontrol memurunun yaptığı soruşturma sırasında düzenlenen tutanakta, davacının boşanmış olduğu eşi ile haftanın belirli günleri ve hafta sonları sürekli olarak davacının ikamet ettiği….’deki yerde bir araya geldiği ve birlikte kaldıklarının belirtildiği, ancak sözkonusu bu araştırmanın kimin beyanına dayandırıldığının belli olmadığı, tarafların müşterek çocukları için zaman zaman bir araya gelmelerinin normal olduğu, birlikte ikametin sözkonusu olmadığı belirtilerek, davanın kabulüne dair verilen ilk kararın, Yargıtay 10. Hukuk Dairesi’nin 13.12.2012 tarih 2012/15356 Esas 2012/25541 Karar sayılı ilamıyla, “boşanılan eşle eylemli olarak birlikte yaşama” olgusunun gerçekleşip gerçekleşmediğinin araştırılması gerektiği, eksik inceleme ve araştırma ile karar verilemeyeceği gerekçesiyle bozulduğu; mahkemece, Özel Dairenin bozma ilamına uyularak yapılan adres araştırmasında, davacının boşandıktan sonra boşandığı eşi ile görüşmediği, boşandığı eşin davacının kaldığı eve sadece çocuklarını görmek amacıyla geldiği, birlikte ikametin sözkonusu olmadığı belirtilerek yeniden davanın kabulüne karar verildiği, verilen kararın ise, Yargıtay 10. Hukuk Dairesi’nin 26/09/2013 gün ve 2013/18382 Esas; 2013/17437 Karar sayılı ikinci ilamıyla, “boşanılan eşle eylemli olarak birlikte yaşama” olgusunun gerçekleşip gerçekleşmediğinin tespit edilemediği, dolayısıyla eksik inceleme ve araştırma yapıldığı gerekçesiyle yeniden bozulduğu anlaşılmaktadır.
İlk bozma ilamından sonra mahkemece, “eylemli olarak birlikte yaşama” olgusunun tespiti amacıyla araştırma yapıldığı ve davacının, 21.03.2007 tarihi itibari ile kayıtlı olduğu Hacivat Mah. C:224 Sok. No:18/2 Yıldırım/Bursa adresinin kapalı olduğunun, 16.08.2010 tarihli beyan ile … Osmangazi Bursa adresine taşındığının, bu durumda davacının boşanmadan önceki adresi ile boşandıktan sonraki adresinin farklı olduğunun belirlendiği; ancak yapılan bu araştırmanın, boşanılan eşle eylemli olarak birlikte yaşama olgusunun varlığının tespiti için yeterli olmadığı, kaldı ki davacının dosya içerisinde bulunan ifadesi, zabıta soruşturma tutanağı ile emniyet müdürlüğü tarafından düzenlenen tutanak içeriğinin değerlendirilmediği ve çelişkilerin giderilmediği, bu itibarla bozma gereklerinin tam olarak yerine getirilmediği açıktır.
Şu durumda mahkemece yapılacak iş, davacı ile boşandığı eşinin fiili beraberliğinin olup olmadığı hususunun belirlenmesi amacıyla, … adresi yönünden geniş kapsamlı, uyuşmazlık konusu dönemi aydınlatmaya yönelik emniyet müdürlüğü araştırması yapılması, 2004 yılından itibaren görev yapan muhtar ve azaların tanık sıfatıyla bilgi ve görgüsüne başvurulması, davacı hak sahibinin 10.06.2010 günü ifadesi alınırken boşandığı eşiyle aynı evde oturdukları hususunun gözönünde bulundurulması, 11.01.2011 tarihli tutanak içeriğinin değerlendirilmesi ve “boşanılan eşle eylemli olarak birlikte yaşama” olgusunun gerçekleşip gerçekleşmediğinin, hiçbir kuşkuya yer vermeksizin araştırılarak sonucuna göre karar verilmesi olmalıdır.
Hal böyle olunca, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dosyadaki tutanak ve kanıtlara, bozma kararında açıklanan gerektirici nedenlere göre, Hukuk Genel Kurulunca da benimsenen Özel Daire bozma kararına uyulmak gerekirken, önceki kararda direnilmesi usul ve yasaya aykırıdır.
Bu nedenle direnme kararı bozulmalıdır.
S O N U Ç : Davalı … vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile, direnme kararının Özel Daire bozma kararında gösterilen nedenlerden dolayı BOZULMASINA, 27.04.2016 gününde oybirliği ile karar verildi.