Yargıtay Kararı Hukuk Genel Kurulu 2014/830 E. 2016/490 K. 06.04.2016 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : Hukuk Genel Kurulu
ESAS NO : 2014/830
KARAR NO : 2016/490
KARAR TARİHİ : 06.04.2016

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasındaki ”tazminat davasından” dolayı yapılan yargılama sonunda; Bakırköy 7.Asliye Hukuk Mahkemesi’nce davanın kısmen kabulüne dair verilen 09.06.2011 gün ve 2009/257 E. – 2011/190 K. sayılı kararın incelenmesi taraflar vekilleri tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 13. Hukuk Dairesi’nin 16.04.2013 gün ve 2012/19794 E. – 2013/5161 K. sayılı ilamıyla;
(…Davacı, kendisi ile ilgili icra takibi ve davaları yürütmesi için davalı avukata 18.10.1996 tarihinde vekaletname verdiğini, ancak davalının vekaleti gereği gibi ifa edememesi nedeniyle toplam 24.008,00 TL zarara uğradığını ileri sürerek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere şimdilik 7.500,00 TL maddi zararın yasal faizi ile birlikte tahsiline karar verilmesini istemiş, 25.8.2010 tarihli ıslah dilekçesi ile de talep miktarını 17.702,14 TL’ye çıkarmıştır
Davalılar, davanın reddini dilemişlerdir.
Mahkemece davanın kabulüne, 7.500,00 TL alacağın, dava tarihinden, 8.061,84 TL alacağın ıslah tarihi olan 25.8.2010 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline, fazlaya ilişkin istemin reddine karar verilmiş, hüküm, taraflarca temyiz edilmiştir.
1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davalının tüm, davacının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazlarının reddi gerekir.
2-Dava, davalı avukatın vekalet görevini özenle ve gereği gibi yerine getirmemesi sonucunda, davacının uğramış olduğu zararların tahsili istemine ilişkindir. Mahkemece, alınan bilirkişi raporuna göre davacının uğradığı toplam zararın 15.561,84 TL olduğu belirtilerek bu miktar üzerinden hüküm kurulmuşsa da, bilirkişi tarafından verilen ek raporda, davacının uğradığı zarar miktarı 17.702,14 TL olarak düzeltilmiş olup, davacı da 25.8.2010 tarihli ıslah dilekçesi ile talep miktarını 17.702,14 TL’ye çıkarmıştır. O halde mahkemece, 17.702,14 TL üzerinden hüküm kurulması gerekirken, ek rapor dikkate alınmadan, yazılı şekilde karar verilmiş olması, usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir…)
gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle, yeniden yapılan yargılama sonunda; mahkemece önceki kararda direnilmiştir.

HUKUK GENEL KURULU KARARI

Hukuk Genel Kurulu’nca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:
I- Davalının temyiz itirazlarının incelenmesinde;  
Davalının ilk hükme yönelik temyiz itirazları Özel Dairece reddedildiğinden, davalı yönünden önceki karar kesinleşmiştir.  
Açıklanan durum karşısında, hakkındaki hüküm kesinleşmiş olan davalının direnmeyi temyizde hukuki yararı bulunmadığından, temyiz isteminin reddi gerekir.
II-Davacının temyiz itirazlarının incelenmesinde;  
Dava, davalı avukatın vekalet görevini özenle ve gereği gibi yerine getirmemesi sonucunda, davacının uğramış olduğu zararların tahsili istemine ilişkindir.
Mahkemece, davanın kısmen kabulüne; 15.561,84-TL’nin davalıdan tahsiline, fazlaya ilişkin istemin reddine karar verilmiş, hükmün davacı ve davalı vekillerinin temyizi üzerine Özel Dairece, davalının tüm, davacının sair temyiz itirazların reddine karar verilmiş, karar yukarıda açıklanan nedenlerle davacı yararına bozulmuştur.
Mahkeme, alacağın 15.561,84-TL olduğu gerekçesiyle önceki kararında direnmiş; hükmü davacı ve davalı vekilleri temyize getirmiştir.
Direnme yoluyla Hukuk Genel Kurulu önüne gelen uyuşmazlık; davalının vekalet görevini gereği gibi yerine getirmemesi nedeniyle uğradığı zararın 15.561,84-TL mi yoksa 17.702,14-TL mi olduğu noktasında toplanmaktadır.
Mahkemece, davacının uğradığı zararın 15.561,84-TL olduğunu belirleyen 06.04.2010 tarihli bilirkişi raporu esas alınarak hüküm kurulmuş; Özel Dairece davacının uğradığı zararın 17.702,14-TL olduğunu belirleyen ve aynı bilirkişi tarafından hazırlanan 05.07.2010 tarihli ek bilirkişi raporu esas alınarak 17.702,14-TL’nin davalıdan tahsiline karar verilmesi gerektiği gerekçesiyle hüküm, davacı yararına bozulmuştur.
06.04.2010 tarihli bilirkişi raporu ile 05.07.2010 tarihli ek bilirkişi raporu arasında davacının uğradığı zararın miktarına yönelik farklılık; davalı avukat tarafından takip edilen Bakırköy 6.Asliye Hukuk Mahkemesinin 2008/217 Esas sayılı dosyasındaki zararın miktarına yönelik tespitten kaynaklanmaktadır.
Bilirkişi tarafından hazırlanan 06.04.2010 tarihli raporda; Bakırköy 6.Asliye Hukuk Mahkemesinin 2008/217 Esas sayılı dosyasında davacının Bakırköy 7.İcra Müdürlüğü’nün 2006/1311 Esas sayılı icra dosyasında davacı tarafından yapılan 51,70-TL masraf, itirazın iptali davasında da bozma öncesi yapılan dava masrafı 563,10-TL, bozma sonrası davacı aleyhine hükmedilen karar harcı 285,50 -TL, vekalet ücreti 1.240-TL, alacağın zamanaşımına uğraması nedeniyle tahsil edilemeyen faiz geliri 8.549,58-TL olmak üzere toplam 10.689,88-TL zarara uğradığı belirlenmiştir. Davacı vekilinin; 06.04.2010 tarihli bilirkişi raporunda; Bakırköy 6.Asliye Hukuk Mahkemesinin 2008/217 Esas sayılı dosyasında açılan itirazın iptali davasına dayanak teşkil eden Bakırköy 7.İcra Müdürlüğü’nün 2006/1311 Esas sayılı icra dosyasında yapılan ilk takip masrafı 51,70-TL, dava masrafı 563,10-TL, karar harcı 285,50-TL ve davalı vekili yararına hükmedilen vekalet ücreti 1.240-TL olmak üzere toplam 2.140,30- TL’nin toplam zarara dahil edilmediğini ileri sürerek bilirkişi raporuna itiraz etmesi üzerine, 05.07.2010 tarihli ek bilirkişi raporunda; itiraza konu 2.140,30-TL’nin, 06.04.2010 tarihli raporda hesaba katılmamış ve zararın 2.140,30-TL eksik belirlendiği belirtilmiştir. Bilirkişi tarafından hazırlanan 06.04.2010 tarihli bilirkişi raporunun incelenmesinde itiraza konu 2.140,30-TL’nin, ayrıntılı bir şekilde incelenerek davacının uğradığı zarara dahil edildiği anlaşılmaktadır.
Hal böyle olunca, davacı vekili olarak görev yapan davalının vekalet görevini gereği gibi yerine getirmeyerek alacağın zamanaşımına uğramasına neden olması nedeniyle davacının uğradığı zararın 15.561,84-TL olduğunu kabul eden ve bu miktarın davalıdan alınarak davacıya verilmesine ilişkin olarak yerel mahkemece verilen direnme kararı usul ve yasaya uygun olup onanması gerekir.
SONUÇ: Yukarıda (I) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, temyizde hukuki yararı bulunmadığından davalı vekilinin temyiz isteminin REDDİNE, istek halinde temyiz peşin harcının yatırana geri verilmesine,
(II) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile direnme kararının yukarıda açıklanan gerekçelerle ONANMASINA, gerekli temyiz ilamı harcı peşin alındığından başka harç alınmasına mahal olmadığına 06.04.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.