Yargıtay Kararı Hukuk Genel Kurulu 2014/563 E. 2015/782 K. 21.01.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : Hukuk Genel Kurulu
ESAS NO : 2014/563
KARAR NO : 2015/782
KARAR TARİHİ : 21.01.2015

MAHKEMESİ : Beypazarı Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 27/12/2012
NUMARASI : 2012/297 E. -2012/369 K.

Hukuk Genel Kurulu’nca incelenerek dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:
Dava, tazminat istemine ilişkindir. İstemin kabulüne dair verilen kararın temyiz edilmesi üzerine yukarıda başlık kısmında işaret edilen özel daire kararı ile mahkeme hükmü bozulmuş, mahkemece önceki kararda direnilmiştir.
Mahkemenin, davanın kısmen kabulüne dair verilen karar davalı H.. K.. vd. vekilinin temyizi üzerine, Özel Daire’ce bozulmuş; yerel mahkeme önceki kararında direnmiştir.
Hüküm davalı H.. K.. vd. vekilince temyiz edilmiştir.
Direnme kararı ve ekleri temyiz incelemesi için gönderilmiş ise de yapılan incelemede; direnmeye ilişkin gerekçeli kararın görülmekte olan davada vekille temsil edildiği anlaşılan davalı asil C.. O..’a tebliğe çıkartıldığı anlaşılmıştır.
Vekil vasıtasıyla takip edilen işlerde tebligatın nasıl yapılacağı, 7201 sayılı Tebligat Kanunu’nun 11.maddesinde açıklanmıştır.
Buna göre, anılan Kanun’un 11.maddesi; “Vekil vasıtasıyla takip edilen işlerde tebligat vekile yapılır.” hükmünü içermektedir.
Görüldüğü üzere madde metninde, vekil aracılığıyla takip edilen davalarda tebligatın vekile yapılacağı belirtilmektedir.
Bunun yanında, 10.07.1940 gün ve E:1940/7, 1940/75 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararının gerekçesinde de; “…Davanın son dereceye kadar takibi için vekil tayin etmiş olan bir kimseye ilam tebliği mümkün bulundukça müvekkiline tebligat yapılması kanuna aykırı ve bu sebeple tebliğ dahi hükümsüz olduğundan, kanun yoluna başvurma için belli olan süre böyle yolsuz bir tebliğ üzerine cereyan etmez…” denilmek suretiyle aynı ilke benimsenmiştir.
Nitekim, Hukuk Genel Kurulu’nun 28.11.2012 gün ve E:2012/5-453, K:2012/911 sayılı ilamı da aynı yöndedir.

Somut olaya gelince; direnmeye ilişkin gerekçeli karar tebligatının “vekile” çıkarılması gerekirken ve davalı C.. O..’ın kendisini vekille temsil ettirdiği dosya kapsamından anlaşılmasına rağmen vekili yerine kendisine tebligatın yapılması usul ve yasaya aykırıdır.
O halde, mahkemece yapılacak iş; öncelikle direnmeye ilişkin gerekçeli kararın davalı C.. O..’ın vekiline yukarıda açıklanan yasal düzenleme de gözetilerek yöntemine uygun olarak tebliği ile temyiz süresinin geçmesinin beklenmesi; direnme kararının temyiz edilmemesi halinde bu şekliyle, temyizi halinde ise devamı işlemler de tamamlanarak ondan sonra dosyanın son kontrolünün yapılıp, eksiksiz olmak üzere temyiz incelemesi yapılmak üzere Hukuk Genel Kurulu’na gönderilmesi olmalıdır.
Açıklanan nedenlerle; dosyanın, belirtilen eksiklik giderilerek ve gönderme formunu imzalayan hakimce son kontrolünün de sağlanarak temyiz incelemesi yapılmak üzere Yargıtay’a gönderilmesi için, Yerel Mahkemeye geri çevrilmesi gerekir.
SONUÇ:Yukarıda açıklandığı üzere işlem yapılarak, anılan eksiklik tamamlandıktan sonra temyiz incelemesi için Hukuk Genel Kurulu’na gönderilmek üzere, dosyanın Yerel Mahkemeye GERİ ÇEVRİLMESİNE, 21.01.2015 gününde oybirliği ile karar verildi.