YARGITAY KARARI
DAİRE : Hukuk Genel Kurulu
ESAS NO : 2014/51
KARAR NO : 2015/1678
KARAR TARİHİ : 17.06.2015
Taraflar arasındaki “kamulaştırma bedelinin tespiti ve tescil” davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; İzmir 3. Asliye Hukuk Mahkemesince davanın kabulüne dair verilen 27.03.2012 gün ve 2011/133 E., 2012/93 K. sayılı kararın incelenmesi taraf vekilleri tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 18.Hukuk Dairesinin 10.12.2012 gün ve 2012/13805 E., 2012/14202 K. sayılı ilamı ile;
(…Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı kanıtlarla yasal gerektirici nedenlere ve özellikle kanıtların takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre sair temyiz itirazları yerinde değildir.
Ancak;
Çevre ve Şehircilik Bakanlığınca yapı birim fiyatlarının yılın tamamında geçerli olmak üzere saptandığı gözetilerek, davaya konu yapılar için değerlendirme tarihi olan 2011 yılı birim fiyat listesine göre değerlendirme yapılmakla yetinilmesi gerektiği dikkate alınmadan belirlenen değere ayrıca endeks ilavesi yapılmış olması doğru görülmemiştir…)
gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle, yeniden yapılan yargılama sonunda, mahkemece önceki kararda direnilmiştir.
HUKUK GENEL KURULU KARARI
Hukuk Genel Kurulunca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:
Dava, 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu hükümleri uyarınca, kamulaştırma bedelinin tespiti ve tescil istemine ilişkindir.
Yerel Mahkemece, davanın kabulüne dair verilen karar, taraf vekillerinin temyizleri üzerine, Özel Dairece yukarıda yazılı gerekçeyle bozulmuş; Yerel Mahkemece bozma ilamına direnilmiştir.
Direnme hükmü, davacı İ.. B.. vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Uyuşmazlık; dava konusu taşınmaz üzerinde bulunan yapı yönünden 2011 yılı birim fiyat listesine göre bilirkişi kurulunca yapılan değerlendirme sonucu bulunan değere, ayrıca endeks ilavesi yapılması gerekip gerekmediği noktasında toplanmaktadır.
4650 sayılı Kanun ile değişik 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu’nun değer tespiti esaslarını düzenleyen 11. maddesinde; taşınmazın cins ve nevinin, yüzölçümünün, kıymetini etkileyebilecek bütün nitelik ve unsurların, her unsurun ayrı ayrı değerinin, kamulaştırma tarihindeki resmi makamlarca yapılmış kıymet takdirlerinin ve özellikle yapılarda resmi birim fiyatları ve yapı maliyet hesaplarının ve yıpranma payının, ayrıca bedelin tespitinde etkili olacak diğer objektif ölçülerin esas alınarak bedel takdiri gerektiği öngörülmüştür.
Kanunun lafzı ve ruhu göz önüne alındığında; ana ilke taşınmazın ve üzerinde bulunan muhtesatın gerçek değerinin tespit edilmesidir.
Esasen, Anayasa’nın 46/1.maddesinde, “Devlet ve kamu tüzelkişileri; kamu yararının gerektirdiği hallerde, gerçek karşılıklarını peşin ödemek şartıyla, özel mülkiyette bulunan taşınmaz malların tamamını veya bir kısmını, kanunla gösterilen esas ve usullere göre, kamulaştırmaya ve bunlar üzerinde idarî irtifaklar kurmaya yetkilidir.” düzenlemesine yer verilmiş ve 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu Tasarısı gerekçesinde de, 11.maddede sayılan ölçütlerin Anayasa’nın 46. maddesindeki unsurlar göz önünde tutularak düzenlendiği belirtilmiştir.
Anayasa’nın 46/1.maddesinde ifadesini bulan “peşin ödeme” ve “gerçek bedelden” neyin kastedildiğinin cevabı ise, Kamulaştırma Kanunu’nun 15/son maddesinde verilmiş ve anılan maddede, “Bilirkişilerce yapılan değer tespitinde, idarece belgelerin mahkemeye verildiği gün esas tutulur.” hükmü öngörülmüştür.
Öyle ise, kamulaştırılan taşınmaz ve üzerinde bulunan yapıların bedeli tespit edilirken, değerlendirmede idarece belgelerin mahkemeye verildiği; eş söyleyişle Kamulaştırma Kanunu’nun 10. maddesi uyarınca kamulaştırma bedelinin tespiti ve idare adına tescil istemiyle davanın açıldığı günün esas alınması gerektiği açıktır. Ancak bu halde, Anayasal hüküm olan “kamulaştırma bedelinin gerçek karşılıklarının peşin ödenmesi” söz konusu olabilecektir.
Bu açıklamalar karşısında; kamulaştırılan yapılara değer biçilirken, değerlendirme tarihindeki resmi birim fiyatları ve yapı maliyet hesapları ile yıpranma payı da göz önüne alınarak bedelin belirlenmesi; bu değerlendirmeler yapılırken, Bayındırlık ve İskan Bakanlığı’nca açıklanan yapı birim fiyat listesi yılın tamamında geçerli olmak üzere saptandığı gibi, yıl içerisinde ilan edilen birden fazla yapı birim fiyat listesi bulunması halinde, en son fiyat listesine göre değerlendirme yapılması gerektiği, yapı birim fiyat listesi tüm yıl için geçerli olmak üzere belirlendiğinden anılan liste uyarınca tespit edilen değere ayrıca endeks ilavesi yapılmasının gerek ve mümkün olmadığı her türlü duraksamadan uzaktır.
Nitekim, Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 24.12.2014 gün ve 2014/18-531 E. 2014/1089 K. sayılı ilamında da aynı ilkeler kabul edilmiştir.
Hal böyle olunca; Yerel Mahkemenin, dava konusu taşınmaz üzerinde bulunan yapı yönünden, davanın açıldığı 2011 yılının tamamında geçerli olan birim fiyat listesine göre belirlenen değere hükmetmesi gerekirken, ayrıca endeks ilavesi suretiyle güncelleştirilmesi gerektiği yönündeki kabulü ile kamulaştırma bedelinin fazla tespiti ve bu yöne ilişkin direnme kararı isabetsizdir.
Bu itibarla; Hukuk Genel Kurulunca da benimsenen Özel Daire bozma kararına uyulmak gerekirken, önceki kararda direnilmesi usul ve yasaya aykırıdır.
Bu nedenle direnme kararı bozulmalıdır.
SONUÇ: Davacı idare vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile direnme kararının Özel Daire bozma kararında gösterilen nedenlerden dolayı BOZULMASINA, istek halinde temyiz peşin harcının yatırana geri verilmesine, 17.06.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.