Yargıtay Kararı Hukuk Genel Kurulu 2014/1413 E. 2015/37 K. 14.01.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : Hukuk Genel Kurulu
ESAS NO : 2014/1413
KARAR NO : 2015/37
KARAR TARİHİ : 14.01.2015

MAHKEMESİ : Bursa 2.İş Mahkemesi
TARİHİ : 04/03/2014
NUMARASI : 2013/783 E-2014/49 K.

Taraflar arasındaki “sigortalılık süresinin tespiti” davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Bursa 2. İş Mahkemesince davanın kabulüne dair verilen 11.04.2013 gün ve 2013/43 E.-2013/160 K. sayılı kararın incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 10.Hukuk Dairesinin 11.11.2013 gün ve 2013/15921 E.-2013/20907 K. sayılı ilamı ile;
(…1-Dosyadaki yazılara, kararın bozmaya uygun olmasına, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davalı Kurum avukatının sair temyiz itirazlarının reddi gerekir.
2-Davanın yasal dayanağı, 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanununun geçici 7.maddesi delaletiyle mülga 2926 sayılı Kanunun 2,3,6,9 ve 10.maddeleridir.
Mahkemece Dairemizin bozma ilamına uyularak karar verilmiş ise de, bozma ilamının gereği tam olarak yerine getirilmemiştir.
2926 sayılı Kanunun 2.maddesinde, Kanunla veya kanunların verdiği yetkiye dayanılarak kurulan sosyal güvenlik kuruluşları kapsamı dışında kalan ve herhangi bir işverene hizmet akdiyle bağlı olmaksızın, 3.maddenin (b) bendinde tanımlanan tarımsal faaliyette bulunanların Tarım Bağ-Kur sigortalısı sayılacakları belirtilmiştir.
Anılan Kanunun 3.maddesinin (b) bendinde “Tarımsal faaliyette bulunanlar: kendi mülkünde, ortaklık veya kiralamak suretiyle başkalarının mülkünde, kamuya mahsus mahallerde ekim dikim, bakım, üretim, yetiştirme ve ıslah yollarıyla veya doğrudan doğruya tabiattan istifade etmek suretiyle bitki, orman, hayvan ve su ürünlerinin üretimini, avlanmasını, avcılar ve yetiştiriciler tarafından muhafazasını, taşınmasını sağlayanlar veya bu ürünlerden sair bir şekilde faydalanmak suretiyle kendi adına ve hesabına faaliyette bulunanlar” olarak tanımlanmış, 5.maddesinde, sigortalı olmanın zorunlu olduğu, sigortalı olmak hak ve yükümlülüğünden vazgeçilemeyeceği ve kaçınılamayacağı, 6.maddesinde ise, diğer sosyal güvenlik kuruluşları kapsamına tabi bir işte çalışanların, çalışmaya başladıkları tarihten bir gün önce, sigortalılıklarının sona ereceği hüküm altına alınmıştır. Ayrıca aynı Kanunun 9.maddesi Kuruma re’sen tescil yükümlülüğü yüklemiştir.
Anılan Kanunun 10.maddesine göre ise, kayıt ve tescil işlemlerinde valilik, kaymakamlık, özel idare, belediye, muhtarlık ve nüfus idareleri kayıtları ile, diğer kamu kurum ve kuruluşlarının, kanunla kurulu meslek kuruluşlarının, tarım satış kooperatifleri ve birliklerinin T.Şeker Fabrikaları Anonim Şirketi ve tarım kesimine yönelik faaliyette bulunan milli bankaların kayıtlarının esas alınacağı bildirilmiştir.
Eldeki davaya konu somut olayda; Mahkemece, yapılan araştırma, hüküm kurmaya yeterli ve elverişli değildir. Mahkemece, 01.01.1996-11.05.2011 tarihleri arasındaki dönemde davacının yukarıda belirtilen yasal düzenlemeler çerçevesinde sigortalılık iradesini ortaya koyacak herhangi bir başvurusu, prim ödemesi, ürün satışı ve bu satışlardan yapılan prim tevkifatı bulunup bulunmadığı, yapılan tevkifatların Kurum kayıtlarına intikal edip etmediği hususları ayrıntılı olarak araştırılarak, yapılacak değerlendirme sonucuna göre karar verilmelidir.
Bu maddi ve hukuki olgular gözetilmeksizin eksik inceleme ve yanılgılı değerlendirme sonucu, yazılı şekilde hüküm kurulması, usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
O halde, davalı Kurum avukatının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır…)
gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle, yeniden yapılan yargılama sonunda, mahkemece önceki kararda direnilmiştir.

TEMYİZ EDEN : Davalı vekili

HUKUK GENEL KURULU KARARI

Hukuk Genel Kurulu’nca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:
Dava, 2926 sayılı Tarımda Kendi Adına ve Hesabına Çalışanlar Sosyal Sigortalar Kanunu’na tabi zorunlu sigortalılık süresinin tespiti istemine ilişkindir.
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle, uzun yıllardır çiftçilikle geçinen ve teslim ettiği ürün bedellerinden prim tevkifatı yapılan davacının Kurumca kabul edilen süreler dışında da 2926 sayılı Kanun’a tabi tarım Bağ-Kur sigortalısı olduğunun tespitini talep etmiştir.
Davalı Sosyal Sigortalar Kurumu (S.. S..) vekili cevap dilekçesinde özetle, 4956 sayılı Kanun ile yapılan değişiklik öncesinde aile reisi olmayan kadınların tarım Bağ-Kur sigortalısı olarak kabul edilmelerinin mümkün olmadığını ve davacının 2926 sayılı Kanun’un 5 ve 8.maddelerinin aradığı sigortalılık şartlarını taşımadığını belirterek, davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, davanın kabulü ile davacının Kurumca kabul edilen süreler dışında tarım Bağ-Kur sigortalısı olduğunun tespitine dair verilen karar, davalı vekilinin temyizi üzerine Özel Daire tarafından yukarıda açıklanan gerekçelerle bozulmuş, mahkemece, dosya içerisinde mevcut delillerin davacının bozmaya konu dönem içerisinde kesintisiz olarak tarımsal faaliyette bulunduğunu kanıtlamaya yeterli olduğu gerekçesiyle, direnme kararı verilmiştir.
Direnme kararı davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Uyuşmazlık, davacının 2926 sayılı Kanun’a tabi sigortalılık süresinin tespitine yönelik olarak ürün teslimi veya prim tevkifatı olmayan yıllar yönünden tarımsal faaliyette bulunduğunun yöntemince kanıtlanıp kanıtlanmadığı noktasında toplanmaktadır.
Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dosyadaki tutanak ve kanıtlara, bozma kararında açıklanan gerektirici nedenlere göre, Hukuk Genel Kurulu’nca da benimsenen Özel Daire bozma kararına uyulmak gerekirken, önceki kararda direnilmesi usul ve yasaya aykırıdır.
Bu nedenle direnme kararı bozulmalıdır.
S O N U Ç : Davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile, direnme kararının Özel Daire bozma kararında gösterilen nedenlerden dolayı 6217 sayılı Kanun’un 30.maddesi ile 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’na eklenen “Geçici Madde 3” atfıyla uygulanmakta olan 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun 429.maddesi gereğince BOZULMASINA, 14.01.2015 gününde oybirliği ile karar verildi.