Yargıtay Kararı Hukuk Genel Kurulu 2014/127 E. 2015/788 K. 28.01.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : Hukuk Genel Kurulu
ESAS NO : 2014/127
KARAR NO : 2015/788
KARAR TARİHİ : 28.01.2015

Taraflar arasındaki “tazminat” davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Yüksekova Asliye Hukuk Mahkemesince davanın kısmen kabulüne dair verilen 30.06.2010 gün ve 2007/347 E.-2010/315 K. sayılı kararın incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 4.Hukuk Dairesinin 18.01.2012 gün ve 2010/12555 E.-2012/403 K. sayılı ilamı ile;
(…1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı kanıtlarla yasaya uygun gerektirici nedenlere, özellikle delillerin değerlendirilmesinde bir isabetsizlik görülmemesine göre davalının davacılar Ş.. D.. ve S.. D.. ile Z.. D..’e yönelik tüm, davacılar H.. D.., E. D, E. D. ve S. D’e yönelik aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları reddedilmelidir.
2-Davalının davacılar H.. D.., E.D, E.D ve S. D’e yönelik diğer temyiz itirazlarına gelince; dava, desteğin elektrik çapması sonucu ölümü nedeniyle uğranılan maddi ve manevi zararın ödetilmesi istemine ilişkindir.
Yerel Mahkemece, istemin kısmen kabulüne dair verilen karar, davalı tarafından temyiz edilmiştir.
Dosya içeriğinden; davalı Türk Telekom Genel Müdürlüğü’ne ait kabloların yenilenmesi çalışmasında, köy korucusu olarak kurum çalışanlarının güvenliğini korumakla görevli olan davacılar desteğinin, ucu sağlam bir yere monte edilmemiş elektrik yüklü kablonun eğimli araziden aşağıya sarkıtılırken çarpması sonucu öldüğü anlaşılmaktadır.
Köy korucusu olarak görev yaparken ölen desteğin eşi H.. D.., ile çocukları ………. 2330 sayılı yasa uyarınca 13/10/2008 tarihinde toplam 48509 TL ödeme yapıldığı anlaşılmaktadır.
2330 sayılı Nakdi Tazminat ve Aylık Bağlanması Hakkındaki Yasanın 6. maddesi uyarınca, bu yasaya göre yapılacak nakdi tazminat uğranılan maddi ve manevi zararın karşılığı olup, yargı yerlerinde maddi ve manevi zararların karşılığı olarak kurumların ödemekle yükümlü tutulacakları tazminatın hesabında göz önünde tutulur.
Manevi tazminatın bölünmezliği ve tekliği ilkesi gözetilerek manevi zarar karşılığı olarak istenebilecek manevi tazminat bölünerek istenemeyeceğinden ve uğranılan manevi zarar nakdi tazminatın bir bölümü ile karşılandığından artık aynı olay nedeniyle yeniden manevi tazminat istenemez. Şu halde desteğin eşi H.. D.., ile çocukları yararına yukarıda açıklanan ilkelere aykırı olacak şekilde manevi tazminata karar verilmiş olması doğru değildir. Anılan davacılar yönünden manevi tazminat istemlerinin tümden reddine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde kısmen kabul edilmiş olması doğru değildir. Bu nedenle kararın bozulması gerekmiştir….)
gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle, yeniden yapılan yargılama sonunda, mahkemece önceki kararda direnilmiştir.  

HUKUK GENEL KURULU KARARI
Hukuk Genel Kurulunca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:  
Dava, haksız fiilden kaynaklanan maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir.
Davacılar vekili;  geçici köy korucusu olan müvekkillerinin desteklerinin, davalıya bağlı ekiplerin güvenliğini sağlamakla görevli iken geçirdiği kazada hayatını kaybettiğini belirterek, müvekkilleri lehine maddi ve manevi tazminata hükmedilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili, müvekkilinin davaya konu olayda alınması gereken tüm önlemleri aldığını, müteveffanın çalışma sahasına gereğinden fazla yaklaşarak ağır kusurlu davrandığını, müvekkiline kusur atfedilmesinin hukuken mümkün olmadığını ifadeyle davanın reddini savunmuştur.  
Yerel mahkemece, davanın kısmen kabulüne dair verilen hüküm, davalı vekilinin temyizi üzerine, Özel Dairece yukarıda başlık bölümünde yer alan gerekçe ile bozulmuştur.  
Yerel Mahkemece, davacılara idare tarafından yapılan ödemenin 2330 sayılı Kanun gereği yapıldığı, bu ödemenin hakim tarafından belirlenen manevi tazminat niteliğinde olmadığı, Kanun gereği manevi tazminatın hakim tarafından belirlenmesi gerektiği, bozmaya esas alınan kanun maddesinde açıkça kurumların ödemekle yükümlü tutulacakları tazminatın hesabında bu kanun hükümlerine göre yapılan ödemelerin gözönünde tutulacağının düzenlendiği, davalının özel hukuk tüzel kişiliğine haiz bir anonim şirket olması nedeniyle 2330 sayılı Kanun’a göre davacılara ödenen nakti tazminattan bir indirim yapılamayacağı gerekçesiyle önceki kararda direnilmiştir.
Direnme hükmünü, davalı vekili temyiz etmiştir.
Direnme yoluyla Hukuk Genel Kurulunun önüne gelen uyuşmazlık; davacılardan …………. yararına manevi tazminata hükmedilmesinin gerekip gerekmediği noktasında toplanmaktadır.
2330 sayılı Nakdi Tazminat ve Aylık Bağlanması Hakkında Kanun’un “Nakdi tazminat ve aylığın etkisi” başlıklı 6. maddesi;
“Bu Kanun hükümlerine göre ödenecek nakdi tazminat ile bağlanacak emekli aylığı uğranılan maddi ve manevi zararların karşılığıdır.
Yargı mercilerinde maddi ve manevi zararlar karşılığı olarak kurumların ödemekle yükümlü tutulacakları tazminatın hesabında bu kanun hükümlerine göre ödenen nakdi tazminat ile bağlanmış bulunan aylıklar gözönünde tutulur.”
hükmünü içermektedir.
Dosyadaki belgelerden, davacıların desteğinin geçici köy korucusu olarak görev yaptığı, 08/12/2006 tarihinde davalı genel müdürlüğe bağlı ekiplerin güvenliğini sağlamakla görevlendirildiği, güvenliği sağlamakta iken ana hat kablosunun bağlandığı yerden koparak çarpması neticesinde Halil Dilbilir’in hayatını kaybettiği anlaşılmaktadır. Eldeki dava açıldıktan sonra 13/10/2008 tarihinde 2330 sayılı Kanun uyarınca davacı toplam 48.509 TL ödeme yapılmış bulunmaktadır.
Ne var ki dosyadaki bilgilerden Hatice Dilbir’in ödemeyi kendi adına mı yoksa çocukları adına mı aldığı, ne kadarının kendisine ne kadarının ise çocuklarına ait olduğu ile yapılan ödemenin ne kadarının maddi tazminat ne kadarının ise manevi tazminat karşılığı ödendiği anlaşılamamaktadır. Öyleyse, mahkemece yapılacak iş; bu hususlar açıklığa kavuşturularak 2330 sayılı Kanun’un 6. Maddesi de gözetilmek suretiyle oluşacak sonuca göre bir karar vermek olmalıdır.
Hukuk Genel Kurulu’nda yapılan görüşmeler sırasında; bır kısım üyelerce bozma ilamında gösterilen nedenlerle kararın bozulması gerektiği, diğer bir kısım üyelerce mahkeme kararının usul ve yasaya uygun olduğu, 2330 sayılı Yasa uyarınca ödeme yapılmasının manevi tazminata hükmedilmesine engel teşkil etmeyeceği ileri sürülmüş ise de; bu görüşler yukarıda belirtilen gerekçelerle Kurul çoğunluğu tarafından benimsenmemiştir.
Bu durumda yukarıda belirtilen maddi ve hukuki olgular dikkate alınmadan yazılı şekilde hüküm kurulması doğru değildir.  
O halde, direnme kararının yukarda açıklanan bu değişik gerekçelerle bozulması gerekir.    
S O N U Ç : Davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile direnme kararının yukarıda belirtilen değişik gerekçe ve nedenlerle, 6217 sayılı Kanunun 30.maddesi ile 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’na eklenen “Geçici Madde 3” atfıyla uygulanmakta olan 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun 429. maddesi gereğince BOZULMASINA, istek halinde temyiz peşin harcının yatırana geri verilmesine, 28.01.2015 gününde oyçokluğu ile karar verildi.