Yargıtay Kararı Hukuk Genel Kurulu 2014/1240 E. 2015/40 K. 14.01.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : Hukuk Genel Kurulu
ESAS NO : 2014/1240
KARAR NO : 2015/40
KARAR TARİHİ : 14.01.2015

Taraflar arasındaki “kamulaştırma bedelinin tespiti ve tescil” davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; İzmir 3. Asliye Hukuk Mahkemesince davanın kabulüne dair verilen 30.04.2009 gün ve 2007/511 E. 2009/168 K. sayılı kararın incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 18. Hukuk Dairesinin 21.10.2010 gün ve 2010/11078 E. 2010/13665 K. sayılı ilamı ile;
“…Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı kanıtlarla yasal gerektirici nedenlere ve özellikle kanıtların takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre sair temyiz itirazları yerinde değildir.
Ancak;
1-Kamulaştırılan taşınmazın tapu kayıt maliklerine ait veraset ilamlarının incelenmesinde davalılardan C. Ö.’ın mirasçılar arasında yer almadığı, F.Ö. isminde bir mirasçının bulunduğu anlaşılmaktadır.
Mahkemece sözü edilen kişilerin aynı şahıs olup olmadıkları, nüfus kütüğünde isim tashihi bulunup bulunmadığı araştırılıp, aynı kişi olmadıklarının anlaşılması durumunda davalı C.Ö. hakkında açılan davanın husumet yönünden reddi gerekeceği gözetilmeden ve bu konuda araştırma yapılmadan adı geçen davalı hakkında da kamulaştırma bedeli tespiti ile bu bedelin ödenmesine karar verilmesi,
2-Davaya konu taşınmaz 441 ada 113 parsel üzerinde bulunan kat mülkiyetli anataşınmazın 3 nolu bağımsız bölümü olup, bu bağımsız bölüm ve arsa payının (yukarıda 1. bentte sözü edilen araştırma sonucu C. Ö. ve F.Ö.’ın aynı kişi olmadığı saptandığı takirde mirasçı F. Ö.’ın payı hariç tutularak) idare adına tescili gerektiği düşünülmeksizin 441 ada 113 parsel nolu taşınmazın tamamının tapu kaydının iptali ile idare adına tesciline hükmedilmesi,
3-Bayındırlık ve İskan Bakanlığınca yapı birim fiyatlarının yılın tamamında geçerli olmak üzere saptandığı ve davaya konu yapı için değerlendirme tarihi olan 2007 yılı birim fiyat listesine göre değerlendirme yapılmakla yetinilmesi gerektiği dikkate alınmadan, bu değere ayrıca endeks ilavesi yapılmış olması,
Doğru görülmemiştir.
Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir…”
gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle, yeniden yapılan yargılama sonunda, mahkemece önceki kararda direnilmiştir.

TEMYİZ EDEN: Davacı vekili

HUKUK GENEL KURULU KARARI
Hukuk Genel Kurulu’nca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:
Dava, kamulaştırma bedelinin tespiti ve taşınmazın idare adına tescili istemlerine ilişkindir.
Davacı Belediye vekili dava dilekçesinde özetle, davalıların murislerine ait taşınmazın afete maruz bölgede kalması nedeniyle kamulaştırıldığını, davalılar ile yapılan görüşmelerde uzlaşma sağlanamadığını beyanla, kamulaştırma konusu taşınmazın kamulaştırma bedelinin tespiti ile davacı Belediye adına tescilini talep etmiştir.
Davalılardan M.. K.. beyanında; davayı kabul etmediklerini, O.. K..; son bilirkişi kurulunca belirlenen raporu kabul ettiklerini, buna göre işlem yapılmasını beyan etmiş, diğer davalılar yazılı veya sözlü olarak beyanda bulunmamışlardır.
Mahkemece, bilirkişi kurulu raporu uyarınca dava konusu taşınmazın dava tarihi itibariyle kamulaştırma bedelinin 43.365 TL olduğunun tespitine, davacı tarafından depo ettirilen 43.365 TL.nin bilirkişi kurulu raporunda belirtilen miktarlarda davalılara ödenmesine ve taşınmazın tapu kaydının iptali ile davacı adına tesciline dair verilen karar, davacı vekilinin temyizi üzerine Özel Daire tarafından yukarıda açıklanan gerekçelerle bozulmuş, mahkemece, (1) ve (2) numaralı bozma nedenlerine uyulmasına, (3.) maddedeki yapı birim fiyatlarına endeks ilavesinin hatalı olduğu şeklindeki bozma gerekçesine karşı ise, Hukuk Genel Kurulunun 20.04.2011 gün ve 2010/18-719 E. 2011/192 K. sayılı kararı gerekçe gösterilerek direnilmesine karar verilmiştir.
Direnme kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Uyuşmazlık; dava konusu taşınmaz üzerinde bulunan yapı yönünden 2007 yılı birim fiyat listesine göre bilirkişi kurulunca yapılan değerlendirme sonucu bulunan değere, ayrıca endeks ilavesi yapılması gerekip gerekmediği noktasında toplanmaktadır.
Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dosyadaki tutanak ve kanıtlara, bozma kararında açıklanan gerektirici nedenlere ve özellikle Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 13.10.2010 gün ve 2010/18-415 E. 2010/484 K. ile 05.10.2012 gün ve 2012/18-361 E. 2012/660 K. sayılı kararlarında da aynı ilkenin benimsenmiş bulunmasına göre, Hukuk Genel Kurulunca da benimsenen Özel Daire bozma kararına uyulmak gerekirken, önceki kararda direnilmesi usul ve yasaya aykırıdır.
Bu nedenle direnme kararı bozulmalıdır.
SONUÇ: Davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile, direnme kararının Özel Daire bozma kararında gösterilen nedenlerden dolayı 6217 sayılı Kanunun 30. maddesi ile 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’na eklenen “Geçici Madde 3” atfıyla uygulanmakta olan 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun 429. maddesi gereğince BOZULMASINA, istek halinde temyiz peşin harcın yatırana geri verilmesine, 14.01.2015 gününde oybirliği ile karar verildi.