Yargıtay Kararı Hukuk Genel Kurulu 2014/1056 E. 2016/554 K. 27.04.2016 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : Hukuk Genel Kurulu
ESAS NO : 2014/1056
KARAR NO : 2016/554
KARAR TARİHİ : 27.04.2016

MAHKEMESİ : İstanbul 1.Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasındaki “itirazın iptali” davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; İstanbul 1. Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesince davanın reddine dair verilen 07.07.2011 gün ve 2008/43 E., 2011/128 K. sayılı kararın incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin 11.02.2013 gün ve 2012/2041 E., 2013/2221 K. sayılı ilamı ile;
(…Davacı vekili, ”7 Eleven” markasının Türkiye lisans haklarına sahip olan müvekkilinin, söz konusu marka kullanımı için davalı ile mağaza lisans ve işletmecilik anlaşması yaptığını, davalının teslim edilen ürün ve lisans bedelini uyarılara rağmen ödememesi nedeniyle vade farkı ile birlikte tahsili için yaptığı takibe, davalının itiraz ettiğini ileri sürerek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla takibe vaki itirazın iptalini ve müvekkili lehine %40 oranında icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili, davacının marka haklarını dava dışı … Gıda San. ve Tic A.Ş. adında bir firmaya devrettiğini, dava tarihi itibariyle dava açma hakkının bulunmadığını savunarak, davanın reddini talep etmiştir.
Mahkemece, davacı tarafın ticari defter sunmayacağını bildirdiği, alınan bilirkişi raporunda tarafların 19.03.2002 tarihli sözleşmenin uygulanması esnasında lisans ücretinin ve ürün bedellerinin 9. maddede kararlaştırılandan farklı bir şekilde ödenmesi hususunda zimnen ve şifaen mutabakat sağladıkları, ancak taraflarca ticari ilişkinin seyrini tespite yarar delil sunulmadığı, davacının ihtarnameyle takip ettiği alacağın dayanağını belgelendiremediği, davacı şirketin davalı şirkete çektiği ihtarnamedeki iddiaları kanıtlayamadığı, davalı tarafından davacıya gönderilen 16 Nisan 2003 tarihli ihtarnamede fatura edilmiş ürün bedellerinin iddia edildiği gibi piyasa rayiç değerleri üzerinde olmadığını belirterek ihtarname ekinde faturaları da gönderdiği, dolayısıyla ispat yükü kendisine düşen davacının iddiasını kanıtlayan delil sunamadığı gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir.
Kararı davacı vekili temyiz etmiştir.
(1) Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davacı vekilinin sair temyiz itirazları yerinde değildir.
(2) Ancak, davacı taraf davanın açılmasından sonra taraflar arasındaki sözleşmenin feshedildiğini belirterek, müvekkili tarafından davalıya sağlanmış olan demirbaş ve yatırım bedeline ilişkin alacağın da tahsilini istemiş ve davalı da bu taleple ilgili olarak, iddianın genişletilmesi savunmasında bulunmamıştır. Bu durumda mahkemece, davacının bu talebi hakkında da olumlu veya olumsuz bir karar verilmesi gerekirken, herhangi bir gerekçeye yer verilmemiş olması doğru görülmemiş ve bozmayı gerektirmiştir…)
gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle yeniden yapılan yargılama sonunda, mahkemece önceki kararda direnilmiştir.

HUKUK GENEL KURULU KARARI

Hukuk Genel Kurulunca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:
Dava, itirazın iptali istemine ilişkindir.
Mahkemece, davanın reddine karar verilmiştir.
Davacı vekilinin temyizi üzerine karar, Özel Dairece yukarıda başlık bölümünde gösterilen nedenlerle bozulmuştur.
Yerel Mahkemece, önceki kararda direnilmiş; hükmü temyize davacı vekili getirmiştir.
Hukuk Genel Kurulundaki görüşme sırasında, işin esasının incelenmesinden önce, temyize konu kararın gerçekte yeni hüküm niteliğinde olup olmadığı; dolayısıyla, temyiz incelemesinin Hukuk Genel Kurulunca mı, yoksa Özel Dairece mi yapılması gerektiği hususu, ön sorun olarak değerlendirilmiştir.
Bilindiği üzere; direnme kararının varlığından söz edilebilmesi için, mahkeme bozmadan esinlenerek yeni herhangi bir delil toplamadan önceki deliller çerçevesinde karar vermeli; gerekçesini önceki kararına göre genişletebilirse de değiştirmemelidir (6217 sayılı Kanunun 30. maddesi ile 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’na eklenen “Geçici madde 3” atfıyla uygulanmakta olan 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 429. maddesi).
Eş söyleyişle; mahkemenin yeni bir delile dayanarak veya bozmadan esinlenerek gerekçesini değiştirerek veya daha önce üzerinde durmadığı bir hususu bozmada işaret olunan şekilde değerlendirerek karar vermiş olması halinde, direnme kararının varlığından söz edilemez.
Somut olayda ise; davacı vekili, 07.07.2008 havale tarihli dilekçesiyle müvekkili tarafından davalıya sağlanmış olan demirbaş ve yatırım bedeline ilişkin alacağın da tahsilini istediklerini açıklamıştır. Özel Daire bozma ilamında da davacının bu talebi hakkında olumlu veya olumsuz bir karar verilmesi gerektiği belirtilmiştir.
Yerel mahkeme ise temyize konu kararında, davacının yatırım ve demirbaş bedelini de istediğine ilişkin soyut beyanına dayanarak itirazın iptali davasının esasını oluşturan icra takibi ödeme emrindeki talepleri aşar şekilde hüküm tesisinin mümkün olmadığı, ayrıca miktarı belirtilip harcı yatırılarak itirazın iptaline ilave olarak açılan bir alacak davasının da bulunmadığı, bu nedenle iddiaların genişletilmesine ilişkin hükümlerin bu beyana uygulama koşullarının bulunmadığı gerekçesiyle önceki kararda direnilmesine karar verilmiştir.
Bu itibarla, yerel mahkemenin direnme olarak adlandırdığı temyize konu kararın bu haliyle, Özel Daire denetiminden geçmeyen tamamen yeni gerekçeye dayalı yeni bir hüküm niteliğinde olduğuna Kurul çoğunluğunca karar verilmiştir.
Azınlıkta kalan bir kısım Kurul üyeleri ise, yerel mahkemenin demirbaş talebinin esası hakkında yeni bir hüküm kurmadığı, bu talep hakkında bir karar vermenin itirazın iptali davasının niteliği ile çelişkili olacağı belirtilerek bu talep hakkında olumlu veya olumsuz bir karar vermeksizin talebin hüküm kurmak için dikkate alınamayacağını belirtmesinin yeni hüküm niteliğinde olmadığı bu nedenle bozma ilamına karşı direnme hükmünün onanmasının gerektiği belirtilmiş ise de Kurul çoğunluğunca bu görüş kabul edilmemiştir.
Hal böyle olunca; yeni gerekçeye dayalı bu yeni hükmün temyizen incelenmesi görevi, Hukuk Genel Kuruluna değil, Özel Daireye aittir.
Bu nedenle, yeni hükme yönelik temyiz itirazlarının incelenmesi için dosya Özel Daireye gönderilmelidir.
S O N U Ç: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin yeni hükme yönelik temyiz itirazlarının incelenmesi için dosyanın 11. HUKUK DAİRESİNE GÖNDERİLMESİNE, 27.04.2016 gününde oyçokluğu ile karar verildi.