Yargıtay Kararı Hukuk Genel Kurulu 2013/832 E. 2013/1107 K. 11.09.2013 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : Hukuk Genel Kurulu
ESAS NO : 2013/832
KARAR NO : 2013/1107
KARAR TARİHİ : 11.09.2013

MAHKEMESİ: Halfeti Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 27/03/2013
NUMARASI : 2013/46-2013/298
Taraflar arasındaki “kamulaştırmasız elatma nedeniyle tazminat” davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Halfeti Asliye Hukuk Mahkemesi’nce davanın reddine dair verilen 11/07/2012 gün ve 2010/20 E., 2012/228 K. sayılı kararın incelenmesi davacılar vekilince istenilmesi üzerine, Yargıtay 5. Hukuk Dairesi’nin 07/11/2012 gün ve 2012/18038 E., 2012/21733 K. sayılı ilamı ile;
‘‘…Dava, 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun 12.maddesine dayanan baraj için yapılan kamulaştırma sonucu çevrenin sosyal, ekonomik ve yerleşme düzeninin bozulması nedeniyle, taşınmazdan ekonomik ve sosyal yönden yararlanma olanağı kalmadığı iddiasına dayanan taşınmaz bedelinin tahsili istemine ilişkindir.
Mahkemece, davanın husumet yokluğu nedeniyle reddine karar verilmiş; hüküm, davacılar vekilince temyiz edilmiştir.
Dava; Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığının yapmış olduğu Baraj kamulaştırması sonucu, taşınmazın bulunduğu bölgede yerleşme düzeninin bozulması nedeniyle sosyal ve ekonomik yönden yararlanma olanaklarının kalmadığı iddiası ile açıldığından, husumetin davalı Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığına yöneltilmesi doğrudur.
Bu nedenle dava konusu taşınmazın arsa mı veya arazi niteliğinde mi olduğu belirlendikten sonra, Kamulaştırma Kanununun 15. maddesi uyarınca oluşturulacak bilirkişi heyetiyle birlikte mahallinde keşif yapılarak, Enerji Bakanlığınca yapılan baraj inşası için yapılan kamulaştırma sonunda, kamulaştırma sahasına mücavir alanda kaldığı iddia edilen taşınmazın çevrenin sosyal, ekonomik veya yerleşme düzeninin bozulması nedeniyle ekonomik yönden yararlanılmasında herhangi bir kısıtlanma olup olmadığı, kısıtlanma var ise; bu nedenle taşınmazın tespit edilen değerinde meydana gelecek değer azalması oranı belirlenerek, bu hususta alınacak rapor doğrultusunda karar verilmesi gerekirken, yazılı gerekçelerle davanın husumetten reddine karar verilmesi,
Doğru görülmemiştir…”
gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle, yeniden yapılan yargılama sonunda, mahkemece önceki kararda direnilmiştir.
TEMYİZ EDEN: Davacılar vekili
HUKUK GENEL KURULU KARARI

Hukuk Genel Kurulu’nca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:
Dava, baraj için yapılan kamulaştırma sonucu, kullanılamayan taşınmaz bedelinin tahsili istemine ilişkindir.
Davacı vekili, Birecik Barajı ve HES yapımı nedeniyle müvekkilimin maliki bulunduğu taşınmazın yerleşme düzeninin bozulduğunu, sosyal ve ekonomik yönden taşınmazdan fiilen yararlanma ve ulaşım imkânlarının kısıtlandığını ileri sürerek taşınmaz bedelin tespiti ve tazminini talep ve dava etmiştir.
Davalı idare vekili, davanın reddine karar verilmesi istemiştir.
Mahkemece, davanın kamulaştırma sonrası oluşan değer düşüklüğünün tazmini talebine dayandığı, bu anlamda kamulaştırma kanununa dayalı klasik anlamda kamulaştırma davası olmadığı, maddi tazminat istemine dayalı olduğu, davalı olarak kabul edilen Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığının değer düşüklüğüne neden olacak hukuki veya fiili herhangi bir eyleminin veya işleminin bulunmadığı, varsayılan değer düşüklüğüne ilişkin hukuki kısıtlamanın su kirliliği kontrol yönetmeliği nedeniyle gerçekleştiği, yönetmeliğin ilgili maddesi gereğince yönetmelik nedeniyle yapılan kısıtlamalardan sorumlu idarelerin suyu kullanan Nizip ve Birecik Belediyeleri olduğu, bu nedenle Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığına davanın yöneltilemeyeceği gerekçesiyle davanın husumet yönünden reddine karar verilmiştir.
Davacı vekilinin temyizi üzerine, Özel Dairece yukarıda belirtilen bozma ilamında açıklanan nedenlerle karar bozulmuştur.
Yerel Mahkemece, önceki karardaki gerekçeler genişletilmek suretiyle direnme kararı verilmiş, direnme kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Hukuk Genel Kurulu önüne gelen uyuşmazlık, Baraj gölü nedeniyle davaya konu taşınmazın bulunduğu bölgede yerleşme düzeninin bozulduğu, sosyal ve ekonomik yönden taşınmazdan yararlanma ve ulaşım imkânlarının kısıtlandığı, baraj gölü mutlak koruma alanında kalması nedeniyle de kullanımın kısıtlandığı iddialarıyla açılan taşınmaz bedelinin tahsili davasında husumetin kamulaştırmayı yapan Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığına mı, yoksa yönetmelik gereği, baraj gölünden içme ve kullanım amaçlı tasarruf eden Belediyelere mi yöneltileceği noktasında toplanmaktadır.
Hukuk Genel Kurulu’ndaki görüşme sırasında; öncelikle 11.06.2013 günlü resmi gazete yayınlanarak yürürlüğe giren 6487 sayılı Bazı Kanunlar ile 375 Sayılı Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik Yapılması Hakkında Kanunun 21. maddesi ile değişen 04.11.1983 tarihli ve 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun geçici 6 ncı maddesinin görev yönünden eldeki davaya etkisinin ne olacağı hususunun öncelikle görüşülmesi gerektiği önsorun olarak tartışılmış oybirliğiyle 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun 12/6 maddesine dayalı bir dava açıldığı ve aynı yasanın 12/son maddesi uyarınca Adli Yargı görevli olduğundan anılan değişikliğin eldeki davaya etkisinin olmadığına karar verilerek işin esasının incelenmesine geçilmiştir.
Davacının, dava dilekçesinde dayandığı sebepler dikkate alındığında eldeki dava; 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu’nun 12. maddesi uyarınca, baraj için yapılan kamulaştırma sonucu çevrenin sosyal, ekonomik ve yerleşme düzenin bozulması nedeniyle, taşınmazdan ekonomik ve sosyal yönden yararlanma olanağı kalmadığı iddiasına dayanan taşınmaz bedelinin tahsili istemine ilişkin olduğu anlaşılmaktadır.
Bilindiği üzere; baraj inşası için yapılan kamulaştırmalarda, kamulaştırma alanı dışında kalan taşınmazların, bazı koşulların gerçekleşmesi halinde taşınmaz mal sahiplerinin yazılı başvurusu üzerine idarece zorunlu kamulaştırmaya tabi tutulmasını düzenleyen 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu’nun 12/6. maddesinde “Baraj inşası için yapılan kamulaştırmalar sonunda kamulaştırma sahasına mücavir taşınmaz mallar, çevrenin sosyal, ekonomik veya yerleşme düzeninin bozulması, ekonomik veya sosyal yönden yararlanılmasının mümkün olmaması hallerinde, sahiplerinin yazılı başvurusu üzerine kamulaştırmaya tabi tutulur. Bu hususları düzenleyen yönetmelik, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığınca; İçişleri, Maliye, Bayındırlık, Tarım ve Orman, Köyişleri ve Kooperatifler bakanlıklarının görüşü de alınmak suretiyle hazırlanır. Bu yönetmelik, Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten itibaren bir yıl içerisinde Bakanlar Kurulu kararıyla yürürlüğe konulur ve Resmi Gazete’de yayımlanır. Bu suretle kamulaştırılan mücavir taşınmaz mallar hakkında 22 ve 23 üncü maddeler hükmü uygulanmaz. İdare, bu taşınmaz mallar üzerinde imar mevzuatı hükümlerini de göz önünde tutarak dilediği gibi tasarrufta bulunabilir ve gerektiğinde Hazineye bedelsiz olarak devredebilir.” hükmüne yer verilmiştir.
Somut olayda, dava dilekçesi içeriğine göre; uyuşmazlık, 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu’nun 12/6 maddesine dayalı, baraj kamulaştırması nedeniyle kullanılamayan taşınmaz bedelinin tahsiline ilişkindir. Davalı idarenin kamulaştırması sonucu oluşan baraj gölünün, başka idareler tarafından içme ve kullanım amaçlı olarak kullanılması bu durumu etkilemeyeceğinden, husumetin Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı’na yöneltilmesi doğrudur. Bu bakımdan mahkemece işin esasına girilerek 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu’nun 12/6 maddesi kapsamında inceleme araştırma yapılarak sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, olayda uygulama yeri bulunmayan Su Kirliliği Kontrolü Yönetmeliği’nden bahisle yazılı şekilde karar verilmesi doğru değildir.
Hal böyle olunca; yerel mahkeme direnme kararının yukarıda belirtilen değişik gerekçe ve nedenlerden dolayı bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile direnme kararının yukarıda gösterilen değişik gerekçe ve nedenlerden dolayı 6217 sayılı Kanunun 30. maddesi ile 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’na eklenen “Geçici madde 3” atfıyla uygulanmakta olan 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun 429. Maddesi gereğince BOZULMASINA, istek halinde temyiz peşin harcının yatırana geri verilmesine, aynı Kanunun 440/I maddesi uyarınca tebliğden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere 11.09.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi.