Yargıtay Kararı Hukuk Genel Kurulu 2013/658 E. 2013/1399 K. 25.09.2013 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : Hukuk Genel Kurulu
ESAS NO : 2013/658
KARAR NO : 2013/1399
KARAR TARİHİ : 25.09.2013

Taraflar arasındaki “muris muvazaası nedeniyle tapu iptal ve tescil” davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Bismil Asliye Hukuk Mahkemesi’nce davanın kısmen kabulüne dair verilen 20.07.2011 gün ve 2011/77 E., 2011/318 K. sayılı kararın incelenmesi davalılar vekili tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 1. Hukuk Dairesi’nin 20.03.2012 gün ve 2011/12424 E., 2012/3104 K. sayılı ilamı ile;
“…Dava, muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı tapu iptali ve tescil isteğine ilişkin olup mahkemece, hükmüne uyulan bozma ilamı gereğince; çekişme konusu 20, 21, 22, 23, 24, 25, 26, 27, 67 ve 68 sayılı parseller yönünden davanın yazılı olduğu şekilde kabul edilmiş olması doğrudur. Bu parsellere yönelik davalıların temyiz itirazları yerinde değildir, reddine.
Ancak, 1, 2, 6, 7, 8, 9, 10, 11, 12, 15, 16, 17, 18, 19, 44, 45, 46, 47, 48, 37, 38, 39, 40, 41, 42, 43, 28, 29, 30, 31, 32, 33, 34, 35, 36, 49, 50, 51, 52, 53, 54, 55, 56, 57, 58, 59, 60, 61, 62, 63, 64, 65 ve 66. sayılı parsellere yönelik temyiz itirazına gelince haklarındaki davanın kabul edilmiş olması kural olarak doğru ise de, davalılara miras bırakandan intikal etmeyen ve 3.kişilerden edindikleri payların da kabul kapsamına alınmak suretiyle yazılı olduğu üzere hüküm kurulmuş olması doğru değildir.
Davalıların, bu yöne ilişkin temyiz itirazları yerindedir…”
gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle, yeniden yapılan yargılama sonunda, mahkemece önceki kararda direnilmiştir.
Hukuk Genel Kurulu’nca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:
Dava, muris muvazaasına dayalı olarak, miras payı oranında tapu iptal ve tescil istemine ilişkindir.
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle, murisi babası Çelebi’nin sağlığında taşınmazlarını kendisi ve diğer kız kardeşlerinden mal kaçırmak amacıyla kısmen üçüncü kişiler aracılığıyla kısmen de doğrudan doğruya davalı oğlu Osman ile bu oğlundan olma erkek torunları olan diğer davalılara satış olarak göstermek suretiyle, gerçekte bedelsiz olarak bağış ile devrettiğini beyanla, muvazaalı işlemlerle davalılar adına tescil edilen taşınmazların tapu kayıtlarının iptali ile miras payı oranında davacı adına tescilini talep ve dava etmiştir.
Davalılar vekili cevap dilekçesinde özetle, taşınmazların bedeli karşılığında satın alındığını, dava konusu taşınmazlar içinde muristen intikal etmeyen taşınmazlar da bulunduğunu, ayrıca davacının noterde düzenlenen miras taksim sözleşmesi ile kendisine düşen taşınmazlar dışındaki miras payını davalılardan Osman’a satarak bedelini aldığını belirterek, davanın reddine karar verilmesini savunmuştur.
Yerel mahkemece, miras bırakanın satışa ihtiyacı olmadığı, satış yapmayı gerektirecek geçerli bir sebep bulunmadığı, diğer mirasçılardan mal kaçırma amacı ile bedelsiz olarak paylarını birlikte yaşadığı davalılara devrettiği gerekçesiyle davanın kısmen kabulü ile davalılar adına kayıtlı taşınmazlar ve hisselerin iptali ile miras payı oranında davacı adına tesciline, 13 ve 14 parsel nolu taşınmazlar yönünden davanın feragat nedeniyle reddine dair verilen karar, davalılar vekilinin temyizi üzerine Özel Daire tarafından yukarıda açıklanan gerekçelerle kısmen bozulmuş, mahkemece direnme kararı verilmiştir.
Direnme kararı davalılar vekili tarafından temyiz edilmektedir.
Uyuşmazlık, bozmaya konu ve davalılara miras bırakandan intikal etmeyen, üçüncü kişilerden edindikleri paylar yönünden araştırma yapılması gerekip gerekmediği noktasında toplanmaktadır.
Öncelikle belirtilmelidir ki, Özel Daire tarafından bozma dışı bırakılan 20, 21, 22, 23, 24, 25, 26, 27, 67 ve 68 parsel sayılı taşınmazlar yönünden verilen karar, bozma dışı kalmaları ve karar düzeltme taleplerinin de reddine karar verilmesi ile, 13 ve 14 parsel sayılı taşınmazlar yönünden feragat nedeniyle red kararı temyiz edilmemesi nedeniyle kesinleşmiştir.
Öncelikle belirtilmedir ki, dava, murise ait iken doğrudan muristen veya murisin muvazaalı olarak payını devrettiği üçüncü kişilerden davalılara intikal eden taşınmaz ve hisselerin iptaline ilişkindir.
Direnme konusu yapılan ve Hukuk Genel Kurulu önüne gelen uyuşmazlık, 1, 2, 6, 7, 8, 9, 10, 11, 12, 15, 16, 17, 18, 19, 44, 45, 46, 47, 48, 37, 38, 39, 40, 41, 42, 43, 28, 29, 30, 31, 32, 33, 34, 35, 36, 49, 50, 51, 52, 53, 54, 55, 56, 57, 58, 59, 60, 61, 62, 63, 64, 65 ve 66 parsel sayılı taşınmazlara ilişkin olup, bu taşınmazlar yönünden inceleme yapılmıştır. Bu nedenle mahkemece öncelikle yukarıda bahsi geçen 53 adet taşınmazın tapu kayıtları tüm geldileri ve devirleri ile birlikte incelenerek; davalılara ait hisselerin öncesinin kimlere ait olduğu, kimler arasında devir gördüğü açıklığa kavuşturulmalı; davalılara ait hisseler içinde öncesi murise ait olup, doğrudan muristen davalılara veya muris ile üçüncü kişiler arasında muvazaalı olduğu kabul edilen devir işlemleri sonrasında üçüncü kişilerden davalılara intikal eden hisseler ile öncesi murise ait olmayıp, davalıların doğrudan üçüncü kişilerden devraldıkları hisseler ayrıştırılmalıdır.
Açıklanan inceleme sonucunda davanın, murise ait olup muvazaalı devredilen hisselere yönelik olduğu gözetilmek suretiyle, davalılara ait olup yukarıda belirtildiği şekilde ayrıştırılan hisselerden; öncesi murise ait olmayıp, davalıların doğrudan üçüncü kişilerden devraldıkları hisselerin iptale tabi olmadığı göz önünde tutularak varılacak sonuca göre karar verilmelidir.
Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dosyadaki tutanak ve kanıtlara, bozma kararında açıklanan gerektirici nedenlere ve özellikle bozmada belirtilen ve muristen gelip gelmediği araştırılmayan taşınmazlar hakkında yazılı şekilde karar verilmesinde isabet bulunmamasına göre, Hukuk Genel Kurulu’nca da benimsenen Özel Daire bozma kararına uyulmak gerekirken, önceki kararda direnilmesi usul ve yasaya aykırıdır.
Bu nedenle direnme kararı bozulmalıdır.
SONUÇ: Davalılar vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile, direnme kararının Özel Daire bozma kararında gösterilen nedenlerden dolayı 6217 sayılı Kanunun 30. maddesi ile 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’na eklenen “Geçici Madde 3” atfıyla uygulanmakta olan 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun 429. maddesi gereğince BOZULMASINA, istek halinde temyiz peşin harcının yatırana geri verilmesine, aynı Kanunun 440. maddesi uyarınca hükmün tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 25.09.2013 gününde oybirliği ile karar verildi.