YARGITAY KARARI
DAİRE : Hukuk Genel Kurulu
ESAS NO : 2013/26
KARAR NO : 2013/1013
KARAR TARİHİ : 03.07.2013
MAHKEMESİ : İzmir 7. İş Mahkemesi
TARİHİ : 03/10/2012
NUMARASI : 2012/77-2012/697
Taraflar arasındaki “hizmet tespiti” davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; İzmir 7.İş Mahkemesi’nce davanın konusu kalmadığından karar verilmesine yer olmadığına dair verilen 16.06.2010 gün ve 2009/266 E., 2010/316 K. sayılı kararın incelenmesi davalı SGK vekili tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 10. Hukuk Dairesi’nin 22.12.2011 gün ve 2010/9989 E., 2011/19382 K. sayılı ilamı ile hüküm;
(…Dava, hizmet tespiti istemine ilişkindir…
Davacı, eşinin davalı işveren nezdinde 11.12.1963 tarihinden itibaren 4 ay süreyle çalıştığının tespiti istemli dava açmış daha sonra, talebini 11.12.1963 tarihi itibariyle bir günlük çalışmanın tespiti olarak daraltarak fazlaya ilişkin istemden vazgeçmiştir.
Dosya kapsamına göre , davalı şirkete ait 7244 nolu işyerinden 1963/ Aralık ayına ait 18 günlük çalışma bildirimi yapıldığı, yine aynı işveren tarafından, 11.12.1963 tarihinde işe girdiği bildirimi içeren işe giriş bildirgesi verildiği, fakat, işe giriş bildirgesi ve dönem bordrosunun Kuruma intikal tarihlerinin belirsiz ve sigortalı isminin Necati Tüysüz olarak yazıldığı, davacının murisine ait nüfus kaydında ise, isminin Necat Tüysüz olduğu anlaşılmıştır.
Mahkemece, davacının eşinin 18 günlük çalışmasının Kuruma bildirildiğinden bahisle davanın konusuz kaldığı sonucuna varılarak karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiş ise de, mahkemenin bu hükmü eksik inceleme ve yanılgılı değerlendirmeye dayalıdır.Zira, işveren tarafından yapılan 18 günlük bildirimin davacının murisine aidiyeti hususunda uyuşmazlık devam etmekte olup, davacının murisinin sigorta hizmet cetveli incelediğinde bu hizmetlerin davacının murisine mal edilmediği anlaşılmaktadır.Bu tür sigortalı hizmetlerin saptanmasına ilişkin davaların kamu düzeniyle ilgili olduğu ve bu nedenle özel bir duyarlılıkla ve özenle yürütülmesinin zorunlu bulunduğu açıktır.
Mahkemece, davalı işveren tarafından 1963/aralık ayı bordrosundaki bildirime konu çalışmaların davacıya ait olup olmadığı hususu araştırılmalıdır.Öncelikle, Necati Tüysüz adında başka bir sigortalı olup olmadığı nüfus idaresinden araştırılmalı, diğer taraftan davacının delil listesinde bildirdiği dönem bordrosu çalışanları ile dönem bordrosunda kayden çalışması görünen diğer bordro tanıkları re’sen belirlenerek beyanlarına başvurulmalı; dönem bordrosunda çalıştığı bildirilen Necati Tüysüz ile davacının murisinin aynı kişi olup olmadığı araştırılarak toplanan tüm kanıtlar birlikte değerlendirildikten sonra elde edilecek sonuca göre bir karar verilmelidir
Mahkemece, bu maddi ve hukuki olgular göz ardı edilerek eksik araştırma ve inceleme sonucu yazılı şekilde hüküm kurulması, usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
O halde, davalı Kurum avukatının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır…)
gerekçesi ile bozularak dosya yerine geri çevrilmekle, yeniden yapılan yargılama sonunda; mahkemece önceki kararda direnilmiştir.
TEMYİZ EDEN:Davalı vekili
HUKUK GENEL KURULU KARARI
Hukuk Genel Kurulu’nca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:
Dava, 506 sayılı Kanun’un 79/10.maddesine dayalı hizmet tespiti istemine ilişkindir.
Davacı vekili, davacının eşinin davalı işveren nezdinde 11.12.1963 tarihinden itibaren 4 ay süreyle çalıştığının tespitini istemiş; yargılama sırasında, diğer istemlerinden vazgeçerek 11.12.1963 tarihi itibariyle bir günlük çalışmasının tespitini istemiştir.
Mahkemece, Necati Tüysüz’ün 1963 yılı Aralık ayında 18 günlük çalışmasının, davalı Westerex Ltd. Şti. tarafından kuruma bildirildiği gerekçesi ile davanın konusu kalmadığından, karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
Davalı SGK vekilinin temyizi üzerine, Özel Daire’ce hüküm yukarıya metni aynen alınan gerekçe ile bozulmuştur.
Mahkemece bozma sonrası, mukteza tablosu getirtilip, bir takım yazışmalar yapılıp bilgi alındıktan sonra direnme kararı verilmiştir.
Hukuk Genel Kurulu’ndaki görüşme sırasında, işin esasının incelenmesinden önce, direnme kararının gerçekte yeni hüküm niteliğinde olup olmadığı; dolayısıyla, temyiz incelemesinin Hukuk Genel Kurulu’nca mı, Özel Dairece mi yapılması gerektiği hususu, ön sorun olarak tartışılıp, değerlendirilmiştir.
Bilindiği üzere;direnme kararının varlığından söz edilebilmesi için, mahkeme bozmadan esinlenerek yeni herhangi bir delil toplamadan önceki deliller çerçevesinde karar vermeli; gerekçesini önceki kararına göre genişletebilirse de değiştirmemelidir (HUMK. m.429).
Öyleyse,mahkemenin yeni bir delile veya bilgiye dayanması, ilk kararının gerekçesinde dayandığı hukuki olgunun yanında veya dışında yeni bir hukuki olguya dayanarak ve gerekçesini de bu yeni hukuki olgu yönünde değiştirerek karar vermiş olması halinde, direnme kararının varlığından söz edilemeyeceğinden,yerel mahkemenin direnme olarak adlandırdığı temyize konu karar, yeni bir hukuki olguya dayalı, yeni bir hüküm niteliğindedir.
Hal böyle olunca; kurulan bu yeni hükmün temyizen incelenmesi görevi ise, Hukuk Genel Kurulu’na değil, Özel Daire’ye aittir.
Bu nedenle, yeni hükme yönelik temyiz itirazlarının incelenmesi için dosya Özel Daireye gönderilmelidir.
S O N U Ç: Yukarıda gösterilen nedenlerle davalı SGK vekilinin yeni hükme yönelik temyiz itirazlarının incelenmesi için dosyanın 10.HUKUK DAİRESİNE GÖNDERİLMESİNE, 5521 sayılı Kanunun 8/son maddesi uyarınca karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere,03.07.2013 gününde oybirliği ile karar verildi.