Yargıtay Kararı Hukuk Genel Kurulu 2013/1221 E. 2014/754 K. 15.10.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : Hukuk Genel Kurulu
ESAS NO : 2013/1221
KARAR NO : 2014/754
KARAR TARİHİ : 15.10.2014

Taraflar arasındaki “kiracılığın devam ettiğinin tespiti ve muarazanın giderilmesi” davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Uzunköprü Sulh Hukuk Mahkemesi’nce davanın kabulüne dair verilen 11.07.2012 gün ve 2012/160 E.-2012/702 K. sayılı kararın incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 6.Hukuk Dairesi’nin 05.12.2012 gün ve 2012/13662 E.-2012/16003 K. sayılı ilamı ile;
(“…Dava kira ilişkisinin tespitine ilişkindir. Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş hüküm davalı kiralayan tarafından temyiz edilmiştir.
Davacı vekili, dava dilekçesinde, davalı belediyeye ait taşınmazın 2886 Sayılı Kanun’a göre yapılan ihale ile 24/03/1981 tarihinde dava dışı M.Ş.e kiralandığını, Belediye Encümeninin 10/02/1987 gün ve 80 sayılı kararı ile kiralananın aynı şartlarla davacının devraldığını, davalı idarenin taşınmazın tahliye edilmesini aksi takdirde 2886 Sayılı Yasanın 75.maddesine göre mülki idarece tahliye edileceğini bildirdiğini, dava konusu taşınmaza 2886 Sayılı Yasanın değil 6570 Sayılı Yasanın uygulanması gerektiğini belirterek kiracılık ilişkisinin tespitini istemiştir. Davalı davanın reddini savunmuştur.
2886 Sayılı Devlet İhale Kanun’unun 5737 Sayılı Kanun’un 79/c maddesi ile değişik “Ecrimisil ve Tahliye” başlıklı 75.maddesinin 3. ve 4.fıkrasında; “kira sözleşmesinin bitim tarihinden itibaren işgalin devam etmesi halinde, sözleşmede hüküm var ise ona göre hareket edilir. Aksi halde ecrimisil alınır. İşgal edilen taşınmaz mal, idarenin talebi üzerine bulunduğu yer mülkiye amirince en geç onbeş gün içinde tahliye ettirilerek, idareye teslim edilir.” hükmü bulunmaktadır. Bu madde önceleri sadece Hazine tarafından bu kanun hükümlerine göre kiraya verilen taşınmazlar hakkında uygulanırken, 13.07.2005 tarihinde yürürlüğe giren 5393 Sayılı Belediye Kanun’unun 15/p-3.maddesi hükmüyle belediye taşınmazları 5538 Sayılı Kanunun 26/b maddesi uyarınca İl Özel İdareleri ve son olarak 5737 Sayılı Kanunun 79/c maddesi uyarınca Vakıflar Genel Müdürlüğüne ait taşınmazlar hakkında da uygulanması öngörülmüştür. Bu madde ile adı geçen kurumlara tahliye konusunda bir ayrıcalık tanınmıştır. Yasal süre bitiminden itibaren ecrimisil alınacağı hüküm altına alındığında, 2886 Sayılı Yasanın 1.maddesi uyarınca usulüne uygun yeni bir sözleşme yapılmadıkça kiracıyı fuzuli şagil kabul etmek gerekir.
Hazine, Vakıflar Genel Müdürlüğü, İl Özel İdareleri ve belediyeler 2886 Sayılı Yasa uyarınca kiraya verdikleri taşınmazlarını, kira süresi sonunda, işgal ne kadar süre devam ederse etsin kiralananın 6570 Sayılı Yasaya ya da Borçlar Kanun’una tabi olup olmadığına bakılmaksızın her zaman gerek mahkemeden gerekse mülkiye amirinden tahliyesini isteyebilirler. Ecrimisil olarak alınması gereken paranın “kira parası” adı altında alınmış veya ödenmiş olması, taraflar arasındaki kira sözleşmesinin yenilendiği anlamına gelmez.
Olayımızda; 2886 Sayılı Devlet İhale Kanunu uyarınca kiraya verilen kiralanan ile ilgili olarak taraflar arasında düzenlenen 24.03.1981 başlangıç tarihli üç yıl süreli kira sözleşmesi 6570 Sayılı Kanunun 11.maddesi uyarınca yıldan yıla yenilenerek uzamış ise de; Belediyelere 2886 Sayılı Yasanın 75.maddesinden yararlanma hakkı tanıyan 5393 Sayılı Kanunun (15/p-3. md.) yürürlüğe girdiği 13/07/2005 tarihini izleyen yenilenen son dönemin bittiği 24/03/2006 tarihi itibariyle sözleşmenin sona erdiğinin kabulü gerekir, artık bu tarihten sonra Yasa gereği sözleşmenin 6570 Sayılı Kanunun 11.maddesi uyarınca yıldan yıla yenilenmesi olanağı kalmadığından davalı kiracı fuzuli şağil durumuna düşmüştür. Bu nedenle mahkemece davanın reddine karar vermek gerekirken yazılı gerekçe ile davanın kabulüne karar verilmesi doğru olmadığından hükmün bozulması gerekmiştir…”)
gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle, yeniden yapılan yargılama sonunda, mahkemece önceki kararda direnilmiştir.

HUKUK GENEL KARARI KARARI

Hukuk Genel Kurulu’nca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:
Dava; kiracılık ilişkisinin sürdüğünün tespiti ile davalının bu konuda çıkarttığı muarazanın meni istemine ilişkindir.
Mahkemece; 01.04.2009 başlangıç tarihli kira sözleşmesinin 20.maddesi uyarınca sözleşmenin 01.04.2011-31.03.2012 tarihleri arasında yenilendiği gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiş; davalı vekilinin temyizi üzerine Özel Dairece yukarıda başlık bölümünde aynen yer verilen nedenlerle karar bozulmuştur.
Mahkeme, önceki kararında direnmiş; hükmü temyize davalı vekili getirmiştir.
Hukuk Genel Kurulu önüne gelen uyuşmazlık; 2886 sayılı Devlet İhale Kanunu’nun 75. ve 5393 sayılı Belediye Kanunu’nun 15.maddeleri gözetildiğinde taraflar arasındaki kira sözleşmenin yenilenmek suretiyle uzayıp uzamadığı ve taraflar arasındaki kira ilişkisinin devam edip etmediği noktasında toplanmaktadır.
Öncelikle somut olayın, uyuşmazlığa etkili yönlerinin ve ilgili yasal düzenlemelerin ortaya konulmasında yarar vardır: Mülkiyeti Belediyeye ait olan çay bahçesi, yapılan ihale ile 24.03.1981 tarihinde dava dışı M. Ş.’e kiralanmış, daha sonra belediye encümeninin 10.02.1987 gün ve 80 sayılı kararı ile kira sözleşmesi aynı şartlarla dava dışı M. Al’a devredilmiştir. Davalı Belediye çay bahçesini en son 09.04.2009 tarihli sözleşme ile davacı M.. A..’a 1 yıllığına kiraya vermiştir.
Davalı belediye tarafından 08.02.2012 tarihli yazı ile davacının kiracılık sıfatının sona erdiği ve çay bahçesinin yeniden kiralanması için ihale yapılacağı bildirilerek, ihtarnamenin tebliğinden itibaren 7 gün içerisinde davacının çay bahçesini tahliye etmesi talep edilmiştir.
Bilindiği üzere; uyuşmazlık tarihinde yürürlükte olan mülga 818 sayılı Borçlar Kanunu kira akdinden doğan davalarda genel ve temel Kanun durumunda olup, aksine bir hüküm bulunmadığı takdirde uygulanacak olan bu Kanun’dur.
Uyuşmazlık tarihinde yürürlükte olan mülga 6570 sayılı Gayrimenkul Kiraları Hakkındaki Kanun’un 1.maddesinde ise, bu Kanunun uygulama alanı, öncelikle Belediye teşkilatı olan yerlerle, belediye teşkilatı olmasa bile iskele, liman ve istasyonlardaki gayrimenkullerin kiralanmasıyla ilgili işlemler olarak belirlenmiştir. Ayrıca mecurun bu Kanun kapsamına girmesi için, bunların gayrimenkul olmaları ve musakkaf bulunmaları gereklidir.
Kısaca, kiraya verilen musakkaf yerlere ilişkin uyuşmazlıklara 6570 sayılı Kanun hükümleri uygulanmakta olup, gayri musakkaf taşınmaz mallar ise Borçlar Kanunu hükümlerine tabidir.Her iki Kanunun ilgili maddelerinin hukuki sonuç ve hükümleri ile koruma amaçları tamamen birbirinden farklıdır.
Diğer taraftan, daha özel nitelikte olan 2886 sayılı Devlet İhale Kanunu’nun 75.maddesinde; Kira sözleşmesinin bitim tarihinden itibaren, işgalin devam etmesi halinde, sözleşmede hüküm varsa ona göre hareket edileceği aksi halde ecrimisil alınacağı, işgalin devam etmesi halinde işgal edilen taşınmaz malın, idarenin talebi üzerine, bulunduğu yer mülki amirince en geç 15 gün içinde tahliye ettirilerek, idareye teslim edileceği belirtilmiştir.
Bu hüküm, esasen 2886 sayılı Kanun ile Hazine tarafından kiraya verilen taşınmazlara ilişkin olmakla birlikte; 13.07.2005 tarihinde yürürlüğe giren 5393 sayılı Belediye Kanunu’nun 15.maddesinin 3.fıkrasının 2.cümlesinde, 2886 sayılı Kanunun belediye taşınmazları hakkında da uygulanacağı hükme bağlanmıştır. Buna göre belediyelere ait taşınmazların kira sözleşmelerinde de 2886 sayılı Kanun’un 75.maddesi hükümleri uygulanacaktır.
Somut olaya gelince: taraflar arasında imzalanan 01.04.2009 başlangıç tarihli kira sözleşmesinin bitim süresi 31.03.2010 olup sözleşmenin 20.maddesi gereğince kira süresi 31.03.2011 tarihine uzamış bulunmaktadır. Ancak taraflar arasındaki uyuşmazlığa 13.07.2005 tarihinde yürürlüğe giren 5393 sayılı Belediye Kanunu’nun 15.maddesinin 3.fıkrasının 2.cümlesinin atfıyla 2886 sayılı Kanun’un 75.maddesi hükümleri uygulanacağından kira sözleşmesinin ikinci kez uzaması mümkün değildir.
Hal böyle olunca, yerel mahkemenin kira sözleşmesinin 01.04.2011 – 31.03.2012 tarihleri arasında da yenilendiği gerekçesi ile davanın kabulüne karar vermesi doğru olmamıştır.
Direnme kararının bu değişik gerekçeyle bozulması gerekmiştir.
S O N U Ç : Davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile, direnme kararının yukarıda gösterilen değişik gerekçe ve nedenlerden dolayı 6217 sayılı Kanunun 30.maddesi ile 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’na eklenen “Geçici madde 3” atfıyla uygulanmakta olan 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun 429.maddesi gereğince BOZULMASINA, istek halinde temyiz peşin harcının yatırana geri verilmesine, 15.10.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.