Yargıtay Kararı Hukuk Genel Kurulu 2012/569 E. 2012/900 K. 28.11.2012 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : Hukuk Genel Kurulu
ESAS NO : 2012/569
KARAR NO : 2012/900
KARAR TARİHİ : 28.11.2012

MAHKEMESİ : Kadınhanı Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 27/03/2012
NUMARASI : 2012/38-2012/65
Taraflar arasındaki “alacak” davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Kadınhanı Asliye Hukuk Mahkemesi’nce davanın reddine dair verilen 21.01.2011 gün ve 2006/138 E., 2011/22 K. sayılı kararın incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 15. Hukuk Dairesi’nin 22.12.2011 gün ve 2011/2286 E., 2011/7803 K.sayılı ilamı ile;
(…Dava, BK’nın 355 ve devamı maddelerinde düzenlenen eser sözleşmesi ilişkisinden kaynaklandığı ileri sürülen alacağın tahsili istemine ilişkin olup, mahkemece davanın reddine dair verilen karar davacı vekilince temyiz edilmiştir.
1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davacı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazları yerinde görülmemiş, reddi gerekmiştir.
2-Davacı, davalı yana proje, keşif özeti ve aplikasyon işlerini yaptığını iddia ederek iş bedelinin tahsilini istemiş, davalı akdî ilişkiyi inkâr etmiş, buna karşılık davacı, akdî ilişkiyi HUMK’nın 288 ve devamı maddelerinde öngörülen şekilde kanıtlayamamıştır. Ne var ki; gerek dava dilekçesinde gerekse de sunduğu delil listesinde kanuni delillere de dayanmış olmakla davalıya karşı akdî ilişkiyi ispat amacıyla yemin teklifine hakkı olduğu halde bu husus hatırlatılmadan yazılı şekilde red kararı verilmesi doğru olmamıştır.
Şu halde mahkemece akdî ilişkinin ispatı amacıyla davalıya yemin teklif etme hakkı bulunduğu davacıya hatırlatılarak sonucuna uygun bir karar verilmesi yerine yazılı şekilde hükme varılması usul ve yasaya aykırı olmuş, bozmayı gerektirmiştir…)
gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle yeniden yapılan yargılama sonunda; mahkemece önceki kararda direnilmiştir.
TEMYİZ EDEN: Davacı vekili
HUKUK GENEL KURULU KARARI
Hukuk Genel Kurulu’nca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:
Dava, eser sözleşmesinden kaynaklanan alacak istemine ilişkindir.
Yerel Mahkemece, davacının, akdî ilişkiyi mülga 1086 sayılı HUMK’nın 288 ve devamı maddelerinde öngörülen şekilde kanıtlayamadığı gerekçesiyle davanın reddine dair verilen karar, davacı vekilinin temyizi üzerine Özel Daire’ce yukarıda yazılı gerekçeyle bozulmuş; yerel mahkemece, önceki kararda direnilmiştir.
Direnme hükmünü davacı vekili, temyiz etmiştir.
Direnme yoluyla Hukuk Genel Kurulu’nun önüne gelen uyuşmazlık; taraflar arasındaki akdi ilişkinin yemin delili ile ispatlanmasının mümkün olup olmadığı, noktasında toplanmaktadır.
Uyuşmazlığın çözümü için “eser sözleşmesi” üzerinde durulmasında yarar vardır:
Eser sözleşmesi, karşılıklı edimler içeren bir “iş görme” sözleşmesidir. Yüklenicinin edimi, eseri meydana getirerek teslim etmek, iş sahibinin karşı edimi ise, bedel ödemektir (mülga 818 sayılı BK. m.355, 6100 sayılı TBK m.470).
Türk Borçlar Kanunu’nda sözleşmelerin yapılışı bir şekle bağlanmamıştır (TBK m 12/I). Şayet, kanun taraflardan birinin veya her ikisinin, bazen de üçüncü kişilerin veya kamunun menfaatini korumayı, hukuki güvenliğini sağlamayı amaçlamış ise şekil zorunluluğu getirebilir. Örneğin gayrimenkul satım sözleşmelerinin geçerli olması için kanun resmi şekil şartı aramıştır (BK m.213; TBK m.237).
Eser sözleşmeleri, kural olarak, hiçbir şekle bağlı değildir. Sözlü olarak yapılabileceği gibi, adi yazılı veya resmi biçimde de yapılabilir. Şekil, bir geçerlilik (sıhhat) şartı olmayıp, ispat koşuludur.
Somut olay değerlendirildiğinde; davacı vekili, davalı kuruma 2004 yılı Ocak ayında proje, keşif özeti ve aplikasyon işi yaptığını, ancak işin bedelinin davalı tarafından ödenmediğini belirterek, 5.900,00 TL’nin fatura tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile birlikte davalıdan tahsilini istemiş, davalı ise, akdi ilişkinin varlığını inkar etmiştir.
Yukarda vurgulandığı üzere eser sözleşmesinin geçerliliği için bir şekil şartı aranmamasına rağmen 6100 sayılı HMK 200 ve 201 (mülga 1086 sayılı HUMK.288 ve 290) ncı maddeleri uyarınca alacak miktarı da nazara alındığında akdi ilişkinin varlığının ve teslim olgusunun ispatı yönünden yazılı belge aranmaktadır.
Taraflar arasında yazılı bir belgenin bulunmadığı konusunda uyuşmazlık bulunmamaktadır. Nevar ki davacı vekilinin 08.06.2007 günlü delil listesinde, diğer deliller yanında “her türlü hukuki delil” ibaresine de yer verilmek suretiyle, yemin deliline de dayanılmış olmakla, Özel Daire bozma ilamında da belirtildiği üzere, davacıya yemin delili hatırlatılarak, ortaya çıkacak uygun sonuç çerçevesinde bir karar verilmesi gerekir.
Hal böyle olunca; aynı hususa işaret eden ve Hukuk Genel Kurulu’nca da benimsenen Özel Daire bozma kararına uyulmak gerekirken, önceki kararda direnilmesi usul ve yasaya aykırıdır.
Açıklanan nedenlerle direnme kararı bozulmalıdır.
S O N U Ç : Davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile direnme kararının bozma ilamında ve yukarıda gösterilen nedenlerden dolayı 6217 sayılı Kanunun 30.maddesi ile 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’na eklenen “Geçici madde 3” atfıyla uygulanmakta olan 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun 429. maddesi gereğince BOZULMASINA, istek halinde temyiz peşin harcının yatırana geri verilmesine, aynı Kanun’un 440. maddesi uyarınca karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere 28.11.2012 gününde oybirliğiyle karar verildi.