Yargıtay Kararı Hukuk Genel Kurulu 2012/238 E. 2012/635 K. 28.09.2012 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : Hukuk Genel Kurulu
ESAS NO : 2012/238
KARAR NO : 2012/635
KARAR TARİHİ : 28.09.2012

MAHKEMESİ : İstanbul 9.İcra Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 21/07/2011
NUMARASI : 2011/345 E-2011/872 K.
Taraflar arasındaki “tahliye ve itirazın kaldırılması” davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; İstanbul 9.İcra Hukuk Mahkemesi’nce, davanın reddine dair verilen 17.12.2009 gün ve 2009/1054 E-2009/2263 K. sayılı kararın incelenmesi davacı alacaklı vekili tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 6.Hukuk Dairesinin 27.10.2010 gün ve 2010/10087-11631 karar sayılı ilamı ile;
(…Davacı alacaklı tarafından davalı borçlu hakkında kira alacağının tahsili amacıyla tahliye istekli olarak başlatılan icra takibine davalı borçlunun itiraz etmesi üzerine davacı icra mahkemesinden itirazın kaldırılması ve tahliye isteminde bulunmuştur. Mahkemece tedbir kararının bulunduğundan bahisle davanın reddine karar verilmesi üzerine karar davacı alacaklı tarafından temyiz edilmiştir.
Hukuk davalarının tatilini düzenleyen İ.İ.K.nun 194.maddesi “acele haller müstesna olmak üzere müflisin davacı ve davalı olduğu hukuk davaları durur ve ancak alacaklıların ikinci toplantısından 10 gün sonra devam olunabilir” hükmünü taşımaktadır. Gerek uygulamada gerekse öğretide tahliye davalarının acele davalardan olduğu tartışmasızdır. Ayrıca adli ara vermeyi düzenleyen HUMK.nun 176.maddesinde adli tatilde görülen davalar arasında tahliye davaları da sayılmıştır. Zira tahliye davaları basit yargılamaya tabi, yasa koyucu tarafından biran önce çözümü amaçlanan davalardandır.
Olayımıza gelince; Kadıköy 1.Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 24.06.2009 tarih ve 2009/636 Esas sayılı ilamı ile iflasın ertelenmesi hakkında karar verilinceye kadar takip yapılmamasına ve yapılan takiplerin durdurulmasına karar verilmiştir. Kadıköy 1.Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2009/636 Esas sayılı ilamı iflas ile ilgili tedbir kararı olup, itirazın kaldırılması ve tahliye davasını etkilemez. Mahkemece işin esası hakkında bir karar verilmesi gerekirken davanın reddine karar verilmesi doğru olmadığından kararın bozulması gerekmiştir…)
gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle, yeniden yapılan yargılama sonunda, mahkemece önceki kararda direnilmiştir.
TEMYİZ EDEN : Davacı alacaklı vekili
HUKUK GENEL KURULU KARARI
Hukuk Genel Kurulu’nca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:
Dava, itirazın kaldırılması ve tahliye istemine ilişkindir.
Yerel Mahkemece; “İİK.nun 179. maddesi bağlamında Kadıköy 1.Asliye Ticaret Mahkemesi’nden verilen 24.06.2009 tarih 2009/636 esas sayılı dava dosyasından verilme geçici nitelikteki ihtiyati tedbir kararı ile davalı kiracı hakkında hiçbir takip yapılmamasına, evvelce yapılmış takiplerin durdurulmasına karar verildiği, bu kararın İstanbul 11.İcra Müdürlüğü’nün 2009/16960 sayılı takip dosyasıyla başlatılan kira parasının tahsili ve haciz istemini de içerdiği, dolayısıyla tedbir kararı uyarınca başlayan bu takibe istinaden itirazın kaldırılması ve tahliye koşullarının tahakkuk ettiğinden söz etmenin mümkün olmadığı, böyle bir istemi olumlu yanıtlamanın tedbir kararının erekleri ile buluşmasını önleyeceği” gerekçesiyle davanın reddine dair verilen karar davacı vekilinin temyizi üzerine, Özel Daire’ce, yukarıda yazılı gerekçelerle bozulmuş; mahkemece, önceki hükümde direnilmiştir. Direnme kararı, davacı-alacaklı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Direnme yoluyla Hukuk Genel Kurulunun önüne gelen uyuşmazlık; iflasın ertelenmesi isteği üzerine, takiplere ilişkin olarak verilmiş bulunan tedbir kararının bu tedbirden önce yapılmış takip üzerine açılmış bulunan davaya etkisi noktasında toplanmaktadır.
Hemen belirtilmelidir ki, 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu’nu 179/(b) maddesinde “Erteleme kararı üzerine borçlu aleyhine 6183 sayılı Kanuna göre yapılan takipler de dahil olmak üzere hiçbir takip yapılamaz ve evvelce başlamış takipler durur; bir takip muamelesi ile kesilebilen zamanaşımı ve hak düşüren müddetler işlemez.
Erteleme sırasında taşınır, taşınmaz veya ticari işletme rehniyle temin edilmiş alacaklar nedeniyle rehnin paraya çevrilmesi yoluyla takip başlatılabilir veya başlamış olan takiplere devam edilebilir; ancak bu takip nedeniyle muhafaza tedbirleri alınamaz ve rehinli malın satışı gerçekleştirilemez. Bu durumda erteleme süresince işleyecek olup mevcut rehinle karşılanamayacak faizler teminatlandırılmak zorundadır.
206’ncı maddenin birinci sırasında yazılı alacaklar için haciz yoluyla takip yapılabilir.” hükmüne yer verilmiştir.
Görüldüğü üzere , bu hükümde iflasın ertelenmesi kararının davalara etkisinden söz edilmemiştir. Bu durum karşısında; iflasın ertelenmesi üzerine borçlu hakkında “hiçbir takip yapılamaz ve evvelce başlamış takipler durur” ise de, iflasın ertelenmesinden önce yapılan (veya tedbiren durdurulan) takiplere ilişkin olarak açılan iflas davası dışındaki, itirazın iptali, borçtan kurtulma gibi takiplere ilişkin davalara, dava bir takip işlemi olmadığından erteleme süresi içinde devam edilebileceği, ancak bu davalar sonucunda verilen ilama dayanarak takip yapılamayacağı konusunda doktrinde bir görüş bulunduğu gibi (P.., H..; İflas Ertelenmesi, İBD 2005/2, s.344; A.., O.. B.. Batıktık ve İflasın Ertelenmesi, İzmir, s.152), benzer konuda Yargıtay kararları da bulunmaktadır (Y.19.H.D. 26.01.2010 gün ve 2009/2694-2010/552; Y.15.H.D. 25.02.2008 gün ve 2007/4752-2008/1114)
Yukarıda yapılan hukuki açıklama ve saptamalar ışığında somut olay değerlendirildiğinde; dosya kapsamına göre, davacı/alacaklı M.. N.. Mendi vekili tarafından 04.05.2009 tarihinde davalı/borçlu … Ev Ürünleri Mağ. A.Ş. hakkında başlatılan ve İstanbul 11.İcra Müdürlüğünün 2009/ 16960 esas sayılı dosyası üzerinden yürütülen adi kiraya ve hasılat kiralarına ait icra takibinde toplam 21.483,04-TL kira alacağının tahsili ve kiralanan taşınmazın tahliyesi istenilmiş; süresinde yapılan ödeme emrine itiraz üzerine, İcra memurluğunca (11.05.2009 tarihinde) icra takibin durdurulmasına karar verilmiştir.
Takibin durdurulması üzerine, eldeki dava ile davacı/alacaklı vekili, davalının yetki ve borca itiraz ettiğini, davalının kira akdi ve imzaya bir itirazının bulunmadığını belirterek, davalı/borçlunun itirazının kesin olarak kaldırılmasına, takibin devamına ve mecurdan tahliyesine karar verilmesini talep etmiştir. Bu arada görülmekte olan dava devam ederken, Ticaret Mahkemesince iflasın ertelenmesinden önce “İİK.nun 206.maddesinin birinci fıkrasında yazılı alacaklar için haciz yolu ile yapılan ya da yapılacak takipler hariç olmak üzere davacı şirket aleyhine 6183 sayılı Kanuna göre yapılan takipler de dahil olmak üzere hiçbir takip yapılmamasına ve yapılmış olan takiplerin de durdurulmasına” karar verilmiş; davaların durumuna ilişkin olarak ise bir karar verilmemiştir.
Yukarıda vurgulandığı üzere, İİK’nun 179/(b) maddesinde iflasın ertelenmesinin davalara etkisinden söz edilmemiştir. Mahkeme tarafından verilen tedbir kararında bu konuda bir ifadenin yer almamış bulunması karşısında, iflasın ertelenme kararının (veya iflasın ertelenmesinden önce mahkemece takiplerin durdurulmasına ilişkin verdiği tedbir kararının) bu karardan önce yapılan takipler üzerine açılmış bulunan iflas davası dışındaki davaları etkilemeyeceğinin kabulü gerekir.
Hal böyle olunca; yerel mahkemece, bu konuda verilen tedbir kararının görülmekte olan davayı etkilemeyeceği dikkate alınıp, işin esasına girilip, gerekli araştırma ve inceleme yapılarak varılacak uygun sonuç uyarınca karar verilmesi gerekirken, yanılgıya düşülerek ve tedbir kararının varlığı gerekçe gösterilerek davanın reddine dair önceki kararda direnilmesi usul ve yasaya aykırıdır.
Bu nedenle, direnme kararının yukarıda açıklanan değişik gerekçelerle bozulması gerekir.
S O N U Ç : Davacı alacaklı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile, direnme kararının yukarıda açıklanan değişik gerekçe ve nedenlerden dolayı 6217 sayılı Kanunun 30.maddesi ile 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’na eklenen “Geçici madde 3” atfıyla uygulanmakta olan 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun 429.maddesi gereğince BOZULMASINA, istek halinde temyiz peşin harcının yatırana geri verilmesine, 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu’na 5311 sayılı Kanunun 29.maddesi ile eklenen “Geçici Madde 7” atfıyla uygulanmakta olan aynı Kanunun 366/III.maddesi uyarınca kararın tebliğinden itibaren 10 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 28.09.2012 gününde oybirliği ile karar verildi.