YARGITAY KARARI
DAİRE : Hukuk Genel Kurulu
ESAS NO : 2011/62
KARAR NO : 2011/223
KARAR TARİHİ : 27.04.2011
MAHKEMESİ : Balıkesir 2. Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 09/11/2010
NUMARASI : 2010/384-2010/327
Taraflar arasındaki “maddi tazminat” davasından dolayı yapılan yargılama sonunda;Balıkesir 2.Asliye Hukuk Mahkemesince davanın reddine dair verilen 17.02.2009 gün ve 2007/423 E., 2009/52 K. sayılı kararın incelenmesi davacılar vekili tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 4.Hukuk Dairesinin 18.03.2010 gün ve 2009/5975 E., 2010/3036 K. sayılı ilamı ile;
(…Dava, haksız eylem nedeniyle uğranılan maddi zararın ödetilmesi istemine ilişkindir. Yerel mahkemece istem reddedilmiş; karar, davacılar tarafından temyiz olunmuştur.
Davacılar, içinde saman, fiy ve yulaf balyaları bulunan samanlığın, davalıya ait elektrik tellerinin rüzgardan birbirine değmesi nedeniyle oluşan kıvılcımın ot ve samanların üzerine düşmesi sonucu çıkan yangında zarar gördüğünü belirterek tazminat istemişlerdir.
Davalı ise, yangın ile bir ilgisi bulunmadığını belirterek istemin reddedilmesi gerektiğini savunmuştur.
Yerel mahkemece, yangının elektrik tellerinin birbirine çarpması nedeniyle meydana gelen arktan çıkmadığının anlaşıldığı sonucuna varılarak, kanıtlanmadığı gerekçesiyle istem reddedilmiştir.
Dosyada bulunan Balıkesir Cumhuriyet Başsavcılığı’nın 2007/9710 sayılı Hazırlık belgeleri arasındaki Jandarma tutanağı, tanıklar N.. K.. ile B..G…’nün görgüye dayalı anlatımları ile yangın raporundaki samanlığın üst kısmında da alevler olduğuna ilişkin belirlemelerden; davacıların zarara uğramalarına yol açan yangının, samanlığın yakınından geçen elektrik tellerinin, rüzgarın etkisi ile birbirine değmesi sonucu oluşan kıvılcımdan kaynaklandığı anlaşılmaktadır.
Yerel mahkemece açıklanan olgular gözetilerek, zarar kapsamı belirlenip davalının sorumluluğuna karar verilmesi gerekirken, yerinde olmayan gerekçeyle istemin tümden reddedilmiş olması usul ve yasaya uygun düşmediğinden kararın bozulması gerekmiştir.)
gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle yeniden yapılan yargılama sonunda; mahkemece önceki kararda direnilmiştir.
TEMYİZ EDEN: Davacılar vekili
HUKUK GENEL KURULU KARARI
Hukuk Genel Kurulu’nca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:
Davacılar vekili, elektrik tellerinden çıkan kıvılcımın yangına sebebiyet verdiğinden bahisle maddi tazminat isteminde bulunmuştur.
Davalı elektrik idaresi vekili, davanın reddini savunmuştur.
Yerel mahkemenin, yangının fırtına nedeniyle elektrik tellerinin birbirine çarpıp meydana gelen arktan kaynaklanmadığı gerekçesi ile davanın reddine ilişkin olarak verdiği karar, davacılar vekilinin temyizi üzerine Özel Dairece yukarıda yazılı gerekçe ile bozulmuştur.
Yerel mahkeme, dosya kapsamına ve bilirkişi raporuna dayanarak yangının teknik olarak elektrik tellerinin birbirlerine değmesinden kaynaklanmadığı ve elektriksel menşeli olamayacağı kanaatiyle önceki kararında direnerek, davanın reddine karar vermiştir.
Hükmü temyize davacılar vekili getirmektedir.
Yerel mahkeme ile Özel Daire arasındaki uyuşmazlık; mahkemece alınan bilirkişi raporunun hüküm kurmaya yeterli olup olmadığı ve buna göre davalı idarenin davacının zararından sorumlu tutulup tutulamayacağı, noktasında toplanmaktadır.
Öncelikle konuya ilişkin yasal düzenlemelerin ortaya konulmasında yarar vardır:
1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu (HUMK)’nun 275 ve devamı maddeleri gereğince çözümü özel ve teknik bilgiyi gerektiren konularda hakim, bilirkişinin oy ve görüşünün alınmasına karar verir.
Bilirkişi raporunu hazırlarken raporun dayanağı olan somut ve özel nedenleri raporunda göstermek zorundadır. Ayrıca raporu hazırlayan kişinin konusunda uzman olması da gerekir.
Aynı Kanunun 286.maddesine göre hâkim, bilirkişi raporuyla bağlı değildir.
Bilirkişi raporu hüküm kurmaya elverişli değil ise mahkemece yapılacak iş, ya HUMK 283.maddesi uyarınca aynı bilirkişiden ek rapor almak ya da HUMK. un 284.maddesi uyarınca yeniden inceleme yaptırmak olmalıdır.
Mahkemece alınan raporlar birbiriyle çelişse dahi hâkim, bunlardan birine dayanarak karar verebileceği gibi hiçbirini hüküm kurmaya yeterli bulmaz ise yeniden bilirkişi raporu da alabilir.
Bilirkişi raporunun, hiçbir kuşku ve duraksamaya yol açmayacak bir açıklık taşıması zorunludur.
Somut olay bu çerçevede değerlendirildiğinde;
Davacının iddiası, elektrik tellerinden çıkan kıvılcımın yol açtığı yangın nedeniyle zarara uğradığı yönündedir.
Konunun çözümü açık biçimde özel ve teknik bilgiyi gerektirdiğinden, hakimin konusunda uzman bilirkişi ya da bilirkişilerin oy ve görüşünü alarak sonuca varması gerekmektedir.
Yerel mahkemece hükme esas alınan elektrik yüksek mühendisi tek bilirkişi tarafından düzenlenen rapor; daha çok davalının cevabi yazısına dayanmakta, olay günü havanın kuvvetli rüzgarlı ve fırtınalı olduğuna ilişkin belge, yangın raporu, tanık beyanları ve jandarma tarafından olay tarihinde tutulan olay yeri tespit tutanağının açık biçimde değerlendirmesini içermemekte, çelişki ve benzerliklere ilişkin açıklama taşımamakta; konuya ilişkin teknik bilgiyi ortaya koymamaktadır. Bu haliyle denetime elverişli ve hüküm kurmaya yeterli bulunmadığı açıktır.
O halde, mahkemece yapılacak iş; yeniden konusunda uzman bilirkişilerden oluşturulacak heyet marifetiyle mahallinde keşif yapıp, denetime elverişli ve hüküm kurmaya yeterli rapor almak suretiyle yangına elektrik tellerinin sebep olup olmadığını tereddüde mahal vermeyecek şekilde tespit etmek ve tüm delilleri birlikte değerlendirerek varacağı uygun sonuç çerçevesinde karar vermek olmalıdır.
Mahkemece, açıklanan hususlar göz ardı edilerek, eksik inceleme ve hüküm kurmaya elverişsiz ve denetime de açık olmayan, yetersiz bilirkişi raporuna dayanılarak karar verilmesi ve bu kararda direnilmesi usul ve yasaya aykırıdır.
Direnme kararı açıklanan bu değişik nedenlerle bozulmalıdır.
SONUÇ: Davacılar vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile, direnme kararının yukarıda gösterilen değişik gerekçeyle HUMK 429. maddesi gereğince BOZULMASINA , istek halinde temyiz peşin harcının geri verilmesine, 27.04.2011 gününde yapılan ikinci görüşmede, oyçokluğu ile karar verildi.