Yargıtay Kararı Hukuk Genel Kurulu 2011/6 E. 2011/236 K. 27.04.2011 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : Hukuk Genel Kurulu
ESAS NO : 2011/6
KARAR NO : 2011/236
KARAR TARİHİ : 27.04.2011

MAHKEMESİ : İzmir 3. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ : 14/05/2010
NUMARASI : 2010/205-2010/273

Taraflar arasındaki “menfi tespit” davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; İzmir (3.) Asliye Ticaret Mahkemesince davanın kabulüne dair verilen 11.11.2008 gün ve 2007/539 esas, 2008/690 sayılı kararın incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 19. Hukuk Dairesinin 20.01.2010 gün ve 2009/3465 esas, 2010/278 karar sayılı ilamı ile;
(…Davacı vekili, davalılardan Şekerbank A.Ş. tarafından icra takibine konu edilen çekin müvekkiline davalı Harun Morbel tarafından ciro edildiğini, çekin keşidecisinin davalılardan İ… K.. Maddeler …..Gıda San. Tic. Ltd. Şti. olduğunu, çekin müvekkiline ciro edildiği sırada 7.500.00YTL bedelli ve 22.04.2007 keşide tarihli olmasına karşın davalılardan H..M….’in çeki alarak başka bir çek verdiğini, davaya konu çekin keşide tarihini tahrifatla 22.06.2007 olarak değiştirip çekin bedelini de 27.500.00 YTL’ye yükselttiğini ileri sürerek çekten dolayı müvekkilinin davalılara borçlu olmadığının tespitine, takibin iptaline, % 40 tazminatın davalılardan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı Şekerbank AŞ. vekili, müvekkilinin iyiniyetli hamil olduğunu, çekte rakam ve tarih kısmında keşideci İ..K.. Mad… ve Gıda San. Tic. Ltd. Şti’nin paraflarının bulunduğunu beyan ederek davanın reddini savunmuş, % 40 tazminata karar verilmesini talep etmiştir.
Diğer davalılar usulüne uygun tebligata rağmen davaya cevap vermemişlerdir.
Mahkemece TTK 730/17-b maddesinin göndermesi ile TTK’nun 660. maddesine göre bir poliçe metni tahrif edildiği takdirde değiştirmeden sonra poliçe üzerine imza koymuş olan kimselerin değişmiş metin gereğince ve ondan önce imzasını koyanların ise eski metin gereğince mesul olacağının belirtildiği, çekin dava dışı Koçbank’ın bilgisayar kayıtlarında miktar ve keşide tarihinin belli olduğu, davacıdan sonraki cirantanın çeki tahrif ederek davalıya verdiği, davalının tahrifatın davacının cirosundan önce yapıldığını ispatlayamadığı, çekin tahrifattan önceki keşide tarihinin 22.04.2007 olmasına ve bundan itibaren 10 günlük sürede çekin muhataba ibraz edilmemiş bulunmasına göre davacının sorumluluğunun ortadan kalktığı gerekçesiyle davanın kabulüne, çekten dolayı davacının davalılara borçlu olmadığının tespitine, % 40 kötüniyet tazminatı talebinin reddine karar verilmiş, hüküm davalılardan Şekerbank AŞ. vekilince temyiz edilmiştir.
1- Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, temyiz eden davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan öteki temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.
2- Dava konusu çekin 7.500.00 YTL miktarıyla keşide edildikten sonra miktar hanesinde tahrifat yapılarak 27.500.00 YTL’ye dönüştürüldüğü dosyadaki bilgi ve belgelerden anlaşılmaktadır. Esasen bu husus davacının da kabulündedir. Bu durumda mahkemece TTK 730. maddesi yollamasıyla 660. maddesi uyarınca davacının tahrifattan önceki bedel gereğince sorumlu olduğu gözetilmeden somut olaya uygun düşmeyen gerekçelerle davanın tümden kabulüne karar verilmesinde isabet görülmemiştir…)
gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle, yeniden yapılan yargılama sonunda, mahkemece önceki kararda direnilmiştir.
TEMYİZ EDEN : Davalı vekili
HUKUK GENEL KURULU KARARI

Hukuk Genel Kurulunca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:
Dava, kambiyo senedinden kaynaklanan borçlu olmadığının tespiti istemine ilişkindir.
Davacı vekili, davalılardan Şekerbank A.Ş. tarafından icra takibine konu edilen ve keşidecisi davalılardan İ..K..i Maddeler ..Gıda San. Tic. Ltd. Şti. olan çekin gerçekte 7.500,00 TL bedelini ve 22.04.2007 keşide tarihini taşımasına karşın davalı H..M.. .tarafından müvekkiline ciro edildiğini, ancak ciro sırasında adı geçen davalının bu çeki alarak başka bir çek verdiğini, davaya konu çek üzerinde de tahrifat yaparak keşide tarihini 22.06.2007 olarak değiştirip çekin bedelini de 27.500,00 TL’ye yükselttiğini ileri sürerek çekten dolayı müvekkilinin davalılara borçlu olmadığının tespitine, takibin iptaline ve % 40 icra inkar tazminatına hükmedilmesini istemiştir.
Davalı Şekerbank AŞ. vekili, müvekkilinin iyiniyetli hamil olduğunu, çekte rakam ve tarih kısmında keşideci İ.. K.. Mad. .. ve Gıda San. Tic. Ltd. Şti’nin paraflarının bulunduğunu beyan ederek davanın reddini savunmuş ve % 40 icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir.
Yerel Mahkemece, TTK.nun 730/17. maddesinin göndermesi ile TTK.nun 660. maddesine göre bir poliçe metni tahrif edildiği takdirde değiştirmeden sonra poliçe üzerine imza koymuş olan kimselerin değişmiş metin gereğince ve ondan önce imzasını koyanların ise eski metin gereğince mesul olacağının belirtildiği, çekin dava dışı Koçbank’ın bilgisayar kayıtlarında miktar ve keşide tarihinin belli olduğu, davacıdan sonraki cirantanın çeki tahrif ederek davalıya verdiği, davalının çekteki tahrifatın davacının cirosundan önce yapıldığını ispatlayamadığı, çekin tahrifattan önceki keşide tarihinin 22.04.2007 olmasına ve bundan itibaren 10 günlük sürede çekin muhataba ibraz edilmemiş bulunmasına göre, davacının sorumluluğunun ortadan kalktığı gerekçesiyle davanın kabulüne, çekten dolayı davacının davalılara borçlu olmadığının tespitine, % 40 kötüniyet tazminatı talebinin reddine karar verilmiştir.
Hükmün davalılardan Şekerbank A.Ş. vekilince temyizi üzerine; Özel Dairece, yukarıya aynen alınan gerekçeyle bozulmuş, yerel mahkemece direnme kararı verilmiştir. Hükmü temyize davalı vekili getirmektedir.
Direnme yoluyla Hukuk Genel Kurulu önüne gelen uyuşmazlık; davaya konu çekin davacı cirantanın cirosundan sonra keşide tarihi ile bedelinin değiştirilmesi ve çekin ödeme için değiştirilen bu tarihte muhataba ibraz edilmesi karşısında süresinde ibraz edilmiş sayılıp sayılmayacağı noktasında toplanmakta ise de, Hukuk Genel Kurulu’nda yapılan görüşmeler sırasında öncelikle ispat külfeti üzerinde durulmuş; yerel mahkemece dava konusu çekteki tahrifat iddiasının ispat külfetinin davalı bankaya yüklenildiği, oysa ispat külfetinin davacı ciranta da olduğu hususu oyçokluğu ile benimsenmiştir.
Hal böyle olunca öncelikle “ispat yükü” kavramı üzerinde durulmalıdır:
Hakim, davada hangi vakıaların ispat edilmesi gerektiğini tespit ettikten sonra, bu vakıaların kimin tarafından ispat edilmesi gerektiği sorusu ile karşılaşır, buna ispat yükü denir.
4721 sayılı Türk Medeni Kanunun “ispat yükü” başlıklı 6. maddesi “Kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça, taraflardan her biri, hakkını dayandırdığı olguların varlığını ispatla yükümlüdür” hükmünü içermekte olup; bir vakıadan lehine haklar çıkaran taraf, o vakıayı ispat etmelidir.
Diğer taraftan normal bir duruma dayanan tarafın, bu iddiasını ispat etmesi gerekmez; ispat yükü bu normal durumun aksini iddia eden tarafa düşer.
Yukarıda yapılan açıklamalara göre somut olay değerlendirildiğinde:
Davacı, dava konusu çekin davalılardan Harun M. tarafından kendisine ciro edildiği, çekin keşidecisinin davalılardan İ…K.. Maddeler..Gıda San. Tic. Ltd. Şti. olduğu, çekin kendisine ciro edildiği sırada 7.500,00.-TL bedelli ve 22.04.2007 keşide tarihli olmasına karşın davalılardan Harun M.’in çeki alarak başka bir çek verdiği, davaya konu çeki ise tahrif ederek keşide tarihini 22.06.2007 olarak değiştirip, çekin bedelini de 27.500,00.-TL’ye yükselttiği iddiasıyla eldeki davayı açmıştır.
Davacı şirket tacirdir. Tacirlerin basiretli bir işadamı gibi davranması gerekir. Davacı ciro ettiği çeki önceki cirantaya iade ettiğini ileri sürdüğüne göre basiretli bir tacir gibi davranarak iadeden önce kendi cirosunu iptal etmelidir. Oysa davacı, dava konusu çeki kendisinden önceki cirantaya iade ederken cirosunu iptal etmemiş; böylece basiretli bir tacir gibi davranmamıştır.
Diğer taraftan, çek üzerinde tarih ve bedel üzerindeki değişiklikler yanında paraf yer almakta; bu parafların keşideciye ait olmadığı, davacının cirosundan sonraki ciranta tarafından yapıldığı, hamilin kötüniyetli olduğu davacı tarafından ileri sürülmektedir. Bu iddianın niteliği itibariyle ispat yükü davacıdadır.
Hal böyle olunca, davacı dava konusu çekte yapılan düzeltmelerdeki parafların keşideciye ait olmadığını, bu düzeltme ve parafların kendi cirosundan sonra yapıldığını ve hamilin kötüniyetli olduğunu ispatlamalıdır.
Yerel mahkemece, yukarıda belirtilen maddi ve hukuki olgular dikkate alınmadan, ispat külfetinin tayininde yanılgıya düşülerek yazılı şekilde hüküm kurulmasında isabet görülmemiştir.
Bu nedenle, direnme kararının yukarıda açıklanan değişik gerekçelerle bozulması gerekmiştir.
S O N U Ç : Davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile, direnme kararının yukarıda açıklanan değişik gerekçe ve nedenlerden dolayı H.U.M.K.nun 429. maddesi gereğince BOZULMASINA,istek halinde temyiz peşin harcının geri verilmesine, 27.04.2010 gününde yapılan ikinci görüşmede oyçokluğu ile karar verildi.

KARŞI OY YAZISI
Dava, çekten kaynaklanan alacak nedeniyle menfi tespit istemine ilişkindir.
Mahkemece, çek metninde düzenleme tarihi ve tutar yönünden yapılan değişikliğin davalı imzasından önce yapıldığı konusunda ispat külfetinin davalıya düştüğü ve davalının bunu kanıtlamayamadığı, değişiklikten önceki düzenleme tarihi itibariyle süresinde muhatap bankaya ibraz bulunmadığı, çeke dayalı hak düştüğü gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
Yüksek Özel Daire bozma kararının birinci bendinde aralarında ishat külfetine ilişkin olanlar da bulunan diğer tüm temyiz itirazlarının reddine, ikinci bentte ise değişiklikten önceki bedele karar verilmesi gereğine değinilerek hükmü bozmuştur. Diğer temyiz itirazlarının reddi sonucu bozma kararı kapsamı dışında kalan hususlarda usuli kazanılmış hak doğduğundan, ispat külfiyetinin davacıya düştüğü ve bu hususta davacı delillerinin toplanarak sonucuna göre karar verilmesi yolundaki değişik gerekçeyle bozma doğrultusunda sayın çoğunluğun görüşüne katılamıyorum.