YARGITAY KARARI
DAİRE : Hukuk Genel Kurulu
ESAS NO : 2011/49
KARAR NO : 2011/243
KARAR TARİHİ : 29.04.2011
MAHKEMESİ : Denizli 1. Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 02/12/2008
NUMARASI : 2008/398-2008/482
Taraflar arasındaki “Rücuen tazminat” davasından dolayı yapılan yargılama sonunda;Denizli 1.Asliye Hukuk Mahkemesince davanın kısmen kabulüne dair verilen 01.02.2008 gün ve 2007/252 E., 2008/41 K. sayılı kararın incelenmesi davalılardan Ş.D.. vekili tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 17.Hukuk Dairesinin 30.06.2008 gün ve 2053-3615 sayılı ilamı ile;
(“…Davacı vekili, müvekkili şirkete kasko sigortalı araca, davalıların maliki ve sürücüsü olduğu aracın çarparak hasara neden olduğunu ileri sürerek, sigortalısına ödenen miktardan 28.250.YTL’nin ödeme tarihinden işleyecek reeskont faiziyle birlikte davalılardan tahsilini talep etmiştir.
Davalı G.. G.. vekili, kusur oranına ve hasar miktarına itiraz ederek davanın reddini istemiştir.
Davalı Ş..D.. vekili, aracın haricen diğer davalıya satıldığını, olayda kusurunun bulunmadığını savunmuştur.
Mahkemece dosya kapsamına göre davanın kısmen kabulü ile, 12.500.YTL tazminatın 25.8.2005 ödeme tarihinden işleyecek reeskont faiziyle birlikte davalılardan tahsiline karar verilmiş, hüküm davalı Ş..D.. tarafından temyiz edilmiştir.
1-Mahkemece toplanıp değerlendirilen delillere, özellikle oluşa ve dosya içeriğine uygun olarak düzenlenen uzman bilirkişi raporunda belirtilen kusur oranının ve tazminata ilişkin hesaplamanın hükme esas alınmasında bir usulsüzlük bulunmamasına ve KTK.nun 20/d maddesi uyarınca noter aracılığıyla yapılmayan satışların geçersiz bulunmasına göre davalı Ş..D..’nün aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.
2-Dava TTK.nun 1301 maddesine dayalı rücuen tazminat istemine ilişkindir.
Mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporunda belirlenen 30.000.YTL hasar bedelinden davalının kusuruna isabet eden miktarı belirledikten sonra, trafik sigortasından tahsil edilen 5.000.YTL’nin mahsubu ile kalan tazminat miktarından davalıların sorumluluğuna karar vermek gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir.
3-Davacı dava dilekçesinde 28.250.YTL tazminat talep ettiği halde HUMK.nun 74. maddesine aykırı olarak istek aşılmak suretiyle 30.000.YTL toplam hasar bedeli üzerinden hüküm kurulması isabetli değildir.”)
gerekçesi ile “(1) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı Ş. D..nün sair temyiz itirazlarının reddine (2) ve (3) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalının temyiz itirazlarının kabulüyle hükmün davalı Ş.D.. yararına bozulmasına karar verilmiş, dosya yerine geri çevrilmekle yeniden yapılan yargılama sonunda; mahkemece 2 nolu bozma nedenine uyulmuş 3 nolu bozma kararına karşı önceki kararda direnilmiştir.
TEMYİZ EDEN: Davalı Ş.. D.. vekili
HUKUK GENEL KURULU KARARI
Hukuk Genel Kurulu’nca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:
Dava, 6762 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 1301 maddesine dayalı rücuen tazminat istemine ilişkindir.
Davacı sigorta şirketi vekili, müvekkili şirkete sigortalı aracın 27.07.2005 tarihinde davalıların sahibi ve sürücüsü olduğu aracın çarpması sonucu hasara uğradığını, davalının kaza ve hasarın oluşumunda % 95 oranında kusurlu bulunduğunu, 35.000,00 YTL hasar bedelinin 25.08.2005 tarihinde sigortalıya ödendiğini, ödenen paranın 5.000,00 YTL sinin İsviçre sigorta AŞ. den alındığını, ifadeyle, bakiye kısım için %95 kusur oranına göre toplam 28.250,00 YTL. kasko sigorta tazminatının 25.08.2005 tarihinden itibaren işleyecek reeskont faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalılar vekilleri davanın reddini savunmuşlardır.
Yerel mahkemece davanın kısmen kabulüne ilişkin olarak verilen karar, davalılardan Şükrü D. vekilinin temyizi üzerine Özel Dairece, yukarıda yazılı gerekçe ile bozulmuştur.
Yerel mahkeme (2) nolu bozma kararına uymuş ancak (3 ) nolu bozma kararına, davacının talebinin aslında 28.250,00 YTL nin üzerinde olduğu, kusur oranı ve sigortadan alınan miktar düşüldükten sonra talepte bulunulduğu, gerekçesi ile direnmiştir.
Davalı Şükrü D. vekili hükmü uyma ve direnme kararları yönünden temyiz etmiştir.
I- Davalının, mahkemenin bozma ilamının (3) nolu bendinde yer alan bozma nedenlerine direnilmesine ilişkin kararına yönelik temyiz itirazlarının incelenmesinde:
Direnme yoluyla Hukuk Genel Kurulu önüne gelen uyuşmazlık; dava dilekçesindeki talep aşılmak suretiyle karar verilip verilmediği noktasındadır.
Öncelikle belirtilmelidir ki, 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun 74.maddesinde “Türk Medeni Kanunu ile muayyen hükümler mahfuz olmak üzere hakim her iki tarafın iddia ve müdafaalariyle mukayyet olup ondan fazlasına veya başka bir şeye hüküm veremez…”düzenlemesine yer verilmiştir.
Hakim davacının talebi ile bağlı olup, bu talepten fazlasına karar veremez. Bunun gibi hakimin talepten başka bir şeye de hüküm vermesi yasaktır. Buna karşılık, mahkeme yapılan tahkikat sonunda gerçekleşecek duruma göre talepten noksanına hüküm verebilir.
Kural bu olmakla birlikte bu kuralın bir takım istisnaları vardır. Bunlar; kamu düzenine ilişkin haller(örneğin, babalık davası, velayetin ve şahsi münasebetin düzenlenmesi gibi); davalının, davacının davasını değiştirmesine yada genişletmesine muvafakat etmesi;tenkis davasında dava dilekçesinde gösterilen miktardan fazlasına karar verilebilmesi (26.5.1965 gün ve 1965/2-781-223 sayılı Hukuk Genel Kurulu kararı); mahkemece davacının talep sonucuna zımnen dahil olan talepler hakkında da karar verebilmesi; kanunen talepten başka bir şeye hüküm verilebilmesinin caiz olduğu durumlarda (örneğin, boşanma davasında ayrılığa hükmedilebilmesi) talepten başka bir şeye hüküm verilebilmesi şeklinde sıralanabilir (Prof.Dr.B..K.., Hukuk Muhakemeleri Usulü, 6.Baskı 2001, Cilt 3, Sayfa 3081 vd.).
Davacı talebinin aşılıp aşılmadığı ise öncelikle dava dilekçesi ve aşamalarda varsa ıslah dilekçelerinin kapsamıyla belirlenebilir.
Açıklanan hüküm ve ilkeler ışığında somut olay değerlendirildiğinde:
Dava dilekçesinde; davacı sigorta şirketinin sigortalısına ödediği 35.000 YTL. hasar bedeli üzerinden 5.000 YTL İsviçre Sigorta AŞ. den tahsil edilen miktarı düştükten sonra, davalının %95 kusuruna göre hesaplanan 28.250,00 YTL. kasko bedelini talep ettiği; burada kusur oranına ve daha önce tahsil olunan miktara göre gösterilen rakam irdelendiğinde gerçekte talebin daha fazlaya ilişkin olduğu belirgindir.
Bu haliyle talep bütünü ile ele alındığında, mahkemece 30.000 YTL. hasar bedeli üzerinden 4/8 kusur oranına göre hüküm kurularak; 10.000,00 YTL (TL) rücuan tazminata karar verilmiş olduğu anlaşılmakla, talebin aşıldığından söz edilemez.
Hal böyle olunca, mahkemenin (3) nolu bozmaya karşı direnme kararı açıklanan yönleriyle yerindedir.
Ne var ki, Özel Dairece bozma nedenine göre esasa ilişkin diğer temyiz itirazları incelenmemiştir.
Dosyanın davalı tarafın hükmün esasına yönelik diğer temyiz itirazlarının incelenmesi için Özel Daireye gönderilmesi gerekir.
II-Davalının, mahkemenin (2) nolu bozmaya uyarak verdiği karara yönelik temyizine gelince;
Mahkemece bozma ilamının (2) nolu bendinde yer alan bozma nedenine açıkça uyulmuş ve bu karar çerçevesinde hüküm oluşturulmuştur.
O halde, açık biçimde bozmaya uyularak verilen bu karar yeni hüküm niteliğindedir.
Yeni hükme yönelik temyiz itirazlarının incelenmesi görevi ise Hukuk Genel Kurulu’na değil, Özel Daireye aittir.
Bu nedenle davalı vekilinin yeni hükme yönelik temyiz itirazlarının incelenmesi için dosyanın Özel Daireye gönderilmesi gerekir.
SONUÇ: Davalı Ş. D.vekilinin;
1- Yukarıda (I). maddede açıklanan nedenlerle direnme uygun bulunduğundan, bozma nedenine göre incelenmeyen hükmün esasına yönelik diğer temyiz itirazları ile,
2-Yukarıda (II). maddede gösterilen nedenlerle, bozmaya uyularak verilen yeni hükme yönelik temyiz itirazlarının,
incelenmesi için, dosyanın 17.Hukuk Dairesine gönderilmesine, 29.04.2011 gününde oybirliği ile karar verildi.