YARGITAY KARARI
DAİRE : Hukuk Genel Kurulu
ESAS NO : 2011/48
KARAR NO : 2011/226
KARAR TARİHİ : 27.04.2011
MAHKEMESİ : Ankara 3. İş Mahkemesi
TARİHİ : 22/07/2010
NUMARASI : 2009/1086-2010/476
Taraflar arasındaki “iş kazası tespiti” davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Ankara 3. İş Mahkemesince davanın kabulüne dair verilen 07.05.2008 gün ve 2005/834 E., 2008/179 K. sayılı kararın incelenmesi davalılar vekilleri tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 21. Hukuk Dairesinin 06.10.2009 gün ve 2008/11549 E., 2009/12143 K. sayılı ilamı ile;
(…1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillere, hükmün dayandığı gerektirici nedenlere göre davalılardan T… S..Tesisler A.Ş.’nin tüm temyiz itirazlarının reddine,
2-Davalılardan Sosyal Sigortalar Kurumu’nun temyizine gelince;
Dava, davacının %30 maluliyeti ile sonuçlanan zararlandırıcı olayın iş kazası olduğunun tesbiti istemine ilişkindir. Mahkemece, bilirkişi raporuna dayanılarak dava kabul edilmiştir.
Davacı M…T..’nin G… A.. Ö.. Cumhuriyeti’ndeki işyerinde davalı şirketin işçisi olarak çalışmakta iken 15.02.2003 günü işyerine ait tünel inşaatında tavandan kavlak düşmesi sonucu yaralandığı bildirilen olayın davalı işveren yönünden “iş kazası” olduğu tartışmasızdır. Uyuşmazlık olayın, Sosyal Sigortalar Kurumu yönünden 506 sayılı Yasa’nın 11. maddesine göre “iş kazası” sayılıp sayılmayacağı noktasında toplanmaktadır.
Olay tarihinde yürürlükte bulunan 506 sayılı Yasa’nın 86.maddesinde SGK’nun 2.ve 3.maddelere göre sigortalı bulunmayanların Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığınca onanacak genel şartlarla(iş kazalarıyla meslek hastalıkları), (hastalık), (analık), (malullük, yaşlılık ve ölüm) sigortalarından birine, birkaçına veya hepsine toplu olarak tabi tutulmaları için, işverenlerle sözleşmeler yapabileceği bildirilmiştir.
Davacı ile davalı şirket arasında yapılmış İş ve İşçi Bulma Kurumu tarafından onaylı hizmet sözleşmesinde, davacının davalı şirketin Gürcistan’daki işyerinde çalıştırılması kararlaştırılmış ve sosyal güvenliğinin uzun vadeli sigorta kollarında topluluk sigortası ile sağlanması öngörülmüş, kısa vadeli sigorta kolları (iş kazası ve meslek hastalıkları dahil) topluluk sigortası kapsamı dışında bırakılmıştır. Dosya içeriğinden de, yurt dışında çalışmakta iken kazaya maruz kalan işçinin iş kazası ve meslek hastalıklarına karşı topluluk sigortası yapılmadığı anlaşılmaktadır.
Kamu hukuku alanına giren sosyal güvenlik hukukunun hizmet akdiyle çalışanlar yönünden başlıca kaynağını oluşturan 506 sayılı Yasa Sosyal Sigortalar Kurumu’na yükümlülükler getiren bir sosyal güvenlik sözleşmesi veya topluluk sigortası bulunmadığı takdirde kural olarak Türk Milli sınırları içerisinde ve Türkiye’de tescilli işyerleri ve işverenler ile yasa kapsamındaki işçiler için uygulanabilir. Başka bir anlatımla, 506 sayılı Yasa’nın uygulama alanı devletin hükümranlık sahası ile sınırlı olup, ülke sınırları dışında uygulanamaz.
506 sayılı Yasa’nın ülke dışında meydana gelen sigorta olaylarında uygulanabilmesi Sosyal Sigortalar Kurumu’na yükümlülükler getiren sosyal güvenlik sözleşmesi veya kısa vadeli sigorta kollarını da kapsayan topluluk sigortaları bulunması halinde mümkün olabilir. Somut olayda, davacının davalı işverenin yurtdışında Gürcistan’da bulunan işyerinde çalışmakta iken zararlandırıcı olaya maruz kaldığına ve Gürcistan ile Türkiye arasında Sosyal Sigortalar Kurumu’nu yükümlülükler altına sokan Sosyal Güvenlik Sözleşmesi bulunmadığına ve topluluk sigortası iş kazasını kapsamadığına göre olayın Sosyal Sigortalar Kurumu yönünden iş kazası sayılması mümkün değildir. Mahkemece, yukarıda belirtilen maddi ve hukuki olgular gözetilmeden dava konusu olayın Sosyal Sigortalar Kurumu yönünden de iş kazası sayılması sonucunu doğuracak biçimde yazılı olduğu üzere karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde, davalı Kurum’un bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır…)
gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle, yeniden yapılan yargılama sonunda, mahkemece önceki kararda direnilmiştir.
TEMYİZ EDEN: 1-Davalı Sosyal Güvenlik Kurumu vekili
2- Davalı T.. S. Tesisler A.Ş. vekili
HUKUK GENEL KURULU KARARI
Hukuk Genel Kurulunca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:
I-Davalılardan işveren T..S… Tesisler A.Ş. vekilinin temyizi yönünden yapılan incelemede;
Yerel Mahkemece verilen davanın kabulüne ilişkin karara karşı temyiz itirazları Özel Dairece reddedilmekle hakkında hüküm kesinleşen bu davalının direnme kararını temyizde hukuki yararı bulunmamaktadır.
Açıklanan nedenle davalı T.. S.. Tesisler A.Ş. vekilinin temyiz dilekçesinin reddine karar vermek gerekmiştir.
II- Davalı Sosyal Güvenlik Kurumu vekilinin temyizine gelince;
Dava, zararlandırıcı olayın iş kazası olduğunun tespiti istemine ilişkindir.
Hukuk Genel Kurulu’ndaki görüşmeler sırasında, mahkemece verilen direnme kararının gerçekte yeni hüküm niteliğinde olup olmadığı; dolayısıyla hükmü temyizen inceleme görevinin Hukuk Genel Kurulu’na mı, Özel Daireye mi ait olduğu hususu bir ön sorun olarak ele alınmıştır.
Bilindiği üzere, direnme kararının varlığından söz edebilmek için; mahkeme bozmadan esinlenerek yeni herhangi bir delil toplamadan önceki deliller çerçevesinde karar vermeli; gerekçesini önceki kararına göre genişletebilirse de değiştirmemelidir (HUMK.429 mad.).
Eş söyleyişle; mahkemenin yeni bir delile dayanarak ve/veya gerekçesini değiştirerek karar vermiş olması halinde, direnme kararının varlığından söz edilemez.
Somut olaya gelince;
Yerel mahkemece davacının Gürcistan’da 506 sayılı Sosyal Sigortalar Kanununun 85. maddesi uyarınca uzun vadeli sigorta kolları ile ilişkilendirildiği topluluk sigortası ile çalıştırıldığı, işverence kısa vadeli sigorta kolları için topluluk sigortası yapılmaması nedeniyle davacının işgöremezlik geliri ve tedavi giderlerinden istifade edememesinin anayasal haklara aykırı olduğu gerekçesiyle davanın kabulüne, davacının geçirmiş olduğu kazanın iş kazası olduğunun tespitine karar verilmiştir.
Özel Dairece, davalılardan işveren şirketin tüm temyiz itirazlarının reddine karar verilerek, “davacının çalıştığı Gürcistan ile arada sosyal güvenlik sözleşmesi bulunmaması ve davacının topluluk sigortasının iş kazasını kapsaması nedeniyle davalılardan Sosyal Güvenlik Kurumu (Devredilen SSK) yönünden olayın iş kazası kabul edilmesinin mümkün olmadığına” işaretle karar bozulmuştur.
Yerel mahkemece direnme olarak adlandırılan kararda ise, önceki gerekçeden tamamen farklı bir gerekçeyle, “çalışılan ülke ile sosyal güvenlik sözleşmesi bulunmaması veya topluluk sigortası olmaması halinde kişinin 506 sayılı Kanunun 7. maddesi uyarınca geçici görevle yurtdışına gönderilmesi durumunda zorunlu sigortalı kabul edilmesinin mümkün olduğu” gerekçesine dayanılarak davanın kabulüne karar verilmiştir.
Bu durumda; Yerel Mahkemenin temyize konu kararı, gerçekte Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun 429/3. maddesi anlamında bir direnme kararı olmayıp, Özel Daire bozmasına konu önceki karardan tamamen farklı, Özel Dairenin incelemesinden ve denetiminden geçmemiş olan tamamen yeni bir gerekçeye dayalı, yeni bir hüküm niteliğindedir.
O nedenle, kararın temyizen incelenmesi görevi Hukuk Genel Kuruluna değil, Özel Daireye aittir.
Hal böyle olunca, davalı SGK vekilinin yeni hükme yönelik temyiz itirazlarının incelenmesi için dosyanın Özel Dairesine gönderilmesi gerekir.
S O N U Ç:
1-(I) numaralı bentte açıklanan nedenlerle hakkında hüküm kesinleşmiş bulunan davalıl T…S….Tesisler A.Ş. vekilinin temyizde hukuki yararı bulunmadığından temyiz dilekçesinin REDDİNE,
2-(II) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı Sosyal Güvenlik Kurumu (Devredilen SSK) vekilinin yeni hükme yönelik temyiz itirazlarının incelenmesi için dosyanın 21. HUKUK DAİRESİNE GÖNDERİLMESİNE,
27.04.2011 gününde oyçokluğu ile karar verildi.