Yargıtay Kararı Hukuk Genel Kurulu 2011/156 E. 2011/274 K. 04.05.2011 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : Hukuk Genel Kurulu
ESAS NO : 2011/156
KARAR NO : 2011/274
KARAR TARİHİ : 04.05.2011

MAHKEMESİ : Ankara 10. Aile Mahkemesi
TARİHİ : 27/12/2010
Taraflar arasındaki “boşanma, nafaka, maddi ve manevi tazminat” davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Ankara 10.Aile Mahkemesince tarafların boşanmalarına; tarafların boşanmanın eki niteliğindeki maddi ve manevi tazminat istemlerinin reddine; karşı davacının yoksulluk nafakası isteminin reddine dair verilen 22.12.2008 gün ve 197 – 1528 sayılı kararın incelenmesi davalı karşı davacı vekili tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 2.Hukuk Dairesinin 06.04.2010 gün ve 2009/2452 E., 2010/6626 K. sayılı ilamı ile;
(…1-Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre davalı-karşılık davacının aşağıdaki bent kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yersizdir.
2-Davalı-karşılık davacının yargılama sırasında işe girdiği, ancak kendisinde mevcut “panik atak” hastalığı nedeniyle bir gün sonra işten ayrılmak zorunda kaldığı anlaşılmaktadır.
Boşanma yüzünden yoksulluğa düşecek taraf, kusuru daha ağır olmamak koşuluyla geçimi için diğer taraftan mali gücü oranında süresiz olarak nafaka isteyebilir. Nafaka yükümlüsünün kusuru aranmaz. (TMK.m.175) Toplanan delillerle, boşanmaya sebep olan olaylarda davalı-karşılık davacı kadının daha ağır kusurlu olmadığı, her hangi bir geliri ve malvarlığının bulunmadığı, boşanma yüzünden yoksulluğa düşeceği gerçekleşmiştir. O halde, davalı-karşılık davacı kadın yararına geçimi için uygun miktarda yoksulluk nafakası takdiri gerekirken isteğin reddi doğru görülmemiştir.
SONUÇ:Hükmün davalı-karşılık davacının yoksulluk nafakası isteminin reddine ilişkin bölümünün yukarıda 2.bentte açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyize konu edilen diğer bölümlerinin yukarıda 1. bentte açıklanan nedenlerle ONANMASINA…)
gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle, yeniden yapılan yargılama sonunda, mahkemece önceki kararda direnilmiştir.
TEMYİZ EDEN: Taraf vekilleri

HUKUK GENEL KURULU KARARI

Hukuk Genel Kurulunca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:
Asıl ve karşı dava;evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedenine dayalı boşanma, maddi-manevi tazminat ve nafaka istemine ilişkindir.
Yerel mahkeme verdiği ilk kararında, “yaşanan olaylarda davacı/karşı davalı koca ile davalı/karşı davacı kadının eşit kusurlu olduğu, davalı/karşı davacı kadının kendi isteği ile işten ayrıldığı” gerekçeleri benimsenerek, asıl ve karşı davada; tarafların boşanmalarına, tarafların boşanmanın eki niteliğindeki maddi ve manevi tazminat istemlerinin reddine, davalı-karşı davacının yoksulluk nafakası isteminin reddine karar verilmiştir.
Davalı/karşı davacı vekilinin temyizi üzerine Özel Dairece; yukarıda başlık bölümünde yer alan gerekçe ile sair temyiz itirazları reddedilmiş; yoksulluk nafakası yönüyle karar davalı/karşı davacı yararına bozulmuştur.
Yerel mahkemece yoksulluk nafakasına ilişkin önceki gerekçeleri yanında “davalı/karşı davacının yargılama aşamasında bir başkası ile evlendiği” gerekçesine de yer verilerek önceki kararda kısmen direnildiğini ifadeyle hüküm kurulmuştur.
Ne varki, yerel mahkeme, ilk kararının gerekçesinde yer vermediği, Yüksek Özel Daire bozması ile karar düzeltme aşamalarında dosya içerisinde bulunmayan ancak bu aşamalardan sonra ilk defa dosyaya giren ve 25.10.2010 tarihinde elektronik ortamda Mernis’ten alınan nüfus kaydına göre, davalı-karşı davacı A…D…’nun dava dışı kişiyle 05.03.2009 tarihinde evlendiği; 27.12.2010 günlü oturumda da davalı/karşı davacı vekili, müvekkilinin 05.03.2009 tarihinde dava dışı bir kişi ile evlendiğini kabul ettiğine dair beyanda bulunarak, anılan belge içeriğini teyit ettiği anlaşılmakla; mahkeme de ilk defa dosyaya giren belge ve beyana dayalı olarak gerçekleşen bu son maddi olguyu da değerlendirmeye tabi tutmak suretiyle direnme olarak adlandırdığı kararı vermiştir.
Hukuk Genel Kurulu’ndaki görüşme sırasında, işin esasının incelenmesinden önce, direnme kararının gerçekte yeni hüküm niteliğinde olup olmadığı;dolayısıyla, temyiz incelemesinin Hukuk Genel Kurulu’nca mı, yoksa Özel Dairece mi yapılması gerektiği hususu, ön sorun olarak tartışılıp, değerlendirilmiştir.
Bilindiği üzere; direnme kararının varlığından söz edilebilmesi için mahkeme bozmadan esinlenerek yeni herhangi bir delil toplamadan önceki deliller çerçevesinde karar vermeli; gerekçesini önceki kararına göre genişletebilirse de değiştirmemelidir (HUMK. m.429).
Eş söyleyişle; mahkemenin, ilk kararının gerekçesinde dayandığı maddi olgunun dışında yeni bir delile ve dolayısıyla yeni bir maddi olguya dayanarak ve gerekçesini de bu yeni maddi olgu yönünde değiştirerek karar vermiş olması halinde, direnme kararının varlığından söz edilemez.
Yukarıda belirtildiği üzere, yerel mahkeme ilk kararında “davalı/karşı davacı kadının kendi isteği ile işten ayrıldığı” yönündeki maddi olguyu gerekçesinde benimsemiş iken, Özel Daire bozmasından sonra verdiği ve direnme olarak adlandırdığı kararda önceki dayanılan maddi olgu yanında ilk kararın gerekçesinde değinilmeyen olgulara ve dosyaya giren yeni bir delile dayalı olarak bu kez “davalı/karşı davacının yargılama aşamasında bir başkası ile evlendiği” gerekçesini benimsemiş; hükmünü de bu yeni delile dayanarak oluşturmuştur.
Yerel mahkemenin direnme olarak adlandırdığı temyize konu kararın usul hukuku anlamında gerçek bir direnme kararı olmadığı; bozma sonrası dosyaya giren yeni bir delile ve bu anlamda yeni bir maddi olguya dayalı olarak verilmiş yeni hüküm niteliğinde olduğu her türlü duraksamadan uzaktır.
Hal böyle olunca; kurulan bu yeni hükmün temyizen incelenmesi görevi , Hukuk Genel Kurulu’na değil, Özel Daireye aittir.
Bu nedenle, yeni hükme yönelik temyiz itirazlarının incelenmesi için dosya Özel Daireye gönderilmelidir.
S O N U Ç : Yukarıda gösterilen nedenlerle taraf vekillerinin yeni hükme yönelik temyiz itirazlarının incelenmesi için dosyanın 2.HUKUK DAİRESİNE GÖNDERİLMESİNE, 04.05.2011 gününde oybirliği ile karar verildi.