Yargıtay Kararı Hukuk Genel Kurulu 2011/131 E. 2011/213 K. 20.04.2011 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : Hukuk Genel Kurulu
ESAS NO : 2011/131
KARAR NO : 2011/213
KARAR TARİHİ : 20.04.2011

MAHKEMESİ : Ankara 3.İş Mahkemesi
TARİHİ : 03.11.2010
NUMARASI : 2009/981 E-2010/694 K.

Taraflar arasındaki “alacak” davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Ankara 3.İş Mahkemesince, davanın kısmen kabulüne dair verilen 09.04.2009 gün ve 2006/861 E., 2009/237 K. sayılı kararın incelenmesi davacı ve davalı vekili tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 9.Hukuk Dairesinin 14.09.2009 gün ve 2009/21371-22591 sayılı ilamı ile;
(“…Davalı işyerinde iş mevzuatına tabi olarak çalışmakta olan davacı 9.11.2004 tarihinde sevkle İstanbul Üniversitesi Çapa Tıp Fakültesi Hastanesine gittiği halde aynı gün herhangi bir sevk almadan özel hastane olan ….. başvurmuş, hastane veznesine ücretini yatırarak kalp ameliyatı olmuş ve 18.12.2004 tarihinde taburcu olmuştur. Davalı tarafından söz konusu ameliyatın paket program fiatı 5.992.87 TL. ödenmiş olup, davacı tarafından 18.11.2004 de ilave olarak fatura edilen 9.443.72 TL.nin Türk Telekom Yardım Sandığı mevzuatına göre ödenmesi talep edilmektedir.
Mahkemece, dava konusu 9.443.72 TL.nin içeriğinde yer alan kalemlerin paket fiat kapsamında yapılan tedavi giderleri olduğu gerekçesi ile davanın kabulüne karar verilmiştir.
Türk Telekom Sağlık Yardım Sandığı Yönetmeliğinde özel hastanede tedavi ve ameliyatla ilgili bir husus yer almamaktadır. Davalı Yardım Sandığından Yararlanma Esaslarının 11/son maddesinde: özel hastanede muayene ve tedavi giderlerinin Cari Yıl Bütçe Uygulama Talimatı ile belirlenen miktarının şirketce kalan kısmının personelce karşılanacağı yazılıdır.30.3.2003 günlü Resmi Gazetede yayınlanan özel hastanelerde tedavi ile ilgili tebliğde tanı ve tedavilerde Bütçe Uygulama Talimatında belirlenen birim fiyatların esas alınacağı hükmüne yer verilmiştir.
18.11.2004 günlü 9.443.72 TL.lik faturada oda hizmetleri ile birlikte ilaç ve röntgen, anestezi gibi ameliyatla ilgili tetkikleri de içermektedir. Bunların paket programa dahil olup olmadıkları ise anlaşılamamaktadır.
Yukarıda anlatılan muvzuata göre, davalı söz konusu ameliyat için sadece cari yıl bütçe talimatında belirlenen paket fiyat bedelini ödemek zorundadır.Artan kısmı ise ameliyatı özel hastanede yaptıran davacı karşılamakla yükümlüdür.
Böyle olunca ameliyat tarihine göre anılan ameliyat için öngörülen paket program fiyatı belirlenip bu miktarın tam olarak davalı tarafından ödenip ödenmediği bu konuda uzman bir bilirkişi tarafından belirlenmeli, ödenmiş ise davanın reddine karar verilmelidir. Yazılı şekilde eksik inceleme ile davanın kabulüne karar verilmesi hatalıdır…”)
gerekçesiyle hüküm bozularak dosya yerine geri çevrilmekle, yeniden yapılan yargılama sonunda, mahkemece önceki kararda direnilmiştir.
TEMYİZ EDEN : Davalı vekili
HUKUK GENEL KURULU KARARI
Hukuk Genel Kurulunca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:
Dava; davacı tarafından ödenen, tedavi giderleri alacağının ödetilmesi istemine ilişkindir.
Hukuk Genel Kurulundaki görüşme sırasında, işin esasının incelenmesinden önce, temyize konu kararın gerçekte yeni hüküm niteliğinde olup olmadığı; dolayısıyla, temyiz incelemesinin Hukuk Genel Kurulu’nca mı, yoksa Özel Dairece mi yapılması gerektiği hususu, ön sorun olarak değerlendirilmiştir.
Ön sorunun konusunu oluşturan olgu şudur:
Mahkemece ilk kararda, 18.11.2004 tarihli fatura içeriğindeki giderlerin paket fiyat kapsamında kaldığı bu nedenle de fatura bedelinin davalı tarafından davacıya ödenmesi gerektiği gerekçesi ile davanın kısmen kabulüne karar verilmiş; Özel Dairece; yukarıda başlık bölümünde yer alan gerekçe ile giderlerin paket fiyat kapsamında olup olmadığının belirlenemediğine işaretle araştırmaya yönelik olarak karar bozulmuştur.
Mahkemece direnme olarak adlandırılan son kararda ise, fatura içeriğindeki giderlerin paket fiyat kapsamı dışında kalmakla birlikte davalı tarafından bu bedelin davacıya ödenmesi gerektiği gerekçesine dayanılmıştır.
Bilindiği üzere; direnme kararının varlığından söz edilebilmesi için mahkeme bozmadan esinlenerek yeni herhangi bir delil toplamadan önceki deliller çerçevesinde karar vermeli; gerekçesini önceki kararına göre genişletebilirse de değiştirmemelidir. (HUMK.429 mad.)
Eş söyleyişle; mahkemenin yeni bir delile dayanarak veya bozmadan esinlenerek gerekçesini değiştirerek veya daha önce üzerinde durmadığı bir hususu bozmada işaret olunan şekilde değerlendirerek karar vermiş olması halinde, direnme kararının varlığından söz edilemez.
Somut olayda ise; Mahkeme ilk kararda dayanılan gerekçeden ayrılarak, önceki kararda tartışılıp değerlendirilmeyen ve Özel Dairenin değerlendirmesinden geçmeyen tamamen farklı bir gerekçeye dayanarak direnme olarak adlandırdığı kararı vermiştir. Mahkemenin dayandığı bu gerekçe, önceki kararının gerekçesini kuvvetlendirme ve açıklama niteliğinde de değildir.
Hal böyle olunca; Mahkemenin direnme olarak adlandırdığı temyize konu karar usul hukuku anlamında gerçek bir direnme kararı olmayıp; tamamen yeni bir gerekçeye dayalı, yeni hüküm niteliğindedir.
Bu yeni hükmün temyizen incelenmesi görevi ise, Hukuk Genel Kurulu’na değil, Özel Daireye aittir. Bu nedenle, yeni hükme yönelik temyiz itirazlarının incelenmesi için dosya Özel Daireye gönderilmelidir.
S O N U Ç: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı vekilinin yeni hükme yönelik temyiz itirazlarının incelenmesi için dosyanın 9.Hukuk Dairesine gönderilmesine, 20.04.2011 gününde oybirliğiyle karar verildi.