YARGITAY KARARI
DAİRE : Hukuk Genel Kurulu
ESAS NO : 2011/111
KARAR NO : 2011/180
KARAR TARİHİ : 15.04.2014
MAHKEMESİ : Bolu 2.Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 29.09.2010
NUMARASI : 2010/262 E-2010/349 K.
Taraflar arasındaki “Tapu iptali ve tescil” davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Bolu 2.Asliye Hukuk Mahkemesince davanın kabulüne dair verilen 06.03.2009 gün ve 2007/103 E- 2009/51 K. sayılı kararın incelenmesi davalı Hazine vekili tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 8.Hukuk Dairesinin 05.10.2009 gün ve 2009/3756-4541 sayılı ilamı ile;
(“…Davacılar, dava konusu 50 ada 3 parselin ½ hissesini kayıt maliki M….’ten önce H…kızı F.. C.. ondan A.. M.. A..ve onlardan da, 28.10.1943’de kendilerine satış suretiyle intikal ettiğini, diğer ½ payın ise, maliki gözüken E…kızı S..T..’nin bilinen kişi olmadığını açıklayıp E…kızı S… T..’ye ait ½ payın iptali ile adlarına tapuya tesciline karar verilmesini istemişlerdir.
Davalı Hazine vekili, ½ hisse maliki S..T..’nin tapuda kim olduğunun anlaşılabildiğini, mirasçı bırakmaksızın ölmesi halinde de, son mirasçı sıfatıyla taşınmazın kendilerine ait olması gerektiğini savunup davanın reddine karar verilmesini, davalı belediye vekili, davanın reddine karar verilmesi gerektiğini ileri sürmüşlerdir.
Mahkemece davanın kabulüne karar verilmesi üzerine; hüküm, davalı Hazine vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava konusu …ada ..parsel 26.09.1940 tarihinde yapılan kadastro tespiti sırasında … tarih .. sıra numaralı tapu kaydına istinaden E… M..ve E..kızı S.. T… adına ½’şer hisseyle tespit görüp 14.08.1941 tarihinde kadastro tutanağının kesinleşmesi suretiyle tapuya tescil edilmiştir. Kadastro tutanağı ve bu tutanağın dayanağı belgeler ve tutanaktaki bilgilerden 1941 yılı itibariyle E… kızı S… T…’nin kim olduğu anlaşılmaktadır.
Kadastro tutanağındaki açıklamalar, dayanağı tapu kaydı ve dosya kapsamı ile E..kızı Sahibe Tevhide’nin tapu kütüğünden kim olduğu anlaşılabilmektedir. Malikin tapu kütüğünden anlaşılamaması hali; taşınmaz malın sahibinin kim olduğunun bilinmesine yarayacak gerekli bilginin tapu sicilinden çıkarılmasının imkansız olmasıdır (HGK.nun 10.04.1991 tarih 1991/8-51 E., 194 karar sayılı ilamı). Kütükteki bilgi ve belgelerden gerekli dikkati gösteren herkesin malikin kim olduğunu anlayamayacağı hallerde ve malik sütununun boş bırakılması, malik adının müphem ve yetersiz gösterilmesi, malik adının silinmiş ve yenisinin yazılmamış olması gibi hallerde malikin tapu kütüğünden anlaşılamadığı sonucuna varılmalıdır. Görülmekte olan davada kayıt malikinin kim olduğu kütükten anlaşıldığına göre, davanın reddine karar vermek gerekirken kabulüne karar verilmiş olması doğru olmamıştır.
Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı Hazine vekilinin temyiz itirazlarının kabulü gerekir…”)
gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle yeniden yapılan yargılama sonunda; mahkemece önceki kararda direnilmiştir.
TEMYİZ EDEN : Davalı Hazine vekili
HUKUK GENEL KURULU KARARI
Hukuk Genel Kurulu’nca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:
Dava, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 713/2.maddesine dayalı tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir.
Davacılar, …ada ..parsel sayılı taşınmazda miras bırakanları olan A.. Ş..K..’un 1/2 pay sahibi olduğunu, diğer 1/2 payın ise E..kızı S.. T… adına kayıtlı olmasına rağmen,anılan kişinin tanınmadığını ileri sürerek, S..T..’ye ait 1/2 payın da TMK’nun 713/2.maddesine göre adlarına tescilini istemişlerdir.
Mahkemece, 1/2 pay sahibi olan S..T..’yi tanıyanın olmadığı, dükkan vasfındaki taşınmazın tamamının davacıların miras bırakanı ve davacılar tarafından zilyet edildiği gerekçesi ile davacıların miras bırakanı adına 1/2 payın tapuya tesciline karar verilmiştir. Davalı Hazine vekilinin temyizi üzerine Özel Dairece yukarda açıklanan gerekçelerle karar bozulmuş,mahkemece önceki kararda direnilmiştir. Hükmü temyize davalı Hazine vekili getirmiştir.
Uyuşmazlık, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu (TMK) ‘nun 713/2.md.sindeki koşulların davacılar yararına gerçekleşip gerçekleşmediği, buna göre de davanın kabulünün doğru olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
Davanın dayanağını, TMK.’nun 713.maddesinin 2.fıkrasında düzenlenen “…Aynı koşullar altında, maliki tapu kütüğünden anlaşılamayan veya yirmi yıl önce ölmüş ya da hakkında gaiplik kararı verilmiş bir kimse adına kayıtlı bulunan taşınmazın tamamının veya bölünmesinde sakınca olmayan bir parçasının zilyedi de, o taşınmazın tamamı, bir parçası veya bir payı üzerindeki mülkiyet hakkının tapu kütüğüne tesciline karar verilmesini isteyebilir…” hükmü oluşturmaktadır.
Çekişme konusu …ada …. parsel sayılı taşınmazın tedavül kayıtlarına bakıldığında; 26.9.1940 tarihinde yapılan tapulama tespiti sırasında T.evvel 320,64 nolu tapu kaydına dayalı olarak ½’şer payla E..oğlu M.. ve S…T…adına kayıt edildiği; tapulama tutanağının 14.8.1941’de kesinleştiği,E…M..in ½ payını dava dışı F…C..a, onun da M… A.. adlı şahsa sattığı, anılan kişiden de davacıların miras bırakanı A..Ş.. K…’un satın aldığı anlaşılmaktadır.
Özel Daire bozma ilamında da belirtildiği üzere, kadastro tutanağı ve bu tutanağın dayanağı belgeler ve tutanaktaki bilgilerden 1941 yılı itibariyle E… kızı S.. T..’nin kim olduğu anlaşılmaktadır. Yani, kadastro tutanağındaki açıklamalar, dayanağı tapu kaydı ve dosya kapsamı ile E.. kızı S..T…’nin tapu kütüğünden kim olduğu anlaşılabilmektedir. Dosyaya sunulan davacı A..’in 1.11.2007 tarihli ifadesinde de babası ile birlikte S…’nin taşınmazı satın aldığı belirtildiğine göre, bu durum S… T…’nin o dönemde tanınan veya tanınması gereken bir kişi olduğunu göstermektedir.
Malikin tapu kütüğünden anlaşılamaması hali ise; taşınmaz malın sahibinin kim olduğunun bilinmesine yarayacak gerekli bilginin tapu sicilinden çıkarılmasının imkansız olmasıdır (HGK’nun 10.04.1991 tarih 1991/8-51 E., 194 karar sayılı ilamı). Kütükteki bilgi ve belgelerden gerekli dikkati gösteren herkesin malikin kim olduğunu anlayamayacağı hallerde ve malik sütununun boş bırakılması, malik adının müphem ve yetersiz gösterilmesi, malik adının silinmiş ve yenisinin yazılmamış olması gibi hallerde malikin tapu kütüğünden anlaşılamadığı sonucuna varılmalıdır.
Görülmekte olan davada kayıt malikinin kim olduğu kütükten anlaşıldığına göre, Yerel Mahkemece davanın reddine karar verilmelidir.
Öte yandan, Mahkemenin kabulüne göre de,ölü kişi adına tescil kararı verilemeyeceğinden, davacıların miras bırakanı adına tescil kararı verilmesi de doğru değildir.Kaldı ki,davacıların istemi çekişmeli payın adlarına tesciline ilişkindir.
Yukarıda ve bozma kararında açıklanan gerektirici nedenlere göre, Hukuk Genel Kurulu’nca da benimsenen Özel Daire bozma kararına uyulmak ve davanın reddine karar vermek gerekirken, önceki kararda direnilmesi usul ve yasaya aykırıdır. Bu nedenle direnme kararı bozulmalıdır.
S O N U Ç :Davalı Hazine vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile, direnme kararının Özel
Daire bozma kararında gösterilen nedenlerden dolayı HUMK.nun 429.maddesi gereğince BOZULMASINA, 15.04.2011 gününde, oybirliği ile karar verildi.