YARGITAY KARARI
DAİRE : Hukuk Genel Kurulu
ESAS NO : 2010/686
KARAR NO : 2011/25
KARAR TARİHİ : 02.02.2011
MAHKEMESİ : İstanbul 5. İcra Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 21/01/2010
NUMARASI : 2009/2732-2010/34
Taraflar arasındaki “Şikayet” davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; İstanbul 5.İcra Hukuk Mahkemesince şikayetin reddine dair verilen 4.11.2008 gün ve 746-1090 sayılı kararın incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 12.Hukuk Dairesinin 21.4.2009 gün ve 634-8586 sayılı ilamı ile;
(…Alacaklı vekili icra mahkemesine verdiği dilekçede icra müdürünün dosya kapak hesabını hatalı yaptığını bakiye alacağının olduğunu ileri sürerek yeniden kapak hesabı yapılması ve takibe devam edilmesini talep etmiştir. Takip talebinde 40.000 USD miktarı para alacağının tahsil tarihindeki TC. Merkez Bankası döviz satış kuru karşılığı Türk Lirası olarak ödenmesi istenilmektedir. Ancak borçlu asıl icra müdürü huzurunda verdiği 27.09.2007 tarihli taahhütnamede, 52.000 YTL asıl alacak, 11.474,31 YTL ödeme gününe kadar işleyecek faiz, 4680 YTL tahsil harcı, 4960 YTL icra vekalet ücreti 300 YTL takip masrafı toplam 73.414,31 YTL borcunun tamamını defaten 25.10.2007 tarihinde ödemeyi kabul ve taahhüt etmiş ve bu taahhüt alacaklı vekilince kabul edilmiştir. Mahkemece yaptırılacak bilirkişi incelemesinde bakiye borç miktarının anılan taahhütnamede kabul edilen borç miktarı esas alınarak yöntemince tespit edilmesi gerekirken bu husus göz ardı edilerek takip talebi ile bağlı kalınmak sureti ile yapılan bilirkişi hesabına göre şikayetin reddi yönünde hüküm tesisi isabetsizdir.”)
gerekçesiyle bozularak karar verilerek dosya yerine geri çevrilmekle yeniden yapılan yargılama sonunda; mahkemece önceki kararda direnilmiştir.
TEMYİZ EDEN : Şikayetçi vekili
HUKUK GENEL KURULU KARARI
Hukuk Genel Kurulu’nca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:
İstek , icra müdürlüğü işlemini şikayete ilişkindir.
Şikayetçi alacaklı, icra müdürünün dosya kapak hesabını hatalı yaptığını,borçluya ait taşınmaz üzerine konulan haczi kaldırdığını,oysa borçlunun 27.09.2007 tarihli taahhütnamede dahi 73.414,31 YTL borçlu olduğunu kabulle bu bedeli 25.10.2007 tarihinde ödeyeceğini taahhüt ettiğini, ifadeyle, bakiye alacağının bulunması nedeniyle yeniden kapak hesabı yapılmasını ve takibe devam edilmesini istemiştir.
Mahkemece, icra müdürünün kesinleşen takip talebine bağlı kalındığına ilişkin kararının yasal zeminde olduğu, kesinleşen takip, borcun sebebi ve konusunun dar yetkili mahkemelerince incelenebilecek hususlardan olmadığı gerekçesi ile şikayetin reddine karar verilmiştir.
Özel Dairece, karar yukarda açıklanan gerekçelerle bozulmuştur.
Yerel mahkeme ise önceki kararında direnmiş; hükmü şikayetçi vekili temyiz etmiştir.
Hukuk Genel Kurulu’na gelen uyuşmazlık; borç miktarının belirlenmesinde takip talebi ile bağlı kalınıp kalınamayacağı ve buna göre icra dosyasında borçlu tarafından imzalanan 27.9.2007 tarihli taahhütnamenin nazara alınıp alınamayacağı, noktasında toplanmaktadır.
Şikayetçi alacaklı vekili tarafından 19.1.2004 tarihli takip talebinde aynen “40.000 USD 1 adet bono alacak(Tahsil tarihindeki TC Merkez Bankası Döviz satış kuru karşılığı Türk lirası olarak) faiz,icra takip masrafları,vekalet ücreti tahsili talebidir.Bu tarih itibariyle alacak 54.360.000.000 TL olup,1 USD 1.359.000 TL’den hesaplanmıştır.” açıklaması ile borçlu aleyhine icra takibine geçilmiştir. Şu hale göre, icra takip talebinde gösterilen 54.360.000.000 TL harca esas değer olup, alacak tahsil tarihindeki kur üzerinden talep edilmiştir.
Öte yandan, İcra Müdürlüğünün 31.7.2007 tarihli kapak hesabında 52.000,00 YTL takip miktarı, icra masrafı ve sair ödemelerle birlikte toplam 73.430,21 YTL borç hesaplanmış; bunun üzerine borçlu Yüksel Kaya tarafından imzalanan 27.9.2007 tarihli taahhütname ile “…Borca herhangi bir itirazım yok devamla dosya borcunun 52.000,00 YTL asıl alacak 4.680,00 YTL tahsil harcı… (ve sair masraflar belirtilerek) toplam 73.414,31 YTL borcumun tamamını defaten 25.10.2007 tarihinde ödemeyi kabul ve taahhüt ediyorum…” şeklinde taahhütte bulunulmuş ve alacaklı da bu taahhüdü kabul etmiştir.
Hal böyle olunca, şikayetçi-alacaklı takip talebinde tahsil tarihindeki kur üzerinden talepte bulunmakla birlikte hem alacaklı hem de borçlu taahhütnamedeki miktarları kabul ettiğinden, artık döviz kuru üzerinden yapılan takip taahhüt tarihi itibariyle Türk Lirasına çevrilmiş bulunmaktadır. Mahkemece, bu olgu nazara alınarak ve düzenlenen taahhütnamenin geçerli olduğu da gözetilerek bozma ilamında da belirtildiği üzere, taahhütnamede kabul edilen borç miktarı esas alınmak suretiyle ödenmesi gereken bakiye borç miktarı kalıp kalmadığı hususunun yöntemince tespit edilmesi gerekir.
Açıklanan hususlar göz ardı edilerek dosya kapsamına uygun düşmeyen gerekçelerle önceki kararda direnilmesi usul ve yasaya aykırıdır.
Bu nedenle direnme kararı bozulmalıdır.
S O N U Ç : Şikayetçi vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile, direnme kararının Özel Daire bozma kararında ve yukarda açıklanan nedenlerden dolayı HUMK.nun 429.maddesi gereğince BOZULMASINA, istek halinde temyiz peşin harcının geri verilmesine 2.2.2011 gününde, oybirliği ile karar verildi.