Yargıtay Kararı Hukuk Genel Kurulu 2010/66 E. 2010/79 K. 17.02.2010 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : Hukuk Genel Kurulu
ESAS NO : 2010/66
KARAR NO : 2010/79
KARAR TARİHİ : 17.02.2010

MAHKEMESİ : Kırıkkale 1.Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 17.09.2009
NUMARASI : 2009/177 E-2009/208 K.
Taraflar arasındaki “menfi tespit” davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Kırıkkale 1. Asliye Hukuk Mahkemesince davanın kısmen kabulüne dair verilen 14.02.2008 gün ve 2007/88 E., 2008/31 K. sayılı kararın incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 19.Hukuk Dairesinin 19.03.2009 gün ve 2008/5212 E., 2009/2017 K. sayılı ilamı ile;
(“…Davacılar vekili, halen hekim olarak çalışmakta olan davacı İlyas’ın ilaç pazarlama elemanı olarak çalışan B.A adlı şahsa kredi borcu nedeniyle paraya ihtiyacı olduğunu söylemesi üzerine onu Şuayip Vural adlı kişiyle tanıştırdığını, bu şahıstan 18.000.00 YTL para temin edildiğini, parayı veren Şuayip’in davacı İlyas’tan, diğer davacının (İ ‘ın eşi) kefil olarak yer aldığı meblağı, vade, tanzim tarihi boş olan senet aldığını, davacı İ ‘ın bankaya olan kredi borcunu Ş. ‘in ödeyip, elindeki boş senede de ödediği toplam meblağı yazacağı hususunda anlaşmaya varıldığını, ancak Ş ‘in boş senedi danışıklı biçimde davalı Ş ‘i lehtar gösterip, senet meblağını 165.000.00 YTL olarak doldurduğunu, Ş ‘in bu senetle takibe geçtiğini, davacı İ ‘tan da ödeme taahhütnamesi alındığını, taahhüdün içeriğinin hayatın olağan akışına aykırı olduğunu, takip alacaklısı Ş ‘in maddi anlamda alacaklı sıfatı bulunmadığını, nitekim savcılık beyanında davacı İ. ‘a 95.000.00 YTL’ nin B.., 70.000.00 YTL’nin davalı Ş.. tarafından verildiğini beyan ettiğini, bu beyan doğaı olsa bile senetteki 95.000.00 YTL’ nin meşru alacaklısının davalı Ş… olmaması gerektiğini, kaldı ki davalı Ş… ve davadışı B… bu miktar parayı borç verecek ekonomik durumları olmadığını belirterek, takip alacaklısı davalının senedin meşru hamili olmadığından icra takibinin iptaline, davacıların bu dosyadan davalıya borçlu bulunmadıklarının tespitiyle icra takibinin iptaline, %40’dan az olmamak üzere kötüniyet tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir
Davalı vekili, müvekkili Ş… kayınbiraderi olan B. A ‘nun davacılardan İ ya on yılı aşkın süredir tanışıp, ailece görüştüklerini, davacı İ…. In İzmir’deki poliklinikten dolayı borçları varken B…’ten borç para aldığını, sonrasında İ…’ın B….’ten 70.000.00 YTL daha isteyip, diğer borçlarını kapatıp, sadece sana borçlu olayım, eşim Yıldız’la maaşımızdan ve bankadan kredi alıp, ödeyeyim dediğini, B….’in eniştesi olan davalıdan 70.000.00 YTL alıp, davacı İlyas’a verdiğini, bu suretle davacı İlyas’ın toplam borcunun 165.000.00 YTL olduğunu, bu tutarda senedin davacılar tarafından düzenlenip, davalıya verildiğini, vadesinde senedin ödenmemesi üzerine icra takibine başlandığını, davacı İ…’ın icra dosyasında borcunu kabulle, ödeme taahhüdünde bulunduğunu, İ…’ın sonrasında diğer davacı eşi ile anlaşmalı boşandığını, amacının borçtan kurtulmak olduğunu bildirerek davanın reddi ile tazminata karar verilmesini istemiştir.
Mahkemece iddia, savunma, toplanan delillere göre icra takibine konu 165.000.00 YTL tutarlı senetten dolayı davacıların davalıya borçlu olmadıklarının tespitine, icra takibinin iptaline, icranın eski hale iadesine, asıl alacağın 95.000.00 YTL’ sinin %40’ı oranında kötüniyet tazminatının davalıdan alınıp, davacı Y..S… (A…)’e verilmesine, fazlaya ilişkin tazminat isteminin reddine, davacılardan E…. S.’in ve davalının tazminat istemlerinin reddine karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.
2-İstem, 165.000.00 YTL tutarlı kambiyo senedinden dolayı borçlu olunmadığının tespitine ilişkindir. Davalı-alacaklı yan cevap dilekçesinde alacağının 70.000.00 YTL olduğunu bildirmiştir. Davalının bu beyanı gözetilerek ve davacının da bu kısım yönünden senedin anlaşmaya aykırı doldurulduğunu kanıtlayamadığı dikkate alınarak 70.000.00 YTL’ ye yönelik talebin reddi gerekirken yazılı gerekçe ile davacı tarafın senedin tamamından borçlu olmadığının tespitine karar verilmesi isabetsizdir…”)
gerekçesiyle oyçokluğuyla bozularak dosya yerine geri çevrilmekle yeniden yapılan yargılama sonunda; mahkemece önceki kararda direnilmiştir.
TEMYİZ EDEN: Davalı vekili
HUKUK GENEL KURULU KARARI
Hukuk Genel Kurulunca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:
Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dosyadaki tutanak ve kanıtlara, bozma kararında açıklanan gerektirici nedenlere ve özellikle bononun boş olarak, temel ilişkide taraf olmayan kişiye verilmesi halinde bononun anlaşmaya aykırı doldurulduğunu iddia eden kişi bu hususu ispat yükümü altında bulunmakla birlikte, somut uyuşmazlıkta; Özel Dairece davalının sair temyiz itirazlarının reddi ile kararın sadece 70.000 YTL’lik kısım yönünden bozulmuş olması ve davalı vekilinin bozmaya uyulmasını talep etmiş olması nedeniyle karşı taraf yararına usuli kazanılmış hakkın gerçekleşmesine, böylece bozma dışı kalan 95.000 YTL’lik kısım yönünden verilen kararın kesinleşmiş olmasına göre, Hukuk Genel Kurulu’nca da benimsenen Özel Daire bozma kararına uyulmak gerekirken, önceki kararda direnilmesi usul ve yasaya aykırıdır. Bu nedenle direnme kararı bozulmalıdır.
S O N U Ç : Davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile, direnme kararının Özel Daire bozma kararında ve yukarıda gösterilen nedenlerden dolayı HUMK.nun 429.maddesi gereğince BOZULMASINA, istek halinde temyiz peşin harcının geri verilmesine, 17.02.2010 gününde oybirliği ile karar verildi.