Yargıtay Kararı Hukuk Genel Kurulu 2010/380 E. 2010/420 K. 22.09.2010 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : Hukuk Genel Kurulu
ESAS NO : 2010/380
KARAR NO : 2010/420
KARAR TARİHİ : 22.09.2010

MAHKEMESİ : Manisa 2. İş Mahkemesi
TARİHİ : 11/05/2010
NUMARASI : 2010/44-2010/170
Taraflar arasındaki “tespit” davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Manisa 2.İş Mahkemesince kabulüne dair verilen 08.09.2009 gün ve 2009/56 E.-2009/537 K. sayılı kararın incelenmesi davalı Kurum vekilince istenilmesi üzerine, Yargıtay 10. Hukuk Dairesinin 29.12.2009 gün ve 2009/14999 E.-19838 K. sayılı ilamı ile;
(…Davanın yasal dayanağı olana 2926 sayılı Kanunun 5.maddesi hükmüne göre: Yasada öngörülen süre içinde kayıt ve tescillerini yaptırmayan sigortalıların hak ve yükümlülüklerinin kayıt ve tescil edildikleri tarihi takip eden aybaşından itibaren başlayacağı gibi; 9. madde ile de, bu Kanun kapsamında sigortalı sayılanların sigortalılıklarının başladığı tarihten itibaren üç ay içinde Kuruma kayıt ve tescillerini yaptırmayanların tescil işlemlerinin Kurumca re’sen yapılması emredilmiştir. Anılan Kanunun 36 maddesinde, Kurumun prim alacaklarını Bakanlar Kurulu Kararıyla ürün bedellerinden tevkif suretiyle tahsili olanaklı kılınmıştır. Tarımda kendi adına bağımsız çalışanlarla ilgili sigorta primlerinin ürün bedellerinden tevkifat suretiyle kesilerek o kişi adına Bağ-Kur hesabına yatırılması suretiyle ödenmesi halinde, kayıt ve tescil için Kuruma başvuru olmasa dahi yukarda açıklanan şekilde 5. maddede yer alan anlamda tescil işleminin bu tevkifat tarihinde gerçekleştiğinin kabulü anılan yasal düzenlemelerin lafzına ve ruhuna uygun olacaktır.
Dava konusu uyuşmazlıkta, davacının evvelce Bağ-Kur’a tescili olmaksızın pamuk ürününün Metin Atan’a ait fabrikaya tesliminden dolayı 05.01.1995 ve 04.03.1996 tarihlerinde, Bekir Atan ve ortaklarına ait fabrikaya tesliminden dolayı 13.04.1998 ve 28.11.1998 tarihlerinde Tarım Bağ-Kur primi için tevkifat yapıldığı anlaşılmaktadır. Ürün tesliminin özel kuruluşa yapılması karşısında; hak ve mükellefiyetin başlangıcı bu tevkifatın Bağ-Kur’un hesabına intikal etmesi koşuluyla tevkifat tarihini takip eden aybaşı olarak kabul edilmesi gerektiğinden, söz konusu tevkifatların Kurum hesabına intikal edip etmediği araştırılarak intikal etmiş ise tevkifatlarını takip eden aybaşından sigortalı olduğunun kabulüne, intikal etmemiş ise davanın reddine karar verilmesi gerekirken eksik araştırma ve inceleme ile yazılı şekilde davacının 01.02.1995 tarihinden itibaren sigortalı olduğunun tespitine ve bu tarihten itibaren sigortalılık süresi gözetilmek suretiyle yaşlılık aylığı bağlanmasına karar verilmesi, usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir…)
gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle yeniden yapılan yargılama sonunda; mahkemece önceki kararda direnilmiştir.
TEMYİZ EDEN: Davalı vekili
HUKUK GENEL KURULU KARARI

Hukuk Genel Kurulunca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:
Dava, Tarım Bağ-Kur sigortalılığının tespiti istemine ilişkindir.
Davacı vekili, uzun yıllardır geçimini tarımdan sağladığını, teslim ettiği ürün bedellerinden tevkifat yolu ile pirim kesintisi yapıldığını, ayrıca 16.06.2008 tarihinde Bağ-Kur’a müracaat ederek, 2007/44 sayılı genelgeye göre işlem yapılmasını istediğini ve ödeme kolaylığından yararlanarak borçlarının tamamını ödediğini, ancak yaşlılık aylığı bağlanması için Kurum’a 29.08.2008 tarihinde yaptığı başvurunun reddedildiğini, Bağ-Kur’un bu red işleminin yasaya aykırı olduğunu belirterek, 01.02.1995 tarihinden itibaren Tarım Bağ-Kur sigortalısı olduğunun ve yaşlılık aylığı bağlanması gerektiğinin tespit ve tesciline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, davanın reddine karar verilmesini cevaben bildirmiştir.
Mahkemece; Davacının kendisine ait arazilerde tarımsal faaliyetini aralıksız sürdürdüğü, tarım kredi kooperatifinde; 05.02.1996 tarihinden itibaren kaydının bulunduğu, ziraat odasında; 31.03.1978 tarihinden itibaren devam eden kaydının bulunduğu, M…. A… Çırçır Fabrikasında; 05.01.1995 tarihinde ürün teslimi sırasında, ilk Bağ-Kur prim kesintisinin yapıldığı ve kesintilerin devam ettiği, gerekçesi ile davacının 01.02.1995 tarihinden itibaren sigortalı olduğunun tespitine ve bu tarihten itibaren sigortalılık süresi gözetilmek suretiyle yaşlılık aylığı bağlanmasına karar verilmiştir.
Özel Dairece, yukarıda belirtilen nedenlerle karar bozulmuştur.
Yerel Mahkemece; önceki gerekçelerle ve ayrıca 2926 sayılı Yasa’nın uygulamasına ilişkin 26.03.1994 tarihli 4 nolu tebliğe göre ürün bedellerinden tevkifat yapmakla yükümlü gerçek ve tüzel kişilerin, bu tevkifatı yaparak Kurum hesabına intikal ettirmek zorunda oldukları, tevkifatların Kuruma intikal ettirilmemiş olmasının (ya da intikalin Kurum tarafından saptanamamasının) sorumluluğunun davacıya yüklenemeyeceği gerekçesiyle direnme kararı verilmiştir.
Mahkemenin direnmeye ilişkin kararı, davalı Kurum vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Direnme yoluyla Hukuk Genel Kurulu önüne gelen uyuşmazlık; davacının ürettiği pamuk ürününü, dava dışı özel kuruluşlara tesliminden dolayı davacı adına tevkifat yoluyla kesilen Bağ-Kur priminin, Kurum hesabına intikal edip etmediğinin araştırılmasına gerek olup olmadığı, Kuruma intikal ettirilmemiş ise sorumluluğun davacıya yüklenip yüklenemeyeceği noktalarında toplanmaktadır.
Davanın yasal dayanağını oluşturan 2926 sayılı Kanunun 2. maddesi uyarınca; Kanunla veya kanunların verdiği yetkiye dayanılarak kurulan sosyal güvenlik kuruluşları kapsamı dışında kalan ve herhangi bir işverene hizmet akdi ile bağlı olmaksızın tarımsal faaliyette bulunan kimselerden uygulama tarihinde 50 yaşını dolduran kadınlarla 55 yaşını dolduran erkekler istekleri halinde kapsama alınırlar. Anılan madde, 02.08.2003 tarihinde yürürlüğe giren 4956 sayılı Kanunun 48. maddesi ile değişikliğe uğramış olup ilk tescil tarihinde 58 yaşını dolduran kadınlarla 60 yaşını dolduran erkeklerin istemleri halinde kapsama alınacakları düzenlenmiştir.
Anılan yasanın 3.maddesinde “Tarımsal Faaliyette Bulunanlar”; “Kendi mülkünde, ortaklık veya kiralamak suretiyle başkalarının mülkünde, kamuya mahsus mahallerde ekim dikim, bakım, üretim, yetiştirme ve ıslah yollarıyla veya doğrudan doğruya tabiattan istifade etmek suretiyle bitki, orman, hayvan ve su ürünlerinin üretimini, avlanmasını, avcılar ve yetiştiriciler tarafından muhafazasını, taşınmasını sağlayanları veya bu ürünlerden sair bir şekilde faydalanmak suretiyle kendi adına ve hesabına faaliyette bulunanlar” olarak ifade edilmiştir.
Başka bir ifade ile 2926 sayılı Kanun’un 2. ve 3.maddeleri kapsamında, kendi nam ve hesabına tarımsal faaliyette bulunanlardan yasanın uygulanma tarihinde 50 yaşını dolduran kadınlarla, 55 yaşını dolduran erkekler dışındakiler bakımından tarım Bağ-Kur sigortalılığı zorunlu sigortalılık niteliğinde bulunmaktadır. Sigortalı olmak hak ve yükümlülüğünden vazgeçip kaçınmak mümkün değildir. Diğer yandan resen tescil başlığını taşıyan 9.maddeye göre bu yasa kapsamında sigortalı sayılanların sigortalılıklarının başladığı tarihten itibaren 3 ay içinde Kurum’a kayıt ve tescilini yaptırmayanların tescil işlemlerinin Kurum’ca re’sen yapılması gerekmektedir. 2926 sayılı Yasa’nın 36.maddesi kapsamında Kurum’un prim alacaklarını Bakanlar Kurulu Kararı ile ürün bedellerinden tevkifat suretiyle tahsil etmesi mümkündür. Bu bağlamda 2.madde kapsamına girenlerin belirtilen şekilde prim borçlarının ürün bedellerinden tevkifat suretiyle kesilerek Bağ-Kur’a ödenmesi halinde kayıt ve tescil için kurum’a başvuru olmasa dahi bahse konu biçimde prim ödenmesi suretiyle kayıt ve tescil konusundaki iradelerini ortaya koydukları tartışmasızdır. Bağ-Kur’un iş bu prim ödenmesine rağmen, sigortalıyı re’sen kayıt ve tescil etmemesi yasanın kendisine yüklediği re’sen tescil mükellefiyetine aykırılık teşkil etmektedir.
Sigortalı sayılanların Kanunun 7. maddesi uyarınca sigortalı sayıldıkları tarihten itibaren en geç üç ay içinde Kuruma başvurarak kayıt ve tescillerini yaptırmak zorundadırlar. Bu Kanuna göre sigortalı sayılanlardan Kanun kapsamına girdikleri tarihten itibaren üç ay içerisinde Kuruma başvurarak kayıt ve tescillerini yaptırmayanların tescil işlemi Kurumca resen yapılarak, Kanunun 5. maddesi hükmü ile tescil edildikleri tarihi takip eden aybaşından itibaren sigortalı sayılacaklar, öngörülen süre içinde kayıt ve tescillerini yaptırmayan sigortalıların hak ve yükümlülükleri ise kayıt ve tescil edildikleri tarihi takip eden aybaşından itibaren başlayacaktır.
Diğer yandan, 2926 sayılı Kanun’un 10.maddesine göre kayıt ve tescil işlemlerinde Valilik, Kaymakamlık, Özel İdare, Belediye, Muhtarlık ve Nüfus İdareleri kayıtları ile diğer kamu kurum ve kuruluşlarının, kanunla kurulu meslek kuruluşlarının, tarım satış kooperatifler kanununa göre kurulan pancar ekicileri İstihsal Kooperatifleri ile Birliği, T.Şeker Fabrikaları Anonim Şirketi ve tarım kesimine yönelik faaliyette bulunan milli bankaların kayıtlarının esas alınacağı bildirilmiştir. Bu kayıtların tarımda kendi adına ve hesabına bağımsız çalışmanın yasal karinesi olduğu ortadadır.
Yargıtay’ın kararlılık kazanmış uygulaması ile Tarım Bağ-Kur’luluğun kanıtlanması yönünde zirai kuruluşların kayıtları karine olarak kabul edilmektedir (Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 06.02.2002 gün ve 2002/21–69 E.-44 K., 03.07.2002 gün ve 2002/21–576 E.-584 K., 14.02.2007 gün ve 2007/21–73 E.-71 K., 14.02.2007 gün ve 2007/21–172 E.-2007/177 K., 03.03.2010 gün ve 2010/10–107 E.-127 K., 07.07.2010 gün ve 2010/10–359 E.-368 K. sayılı kararları).
2926 sayılı Kanun’un uygulamasına ilişkin 26.03.1994 tarihli 4 nolu tebliğin “D” bendinde; çiftçilerin, Bağ-Kur primlerinin sattıkları ürün bedellerinden tevkif suretiyle ödendiğini ispatlayabilmelerinin, kendilerine verilen belgeleri muhafaza etmelerine bağlı olduğu belirtilmiştir. Aynı tebliğin “F” bendinde ise çiftçilerin sattıkları ürün bedellerinden prim borçlarına mahsuben yapılan tevkifatların, tevkifatın kurum hesaplarına intikal etmesi koşuluyla, tevkifatın gerçekleştiği tarih itibariyle cari ve geçmiş dönem prim borçları ile iadenin talep edileceği dönemin sonuna kadar tahakkuk ettirilecek prim borçlarına mahsup edileceği, Kurum hesaplarına intikal etmeyen tevkifatların mahsup işlemine esas alınmayacağı belirtilmiştir.
Somut olayda, davacının Ziraat odası ve tarım kredi kooperatifi kayıtları, tapu kayıtları, özel kuruluşlara ürün teslim tutanakları mevcut olup, daha önce başlayan tarımsal faaliyetinin kesintiye uğramadan halen devam ettiği ve teslim ettiği ürün bedellerinden tevkifat yolu ile prim kesintisi yapıldığı belirgindir.
Ne var ki, davacının ürettiği pamuk ürününü, dava dışı özel kuruluşlara tesliminden dolayı davacı adına tevkifat yoluyla kesilen Bağ-Kur priminin, Kurum hesabına intikal edip etmediği hususu yerel mahkemece araştırılmamıştır.
Bu durumda, uyuşmazlık konusu döneme ilişkin kesintisinin kurum hesabına intikal edip etmediğinin araştırılması zorunludur.
Diğer taraftan, ilk tevkifatın yapıldığı tarih itibarıyla 64 yaşında olan davacı, ürününü sattığı M. A. Çırçır Fabrikasına ait müstahsil makbuzundaki prim kesintisi ile ilgili, bu güne kadar davalı Kuruma başvuruda bulunmamıştır. Davacının, 2926 sayılı Kanun kapsına alınabilmesi için Kuruma başvuruda bulunması zorunlu olup, bu konuda Kurumun resen tescil yükümlülüğü bulunmamaktadır.
O halde, mahkemece yapılacak iş; Ürün tesliminin özel kuruluşa yapılması karşısında; hak ve mükellefiyetin başlangıcı bu tevkifatın Bağ-Kur’un hesabına intikal etmesi koşuluyla tevkifat tarihini takip eden aybaşı olarak kabul edilmesi gerektiğinden, söz konusu tevkifatların Kurum hesabına intikal edip etmediğinin araştırılması; intikal etmiş ise davacının tevkifatları takip eden aybaşından sigortalı olduğunun kabulüne, intikal etmemiş ise davanın reddine karar vermek olmalıdır.
Açıklanan nedenlerle; Hukuk Genel Kurulunca da uygun bulunan Özel Dairenin bozma kararına uyulması gerekirken eksik incelemeye dayanılarak direnme kararı verilmesi hatalı olmuştur.
Bu nedenle, direnme kararı bozulmalıdır.
S O N U Ç : Davalı Kurum vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile direnme kararının yukarıda ve Özel Daire bozma kararında gösterilen nedenlerden dolayı HUMK.nun 429. maddesi gereğince BOZULMASINA, 22.09.2010 gününde, oyçokluğu ile karar verildi.