YARGITAY KARARI
DAİRE : Hukuk Genel Kurulu
ESAS NO : 2010/216
KARAR NO : 2010/231
KARAR TARİHİ : 28.04.2010
MAHKEMESİ : Sultanbeyli Sulh Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 16/12/2009
NUMARASI : 2009/875-2009/976
Taraflar arasındaki “Tazminat” davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Sultanbeyli Sulh Hukuk Mahkemesince davanın “kabulüne” dair verilen 03/11/2008 gün ve 2007410-2008/723 sayılı kararın incelenmesi davalılar vekili tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 7.Hukuk Dairesinin 13/10/2009 gün ve 3189-4336 sayılı ilamı ile;
(…1-Dava, haksız fiilden kaynaklanan tazminat istemine ilişkindir. İddia ve savunmaya, duruşma tutanaklarına yansıyan bilgi ve belgelere, bu yolla saptanan dava niteliğine ve özellikle iddia ve savunmanın kıymetlendirilmesi yönünden bilgilerine başvurulan ve hükme dayanak yapılan uzman bilirkişi raporunun niteliği, içeriği ve dosya kapsamında toplanıp değerlendirilen delillere, delillerin takdirine, tahlil ve tartışımına ilişkin hükümde gösterilen gerekçelere göre davalı şirketin yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının REDDİNE, peşin ödenen 82,80 TL harcın mahsubu ile eksik ödenen 146,05 TL harcın davalı şirketten alınmasına,
2-Davalı Belediye Başkanlığının temyiz itirazlarına gelince, kamu hizmeti görmekle yükümlü olan davalı belediyenin, kamu hizmeti sırasında verdiği zararlardan dolayı özel hukuk hükümlerine tabi olmadığı, hizmet kusurundan dolayı açılan davaların İdari Yargılama Usulü Hakkındaki Kanunun 2. maddesi hükmü uyarınca tam yargı davası olarak idari yargı yerinde açılması gerektiği kuşkusuzdur.
Görev kuralları kamu düzenine ilişkin olup mahkemelerce istek olmasa bile “resen” kendiliğinden dikkate alınması gerekir.
Hal böyle olunca, mahkemece az yukarıda açıklanan maddi ve hukuki olgular dikkate alınarak davalı belediye hakkında açılan dava yönünden yargı yolu bakımından görevsizlik kararı verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması isabetsizdir…)
Gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle, yeniden yapılan yargılama sonunda, mahkemece önceki kararda direnilmiştir.
TEMYİZ EDEN: Davalı Belediye Başkanılığı vekili
HUKUK GENEL KURULU KARARI
Hukuk Genel Kurulunca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:
Dava, tacirler arasındaki haksız eylem nedeniyle tazminat istemine ilişkindir.
Davalı İstanbul Büyükşehir Belediyesi Başkanlığı tarafından “Sultanbeyli’de baca-ızgara revizyonu, yükseltme ve deplase, yağmur suyu kanal yapımı” işi diğer davalı Çekdil İnş…Ldt.Şti’ne ihale edilmiş olup, sözü edilen taraflar arasında 05.05.2006 tarihinde sözleşme imzalanmış ve 01.08.2006 tarihinde işe başlanılmıştır.
Davacı Türk Telekomünikasyon A.Ş., davalı belediye ve yüklenicinin “Sultanbeyli’de Baca-Izgara revizyonu, Yükseltme ve deplase, yağmur suyu kanal yapımı” sırasında tesis ve kablolarına zarar verildiğini ileri sürerek haksız eylemden kaynaklanan zararın tazmini için görülmekte olan davayı açmıştır.
Yerel Mahkemece; somut olayda iş sahibi olan davalı İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı’nın adam çalıştıran sıfatıyla, diğer davalı Ç…. İnş… Ltd. Şti’nin verdiği zarardan kusursuz sorumluluğu olduğu; taraflar arasında yapılan sözleşmede üçüncü kişilere verilen zararlardan yüklenicinin sorumlu olacağı kararlaştırılmış ise de, sözleşmenin nispiliği gereği bu şartın, tarafların iç ilişkisine ait olup, zarar gören üçüncü kişi davacıyı bağlamayacağı sonucuna varılmış; ayrıca yapılan işin niteliği ve davalı belediyenin özel hukuk sözleşmesi ilişkisine girmesi nedeniyle yargı yolu bakımından görev itirazı yerinde görülmeyerek, davalı Ç…. İnş. Ldt. Şti’nin yüklenici olarak yaptığı çalışma sonucunda davacıya ait tesis ve kablolara zarar verdiği ispatlandığından, davanın kabulüne, 2.993,44 YTL’nin davalı belediye ve şirketten müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmiştir.
Yüksek Özel Dairece; davalı şirketin temyiz itirazları reddedildikten sonra; davalı belediye yönünden yargı yolu (görev) yönünden davanın idari yargıda görülmesi gerektiği gerekçesi ile bozulmuştur.
Yerel mahkemece; “…Kamu hizmeti vermekle yükümlü olan davalı belediye bu hizmeti “doğrudan kendisinin verdiği” sırada üçüncü kişilerin uğradığı zararların hizmet kusuru var ise isteneceği yer tam yargı davası olarak idari yargıdır. Ancak somut olayda davalı İstanbul Büyük Şehir Belediyesi Başkanlığı ile onama kararıyla dava dışı olan davalı Çekdil İnş… Ldt. Şti arasında yapılan sözleşmenin istisna sözleşmesi olduğu, davalı belediyenin kamu hizmetini “bizzat kendisinin yapmadığı” özel hukuk ilişkisine girdiği diğer davalı şirkete yaptırdığı dosya kapsamıyla sabittir.
İstisna sözleşmesinin 22. maddesi incelendiğinde ise; işe ilişkin talimatların işverenin görevlendireceği kişinin vereceği, buna yüklenicinin uyacağına ilişkin hükümlerin bulunması karşısında; davalı İstanbul Büyük Şehir Belediyesi Bakanlığının adam çalıştıran konumunda olduğu, onun gözetimi altında ve talimatına uyarak çalışan yüklenicinin de, yani davalı Ç… İnş… Ltd.Şti‘nin Borçlar Kanun 55. maddesi anlamında çalıştırılan niteliğini taşıdığı anlaşılmaktadır.
Davalı İstanbul Büyükşehir Belediyesi Bakanlığı ile onama kararıyla dava dışı kalan davalı Ç…. İnş… Ltd.Şti‘nin arasında yapılan davaya konu istisna akdi incelendiğinde; bir özel hukuk akti olduğu görülmektedir. Bu istisna akdi nedeniyle çıkacak uyuşmazlıkların çözümünde hakem heyetinin yetkili ve görevli olduğu aktedilmiştir. Taraflar arasındaki sözleşmede dahi, kamu hizmeti vermekle yükümlü olan davalı belediyenin lehine olarak düzenmiş bir idari sözleşme değildir.
Akid taraflar arasındaki sözleşmeden çıkacak uyumazlıkların çözüm yeri idari yargı olmadığı halde, bu sözleşmenin yerine getirilmesi sırasında sözleşmenin tarafı olmayan üçüncü kişilere verilen zararların giderilmesi amacıyla açılan davaların idari yargıda görülmesi usul ekonomisine uygun olmadığı gibi, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinin hak arama ve adil yargılanma haklarının ihlali olduğu kanaatine varılmıştır.
Mahkememizin aynı mahiyette ve davalısı İstanbul Büyükşehir Belediyesi Başkanlığı olan birçok kararları Yargıtay Dairelerince onanmıştır.
Bu nedenlerle ve davalı belediyenin özel hukuk sözleşmesi ilişkisine girmesi nedeniyle yargı yolu bakımından mahkememizin görevli olduğu…”
gerekçesiyle direnme kararı verilmiştir.
Özel Daire ile yerel mahkeme arasında çıkan uyuşmazlık; davalı belediye yönünden davaya adli yargıda mı, yoksa idari yargıda mı bakılması gerektiği noktasında toplanmaktadır.
Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dosyadaki tutanak ve kanıtlara, mahkeme kararında açıklanan ve Hukuk Genel Kurulunca da benimsenen gerektirici nedenlere, delillerin değerlendirilmesinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, yerel mahkeme kararının adli yargının görevli olduğuna ilişkin bölümü usul ve yasaya uygundur.
Ne var ki, işin esasına ilişkin hükme yönelik davalı vekilinin temyiz itirazları Özel Dairesince incelenmemiştir.
Bu nedenle işin esasına yönelik temyiz itirazlarının incelenmesi için dosyanın Özel Dairesine gönderilmesi gerekir.
S O N U Ç : Yukarıda açıklanan nedenlerle, adli yargının görevli olduğu yolundaki yerel mahkeme kararı doğru bulunduğundan direnme uygun olup; davalı vekilinin işin esasına yönelik temyiz itirazlarının incelenmesi için dosyanın Yargıtay 7.Hukuk Dairesine gönderilmesine, 28.04.2010 gününde oybirliğiyle karar verildi.