Yargıtay Kararı Hukuk Genel Kurulu 2010/203 E. 2010/220 K. 14.04.2010 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : Hukuk Genel Kurulu
ESAS NO : 2010/203
KARAR NO : 2010/220
KARAR TARİHİ : 14.04.2010

MAHKEMESİ : Adana 3. Aile Mahkemesi
TARİHİ : 02/12/2009
NUMARASI : 2009/1126-2009/1046
Taraflar arasındaki “Boşanma, nafaka, maddi-manevi tazminat” davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Adana 3.Aile Mahkemesince boşanma davasının kabulüne, manevi tazminatın kısmen kabulüne, yoksulluk nafakası isteminin reddine dair verilen 19.10.2007 gün ve 2005/615 E.-2007/940 K. sayılı kararın incelenmesi taraf vekilleri tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 2.Hukuk Dairesinin 07.04.2009 gün ve 2008/1837 E., 2009/6547 K. sayılı ilamı ile;
(…1- Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle boşanma davası içinde talep edilen boşanmanın fer’isi olan tazminatların kabul veya reddi halinde, kabul edilen miktar üzerinden talep eden lehine, reddedilen kısım üzerinden de diğer taraf yararına vekalet ücreti takdir edilmesinin mümkün bulunmamasına göre, davacının tüm, davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yersizdir.
2-Tarafların tespit edilen ekonomik ve sosyal durumları, paranın alım gücü, kusur dereceleri ve özellikle kişilik haklarına saldırı niteliğindeki olaylar dikkate alınarak davacı kadın yararına hükmolunan manevi tazminat çoktur.
Türk Medeni Kanununun 4.maddesindeki hakkaniyet ilkesi ile, Borçlar Kanununun 44. ve 49. maddeleri nazara alınarak daha uygun miktarda manevi tazminat (TMK. 174/2) takdiri gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması bozmayı gerektirmiştir…)
gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle yeniden yapılan yargılama sonunda; manevi tazminat yönünden mahkemece önceki kararda direnilmiştir.
TEMYİZ EDEN: Davalı vekili
HUKUK GENEL KURULU KARARI

Hukuk Genel Kurulunca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:
Dava; boşanma, maddi-manevi tazminat ve yoksulluk nafakası isteğine ilişkindir.
Davacı (kadın) vekili, davalı eşin (kocanın) 2,5-3 yıl önce ortak yaşamı tamamen terk ederek, bir kadınla karı-koca hayatı yaşamaya başladığını, bu kadınla olan gayri resmi birlikteliğinden de, çocuğunun olduğunu belirterek, evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle tarafların boşanmalarını, müvekkili lehine 50.000 YTL (TL) maddi, 150.000 YTL (TL) manevi tazminat ile nafakaya hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı (koca) vekili, boşanma dışındaki talepleri kabul etmediklerini, müvekkilinin bir bayanla birlikte olduğu ve bu bayandan bir çocuğunun da bulunduğunu, davacının bu birlikteliği ilk öğrendiğinde kızmış ise de, daha sonra bu durumu hoşgörü ile karşıladığını belirtip; nafaka, maddi ve manevi tazminat istemlerinin reddine karar verilmesini savunmuştur.
Davalı kocanın, başka bir kadınla karı-koca hayatı yaşadığı, bu kadından çocuğunun olduğu, taraflar arasında çekişme konusu değildir.
Davacının maddi tazminat (mal rejimi ile ilgili) istemi bu dosyadan tefrik edilmiştir.
Mahkemenin davacının açmış olduğu boşanma davasının kabulüne, manevi tazminat davasının kısmen kabulüne, nafaka davasının reddine dair verdiği karar, taraf vekillerinin temyizi üzerine, Özel Dairece manevi tazminat yönünden yukarıda belirtilen nedenlerle bozulmuş, mahkemece manevi tazminat yönünden önceki kararda direnilmiştir.
Taraflar arasında boşanma, velayet, şahsi ilişki, yoksulluk ve iştirak nafakasına ilişkin hüküm kesinleşmiş olup, uyuşmazlık dışıdır.
Direnme yoluyla Hukuk Genel Kurulu’nun önüne gelen uyuşmazlık; tarafların maddi durumları ve kusur oranları gözetildiğinde, davacı kadın yararına hükmedilen 75.000 YTL(TL) manevi tazminat miktarının fahiş olup olmadığı, noktasında toplanmaktadır.
4721 sayılı Türk Medeni Kanununun 174/2. maddesine göre, boşanmaya sebep olan olaylar yüzünden kişilik hakkı saldırıya uğrayan tarafın, kusurlu olan diğer taraftan manevi tazminat olarak uygun miktarda bir para ödenmesini isteyebileceği öngörülmüştür.
Manevi tazminat, bozulan manevi dengenin yerine gelmesi için kabul edilmiş bir tatmin (veya telafi) şekli olup, boşanmaya sebep olan olayların kişilik haklarına saldırı teşkil etmesi halinde manevi tazminata hükmedilir (Kılıçoğlu, Mustafa: Tazminat Hukuku, Legal Yayıncılık, İstanbul 2010, s.1036, 1369.; Reisoğlu, Safa: Borçlar Hukuku Genel Hükümler, Beta Basım, İstanbul 1998, s.179 vd.; Oğuzman/Dural: Aile Hukuku, Filiz Kitabevi, İstanbul 1994, s.144-145 ; Tekinay, S. Sulhi: Türk Aile Hukuku, Filiz Kitabevi, İstanbul 1990, s.261-262; Oğuzman, Kemal: Borçlar Hukuku Genel Hükümler, Filiz Kitabevi, İstanbul 1995, s.641; Ayrıca bkz. YİBK. 22.06.1966-7/7).
Kocanın eşini, başka bir kadınla aldatması, ağır hakaret hallerinde, kişilik haklarına saldırının varlığı kabul edilmektedir (Kılıçoğlu, Mustafa: Tazminat Hukuku, Legal Yayıncılık, İstanbul 2010, s.1031 vd.; Reisoğlu, Safa: Borçlar Hukuku Genel Hükümler, Beta Basım, İstanbul 1998, s.183-184; Oğuzman/Dural: Aile Hukuku, Filiz Kitabevi, İstanbul 1994, s.145 ; Tekinay, S. Sulhi: Türk Aile Hukuku, Filiz Kitabevi, İstanbul 1990, s.262; Oğuzman, Kemal: a.g.e., s.643).
Manevi tazminatın miktarının belirlenmesinde ise, kişilik haklarına yapılan saldırının niteliği ve tarafların ekonomik – sosyal durumu dikkate alınmalıdır (Kılıçoğlu, Mustafa: a.g.e., s.1053, 1376; Reisoğlu, Safa: a.g.e., s.197-198; Tekinay, S. Sulhi: a.g.e., s.261; Oğuzman, Kemal: a.g.e., s.655).
Tüm dosya kapsamından davalı kocanın eşini başka bir kadınla aldattığı sabit olup, evlilik birliği bu nedenle sona ermiştir. Davacı kadına boşanmaya neden olan olaylar sebebiyle kusur izafe edilemez.
O halde, dosyadaki belgelerden davalı kocanın ekonomik durumu ile orantılı verilen manevi tazminat miktarı yerinde olup, usul ve yasaya uygun bulunan direnme kararının onanması gerekir.
S O N U Ç : Davalı vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile, direnme kararının yukarıda açıklanan nedenlerle ONANMASINA, gerekli temyiz ilam harcı peşin alınmış olduğundan başkaca harç alınmasına mahal olmadığına, 14.04.2010 gününde oyçokluğu ile karar verildi.