Yargıtay Kararı Hukuk Genel Kurulu 2010/177 E. 2010/200 K. 07.04.2010 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : Hukuk Genel Kurulu
ESAS NO : 2010/177
KARAR NO : 2010/200
KARAR TARİHİ : 07.04.2010

MAHKEMESİ : Denizli Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ : 23/12/2009
NUMARASI : 2009/381-2009/406
Taraflar arasındaki “Menfi Tespit-Alacak” davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Denizli Asliye Ticaret Mahkemesince asıl davanın kabulüne, karşılık davanın reddine dair verilen 20.2.2008 gün ve 2006/93-2008/53 sayılı kararın incelenmesi davalı-birleşen dosyanın davacısı Çardak Gıda Turz. AŞ ile davalı Ahmet Tuncer, katılan Hülya Öztürk vekilleri tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 19. Hukuk Dairesinin 20.2.2009 gün ve 2008/7148-1327 sayılı ilamı ile ;
(…D…. J….. Tekstil San. AŞ. tarafından açılan asıl dava, davacının keşidecisi olduğu davalı emrine düzenlenen ve A… T…. ’e ciro edilen 01.04.2005 tarihli 50.000.00 YTL’ lik çek ile borçlu olunmadığının tespiti, birleşen davada ise çeki ciro yolu ile alan A… T…. ’in iyiniyetli hamil olmadığı iddiasına karşı açılan menfi tespit davasıdır. Anılan çek A… T…. tarafından icra takibine konu edilmiş takipten sonra alacak Hülya Öztürk’e temlik edilmiştir.
Birleşen Denizli 3.Asliye Hukuk Mahkemesinin 2005/252 sayılı dosyasında Ç… Tekstil AŞ. vekili müvekkilinin J…. Tekstil AŞ.’ ye 25.03.2005 ve 30.03.2005 tarihli faturalarla 428.276.13 YTL’ lik mal sattığını, bunun 50.000.00 YTL’lik kısmı için 01.04.2005 tarihli çekin verildiğini, davalıdan 378.276.13 YTL alacakları olduğunu belirterek 378.276.13 YTL’ nin faizi ile birlikte tahsilini talep ve dava etmiştir.
J…. Tekstil AŞ. vekili, birleşen davaya karşı verdiği cevap dilekçesinde: Davacıdan mal alınmadığını faturaların muhasebeciye elden bırakıldığını, 01.04.2005 tarihli ihtarname ile faturalara itiraz edilerek iade edildiğini belirterek birleşen alacak davasının reddini istemiştir.
Asliye Hukuk Mahkemesinin 15.09.2006 tarihli kararı ile dosyayı Denizli Ticaret Mahkemesine devretmiş(göndermiş)tir.
Mahkemece yapılan yargılama ve alınan bilirkişi raporu sonucunda taraf defterlerinin tasdiksiz olup lehe delil olma özelliği bulunmadığını, satıcı Ç… Tekstil AŞ.’nin sevk irsaliyelerinin aslını ibraz edemediğini, teslim ile ilgili yeminde teklif etmediğini, bu nedenle D… J…. Tekstil AŞ.’nin açtığı menfi tespit davalarının kabulüne J…. Tekstil AŞ.’nin 50.000.00 YTL’lik çekle gerek Ç… Tekstil AŞ.’ ye gerekse ciro yolu ile hamil olan A… T…. ’e borçlu olmadığının tespitine, %40 kötüniyet tazminatının A… T…. ’den alınarak J…. Tekstil AŞ.’ ye ödenmesine Ç…. Tekstil AŞ.’ nin açtığı birleşen alacak davasının reddine karar verilmiş, hüküm menfi tespit davasının davalıları Ç…. Tekstil AŞ. A…. T….. ve temlik alan H…. Ö…. vekili ile birleşen davada davacı olan Ç…. Tekstil AŞ. vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, Ç…. Tekstil AŞ.’nin birleşen alacak davası ile ilgili temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.
2-Hükmü temyiz eden vekillerin menfi tespit davasına ilişkin temyiz itirazlarının incelenmesine gelince; çek bir tediye vasıtası olup kural olarak mevcut bir borcun tasfiyesine yönelik olarak verildiğinin kabulü gerekir. Çekin bu amacın dışında bir nedenle verildiğinin davacı tarafından HUMK’nun 288. ve devamı maddeleri gereğince ispat edilmesi gerekir. Davacının iddiasını usulüne uygun delillerle kanıtlayamadığından menfi tespit davasının reddi gerekirken yazılı gerekçe ile hüküm kurulması doğru görülmemiştir…)
gerekçesiyle yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle Ç…. Tekstil AŞ.’nin birleşen alacak davasına yönelik temyiz itirazlarının reddine, (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle menfi tespit davalarına ilişkin hükmün davalılar yararına bozulmasına karar verilerek dosya yerine geri çevrilmekle, yeniden yapılan yargılama sonunda, mahkemece önceki kararda direnilmiştir.
TEMYİZ EDEN: Davalı-Birleşen D. Davacı Ç…. Şirketi vekili, H…. Ö…. vekili ve A…. T…. vekili
HUKUK GENEL KURULU KARARI
Hukuk Genel Kurulunca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve direnme kararının verildiği tarih itibariyle HUMK.4994 sayılı Yasa ile değişik 438/II. Fıkrası hükmü gereğince duruşma isteğinin reddine karar verilip dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:
Dava; kambiyo senedinden kaynaklanan borçlu olmadığının tespiti, birleşen dava alacak istemine ilişkindir.
Uyuşmazlık; bu dosya ile birleşen Denizli 3. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2005/252 esas sayılı alacak davasının reddedilip kesinleşmiş olmasına göre; dava konusu 50.000 YTL’lik çekin teslim edilmeyen malın karşılığı verildiği hususunun kesinleşen karar ve tarafların beyanları ile çekişmesiz hale gelip gelmediği noktasında toplanmaktadır.
Yerel mahkemece; borçlu olmadığının tespiti ve çekin iptaline ilişkin asıl davanın kabulüne; karşı davanın (alacak) ise reddine karar verilmiştir.
Özel Dairece; alacak davası yönünden temyiz isteminin reddine; menfi tespit davası yönünden çek, bir tediye vasıtası olduğundan, mevcut bir borcun tasfiyesine yönelik olarak verildiğinin kabulünün gerektiği, bu amacın dışında bir nedenle verildiğinin davacı tarafından yazılı delille kanıtlanması gerektiği gerekçesi ile hüküm bozulmuştur.
Yerel mahkemece; her ne kadar bozma ilamında yazılı hususlar doğru ise de; alacak davasının kesinleştiği, bu nedenle menfi tespit davasının da kesin hüküm nedeniyle reddinin gerektiği gerekçesi ile önceki hüküm oluşturulmuştur.
Bu nedenle, işin esasının incelenmesine geçilmeden bu hükmün direnme mi yoksa yeni bir hüküm mü olduğu, temyiz incelemesinin Özel Dairece mi , Hukuk Genel Kurulu’nca mı yapılması gerektiği ön sorun olarak ele alınmıştır.
Bilindiği üzere; direnme kararının varlığından söz edilebilmesi için mahkeme bozmadan esinlenerek yeni herhangi bir delil toplamadan önceki deliller çerçevesinde karar vermeli; gerekçesini önceki kararına göre genişletebilirse de değiştirmemelidir. (HUMK.429 mad.)
Eş söyleyişle; mahkemenin yeni bir delile dayanarak ve/veya gerekçesini değiştirerek karar vermiş olması halinde, direnme kararının varlığından söz edilemez.
Somut olayda ise; bozma ilamından sonra ise ilk gerekçede hiç yer verilmeyen, bozma ilamından esinlenerek tamamen yeniden oluşturulan gerekçelerle hüküm kurulmuştur. Mahkemenin direnme olarak adlandırdığı bu karar gerçekte direnme olmayıp, bozmadan esinlenilerek oluşturulmuş; yeni bir hükümdür.
Yeni hükme yönelik temyiz itirazlarının inceleme merci ise Hukuk Genel Kurulu değil; Özel Daire’dir.
Hal böyle olunca; dosyanın yeni hükme yönelik temyiz itirazlarının incelenmesi için Özel Daireye gönderilmesi gerekir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan gerekçelerle mahkemece verilen karar yeni hüküm niteliğinde olduğundan, bu hükme yönelik temyiz itirazlarının incelenmesi için dosyanın Yargıtay 19. Hukuk Dairesine Gönderilmesine, 7.4.2010 gününde oybirliği ile karar verildi.