Yargıtay Kararı Hukuk Genel Kurulu 2010/148 E. 2010/211 K. 07.04.2010 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : Hukuk Genel Kurulu
ESAS NO : 2010/148
KARAR NO : 2010/211
KARAR TARİHİ : 07.04.2010

MAHKEMESİ : Denizli Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ : 17/06/2009
NUMARASI : 2009/166-2009/166
Taraflar arasındaki “ihraç kararının iptali ve maddi tazminat” davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Denizli Asliye Ticaret Mahkemesince davanın reddine dair verilen 31.01.2008 gün ve 2007/14 E., 2008/26 K. sayılı kararın incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 16.Hukuk Dairesinin 20.01.2009 gün ve 2008/3990 E.- 2009/350 K. sayılı ilamı ile;
(…Davacı vekili, müvekkilinin davalı kooperatifin üyesi olduğunu, kooperatifçe 12.05.2006 tarihinde ihraç edildiğini ancak, müvekkiline ihtarname çekilmeden ihraç kararı verilmiş olduğunu ileri sürerek, ihraç kararının iptali ile 10.000-YTL tazminatın davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, davacının üyelik şartlarını taşımaması nedeniyle ihraç kararının yerinde olduğunu savunarak, davanın reddini istemiştir. Mahkemece, davacının üyelik şartlarını taşıdığını kanıtlayamadığı gerekçesiyle davanın reddine karar vermiş; hüküm davacı vekilince temyiz edilmiştir.
Dava, kooperatif üyeliğinden ihraç kararının iptali istemine ilişkin olup, mahkemece yukarıda yazılı gerekçelerle davanın reddine karar verilmiştir. Taraflar arasında daha önce görülen üyelik tespiti davasında verilen karar uyarınca davacının ihraç kararına kadar kooperatif üyesi olduğu hususunda uyuşmazlık bulunmamaktadır. Önceki kararın kesinleşmesi üzerine davacının kooperatiften ihraç edildiği ve bu davanın açıldığı anlaşılmaktadır. Kooperatifçe, ihraç kararına gerekçe olarak üyelik şartları arasında sayılan araç sahibi olmama nedeni gösterilmiştir. Ancak, davacının bu gerekçe ile ihracına karar verilebilmesi için, davacıya yeni bir araç temin etmesi hususunda bir ihtarname gönderilerek temerrüde düşürülmesi gereklidir. Bu hususta davalı kooperatif tarafından davacıya ihtarname gönderildiği savunulmuş, davacı vekili ise böyle bir ihtarnamenin müvekkiline gönderilmediğini ileri sürülmüştür. Bu durumda mahkemece bu iddia ve savunma üzerinde durularak, üyelik şartını yerine getirmek üzere makul bir süre verilmesi amacıyla davacıya ihtarname gönderilip gönderilmediği hususunun açıklığa kavuşturulması ve sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, eksik incelemeye dayalı olarak, yazılı gerekçelerle davanın reddine karar verilmesi isabetsizdir. …)
Gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle yeniden yapılan yargılama sonunda; mahkemece önceki kararda direnilmiştir.
TEMYİZ EDEN: Davacı vekili
HUKUK GENEL KURULU KARARI
Hukuk Genel Kurulu’nca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:
Dava, kooperatif üyeliğinden ihraç kararının iptali ve maddi tazminat istemine ilişkindir.
Davacı, davalı S.S. A… Motorlu Taşıyıcılar Kooperatifinin üyesi olduğunu, ancak kooperatif tarafından, ihtarname tebliğ edilmeden ve eksikliklerin giderilmesi için süre verilmeden, 12.05.2006 tarihinde ihraç kararı verildiğini, ayrıca çalışmasının fiilen engellenmesi nedeniyle zarar gördüğünü belirterek, ihraç kararının iptali ile 10.000-YTL tazminatın davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı, davacıya yeni bir araç temin etmesi hususunda ihtarname gönderilerek süre verildiğini, ancak ihtarnameye uyulmadığını, bu nedenle ihraç kararının yerinde olduğunu belirterek, davanın reddine karar verilmesini cevaben bildirmiştir.
Mahkemece, kooperatif ana sözleşmesinin 10. maddesinde, kooperatife ortak olabilmek için; taşıyıcılığı bilfiil meslek edinmiş esnaf olmak, kooperatifin amacına uygun motorlu aracı bulunmak şartlarının düzenlendiği, 14. maddesinde ise; bu şartları taşımayanların ortaklıktan çıkarılacağının düzenlendiği, davacının taşımacılığı meslek haline getirdiğine ilişkin bir belge ibraz etmediği, üzerine kayıtlı ticari araç da bulunmadığından ihraç kararının yerinde olduğu gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir.
Özel Daire, yukarıda açıklanan nedenlerle kararı bozmuştur.
Yerel mahkemece; önceki gerekçelerle ve ayrıca kooperatif ana sözleşmesinin 14. maddesinde, 10. maddedeki şartları kaybeden kooperatif üyelerine araç temin etmesi için ihtarname çekilmesi ve üyelerin bu konuda temerrüde düşürülmesi hususunun düzenlenmediği, kooperatifin kimseyi taşımacılık yapmaya zorlama gibi bir yükümlülüğü de bulunmadığı gerekçesiyle direnme kararı verilmiştir.
Mahkemenin direnmeye ilişkin kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Uyuşmazlık; taşıma kooperatiflerinde, üyelik şartlarını taşımayan üyelerin ihracına karar verilebilmesi için, ihtarla üyelik şartını yerine getirmek üzere makul bir süre verilmesine gerek olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
Kooperatif ana sözleşmesinin ortaklık şartlarını belirten 10 ncu maddesinde, kooperatife ortak olabilme şartları arasında araç sahibi olma şartı da gösterilmiştir.
Davalı kooperatif yönetim kurulu, davacının taşımacılık yapacak aracı bulunmadığı gerekçesiyle ihraç kararı vermiştir.
Oysa, dosya içerisinde bulunan Denizli Emniyet Müdürlüğü’nün 02.01.2008 tarihli yazısında, davacı adına ihraç tarihi itibariyle … D 3973 plaka nolu minibüs kaydı olduğu bildirilmiştir.
Diğer yandan, kooperatif ana sözleşmesinin ortaklık şartlarını belirten 10 ncu maddesinde, kooperatife ortak olabilme şartları arasında araç sahibi olma şartı da gösterilmiş ise de, aracın yitirilmesi, hemen üyenin ortaklık sıfatını yitirmesi sonucunu doğuracak bir neden olarak kabul edilemez. Ortağın yeniden araç sahibi olma veya ortaklığı devir etme ihtimali mümkün bulunduğundan, bu konuda ortağa makul bir süre içerisinde araç sahibi olması yönünden en az bir defa ihtar yapılması ve bu şartı yerine getirmediği takdirde ihraç edilmesi gerekir. Bu uygulamanın hayatın olağan akışına, iyi niyet kurallarına ve kooperatifin amacına uygun olacağı açıktır. Açıklanan hususlar gözetilmeksizin davacının ihracına karar verilmesi doğru olmamıştır.
O halde Hukuk Genel Kurulu’nca da benimsenen Özel Daire bozma kararına uyulmak gerekirken, önceki kararda dilenilmesi usul ve yasaya aykırıdır. Bu nedenle direnme kararı bozulmalıdır.
SONUÇ: Davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile direnme kararının yukarıda belirtilen ve Özel Daire bozma kararında gösterilen nedenlerden dolayı HUMK.’un 429.maddesi gereğince BOZULMASINA, istek halinde temyiz peşin harcının geri verilmesine 07.04.2010 gününde, oybirliği ile karar verildi.