YARGITAY KARARI
DAİRE : Hukuk Genel Kurulu
ESAS NO : 2010/116
KARAR NO : 2010/175
KARAR TARİHİ : 24.03.2010
MAHKEMESİ : Ankara 6.Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 24.03.2009
NUMARASI : 2006/287 E-2009/102 K.
Taraflar arasındaki “alacak” davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Ankara 6. Asliye Hukuk Mahkemesi’nce davanın reddine dair verilen 14.07.2005 gün ve 2003/343 E., 2005/295 K. sayılı kararın incelenmesi davacılar vekili tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 6.Hukuk Dairesi’nin 27.02.2006 gün ve 2006/12230 E.,-1703 K. sayılı ilamıyla;
(…Uyuşmazlık kira, aidat ve su bedellerinin tahsili istemine ilişkindir. Mahkemece davanın reddine karar verilmiş olup, hüküm davacılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Davacılar A..R… ve Y… S… ile davalı arasında düzenlenen 7.10.1999 başlangıç tarihli dört yıl süreli kira sözleşmesinin varlığı uyuşmazlık konusu değildir. Bu sözleşmeye göre, aylık kira bir milyar lira olup her ay peşin ödenmesi, her yıl %50 artması, elektrik, su ve yakıt giderlerinin kiracıya ait olması kararlaştırılmıştır. Davalı hakkında açılan takipler sonucu kiralanandan 16.5.2001 tarihinde icra yoluyla tahliye edildiği anlaşılmıştır. Bu durumda davalının kiracılığı 16.5.2001 tarihine kadar devam etmiş olduğundan bu tarihe kadar kira bedellerinden ve sözleşmenin özel şartlar 3.maddesi gereğince ödemesi gereken su ve yakıt giderlerinden de sorumlu tutulması gerekir. Su faturalarının başka bir yere ait olduğu belirtilmiş ise de tarafların beyanı ve delilleri dikkate alınıp, gerektiğinde apartman yönetim planında da inceleme yapılarak dava konusu kiralanana ait olduğunun anlaşılması halinde tüm alacak taleplerinin kabulü gerekirken yazılı gerekçelerle davanın reddi doğru değildir.
Hüküm bu nedenle bozulmalıdır…)
Gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle, yeniden yapılan yargılama sonunda; mahkemece su bedeline ilişkin araştırmaya yönelik bozmaya uyulup, yeni hüküm kurulmuş, diğer alacak talepleri hakkında ise önceki kararda direnilmiştir.
TEMYİZ EDENLER : Davacılar vekili ve davalı
HUKUK GENEL KURULU KARARI
Hukuk Genel Kurulu’nca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:
Dava, kira, yakıt, aidat ve su bedelinin tahsili istemine ilişkindir.
Mahkemenin davanın reddi yönündeki kararı Özel Dairece yukarıda başlık bölümüne aynen alınan nedenlerle, su bedeli yönünden araştırmaya yönelik olarak diğer kalemler yönünden ise mevcut delillere göre davanın kabulü gerektiğine işaretle bozulmuştur.
Mahkemece, bozma ilamının su bedelleri yönünden araştırmaya yönelik kısmına uyulmuş; diğer yönlerden ise ilk hükümde direnildiğinden bahisle sonuçta, davanın su bedeli yönünden kısmen kabulüne, diğer kalemler yönünden reddine karar verilmiştir.
Hükmün, su bedelinin kısmen kabulüne ilişkin bölümünü davalı; bu bedelin kısmen, diğer kalemlerin de tümüyle reddine yönelik kısmını ise davacı vekili, temyize getirmişlerdir.
Hukuk Genel Kurulunda yapılan görüşme sırasında, işin esasına girişilmeden evvel, özel daire ve mahkeme kararlarının içerikleri gözetildiğinde, ortada yeni bir hükmün mü, yoksa bir direnme kararının mı, bulunduğu; dolayısıyla, temyiz incelemesinin Hukuk Genel Kurulu’nca mı, yoksa Özel Dairece mi yapılması gerektiği hususu, bir ön sorun olarak ele alınmıştır.
İlkin belirtilmelidir ki, 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun 429.maddesinin 2.ve 3.fıkraları gereğince, direnme kararının varlığından söz edilebilmesi için; açıkça bozma ilamına uyulmamış olması; bozmadan esinlenilerek eylemli uyma anlamına gelecek herhangi bir araştırma yapılmaması ve yeni delil toplanmaması; bozulan ilk kararda yer alan hususlar direnmeye konu edilerek gerekçenin ilk karardaki ana çerçeveden çıkılmadan sadece onu güçlendirmeye yönelik olmak üzere yasal sınırlarda genişletilerek oluşturulması, gerekmektedir.
Şu hale göre, ön sorunun çözümlenmesi için temyize konu kararların açıklanan özellikleri taşıyıp taşımadığının irdelenmesi gerekir.
1-Yerel Mahkemenin, su bedeline ilişkin kısmen kabule ilişkin hükmü, açıkça bozmaya uyularak yapılan araştırmaya dayalı ve davanın reddi yönündeki ilk hükümden tamamen farklı yeni bir hüküm niteliğindedir.
O halde, davalının kabul edilen, davacı vekilinin de reddedilen kısımlara ilişkin olmak üzere bu yeni hükme yönelik temyiz itirazlarını inceleme görevi Özel Daireye ait olup, dosyanın temyiz incelemesi yapılmak üzere Özel Daireye gönderilmesi gerekir.
2-Yerel Mahkemece, direnme olarak adlandırılan hükme gelince;
Mahkemece, bozmaya konu ilk kararda “kiralanan taşınmazın, iskan izni bulunmadığından, davalının işyeri açma ve çalışma ruhsatı alamadığı, akabinde de 6.2.2000 tarihinde belediyece mühürlendiği, bu tarihten sonra kiracı davalı tarafından kullanılamadığı; dolayısı ile Borçlar Kanunu’nun 249/1.maddesi gereğince, kiralayan tarafından kiracının kullanımına hazır halde bulundurulmadığı” gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Bozma üzerine mahkemece, ilk kararda direnildiğinden bahisle aynı hüküm sonucu oluşturulmuş; ne var ki, ilk kararda yer almayan “6 aylık peşin ödenen ve mahkeme kararı sonucu davalı kiracıya iade edilen ancak kararın Yargıtay tarafından bozulması üzerine görülmekte olan dava ile istenilen 6.000.00 TL’nin, İİK.nun 40. maddesi gereğince icra müdürlüğünden eski hale getirme talebinde bulunmak suretiyle alınabileceği, dolayısı ile görülmekte olan davada istenilmesinin yersiz olduğu” gerekçesine dayanılmıştır.
Mahkemenin ilk hükmünde yer almayan, Özel Dairenin denetiminden de geçmeyen, tamamen farklı bir kanun maddesi ile yeni nedenlere dayalı bu gerekçesinin, ilkini güçlendirmeye yönelik ve yasal sınırlarda genişletilmiş bir gerekçe olarak kabulüne olanak bulunmamaktadır.
Hal böyle olunca; Yerel Mahkemece verilen ve direnme kararı olarak nitelendirilen temyize konu kararın, usul hukuku anlamında gerçek bir direnme kararı olmadığı; yeni hüküm niteliğinde olduğu her türlü duraksamadan uzaktır.
Kurulan bu yeni hükmün temyizen incelenmesi görevi ise, Hukuk Genel Kurulu’na değil, Özel Daireye aittir.
Bu nedenle, davacı vekilinin yeni hükme yönelik temyiz itirazlarının incelenmesi için dosya Özel Daireye gönderilmelidir.
S O N U Ç : Yukarıda (1) numaralı bentte gösterilen nedenlerle davalının; (1) ve (2) numaralı bentte gösterilen nedenlerle de davacılar vekilinin yeni hükme yönelik temyiz itirazlarının incelenmesi için dosyanın 6.HUKUK DAİRESİNE GÖNDERİLMESİNE,
24.03.2010 gününde oybirliği ile karar verildi.