YARGITAY KARARI
DAİRE : Hukuk Genel Kurulu
ESAS NO : 2009/99
KARAR NO : 2009/146
KARAR TARİHİ : 29.04.2009
ESAS NO : 2009/2-99
KARAR NO : 2009/146
MAHKEMESİ : Kocaeli 2. Aile Mahkemesi
TARİHİ : 21/06/2007
NUMARASI : 2007/389-2007/582
Taraflar arasındaki “Boşanma, maddi manevi tazminat ve nafaka“ davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Kocaeli 2.Aile Mahkemesince davanın boşanma davasının kabulüne, maddi-manevi tazminat ve nafaka davasının reddine dair verilen 30.05.2006 gün ve 2005/847 E, 2006/356 K. sayılı kararın incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 2.Hukuk Dairesinin 21.03.2007 gün ve 2006/16420 E, 2007/4546 K. sayılı ilamı ile, (…Boşanmaya sebep olan olaylarda davacı kadının eşinin yakınlarına yönelik küçültücü davranışlarına karşın davacı kadına fiziksel şiddet uygulayan davalı koca ağır kusurludur.
1-* Türk Medeni Kanununun 174/1. maddesi mevcut veya beklenen bir menfaati boşanma yüzünden haleldar olan kusursuz yada daha az kusurlu tarafın, kusurlu taraftan uygun bir maddi tazminat isteyebileceğini, 186. maddesi, evi birlikte seçeceklerini , birliğin giderlerine güçleri oranlarında emek ve mal varlıkları ile katılacaklarını öngörmüştür. Toplanan delillerden boşanmaya sebep olan olaylarda maddi tazminat isteyen eşin diğerinden daha ziyade kusurlu olmadığı anlaşılmaktadır. Boşanma sonucu bu eş, en azından diğerinin maddi desteğini yitirmiştir. O halde mahkemece, tarafların sosyal ve ekonomik durumları ile kusurları ve hakkaniyet ilkesi (MK.Md,4 BK.md.42 ve 44 ) dikkate alınarak * kadın yararına uygun miktarda maddi tazminat verilmelidir. Bu yönün dikkate alınmaması doğru görülmemiştir.
2-Türk Medeni Kanununun 174/2 maddesi, boşanmaya sebebiyet vermiş olan olaylar yüzünden kişilik hakları saldırıya uğrayan tarafın, kusurlu olandan manevi tazminat isteyebileceğini öngörmüştür. Toplanan delillerden evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına sebep olan olaylarda tazminat isteyen * kadının ağır yada eşit kusurlu olmadığı, bu olayların kişilik haklarına saldırı teşkil ettiği anlaşılmaktadır. O halde mahkemece, tarafların sosyal ve ekonomik durumları, tazminata esas olan fiilin ağırlığı ile hakkaniyet kuralları (TMK. 4 BK. 42,43,44,49) dikkate alınarak * kadın yararına uygun miktarda manevi tazminata hükmedilmesi gerekir. Bu yönün dikkate alınmaması doğru görülmemiştir.
3-Davacı kadın boşanmakla yoksul duruma düşmüştür. (TMK.md.175) Kadının yoksulluk nafakası talebinin kabul edilerek uygun miktar yoksulluk nafakası takdir edilmesi gerekirken yazılı şekilde isteğin reddi de bozma sebebidir.
4-Boşanma veya ayrılık davası açılınca hakim, davanın devamı süresince, gerekli olan , özellikle eşlerin barınmasına (TMK. md.186/1) geçimine, (TMK md.185/3) malların yönetimine (TMK. 223, 242, 244, 262, 263, 264, 267, 215) ve çocukların bakım ve korunmasına (TMK.md.185/2) ilişkin geçici önlemleri kendiliğinden (resen) almak zorundadır (TMK.169). O halde dava tarihinden geçerli olmak üzere, herhangi bir işi ve geliri olmayan kadın * yararına Türk Medeni Kanununun 185/3, 186/3 maddelerine uygun miktarda tedbir nafakasına hükmedilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi usul ve kanuna aykırıdır…) gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle, yeniden yapılan yargılama sonunda, mahkemece kusur, tazminat ve nafaka yönünden önceki kararda direnilmiştir.
TEMYİZ EDEN: Davacı vekili
HUKUK GENEL KURULU KARARI
Hukuk Genel Kurulu’nca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:
Dava, boşanma, maddi-manevi tazminat ve nafaka istemine ilişkindir.
Davacı vekili, tarafların evliliğin ilk günlerinden bu yana ruhen ve mizacen anlaşamadıklarını, sık sık tartıştıklarını, davalının ailesinin taraflarla aynı apartmanda oturduğunu, sadece yatmak için kendi evlerine çıktıklarını, davalının ailesinin etkisi ile davacıya sürekli baskı yaptığını ve şiddet uyguladığını ileri sürerek tarafların boşanmalarına, 5.000 YTL.maddi, 5.000 YTL. manevi tazminata ve aylık 500 YTL yoksulluk nafakasına hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, taraflar arasında evlilik birliğinin kurulmadan dağıldığını, tek ve ağır kusurlu olanın davacı olduğunu, davacının kusurlu olması nedeniyle bu davayı açma hakkı dahi olmadığını ancak biten bir evliliğin devamında hiçbir fayda bulunmadığından boşanma davasını kabul ettiklerini ancak maddi, manevi tazminat ve nafaka talebinin reddine karar verilmesini cevaben bildirmiştir.
Yerel Mahkemece boşanma davasının kabulüne davacı ağır kusurlu olduğundan maddi-manevi tazminat ve nafaka davasının reddine ilişkin olarak verilen karar, özel Dairece yukarıda yazılı gerekçe ile bozulmuş, yerel Mahkeme, davalı kocanın eşine tokat atmak suretiyle kusurlu bulunduğunu ancak bu davranışı eşinin kendisine ve aile yakınlarına karşı hakaret içeren sözleri ile kendisine karşı vurma teşebbüsünün hemen akabinde meydana gelen tahrike dayalı tepkisel bir olay olduğunu bu nedenle davalının ağır kusurlu olmayıp davacının kendi söz ve davranışları ile ağır kusurlu olduğu gerekçesi ile kararında direnmiştir.
Yerel Mahkeme ile Özel Daire arasındaki uyuşmazlık, evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına sebep olan olaylarda davacı kadının ağır yada eşit kusurlu olup olmadığı buna bağlı olarak maddi-manevi tazminata ve yoksulluk nafakasına hükmedilip edilemeyeceği noktasında toplanmaktadır.
Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dosyadaki tutanak ve kanıtlara, bozma kararında açıklanan gerektirici nedenlere ve özellikle boşanmaya sebep olan olaylarda davacının eşit veya ağır kusurlu olmayıp eşine karşı şiddet uygulayan davalının ağır kusurlu olduğu anlaşıldığına göre, Hukuk Genel Kurulu’nca da benimsenen Özel Daire bozma kararına uyulmak gerekirken, önceki kararda direnilmesi usul ve yasaya aykırıdır. Bu nedenle direnme kararı bozulmalıdır.
SONUÇ:Davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile, direnme kararının Özel Daire bozma kararında ve yukarıda gösterilen nedenlerden dolayı HUMK.nun 429.maddesi gereğince BOZULMASINA, 29.04.2009 gününde, oybirliği ile karar verildi.