Yargıtay Kararı Hukuk Genel Kurulu 2009/390 E. 2009/445 K. 21.10.2009 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : Hukuk Genel Kurulu
ESAS NO : 2009/390
KARAR NO : 2009/445
KARAR TARİHİ : 21.10.2009

MAHKEMESİ : Ankara 7.Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ : 18/12/2008
NUMARASI : 2008/602 E-2008/470 K.
Taraflar arasındaki “itirazın iptali” davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Ankara Asliye 7. Ticaret Mahkemesince davanın kısmen kabulüne dair verilen 17.05.2007 gün ve 2007/167 E-217 K.sayılı kararın incelenmesinin davalı vekili tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 19. Hukuk Dairesinin 29.05.2008 gün ve 2007/10673 E., 2008/5920 K. sayılı ilamı ile; (…Davacı vekili, taraflar arasındaki ticari münasebetten dolayı davacının davalıya 12.390.00 YTL bedelli fatura keşide ettiğini, borcun ödenmediğini, girişilen icra takibine itiraz edildiğini belirterek itirazın iptaline, takibin devamına, %40’dan az olmamak üzere tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, yetkili mahkeme ve icra dairesinin davalı şirketin merkezinin bulunduğu Balıkesir mahkeme ve icra daireleri olduğunu bildirerek yetki itirazında bulunduğu gibi, alacağın temeli kabul edilen fatura karşılığının davacı şirket yetkilisi S. E..’ye verilen çekle ödendiğini, davacıya borçlu bulunulmadığını ileri sürerek davanın reddi ile tazminata karar verilmesini istemiştir.
Mahkemece, para borcuna ilişkin davada yetkili mahkeme ve icra dairesinin davacı alacaklının ikametgahı mahkemesi (BK.73.madde) olduğundan davalının yetki itirazının reddine, davalı borcunun sona ermesi için ödemenin alacaklıya veya yetkilisine yapılması gerektiği, davalının ödemeyi alacaklı davacı şirketin yetkilisine yaptığını kanıtlayamadığından davanın kısmen kabulüne, davalının itirazının 12.390.00 YTL asıl alacak yönünden ve bu tutara takip tarihinden itibaren %48 oranını geçmeyecek şekilde avans faizi uygulanacak şekilde iptaline, takibin devamına, hükmolunan tutarın %40’ı oranında tazminatın davalıdan tahsiline karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davalı vekilinin aşağıdaki bendin dışında kalan diğer temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.
2-Davalı, dava konusu borcu çekle ödediğini savunmuş ve savunmanın kanıtı olarak davacı şirket namına düzenlenmiş çek örneğini sunmuştur. Belirtilen çek bedelinin ödendiği ilgili bankanın cevabi yazısından anlaşılmaktadır. Bu çekin dava konusu borca karşılık alındığına dair makbuzu imzalayan Süleymen Eke’nin davacı şirket vekili olduğu dosyaya sunulan vekaletnameden anlaşılmaktadır.
Bu durumda mahkemece bu yönler ve deliller birlikte değerlendirildiğinde davalının ödeme savunmasını kanıtladığı gözetilmeden yanılgılı gerekçelerle yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir…) gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle, yeniden yapılan yargılama sonunda, mahkemece önceki kararda direnilmiştir.
TEMYİZ EDEN : Davalı vekili
HUKUK GENEL KURULU KARARI

Hukuk Genel Kurulunca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü;
I-Davalı borçlu şirketin ticari ünvanı ….Elektrik Sanayi A.Ş. olup, direnme kararının başlık kısmında davalı şirketin ticari ünvanındaki “Elektrik” kelimesi yerine yanlış olarak “Elektronik” kelimesi yazılmıştır.
Bu noktada HUMK.nun 459.maddesinde yer alan maddi hata kavramının incelenmesi gerekmektedir.
Hemen belirtilmelidir ki, maddi hata (hukuki yanılma), maddi veya hukuki bir olayın olup olmadığında veya koşul veya niteliklerinde yanılmayı ifade eder (Dr. Ejder Yılmaz, Hukuk Sözlüğü, Doruk Yayınları, Birinci Baskı 1976, sayfa:208).
HUMK.nun 459.maddesi uyarınca, hüküm verildikten sonraki dönemde, hükümde iki tarafın isim ve sıfat ve neticei taleplerine ilişkin maddi hatalar ve esas hükümde hesap hataları yapılmış ise mahkeme bu hataları düzeltebilir.
Belirtilen madde kapsamındaki yanlışlıklar her zaman düzeltilmesi mümkün maddi hata niteliğindedir.
Bu açıklamaların ışığında direnme kararında davalı borçlu şirketin ticaret ünvanındaki “Elektrik” kelimesinin yanlış olarak “Elektronik” yazılmış olması maddi hata niteliğinde olduğundan ve HUMK.nun 459. maddesi uyarınca Yerel Mahkemece yerinde düzeltilebileceğinden bu husus bozma nedeni yapılmamış, hataya işaret olunmakla yetinilmiştir.
II-İşin esasına gelince;
Dava, icra takibine yapılan itirazın iptali istemine ilişkin olup, Yerel Mahkemece, takibe konu fatura bedelinin ödenmesi amacıyla kendisine makbuz karşılığı çek verilen kişinin davacı alacaklı şirket adına para tahsil ve kabulüne yetkisi olmadığı gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiş, davalı borçlu şirket vekilinin temyizi üzerine, Özel Dairece; fatura bedelinin çek ile ödendiği kişinin davacı alacaklı şirket adına tahsil yetkisi bulunduğu gerekçesiyle karar bozulmuş, Yerel Mahkemece önceki gerekçelerle direnme kararı verilmiştir.
Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dosyadaki tutanak ve kanıtlara, bozma kararında açıklanan gerektirici nedenlere göre, Hukuk Genel Kurulu’nca da benimsenen Özel Daire bozma kararına uyulmak gerekirken, önceki kararda direnilmesi usul ve yasaya aykırıdır. Bu nedenle direnme kararı bozulmalıdır.
S O N U Ç : Davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile, direnme kararının Özel Daire bozma kararında gösterilen nedenlerden dolayı H.U.M.K.nun 429.maddesi gereğince BOZULMASINA, istek halinde temyiz peşin harcının geri verilmesine, 21.10.2009 gününde, oybirliği ile karar verildi.