Yargıtay Kararı Hukuk Genel Kurulu 2009/380 E. 2009/433 K. 14.10.2009 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : Hukuk Genel Kurulu
ESAS NO : 2009/380
KARAR NO : 2009/433
KARAR TARİHİ : 14.10.2009

MAHKEMESİ : Erzurum 2. Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 31/03/2009
NUMARASI : 2009/72-2009/77
Taraflar arasındaki “Tapu iptali ve tescil,olmazsa tazminat” davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Erzurum 2.Asliye Hukuk Mahkemesince davanın kabulüne dair verilen 15.5.2008 gün ve 250-145 sayılı kararın incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 14. Hukuk Dairesi’nin 23.10.2008 gün ve 11467-12171 sayılı ilamıyla;(…. Davacı, davalı Belediyeye ait 4494 Ada 5 parsel sayılı taşınmazı 23.12.2003 tarihli ve 279 sayılı Encümen Kararı ile satın aldığını, bedelini ödediğini ancak tapu verilmediğini ileri sürerek tapu kaydının iptali ile adına tescilini, tescil mümkün olmadığı takdirde fazlaya ilişkin hakkı saklı kalmak üzere 14.000 YTL alacağın ödeme tarihinden itibaren uygulanacak ticari faiziyle tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı, dava konusu taşınmazın encümen kararı ile davacıya kiralandığını,satış yapılmadığını, davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiştir.
Hükmü, davalı Belediye temyiz etmiştir.
İstemin dayanağını 23.12.2003 günlü Belediye Encümen Kararı teşkil etmektedir. Zira dava konusu taşınmazın davacıya satışı anılan encümen kararma göre yapılmıştır. Belediyenin 25.1.2008 tarihli yazısında satışa ilişkin belediye meclis kararının bulunamadığı da bildirilmiştir. Gerek 1580 sayılı Belediye Kanununun 70. ve gerekse yürürlükteki 5393 sayılı Belediye Kanununun 18/e maddeleri hükmünce belediyeye ait taşınmaz mal alımına, satımına, takasına, tahsisine, tahsis şeklinin değiştirilmesine veya tahsisli bir taşınmazın kamu hizmetinde ihtiyaç duyulmaması halinde tahsisin kaldırılmasına karar verme yetkisi belediye encümenine değil, belediye meclisine aittir. Davacıya satış encümen kararı ile yapıldığından bu satışa dayanılarak tescil isteminde bulunulamaz.
Yukarıda açıklanan nedenlerle davacının tapu iptali tescil talebinin reddine, ikinci kademedeki istemi hakkında bir karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde davanın kabulü doğru olmamış hükmün bozulmasının gerektiği…)gerekçesi ile bozularak dosya yerine geri çevrilmekle, yeniden yapılan yargılama sonunda; mahkemece önceki kararda direnilmiştir.
TEMYİZ EDEN : Davalı vekili
HUKUK GENEL KURULU KARARI
Hukuk Genel Kurulu’nca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:
Dava,tapu iptali ve tescil,olmazsa tazminat istemine ilişkindir.
Davacı,çekişme konusu 77-79 pafta,A ada,A parsel sayılı taşınmazın,davalı Belediye tarafından 23.12.2003 tarih,279 sayılı Encümen kararı ile ihale sonucu kendisine satıldığını,ihale bedelini ödemesine rağmen taşınmazın tapuda adına devrinin yapılmadığını ileri sürerek,öncelikle tapu kaydının iptali ile adına tescilini,olmazsa satış bedeli ve yaptığı masrafların tazminini istemiştir.
Davalı Belediye,çekişmeli taşınmazın davacıya satılmadığını,kiralandığını bildirerek,davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, ihale dosyası kapsamı belgelerden taşınmazın ihaleten satışa çıkarıldığının belirtilmesi, Belediye Encümenince taşınmazın davacıya ihaleten satıldığının karar altına alınması, davacının ihale tarihi itibariyle taşınmazın gerçek değerine eş miktarda bedel ödemesi, ihaleden sonra davalı belediye tarafından davacıya arsa üzerinde bina yapılması için yapı ruhsatı verilmesi,bina yapıldıktan sonra da yapı kullanım izin belgesi verilmesi, tarafların iradelerinin baştan itibaren arsanın satışına yönelik olduğu,davacının kullanımının malik sıfatıyla olduğunu gerekçe göstererek, davanın kabulüne karar verilmiştir.Özel Dairece,yukarda açıklanan gerekçelerle hüküm bozulmuş ve mahkemece önceki kararda direnilmiştir.
Bilindiği üzere,mülga 1580 sayılı Belediye Kanunu’nun 70 ve 13.7.2005’te yürürlüğe giren 5393 sayılı Belediye Kanunu’nun 18/e maddesinde Belediye Meclisi’nin “…Taşınmaz mal alımına, satımına, takasına, tahsisine, tahsis şeklinin değiştirilmesine veya tahsisli bir taşınmazın kamu hizmetinde ihtiyaç duyulmaması halinde tahsisin kaldırılmasına; üç yıldan fazla kiralanmasına ve süresi otuz yılı geçmemek kaydıyla bunlar üzerinde sınırlı aynî hak tesisi…” konularında karar vereceği düzenlenmiştir. Bunun yanı sıra 5393 Sayılı Yasanın 34/g maddesinde de “…Taşınmaz mal satımına, trampasına ve tahsisine ilişkin meclis kararlarını uygulamak; süresi üç yılı geçmemek üzere kiralanmasına…”Belediye Encümeni tarafından karar verileceğini belirten hüküm uyarınca, Belediye Meclisi taşınmaz satımında Belediye Encümeni’ne yetki verebilir. 1580 Sayılı Belediye Kanunu’nun 70 ve 83. maddelerine yorum getiren gerek adli gerekse idari yargı kararlarında belediye taşınmazlarının satışına karar verme yetkisinin, belediye meclislerine ait olduğu ilkesi benimsenmiş ve yargısal uygulama istikrar kazanmış iken bu defa 13.7.2005 tarihinde yürürlüğe giren 5393 Sayılı Yasa ile 1580 sayılı Belediye Kanunu iptal edilmiş ve 5393 Sayılı Yasanın 18/e ve 34/g maddesi hükmü ile belediyeye ait taşınmazların satışı yine belediye meclisinin kararına bağlı kılınmış, meclisin kararı doğrultusunda belediye encümeninin tasarrufa yetkili olduğu benimsenmiştir. Buna göre, belediye encümeni tarafından yapılan Belediye’ye ait taşınmaz mal satışlarının geçerli olması için, belediye meclisi tarafından Belediye Encümeni’ne yetki verilmesi gerekmektedir. Ne var ki, bu konuda alınacak meclis kararlarının hangi unsurları kapsaması gerektiği hususu önem taşımaktadır. Gerçekten, belediye meclislerinin “…Belediyenin taşınmazlarının satışına…” ya da “…Belediye başkanınca veya Belediye Encümenince uygun görülen taşınmazların satışına…” şeklindeki genel nitelikte olan ve yetki devri anlamına gelen kararları, hukuki sonuç doğuramaz ve geçerli kabul edilemez. Öyle ise, belediye meclis kararlarına, satılacak taşınmazların ada ve parsel numaraları, mevkii ve yüzölçümleri raice uygun tahmini bedelleri yazılmalıdır.
Somut olayda,çekişmeli taşınmaz davacıya Belediye Encümeni’nin 23.12.2003 Tarih 279 sayılı kararı uyarınca ihale ile satılmıştır.Mahkemece bu kararın Erzurum Yenişehir Belediye Meclisi’nin 9.6.2000 Tarih 34 sayılı kararına dayalı olduğu kabul edilmiştir.Anılan Belediye Meclisi kararında;
“…Yenişehir 3 numaralı Gecekondu Önleme Bölgesinde;
1- Mülkiyeti belediyemize ait mevcut kooperatifler bahçe duvarı yapmak suretiyle tecavüz eden arsaların tesbit edilerek yeşil alan olarak kullanmak şartıyla yapı kooperatifi başkanlıklarına satışı yapılmak üzere Belediye Encümenimize yetki verilmesi,
2-Mevcut imar adalarında ekli listede belirtilen imar adalarında parsel numaraları verilerek boş ve atıl vaziyette bırakılan ve kötü bir görünüm arz eden boşlukların Erzurum Büyükşehir Belediye Başkanlığı ve Belediyemiz İmar Müdürlüğünce ortaklaşa çalışılarak konut alanı ve ticari işyeri olarak değerlendirilmesi,
3- Çalışmalar sonucu ortaya çıkacak bu parsellerin öncelikle komşu yapı kooperatif başkanlıklarına teklif edilmesi, istenildiği taktirde bölgemizdeki Kooperatif Başkanlıklarına konut alanlarının 773 sayılı kanuna göre tahsisi ticari işyerlerinin ise.2886 sayılı Devlet İhale Kanununun hükümleri gereğince ihale edilmesi…”düzenlenmiştir.
Eldeki davada dayanak kabul edilen anılan Belediye Meclisi kararında, satışa çıkarılacak taşınmazlar tek tek sayılmamış,nitelikleri belirtilmemiştir.Kaldı ki,Belediye Meclisi kararının 2.bendinde, düzenleme sonucu oluşan taşınmazlara ait bir listeye atıf yapılmakta ise de,bahsi geçen liste bulunamadığı gibi,çekişmeli taşınmazın satışının da açıkça Meclis Kararında belirtilmediği görülmektedir.
O halde, davacıya satış kararı veren 23.12.2003 Tarih,279 sayılı Belediye Encümeni kararı, Belediye Meclisi Kararına dayanmadığına göre, yapılan satışa geçerlilik verilemez.
Hal böyle olunca, yukarıda açıklanan nedenlere göre, Özel Dairenin bozma kararına uyulmak gerekirken, önceki kararda direnilmesi usul ve yasaya aykırıdır.
Bu nedenle direnme kararı bozulmalıdır.
SONUÇ: Davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile direnme kararının yukarıda ve Özel Daire kararında gösterilen nedenlerden dolayı H.U.M.K.nun 429.maddesi gereğince BOZULMASINA, istek halinde temyiz peşin harcının geri verilmesine 14.10.2009 gününde oy birliği ile karar verildi