Yargıtay Kararı Hukuk Genel Kurulu 2009/287 E. 2009/360 K. 15.07.2009 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : Hukuk Genel Kurulu
ESAS NO : 2009/287
KARAR NO : 2009/360
KARAR TARİHİ : 15.07.2009

MAHKEMESİ : Ankara 10. İş Mahkemesi
TARİHİ : 27/01/2009
NUMARASI : 2008/733-2009/17
Taraflar arasındaki “sendika olağan genel kurul toplantısının ve bu toplantıda yapılan seçimlerin geçersizliğinin tespiti ve iptali” davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Ankara 10. İş Mahkemesince asıl ve birleşen davaların reddine dair verilen 13.05.2008 gün ve 2008/132-306 sayılı kararın incelenmesinin ana davanın davacısı ile birleşen davalardaki davacılar vekilleri tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 9. Hukuk Dairesinin 24.07.2008 gün ve 2008/26719-21801 sayılı ilamı ile; “…1. Dosyadaki yazılara, toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davacıların aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
2. Davalı Sendika Olağan Genel Kurulu 2-3 Şubat 2008 tarihlerinde toplanmış bunun sonucunda 4688 sayılı yasanın 10 ve devamı maddelerince genel başkan ile sendika zorunlu organ yöneticileri seçilmiştir.
Davacılar tarafından ayrı ayrı açılan davaların hukuki ve fiil irtibatları nedeniyle birleştirilen davalarda, 2-3 Şubat 2008 tarihlerinde yapılan davalı sendikanın Olağan Genel Kurulunda genel başkanlığa seçilen M.K..’ın Şanlı Urfa il Müdür Yardımcılığına atanması üzerine 4688 sayılı Kamu Görevlileri Sendikaları Kanunu’nun 15. maddesi uyarınca atandığı bu görev nedeniyle aynı yasanın 16.maddesi uyarınca sendika üyeliği ve sendika genel başkan yardımcılığı görevinden 30.4.2003 tarihinde istifa ettiği, bu görevi sona erip asli görevine döndüğünde ise yeniden üyelik başvurusu yapmadığı ve üyeliğe kabul edilmediği, dolayısıyla davalı sendika üyesi olmadığı için genel başkan seçilme şartlarını da taşımadığı belirtilerek M. K..’ın genel kurul tarihi itibarıyla sendika üyesi olmadığının tespiti ile davalı sendikanın 2-3 Şubat 2008 tarihlerinde yapılan 3. Olağan Genel Kurulu’nun iptaline, genel kurul sonuçlarının ihtiyati tedbir yolu ile durdurulmasına ve yeni oluşan yönetim kurulunu işten el çektirilmesine ve yeniden seçim yapılmasına ve yeniden seçimlerin eski yönetim tarafından yapılmasına karar verilmesini talep etmişlerdir.
Davalı sendika, davalılardan Ö. E.. ile H. K..ın önceki dönemde genel yönetim kurulu üyesi olarak aynı dönemde genel başkan yardımcısı olan M. K.. ile birlikte çalıştıklarını, istifayı o dönemde ve genel kurul sürecinde gündeme getirmediklerini, seçimleri kaybetmeleri üzerine işbu dava açtıklarını, kötüniyetli olup genel kurulun iptalini isteyemeyeceklerini, diğer taraftan sendika başkanlığına seçilen Mahmut Kaçar’ın 4688 S.K.’nun 16. maddesi ve Yönetmeliğin 5. maddesinde belirtilen üyelikten çekilme formu doldurarak istifasının bulunmadığını, adı geçenin Urfa ilinde 4 ay süre ile il Müdür Yardımcısı unvanı ile geçici olarak görevlendirildiğini, bu görevlendirmenin asaleten veya vekaleten olmadığını, daha sonra asli görevine iade edildiğini, üzerinden 4 seneyi aşkın bir süre geçtiğini, bu kişinin iki genel kurula katılıp genel başkan yardımcılığı görevini üstlendiğini savunarak davanın reddini istemiştir.
Mahkemece davacılardan H. K..ve Ü.A..’ın genel yönetim kurulu üyesi olarak M..K..’ın istifasını bilebilecek durumda oldukları, davacı H. K..ın seçim ilgili tüm aşamalardaki belgelerde, imzasının bulunduğu, itiraz etmedikleri halde bunu seçimleri kaybettikten sonra itirazda bulunmaları iyi niyet kurallarına aykırı davranışlar olduğu, bu nedenle dava açma yetkilerinin olmadığı sonucuna varılmıştır. Diğer taraftan sendika başkanlığına seçilen M. K..’ın Urfa İl Sağlık İl Müdürlüğü’nde geçici olarak görevlendirilmesi üzerine Sendika başkanlığına verdiği ve sendika kayıt defterine işlenen istifa dilekçesinin 4688 S. K. ‘nun üyeliğin sona ermesi ile ilgili 16. maddesi ile 41. maddeye göre çıkartılmış 7.9.2001 gün 24516 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan Yönetmeliğin 5. maddesinde yer alan düzenlemeye göre üyelikten çekilme bildirimini doldurup imzalamadığı, dosya içerisinde bulunan 30.4.2003 tarihli istifa dilekçesinin yukarıda belirtilen maddelerde getirilen şekle uygun özellik taşımadığı bu nedenle adı geçenin sendika üyeliğinin sona ermediği ve iptali istenen genel kurulda sendika başkanlığına seçilmesinde Yasa, Tüzük ve Yönetmeliğe aykırı bir yön bulunmadığı gerekçesiyle davalarının reddine karar verilmiştir.
Karar, davaca M. Y.. ve Ö. E..tarafından iddiaları doğrultusunda temyiz edilmiştir.
Öncelikle belirtmek gerekir ki, mahkemece davacılar Ö. E.. ile H. K.. birlikte çalıştıkları dönemde M. K..’ın istifa dilekçesini gündeme getirmedikleri, aradan uzunca bir süre geçtikten ve 3 sene birlikte görev yaptıktan sonra son seçimde seçimi kaybetmeleri sonucu gündeme getirmelerinin objektif iyi niyet kurallarına uygun bir davranış olarak görülmediği belirtilmekte ise de hakkında özel norm olan bir uyuşmazlıkta objektif iyiniyet kuralları işlemez.
4688 sayılı Kamu Görevlileri Sendikalar Kanunu’nun sendika üyeliğinin sona ermesini düzenleyen 16. maddesinde “Her üye üyelikten serbestçe çekilebilir. Üyelikten çekilme, çekilme isteğinin sendikaya bildirilmesi ile gerçekleşir. Çekilme bildirimini alan sendika görevlisi, kayıt defterine işlemek ve alındığına ilişkin bir belgeyi derhal üyeye vermek zorundadır.” şeklinde ayrıntılı ve açık kurallara yer verilmiştir. Bu düzenlemeden anlaşılacağı gibi üyelikten çekilme konusunda herhangi bir şekil şartına yer verilmemiştir. Buna karşın aynı yasanın 41. maddeye göre çıkartılmış 7 Eylül 2001 gün 24516 sayılı Resmi Gazete’ de yayımlanan Yönetmeliğin 5. maddesinde “Sendika üyeliğinden çekilmek isteyen kamu görevlisi örneği (EK -3)’ de gösterilen çekilme bildirimini doldurup imzaladıktan sonra bir örneğini sendikaya verir. Sendika görevlisi kayıt defterine işlemek ve alındığına ilişkin bir belgeyi derhal üyeye vermek zorundadır.” Şeklinde üyelikten çekilme bildirim formu doldurma zorunluluğu getirilmiştir. Yönetmeliğin bu düzenlemesi sadece yazılı olmasına ilişkin şekil şartı getirmiş olan yasa hükmüne aykırıdır. Yasanın 16. maddesine üyelikten çekilme bildirimi doldurma zorunluluğu, 24.6.2004 tarih ve 5198 sayılı yasa ile getirilen değişiklikle getirilmiştir. Üyelikten çekilme bildirimi düzenleme zorunluluğunun sonradan yasa hükmüne konulmuş olması Mahmut Kaçar’ın 30.4.2003 tarihli üyelikten ve sendika başkan yardımcılığı görevinden istifa ettiğine ilişkin dilekçesini yasaya aykırı hale getirmez. Kaldı ki, bu olgu uyuşmazlıkta ispatı kolaylaştırmak için getirilmiştir. M. K..’ın sendika üyeliğinden çekildiği bu nedenle tartışmasızdır. İstifa iradesinin sendikaya ulaşması ile hukuk sonuçlar doğar. Zira üyelikten çekilme iradesi bozucu yenilik doğurucu hakkın kullanımıdır. İrade beyanı karşı tarafa varmış olmakla sonuçlar doğuran hukuki bir durumdur. Bu kişinin daha sonra sendikaya üye olduğuna ilişkin bir bilgi ve belge dosyada bulunmadığından 30.4.2003 tarihinden itibaren otuz gün sonra yani 30.5.2003 tarihinde sendika üyeliği sona ermiştir. Bu durumda M. K…’ın sendika üyesi olmadığı halde sendika genel başkanlığına seçilmesi yasaya açıkça aykırılık oluşturduğundan kesin hükümsüzdür. Böyle olunca adı geçenin sendika Olağan Genel Kurulun sendika başkanlığı ile ilgili seçimin kesin hükümsüzlük nedeniyle iptali gerekir iken davanın reddi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir…” gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle, yeniden yapılan yargılama sonunda, mahkemece önceki kararda direnilmiştir.
TEMYİZ EDEN : Ana davanın davacısı ile birleşen davalardaki davacılar vekilleri
HUKUK GENEL KURULU KARARI

Hukuk Genel Kurulunca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:
Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dosyadaki tutanak ve kanıtlara, bozma kararında açıklanan gerektirici nedenlere göre, Hukuk Genel Kurulu’nca da benimsenen Özel Daire bozma kararına uyulmak gerekirken, önceki kararda direnilmesi usul ve yasaya aykırıdır.
Bu nedenle direnme kararı bozulmalıdır.
S O N U Ç : Ana davanın davacısı ile birleşen davalardaki davacılar vekillerinin temyiz itirazlarının kabulü ile, direnme kararının Özel Daire bozma kararında gösterilen nedenlerden dolayı H.U.M.K.nun 429. maddesi gereğince BOZULMASINA, 15.07.2009 gününde, oybirliği ile karar verildi.