Yargıtay Kararı Hukuk Genel Kurulu 2009/239 E. 2009/268 K. – T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : Hukuk Genel Kurulu
ESAS NO : 2009/239
KARAR NO : 2009/268
KARAR TARİHİ : –

MAHKEMESİ : Üsküdar 1.İcra Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 09/04/2009
NUMARASI : 2008/829 E-2009/186 K.
Taraflar arasındaki “Şikayet” davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Üsküdar 1.İcra Hukuk Mahkemesince davanın kabulüne dair verilen 24.01.2008 gün ve 2007/809 E-2008/59 K. sayılı kararın incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 12.Hukuk Dairesinin 09.05.2008 gün ve 2008/6872-9869 sayılı ilamı ile; (…Alacaklı tarafça Üsküdar 4.Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2004/23 Esas – 2005/201 Karar sayılı ilama istinaden borçlu hakkında takip başlatılmıştır.
Dayanak ilamın hüküm bölümünde “2 parsel sayılı taşınmazda ekli bilirkişi krokisinde A-3,93 m2 olarak gösterilen kısımda davalıya ait binanın yıkımı sureti ile müdahalesinin önlenmesine” karar verildiği görülmüştür. İcra müdürlüğünce ilanın hüküm kısmı dikkate alınarak kararın infazının yapılması gereklidir. İnfaz sırasında icra müdürlüğünce bilirkişi dinlenmiş ve bu bilirkişinin binanın statiğinin bozulacağı, binanın tamamının yıkılması gerekeceği, bu sebeple binanın tahliyesinin gerektiği görüş olarak belirtilmiştir. İcra mahkemesince de bilirkişinin bu görüşü dikkate alınarak ilamın uygulanabilme imkânı bulunmadığından icra müdürlüğü kararının kaldırılmasına ve davacıya genel mahkemeye başvurarak yeni bir karar getirmesi için imkân tanınarak mehil verilmesi yolunda işlem ifasına karar verildiği görülmüştür. Takip konusu ilamda açıkça vurgulandığı üzere davalıya ait binanın yıkımı sureti ile müdahalesinin önlenmesine karar verildiğinden ve bu hususlar (yıkıma ilişkin) yargılama sırasında ve temyiz aşamasında ileri sürülmüş (mahkemece ve Yargıtay incelemesinde) bu iddialar değerlendirilerek karar verilmiştir. Bu aşamadan sonra mahkeme hükmünün değiştirilmesi, hüküm dışına çıkılması ve kararın infaz yeteneğinin bulunmadığının kabul edilmesi mümkün değildir. Mahkemece şikayetin reddi yerine kabulüne karar verilmesi isabetsizdir…) gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle, yeniden yapılan yargılama sonunda, mahkemece önceki kararda direnilmiştir.
TEMYİZ EDEN : Davalılar vekili
HUKUK GENEL KURULU KARARI

Hukuk Genel Kurulunca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:
Davacı vekili, Üsküdar 4. İcra Müdürlüğünün 2007/7167 esas sayılı dosyada ilamın infazıyla ilgili olarak yapılan takip sebebiyle 17.10.2007 tarihinde, birlikte getiren bilirkişi tarafından verilen mütalaaya göre icra memurunca girişilen infaz işleminin, ilama yazılı hususun dışına çıkılarak binanın tamamının yıkılması şeklinde yapılmak istendiğini, buna itirazlarının bulunduğunu, bu nedenle 17.10.2007 tarihli memurluk işleminin usulsüz olduğunu beyanla, şikayetlerinin kabulüne, memurluk işleminin kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili, asıl davadaki bilirkişinin binanın tamamen yıkılması gerektiğini tespit ettiğini, bu mahkeme ilamının onanarak kesinleştiğini beyanla, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Mahkemece, ilama göre ve ilama uygun infaz halinde “binanın statiğinin bozulacağı” hususunun bilirkişi raporu ile tespit edilmiş olmasının, ilama aykırı olarak binanın tamamının yıkılmasının gerekçesi olmadığını, ilamın uygulanabilme imkânının bulunmadığını açıklayarak, şikâyetin kabulüne, icra dairesinin şikayet konusu kararının kaldırılmasına, icra dairesince infaz durdurularak ve davacıya genel mahkemeye başvurarak yeni bir karar getirmesi için imkan tanınarak, mehil verilmesi yolunda işlem ifasına” karar verilmiştir.
Özel Dairece, hüküm yukarıda açıklanan gerekçelerle bozulmuştur.
Uyuşmazlık, Üsküdar Asliye Hukuk Mahkemesinin hükmünün infaz kabiliyetinin bulunup bulunmadığı, bu hususu icra dairesinin yorumlayıp yorumlayamayacağı noktasında toplanmaktadır.
İnfaz işlemine konu Üsküdar 4.Asliye Hukuk Mahkemesinin 6/6/2005 gün ve 2004/23-201 sayılı dosyası incelendiğinde; Bu dosyada alınan bilirkişi raporunda, “Davalıya ait bodrum+zemin+2 normal katından teşekkül eden betonarme karkas binanın tecavüzlü olan 3.93 m2’lik bölümünün kısmen yıkılmasının mümkün olmadığı, zira arta kalan kısmı için binanın statiğinin bozulacağı, ana taşıyıcı sistemine zarar vereceği ve kullanılamayacağı, bu nedenle tamamının yıkılması gerekeceği” açık bir şekilde ifade edilmiş, tarafların buna ilişkin itirazları değerlendirilmiş ve sonuçta kurulan hükümde ; “Dava konusu Üsküdar Toygarhazma mahallesi 52 pafta, 236 parsel sayılı taşınmazda ekli bilirkişi krokisinde A-3,93 M2 olarak gösterilen kısımda davalıya ait binanın yıkımı sureti ile müdahalesinin önlenmesine” karar verilmiştir. Bu hükmün davalı tarafından yapılan temyizinde binanın kısmen yıkımının mümkün olmadığından kararın bozulması istenmişse de, Yargıtay 14. Hukuk Dairesince usul ve yasaya uygun bulunarak onanmakla hüküm kesinleşmiştir.
Alacaklı tarafça sözü edilen Üsküdar 4.Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2004/23 Esas – 2005/201 Karar sayılı ilamına istinaden borçlu hakkında takip başlatılmıştır.
İlamların infazı sırasında icra müdürlüklerince ilamın hüküm kısmı dikkate alınarak kararların infazının yapılması gereklidir. İcra dairesi, ilamların hüküm bölümünü aynen infazla görevlidir. Sınırlı yetkili icra mahkemesinin hükümde yer almayan bir hususu yorum yoluyla ilama eklemesi, yada var olan bir hususu çıkarması olanağı yoktur. Bu bakımdan takibe konu ilamın hüküm kısmı ilamlı icranın şeklini de belirler. (Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 25/6/2008 gün ve 2008/12-451-453 sayılı ilamı; 28/12/2005 gün ve 2005/12-730-769 sayılı ilamı)
Takip konusu ilamda açıkça vurgulandığı üzere, davalıya ait binanın yıkımı sureti ile müdahalesinin önlenmesine karar verilmiş, kısmen yıkımın mümkün olmadığı, binanın tümünün yıkılması gerektiği hususları infaza konu asıl ilamın yargılaması sırasında ve temyiz aşamasında ileri sürülmüş, sonuçta bu iddialar değerlendirilerek karar verilmiştir. Bu aşamadan sonra mahkeme hükmünün değiştirilmesi, hüküm dışına çıkılması ve kararın infaz yeteneğinin bulunmadığının kabul edilmesi mümkün değildir. Mahkemece şikayetin reddi yerine kabulüne karar verilmesi isabetsizdir.
Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dosyadaki tutanak ve kanıtlara, bozma kararında açıklanan gerektirici nedenlere göre, Hukuk Genel Kurulu’nca da benimsenen Özel Daire bozma kararına uyulmak gerekirken,önceki kararda direnilmesi usul ve yasaya aykırıdır.Bu nedenle direnme kararı bozulmalıdır.
S O N U Ç : Davalılar vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile direnme kararının Özel Daire bozma kararında ve yukarıda açıklanan nedenlerden dolayı HUMK.nun 429.maddesi gereğince BOZULMASINA, istek halinde temyiz peşin harcının geri verilmesine, 17/6/2009 gününde oybirliğiyle karar verildi.