YARGITAY KARARI
DAİRE : Hukuk Genel Kurulu
ESAS NO : 2009/220
KARAR NO : 2009/280
KARAR TARİHİ : 24.06.2009
MAHKEMESİ : Erzincan 1. Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 26/03/2009
NUMARASI : 2009/148-2009/264
Taraflar arasındaki “borçlu olunmadığının tespiti” davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Erzincan Asliye 1.Hukuk Mahkemesince dava dilekçesinin görev yönünden reddine dair verilen 01.05.2008 gün ve 2007/326-2008/197 sayılı kararın incelenmesi Davacı vekili tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 13..Hukuk Dairesinin 26.12.2008 gün ve 2008/8984-15752 sayılı ilamı ile; “…Davacı, davalıyla teknik direktörlük sözleşmesi imzaladıklarını, sözleşme gereğince maaş ve primleri için çek verilmesine karşın davalının istifa ettiğini ileri sürerek verilen çekin iptaline, borçlu olmadığının tespitine ve icra inkâr tazminatına karar verilmesini istemiştir.
Davalı, davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece, Türkiye futbol federasyonu tahkim kurulunun görevli olduğu gerekçesiyle görev yönünden davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir.
Taraflar arasındaki ihtilaf 8.3.2007 günlü tek tip sözleşmenin dışında olan bir ödemeye ilişkindir. Zira taraflar arasındaki 8.3.2007 tarihli tek tip sözleşmede davalıya ücret olarak aylık sadece 2.500,00 YTL ödeneceği belirtilmiş bunun dışında ödemeye ilişkin bir husus yoktur. Öyle olunca tek tip sözleşme dışında kalan davacı alacağından doğan ihtilaflarda Türkiye futbol federasyonu tahkim kurulu değil genel mahkemeler görevlidir. Öyle ise mahkemece işin esasına girilmeli, tarafların delil ve karşı delilleri toplanmalı hasıl olacak uygun sonuç çerçevesinde bir karar verilmelidir.
Aksine düşüncelerle davanın Türkiye Futbol Federasyonu tahkim yoluyla görülmesi gerektiğinden bahisle görevsizlik kararı verilmesi usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir…” gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle, yeniden yapılan yargılama sonunda, mahkemece önceki kararda direnilmiştir.
TEMYİZ EDEN : Davacı vekili
HUKUK GENEL KURULU KARARI
Hukuk Genel Kurulunca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:
Dava, borçlu olunmadığının tespiti istemine ilişkin olup; spor kulübü tarafından teknik direktör aleyhine açılmıştır.
Direnme yoluyla Hukuk Genel Kurulu önüne gelen uyuşmazlık; yargı yolu noktasında olup; tarafların sıfatı, sözleşme ve uyuşmazlık konusuna göre, dava tarihinde ve halen yürürlükte bulunan yasal düzenlemeler karşısında, taraflar arasındaki uyuşmazlığın çözüm yerinin adli yargı mercileri mi, Türkiye Futbol Federasyonu Uyuşmazlık Çözüm Kurulu mu olduğunun çözümü gerekmektedir.
Uyuşmazlığın bu niteliği itibariyle öncelikle, konuya ilişkin yasal düzenlemelerin, değişiklikleriyle birlikte irdelenmesinde yarar vardır:
Sözleşmenin akit tarihi olan 08.03.2007 ve dava tarihi olan 29.05.2007 tarihleri itibariyle 3813 sayılı Türkiye Futbol Federasyonu Kuruluş ve Görevleri Hakkındaki Kanun yürürlükte olup; 13.maddesinde “Tahkim Kurulu”, 14.maddesinde de “Tahkim Kurulunun Görevleri” düzenlenmiştir.
Bu maddelerde yer alan düzenlemeye ilişkin yargısal uygulama “taraflar arasında tek tip sözleşmelerden kaynaklanan uyuşmazlığın varlığı halinde” bunun çözüm merciinin Tahkim Kurulu olacağı; bunun dışındakilerin ise adli yargının görev alanına gireceği şeklinde yerleşerek, uygulanagelmiştir.
Ne var ki, davanın görüldüğü aşamada 04.12.2007 tarih ve 26720 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 29.11.2007 tarih ve 5719 sayılı Kanunun 10 ve 11.maddeleri ile anılan 13 ve 14.maddeler değiştirilmiş; yine bu kanunun 9.maddesi ile de Kanunun 12.maddesinden sonra gelmek üzere 12/A maddesi eklenmiştir.
3813 sayılı Kanuna 5719 sayılı Kanunla eklenen “Uyuşmazlık Çözüm Kurulu” başlıklı 12/A maddesinde önce bu kurulun oluşumu usulü ve çalışma açıklandıktan sonra ;
“Uyuşmazlık Çözüm Kurulu;
a) Kulüpler ile kulüpler,
b) Kulüpler ile futbolcular, teknik direktörler, antrenörler, oyuncu temsilcileri, masörler ve müsabaka organizatörleri,
c) Oyuncu temsilcileri ile futbolcular, teknik direktörler, antrenörler,
arasında her türlü sözleşmeden doğan veya futbolla ilgili olan uyuşmazlıkları, taraflarının başvurusu üzerine münhasıran yetkili olarak inceler ve karara bağlar.”
Hükmüne yer verilmiştir.
Böylece yasanın ilk şeklinden farklı olarak; sözleşmelerin tek tip olup olmadığına bakılmaksızın “Kulüpler ile kulüpler; kulüpler ile futbolcular, teknik direktörler, antrenörler, oyuncu temsilcileri, masörler ve müsabaka organizatörleri; oyuncu temsilcileri ile futbolcular, teknik direktörler ve antrenörler arasında her türlü sözleşmeden doğan veya futbolla ilgili olan uyuşmazlıkların” taraflarının başvurusu üzerine çözümünde münhasıran yetkili merciin “Uyuşmazlık Çözüm Kurulu” olacağı kabul edilmiştir.
Değişiklik gerekçesinde de; madde metnine aynen yer verilerek, sayılan uyuşmazlıkların çözümü için Uyuşmazlık Çözüm Kurulu oluşturulduğu; buna bağlı olarak Tahkim Kurulunun yeniden düzenlendiği; ifade edilmiştir.
Bu Kanun döneminde yürürlükte bulunan “Türkiye Futbol Federasyonu (TFF) Statüsü” nün “Uyuşmazlık Çözüm Kurulu’nun görev ve yetkileri” ni düzenleyen 56.maddesinde de;
“1. Uyuşmazlık Çözüm Kurulu: a) Kulüpler; b) Kulüpler ile futbolcular, teknik direktörler, antrenörler, futbolcu temsilcileri, sağlık personelleri ve müsabaka organizatörleri, c) Futbolcu temsilcileri ile futbolcular, teknik direktörler ve antrenörler,arasında her türlü sözleşmeden doğan ve futbolla ilgili olan uyuşmazlıkları, taraflarının başvurusu üzerine münhasıran yetkili olarak inceler ve karara bağlar. Tahkim Kurulu’na müracaat edilmeyen Uyuşmazlık Çözüm Kurulu kararları kesin ve nihaidir.
2. Uyuşmazlık Çözüm Kurulu’nun çalışma usul ve esaslarına ilişkin hususlar Yönetim Kurulu tarafından hazırlanan talimat ile belirlenir.”
Denilmekte; kanunda yer alan metinden farklı olarak “her türlü sözleşmeden doğan ve futbolla ilgili bulunan uyuşmazlıklar” tabirine yer verilmektedir. Burada geçen “ve” ibaresi kanunda “veya” olarak düzenlenmiş olup; kanuna dayanılarak çıkarılan statünün kanundan aldığı yetkiye aykırı düzenleme taşıyamayacağı, taşısa bile bunun maddi hata olduğunun kabulü ile kanuna uygun biçimde yorumlanması gerektiğinde kuşku bulunmamaktadır.
Böylece tarafı yasa maddesi ve statüde sayılan kişiler olan sözleşmelerden kaynaklanan veya futbolla ilgili bulunan uyuşmazlıkların çözüm merciinin adli yargı olmayıp, Uyuşmazlık Çözüm Kurulu olduğunun kabulü gerekir.
Yargılama aşamasında ve son olarak direnme kararının verildiği 26.03.2009 tarihinde yasal durum bu iken; dosyanın temyiz incelemesinin yapılması aşamasında 16.05.2009 gün ve 27230 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren “5894 Sayılı Türkiye Futbol Federasyonu Kuruluş ve Görevleri Hakkında Kanun”un 19.maddesi ile 3813 sayılı Kanun tüm değişiklikleri ile birlikte yürürlükten kaldırılmıştır.
5894 Sayılı Türkiye Futbol Federasyonu Kuruluş ve Görevleri Hakkında Kanun’un;
“İlk Derece Hukuk Kurulları “ başlıklı 5.maddesi ile:
“(1) TFF’nin ilk derece hukuk kurulları özellikle aşağıdaki kurullardan oluşur:
a) Uyuşmazlık Çözüm Kurulu.
b) Disiplin kurulları.
c) Kulüp Lisans Kurulu.
ç) Etik Kurulu.
(2) İlk derece hukuk kurulları kulüp lisansı ile ilgili kararlar almaya veya bu Kanun, TFF Statüsü, TFF’nin diğer talimat ve düzenlemeleri ile diğer yetkili TFF kurul ve organları tarafından alınacak kararlara ilişkin olarak çıkacak ihtilaflarda karar vermeye münhasıran yetkilidir.
(3) TFF talimatları ilgili talimatın yayımından, ilk derece hukuk kurulları tarafından alınan kararlar ise ilgili kararın tebliğinden itibaren yedi gün içinde itiraz edilmez ise kesinleşir. İlk derece hukuk kurullarının görevlerine giren konularda ve bunlar tarafından verilen kararlara karşı yargı yoluna başvurulamaz.
(4) İlk derece hukuk kurullarının görevleri, yetkileri, hakları ve üyelerinin sahip olmaları gereken nitelikler ile her bir kurulun usul kuralları TFF Statüsü ve ilgili talimatlarda düzenlenir.
(5) İlk derece hukuk kurullarının üyeleri TFF Statüsünde öngörülen şekilde belirlenir.
(6) İlk derece hukuk kurullarının hiçbir üyesi, TFF’nin başka kurul ve organlarında görev alamayacağı gibi TFF üyesi herhangi bir kulüp ya da diğer bir özel hukuk tüzel kişisi bünyesinde de görev alamaz. Bu üyeler tam bir bağımsızlık ve tarafsızlık içinde görevlerini icra etmek zorundadırlar.“
Hükmü getirilmiş;
Aynı Kanunun “Organlar, Statü ve Talimatlar” başlıklı Geçici Madde 1’de ise ;
“(1) TFF’nin 3813 sayılı Kanuna göre seçilmiş organları, olağan görev sürelerini tamamlarlar.
(2) Bu Kanunla öngörülen TFF Statüsü ve talimatları yürürlüğe girinceye kadar, mevcut Ana Statü ve talimatlar ile Genel Kurul tarafından 3/6/2008 tarihinde kabul edilen TFF Statüsünün bu Kanuna aykırı olmayan hükümlerinin uygulanmasına devam olunur.
(3) Bu Kanuna uygun TFF Statü değişiklikleri, en geç bu Kanunun yürürlüğe girmesini takip eden ilk olağan Genel Kurulda yapılır.”
Şeklindeki hüküm ile de geçiş dönemi düzenlenmiştir.
Temyiz incelemesinin yapıldığı tarihte yürürlüğe giren bu yasa gereğince atıfta bulunulan ve yeniden düzenlenip; Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe girmesi gereken TFF Statüsü henüz yayımlanmamıştır.
Bu nedenle; kanunun açıklanan geçiş hükmü gereğince önceki kanun hükümlerine göre düzenlenen eski statünün uygulanmasına devam olunacaktır.
Yasal süreç ve halen uygulanması gereken hükümler böylece ortaya konulduktan sonra somut olaya gelince;
Davacı spor kulübü, davalı da teknik direktör olup; taraflar arasında 08.03.2007 başlangıç, 31.05.2007 bitiş tarihli tek tip teknik direktör sözleşmesi akdedilmiş; sözleşmede sadece taraflar arasında kararlaştırılan aylık ücret gösterilmiştir. TFF tarafından 13.03.2007 tarihinde onaylanan bu sözleşmede, ihtilafların TFF Tahkim Kurulunda çözüme bağlanacağı da kararlaştırılmıştır.
Davacı kulübün sözleşmeye dayanak alınan 05.03.2007 günlü Yönetim Kurulu kararında ücret dışında 25.000 TL kümede kalma primi ödenmesi de kararlaştırılmışsa da bu kalem tek tip sözleşmede gösterilmemiştir. Yine bu karar gereğince kümede kalma primi ve iki aylık ücret karşılığı olmak üzere toplam 30.000 TL bedelin ödenmesine ilişkin 31.05.2007 tarihli ileri vadeli çek düzenlenerek, davalıya verilmiştir.
Davalının sözleşmede kararlaştırılan süre bitmeden görevinden istifa etmesi nedeniyle taraflar arasında uyuşmazlık çıkmış; davacı, 29.05.2007 tarihinde eldeki davayı açarak, davalıya verilen bu çek nedeniyle borçlu olmadığının tespiti ile ödeme yasağı konulmasını istemiştir.
Davalı ise, çeke dayalı alacağın sadece tek tip sözleşmeden kaynaklanmadığını, bunlar yanında sözleşmede yer verilmeyen transfer ücreti alacağının da davacı tarafça ödenmediğini ifadeyle davanın reddini savunmuştur.
Mahkeme, uyuşmazlığın çözüm merciinin adli yargı değil, TFF Tahkim Kurulu olduğu gerekçesiyle dava dilekçesini görev yönünden reddetmiştir. Özel Dairenin, uyuşmazlığın sadece tek tip sözleşmeden kaynaklanmadığı, mahkemenin görevli olduğuna ilişkin bozma kararı üzerine önceki kararda direnilmiştir.
Direnme kararı da, temelinde yine adli yargının görevli olmadığı gerekçesine dayanmakla birlikte, yasal değişiklik nedeniyle bu kez Uyuşmazlık Tahkim Kurulu’nun görevli olduğuna işaret edilmiştir.
Taraflar arasındaki ilişki ile iddia ve savunmanın kapsamlarına göre;
Taraflar arasında teknik direktörlük sözleşmesi bulunduğu, sözleşme gereği kararlaştırılan parasal edimlerin ücrete ilişkin bölümünün tek tip sözleşmeye bağlandığı; kalanların ise davacı iddiasına göre Yönetim Kurulu kararında belirlenen 25.000 TL kümede kalma primi, davalının iddiasına göre de 30.000 TL transfer ücreti kalemlerinden oluştuğu, belirgindir.
Nitekim, uyuşmazlığa konu miktarın, temelinde taraflar arasındaki kulüp-teknik direktörlük ilişkisi kaynaklı olup; akdolunan tek tip sözleşmede yer alan ücret alacağı dışındaki kalemleri de kapsadığı, konusunda yerel mahkeme ile özel daire arasında uyuşmazlık da bulunmamaktadır.
Durum bu olunca; tarafların kulüp-teknik direktör olması, aralarında akdedildiği uyuşmazlık konusu olmayan ve imzası taraflarca kabul edilmiş bulunan yazılı tek tip ücret sözleşmesinin varlığı; ayrıca kararlaştırıldığı iddia olunup ta yazılı sözleşmeye bağlanmayan diğer alacak kalemlerinin de yine temelinde aynı iş ilişkisinden kaynaklanması; eldeki uyuşmazlığın çözümünde esas alınacak ana noktalar olarak, karşımıza çıkmaktadır.
Davanın açıldığı tarihte, aşamalarda ve halen yürürlükte bulunan ve yukarıda içerikleri açıklanan yasal düzenlemeler ele alındığında;
Gerek sözleşme tarihinde, gerek davanın açıldığı 29.05.2007 tarihinde 3813 Sayılı Türkiye Futbol Federasyonu Kuruluş ve Görevleri Hakkında Kanun yürürlükte olup; bu kanunda tek tip sözleşme kaynaklı uyuşmazlıkların çözüm yeri TFF Tahkim Kurulu olarak belirlenmiş iken; 04.12.2007 tarihinde yürürlüğe giren 5719 sayılı Kanunla getirilen değişiklikle kanun kapsamına giren uyuşmazlıklar tek tip sözleşmeyle sınırlandırılmayarak; temelinde kişilerin sıfatları veya ilişkinin futbol kaynaklı olması esası benimsenmiştir.
Göreve etkili bu yasal değişikliklerin, görevin kamu düzenine ilişkin olma niteliği karşısında mahkemece ve temyiz incelemesi sırasında da yüksek mahkemelerce göz önüne alınması gereği her türlü kuşkudan uzaktır.
Görev konusunda açık düzenleme içeren, 5719 Sayılı Kanunla, 3813 Sayılı Türkiye Futbol Federasyonu Kuruluş ve Görevleri Hakkında Kanuna eklenen 12/A maddesinin yukarıda ayrıntısıyla açıklanan içeriği karşısında; tarafları “kulüp-teknik direktör” olan sözleşme ilişkisinin varlığı, kapsamı ve ayrıca uyuşmazlığın futbolla da ilgili olması karşısında her iki halde de davaya bakma görevinin adli yargı mercilerine ait olmadığı anlaşılmaktadır.
Şu durumda; mahkemece, bu yasal değişikliğe dayalı olarak yapılan, görevsizliğe ilişkin belirleme usul ve yasaya uygun olup; yargı yolunun farklılığı nedeniyle dava dilekçesinin görev yönünden reddine karar verilmiş olması da yerindedir.
Ne var ki, kararın temyizi aşamasında mahkeme kararının dayanağını teşkil eden 5719 sayılı Kanunla değişik 3813 Sayılı Kanun, 16.05.2009 tarihinde yayımlanarak yürürlüğe giren 5894 Sayılı Türkiye Futbol Federasyonu Kuruluş ve Görevleri Hakkında Kanun ile yürürlükten kaldırılmıştır.
5894 Sayılı Kanunla, uyuşmazlıkların çözüm yeri olarak İlk Derece Hukuk Kurulları (ki bunlar arasında Uyuşmazlık Çözüm Kurulu da yer almaktadır) ile bunların üstünde olmak üzere Tahkim Kurulu gösterilmişse de, bu kurulların görevine girecek uyuşmazlıkların nelerden ibaret olduğu konusunda açık bir düzenleme getirilmeyerek, bu düzenleme TFF Statüsüne bırakılmıştır.
Başta yeni TFF Statüsü olmak üzere, bu kanun gereğince yeniden düzenlenmesi öngörülen hususlar inceleme tarihi itibariyle tamamlanmamıştır.
5894 sayılı Kanun Geçici Madde 1’de geçiş hükümleri düzenlenmiş; yeni kanun gereğince yapılacak işlemler tamamlanana kadar uygulanacak önceki hükümler kapsamında önceki TFF Statüsüne de yer verilmiştir. Eski Kanunda yer alan göreve ilişkin düzenleme halen yürürlükte olan Eski TFF Statüsü kapsamında aynen yer almakla; eldeki uyuşmalığın çözüm mercii, inceleme tarihi itibariyle de halen “Uyuşmazlık Tahkim Kurulu” dur.
Tüm bu açıklamalar ışığında; eldeki davaya konu uyuşmazlığın çözüm merciinin adli yargı değil, TFF Uyuşmazlık Çözüm Kurulu olduğu; direnme kararının temyizi aşamasında yürürlüğe giren yeni kanunda, bu kurulun İlk Derece Hukuk Kurulları arasında sayıldığı ve Kanunun geçiş hükmü gereği inceleme tarihi itibariyle de görevinin devam ettiği; sonucuna varılmıştır.
Bu nedenle; mahkemenin görev yönünden dava dilekçesinin reddine ilişkin direnme kararı usul ve yasaya uygun olup, onanması gerekir.
SONUÇ: Davacı vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile, direnme kararının yukarıda açıklanan nedenlerle ONANMASINA gerekli temyiz ilam harcı peşin alınmış olduğundan başkaca harç alınmasına mahal olmadığına 24.06.2009 gününde oybirliği ile karar verildi.