Yargıtay Kararı Hukuk Genel Kurulu 2009/107 E. 2009/157 K. 06.05.2009 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : Hukuk Genel Kurulu
ESAS NO : 2009/107
KARAR NO : 2009/157
KARAR TARİHİ : 06.05.2009

ESAS NO : 2009/13-107
KARAR NO : 2009/157
MAHKEMESİ : İstanbul 5. Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 15/04/2008
NUMARASI : 2007/360-2008/74
Taraflar arasındaki menfi tespit, istirdat, itirazın iptali davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; İstanbul Asliye 5.Hukuk Mahkemesince davanın kısmen kabulüne dair verilen 02.11.2006 gün ve 2006/202-280 sayılı kararın incelenmesi taraflar vekilleri tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 13.Hukuk Dairesinin 28.05.2007 gün ve 2007/2558-7456 sayılı ilamı ile, (…Davacı, davalılara ait taşınmazı tekstil atölyesi olarak kullanmak üzere 1.9.1996 tarihli 1 yıl süreli sözleşme ile kiraladığını, 17 ağustos depreminde binanın ağır hasara uğraması nedeni ile sözleşmeyi 18.10.1999 tarihli ihtarla feshedip 30.10.1999 tarihinde tahliye edeceğini bildirdiği halde, mecurun teslim alınmayıp bakiye kiralara ilişkin aleyhine icra takibi yapıldığını ileri sürerek, takipten dolayı borçlu olmadığının tesbiti ile tahliyeden sonraki aylara ilişkin peşin ödenen 2.540YTL. kira bedeli ile 7.500 DM. depozitonun istirdadına karar verilmesini istemiştir.
Davalılar, davacının icra dosyasına anahtarı teslim ettiğe tarihe kadar mecuru elinde tuttuğunu bu nedenle talep edilen kiralardan sorumlu olduğunu savunarak davanın reddini dilemişler, birleşen dava ile de, kira sözleşmesinden ayrı olarak protokol ile davacının kullanımına bırakılan 3. kat dairenin de tahliye edilmemesi nedeni ile ikinci dönem kirası olan 9.000 DM.nin ödenmediğini, yaptığı takibe de haksız itiraz ettiğini ileri sürerek itirazın iptali ile % 40 tazminata karar verilmesini istemiştir.
Mahkemece, bozmaya uyularak, asıl dava açısından davalıların 2/3 hissesine göre, davacının takipten dolayı 7.500 DM ve 213,33 YTL. borçlu olduğunun, 15.000 DM. ve 106,66 YTL. borçlu olmadığının tesbitine, 5.000 DM. depozitonun iadesi ile ilgili kısım bozma kapsamı dışında kaldığından karar verilmesine yer olmadığına, birleşen dava açısından 2.704 YTL. üzerinden itirazın iptaline karar verilmiş; hüküm, davacı ve davalılar tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dosyadaki yazılara, mahkemece uyulan bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olmasına ve bozmanın şumulü dışında kalarak kesinleşmiş olan cihetlere ait temyiz itirazlarının incelenmesi artık mümkün bulunmamasına göre, davacının tüm, davalıların aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazlarının reddi gerekir.
2-Davalılar ile dava dışı Z. B.. tarafından davacıya 1.9.1996 tarihli ve 1 yıl süreli olarak kiralanan depo nitelikli taşınmaza ilişkin olarak 1.1.2000 ve 1.4.2000 tarihinde peşin ödenmesi gereken 6 aylık kira 22.500 DM. ile önceki dönemden kalan 320 YTL. bedel için davacı kiracı aleyhine icra takibi yapıldığı ve bozma ilamı ile davacı kiracının 7.7.2000 anahtar teslim tarihine kadar olan kiralardan sorumlu olması gerektiği hususu mahkemece gözetilerek hesap yapılıp karar verilmiştir. Ancak kiralayanların 3 kişi olup davalıların ödenmeyen kira bedelinden 2/3 hisseye tekabül eden miktarı talebe hakkı olduğu kabul edilmekle beraber yanlış hesaplama yapılmıştır. Davacı kiracının icra takibi ile talep edilen tutardan 2/3 hisseye tekabül eden 15.000 DM ile 106,66 YTL. kira bedelinden dolayı borçlu olduğunun tespitine karar verilmesi gerekirken bu miktarlar kadar borçlu olmadığının tesbitine karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
3-1.9.1996 tarihli kira sözleşmesinden ayrı olarak 26.3.1999 tarihli protokol ile 3. kattaki taşınmazın davalılar tarafından davacıya kullanımının 31.12.1999 tarihine kadar 9.000 Dm. bedelle tahsis edildiği ve bu yerin de 7.7.2000 tarihinde anahtar tesliminin yapıldığı bozma kararında da açıklanmış olup, dava dışı Zeki Bilgin bu taşınmaz için kiralayan sıfatında değildir. Bu nedenle, tahliye tarihine kadar olan tüm kiralardan davacı kiracı sorumlu olduğu halde 2/3 hisseye tekabül eden bedel üzerinden birleşen davanın kabulü usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
Yine İ.İ.K nun 67 inci maddesinin 2 nci fıkrası hükmünce, alacak likit ve belirlenebilir nitelikte olduğundan icra takibine itiraz eden borçlu davacının inkar tazminatı ile sorumlu tutulması gerekir. Mahkemece bu hususun da gözden kaçırılmış olması usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir…) gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle,yeniden yapılan yargılama sonunda, mahkemece önceki kararda direnilmiştir.
TEMYİZ EDEN: Taraflar vekilleri
HUKUK GENEL KURULU KARARI
Hukuk Genel Kurulunca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:
Asıl dava, icra takibine konu edilen borcun bulunmadığının tespiti ve istirdat; birleştirilen dava ise itirazın iptali istemine ilişkindir.
Asıl davada davacı M.B.. vekili, davalıların maliki bulundukları tekstil atölyesinin davacı tarafından 01.09.1996 tarihli sözleşmeyle kiralandığını, 17 Ağustos 1999 tarihinde meydana gelen depremde, binada can ve mal güvenliğini tehlikeye sokacak derecede ağır hasarlar oluşması ve hasarın giderilmemesi nedeniyle kira sözleşmesinin B.K.nun 249/3. maddesi uyarınca haklı olarak feshedildiğini, davalı kiralayanların bu haklı feshe rağmen kira parasının tahsili için icra takibi yaptıklarını ileri sürerek; icra takibine konu borcun bulunmadığının tespitine, sözleşmenin feshinden ve tahliyeden sonraki aylara ait olup, önceden ödenmiş bulunan toplam 2.540.000.000 TL. kira parasının ve sözleşme uyarınca davalılara teminat olarak verilen 7.500 DM.nin istirdadına karar verilmesini istemiştir.
Davalılar M. B.. ve İ. B.. vekili, kira sözleşmesine göre kira paralarının peşin ödenmesi gerektiğini, davacı kiracının ödemediği 01.01.2000- 01.06.2000 tarihleri arasına ait toplam 22.500 DM. kira parası için icra takibi yapıldığını, davacının kiralananın anahtarını 07.07.2000 tarihinde icra dosyasına tevdi ettiğini, ancak davalıların bu durumdan 09.08.2000 tarihinde haberdar olduklarını, anahtarları bu tarihte dosyadan aldıklarını, akdin feshinin haklı bir nedene dayanmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.
Birleştirilen davada, davacılar M. B.. ve İ.. B.. vekili, kiralananla aynı binada bulunan başka bölümlerin 26.3.1999 tarihli protokol ile davalı kiracı M. B..’nın kullanımına tahsis edildiğini, ancak, 01.01.2000 tarihinden, 07.07.2000 tahliye tarihine kadar hiçbir kullanım bedeli ödenmediğini, yapılan icra takibinde de borca haksız şekilde itiraz edildiğini ileri sürerek itirazın iptaline karar verilmesini istemiştir.
Yerel Mahkeme (asıl davanın kısmen kabulüne, birleştirilen davanın reddine dair birinci kararının Özel Dairece bozulması üzerine, bu bozmaya uymak suretiyle), asıl davanın davacısı olan kiracının, icra takibine konu edilen tutarın 15.000 DM ve 106.666.667 TL. lik kısmından borçlu olmadığının tespitine, fazlaya ilişkin istemin ve istirdat isteminin reddine, 7.500 DM. teminattan 5.000 DM. nin iadesiyle ilgili kısım bozma dışında kalarak kesinleştiğinden bu yönden yeniden hüküm kurulmasına yer olmadığına, birleştirilen davanın da kısmen kabulüne karar vermiş; bu karar taraflar vekillerinin temyizi üzerine Özel Dairece metni yukarıda bulunan ilamla bozulmuş; Yerel Mahkeme gerekçesini tekrarlayıp, genişleterek ve özellikle, kiralayanlar vekilinin, 24.12.2004 günlü bilirkişi raporuna hukukçu üye tarafından yazılan karşı oy yazısına yönelik beyanlarını gerekçe göstererek, önceki kararında direnmiştir.
1- Yerel Mahkemenin bozma ilamının birleştirilen davaya ilişkin (3) nolu bendine uymak suretiyle verdiği karar yeni bir hüküm niteliğinde bulunduğundan ve asıl davanın davacısı M. B.. vekilinin bu yeni hükme yönelik temyiz itirazlarını inceleme görevi Özel Daireye ait olduğundan, bu yönden inceleme yapılmak üzere dosyanın Özel Daireye gönderilmesi gerekir.
2- Temyize konu kararın direnmeye ilişkin bölümüne gelince:
Asıl davanın davalıları M. B.. ve İ. B.. vekili tarafından, asıl davanın davacısı M. B.. aleyhine 20.06.2000 tarihli takip talebiyle başlatılan ve İstanbul 5. İcra Müdürlüğünün 2000/8933 esas sayılı dosyası üzerinden yürütülen ilamsız icra takibinde, 01.01.2000 ve 01.04.2000 tarihlerinde sözleşme gereğince peşin ödenmesi gereken 2000 yılı Ocak, Şubat, Mart, Nisan, Mayıs, Haziran aylarına ait 22.500 DM. kira parası ile geçen dönemden kalan 320.000.000 TL. nin tahsili talep edilmiştir.
Yukarıda da belirtildiği üzere, asıl davada davacı kiracı, davalı kiralayanlarca kendisi hakkında yapılan bu icra takibine konu borcun bulunmadığının tespitini istemiştir. Kira sözleşmesinde kiralayanlar üç kişi olup, icra takibi eldeki asıl davanın davalısı durumundaki iki kiralayan (M. B.. ve İ. B..) tarafından yapılmış; sözleşmeyi kiralayan sıfatıyla imzalayan Z. B.. icra takibinde alacaklı konumunda bulunmamış, doğal olarak görülmekte olan davaların tarafı da olmamıştır.
Yerel Mahkemece oluşturulan bilirkişi kurulunun düzenlediği 24.12.2004 günlü bilirkişi raporuna kurulun hukukçu üyesi tarafından yazılan 14.03.2005 tarihli karşı oy yazısında, kiracı M. B.’nın 01.09.1996 günlü kira sözleşmesini B.K.nun 117. ve 250. maddeleri hükümlerine dayanarak feshetmekte haklı bulunduğu, kiralananın anahtarlarının 7.7.2000 günü icra dosyasına tevdi edilmesi sebebiyle kira parasına ilişkin sorumluluğunun bu tarihe kadar sürdüğü, 01.09.1996 tanzim tarihli kira sözleşmesinden dolayı 30.06.2000 tarihine kadar geçen sürede ödemesi gereken kira bedelleri toplamı 171.500 DM. olduğu halde, bu tarihler arasında toplam 160.250 DM. tutarında kira parası ödediği, kalan borcunun 11.250 DM. olduğu, bunun da 20.06.2000 günlü döviz kuru üzerinden 2.276.002.500 TL. ye tekabül ettiği, bu miktara geçen dönemden kalan 320.000.000 TL. borcun 2/3’si olan 213.333.333 TL.nin ilavesiyle, icra takibinden dolayı davalı kiralayanlara 2.489.335.833 TL. borçlu bulunduğu belirtilmiştir.
Asıl davanın davalıları (kiralayanlar) M. B.. ve İ..B.. vekili, 12.05.2005 günlü dilekçesinde, hukukçu bilirkişinin anılan karşı oy yazısındaki görüşünü aynen kabul ettiğini belirterek, mahkemece bu yönde karar verilmesini istemiş; 16.06.2005 günlü dilekçesinde de kira borcu hakkındaki hesaplamaya bir itirazı bulunmadığını beyan etmiştir.
Bu beyanın, icra takibine konu edilen kira alacağının miktarı bakımından takip alacaklısı durumundaki kiralayanları bağlayıcı nitelikte olduğu açıktır. Eş söyleyişle, bu beyana göre, takip tarihi itibariyle mevcut kira borcunun 22.500 DM. ve 320.000.000 TL. değil; 11.250 DM. ve 213.333.333 TL.olduğu hususu, kiralayan tarafça kabul edilmiştir.
Yerel Mahkeme de, alacak miktarına ilişkin bu kabul ile bağlı olup; asıl davadaki borçsuzluğun tespiti istemini bu kabul çerçevesinde hükme bağlamak zorundadır.
Nitekim; Yerel Mahkeme de, bu zorunluluğu gözetmiş ve temyize konu direnme kararının gerekçesini ve sonucunu bu olguya dayandırmıştır.
Bu durumda Yerel Mahkemenin direnme gerekçesi yerinde olup; asıl davanın davalıları (kiralayanlar) M. B.. ve İ. B..vekilinin direnme kararında hüküm altına alınan alacak tutarına yönelik temyiz itirazlarının incelenmesi için dosyanın Özel Daireye gönderilmesi gerekir.
SONUÇ:1-Yukarıda (1) nolu bentte yazılı nedenlerle asıl davanın davacısı M. B.. vekilinin bu yeni hükme yönelik temyiz itirazlarının incelenmesi için dosyanın 13. Hukuk Dairesine gönderilmesine,
2-Yukarıda (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle direnme uygun bulunduğundan hüküm altına alınan alacak tutarına yönelik temyiz itirazlarının incelenmesi için dosyanın 13.Hukuk Dairesine gönderilmesine 06.05.2009 gününde oybirliği ile karar verildi.