Yargıtay Kararı Hukuk Genel Kurulu 2008/810 E. 2009/23 K. 28.01.2009 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : Hukuk Genel Kurulu
ESAS NO : 2008/810
KARAR NO : 2009/23
KARAR TARİHİ : 28.01.2009

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasındaki “tapu iptali ve tescil“ davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Büyükçekmece 1.Asliye Hukuk Mahkemesince davanın reddine dair verilen 21.04.2005 gün ve 2002/2142 E- 2005/444 K. sayılı kararın incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmesirine, Yargıtay 11.Hukuk Dairesinin 16.04.2007 gün ve 2006/2955-2007/5860 sayılı ilamı ile; (“…Davacı vekili, davalıların müvekkili kooperatif üyesiyken 05.06.2002 tarihli ihtarları ile kooperatiften istifa ettiklerini, istifanın yönetim kurulu tarafından kabul edilmiş olduğunu ileri sürerek, davalılar adına oluşturulan tapu kayıtlarının iptali ile müvekkili adına tapuya kaydına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalılar vekili, kooperatifin amacına ulaşması nedeniyle tasfiyeye karar verildiğini, bu aşamada müvekkillerinin çıkma iradesi göstermiş olduklarını, tapusu alınmış konutun iadesi isteminde bulunulmasının kooperatifin amacına aykırı olduğunu savunarak, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, iddia, savunma ve dosyadaki belgelere göre, kooperatifin amacına ulaşarak üyelerine konut tahsis ettikten sonra tasfiye halinde olduğu, dağılma aşamasında olan kooperatifin üyelerin ortaklıktan çekilmeleri nedeniyle tapularının geri alınmalarının hukuken mümkün olmadığı gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir.
Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.
Dava, davalıların kooperatiften istifaları nedeniyle adlarına oluşturulan tapu kayıtlarının iptali istemine ilişkindir.
Davalıların 29.05.2002 tarihinde kooperatiften istifa bildiriminde bulunup, davacı kooperatifin 14.06.2002 tarihli yönetim kurulu kararı ile istifalarının kabul edilmiş olduğu hususunda uyuşmazlık bulunmamaktadır.
1163 sayılı Kooperatifler Kanunu’nun 17’nci maddesine göre kooperatiften çıkan veya çıkarılan ortağın kooperatif varlığı üzerinde hakları olup olmadığının ve bu hakların nelerden ibaret bulunduğunun ayrıldığı yıl bilançosuna göre belirlenmesi gerekmektedir.
Davalıların kooperatif ortaklığından istifa etmeleri nedeniyle kooperatifçe ortakları için yaptırılan daireler üzerinde hakları kalmayıp, dairelerin kooperatife iadesi ile davalıların ancak ayrıldıkları yıl bilançosuna göre paylarına düşeni talep edebilmeleri mümkündür. O halde mahkemece davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken yazılı olduğu şekilde davanın reddine karar verilmesi doğru görülmemiştir…”) gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle,yeniden yapılan yargılama sonunda, mahkemece önceki kararda direnilmiştir.
HUKUK GENEL KURULU KARARI
Hukuk Genel Kurulunca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:
Asıl ve birleştirilen davalar, kooperatif üyeliğinden istifa eden davalılar adına daha önce kat irtifakı şeklinde tescil edilmiş olan bağımsız bölüm tapularının iptali ile davacı kooperatif adına tescili istemine ilişkindir.
Hukuk Genel Kurulundaki görüşme sırasında, temyize konu kararın gerçekte yeni hüküm niteliğinde olup, olmadığı hususu ön sorun olarak değerlendirilmiştir.
Ön sorunun konusunu oluşturan olgu şudur:
Yerel Mahkeme, önceki (Özel Dairece bozulan) kararında, amacına ulaşmış olan davacı Kooperatifin yetkili organlarının aldığı tasfiye kararıyla dağılma sürecine girdiği ve aynı unvan altında site yönetimi de oluşturduğu, davalı kooperatif ortaklarının ortaklık vecibelerinin tümünü yerine getirip, varlık sebebi ve amacı ortaklarına konut edindirmek olan kooperatife gerekli ödemeleri yapıp, adlarına tahsis edilen taşınmazlara tapuda malik oldukları, böylece dava konusu taşınmazların davalıların tapulu mülkü haline geldiği, ortaklıktan çekildikleri iddiası ile tapulu taşınmazların ellerinden alınmasının hukuken mümkün bulunmadığı gerekçesiyle, birleştirilerek görülen tüm davaların reddine hükmetmiş; Özel Daire bu hükmü metni yukarıda bulunan ilamla bozmuş; Yerel Mahkeme, bozulan kararda değinilmemiş olan, taraflar arasındaki bir başka davadan söz etmek ve özellikle de, davacı Kooperatifin ferdileşme sonrasında tasfiye kararı alarak dağılma sürecine girdiğini, ancak işletme kooperatifi olarak 634 sayılı Kat Mülkiyeti Kanunu uyarınca varlığını sürdürdüğünü, taraflar arasında ortak gider-aidat alacağından dolayı ihtilafların bulunduğunu, davalıların istifa etmekteki asıl amaçlarının ortak gider niteliğindeki aidatlar dolayısıyla işletme kooperatifinden ayrılmak olduğunu, istifalarının kooperatiften istifa olarak nitelenemeyeceğini, davalıların kooperatif üyeliğindeki asıl amaçlarının konut sahibi olmak olduğunu ve tapularını almalarıyla da bu amaçlarına ulaştıklarını vurgulamak suretiyle önceki kararında direnmiştir.
Bu durumda, temyize konu kararın gerçekte bir direnme kararı değil; bozulan önceki kararda dayanılmayan yeni olgulara ve başka bir gerekçeye dayalı yeni bir hüküm niteliğinde olduğunun, dolayısıyla temyiz incelemesinin Hukuk Genel Kurulu’nca değil, Özel Dairece yapılması gerektiğinin kabulü gerekir.
Hal böyle olunca, yeni hükme yönelik temyiz itirazlarının incelenmesi için dosya Özel Daireye gönderilmelidir.
S O N U Ç : Davacı vekilinin yeni hükme yönelik temyiz itirazlarının incelenmesi için dosyanın 11.Hukuk Dairesine gönderilmesine birinci görüşmede çoğunluk sağlanamadığından, 28.01.2009 gününde ikinci görüşmede oyçokluğuyla karar verildi.