Yargıtay Kararı Hukuk Genel Kurulu 2008/548 E. 2008/623 K. 15.10.2008 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : Hukuk Genel Kurulu
ESAS NO : 2008/548
KARAR NO : 2008/623
KARAR TARİHİ : 15.10.2008

MAHKEMESİ : İstanbul 6. İcra Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 21/05/2008
NUMARASI : 2008/402-2008/712
Taraflar arasındaki “itirazın kaldırılması” davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; İstanbul 6.İcra Hukuk Mahkemesince davanın reddine dair verilen 28.09.2007 gün ve 2007/1210-2007/1695 sayılı kararın incelenmesi Davacı vekili tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 12. Hukuk Dairesinin 18.01.2008 gün ve 2007/22091-2008/579 sayılı ilamı ile ; (…İİK.nun 68/b-2. maddesi gereğince, süresi içinde gönderilen hesap özetinin muhtevasına, alındığından itibaren 1 ay içinde itiraz etmeyen krediyi kullanan taraf hesap özetinin gerçeğe aykırılığını, ancak borcunu ödedikten sonra dava edebilir. Aynı madde 3. fıkrasında ise kredi sözleşmeleri ve bunlarla ilgili süresinde itiraz edilmemiş hesap özetleri ile ihtarnameler ve krediyi kullandıran tarafından usulüne uygun düzenlenmiş diğer belge ve makbuzlar bu kanunun 68. maddesinin 1. fıkrasında belirtilen belgelerden sayılırlar. Bu nedenledir ki itirazın kaldırılması aşamasında icra mahkemesi hesap özetleri ve ihtarnamelerin usulüne uygun olarak tebliğ edilmediği iddiasında bulunan borçlunun bu itirazını resen araştırmak zorundadır. Ne var ki tebligatın usulsüzlüğüne ilişkin borçlu tarafça yasal süresi içerisinde bir itiraz yapılmadığı ve mahkemece de tebligat hususunda herhangi bir olumsuzluk tespit edilmediği sürece az yukarıda açıklandığı gibi hesap özetinin gerçeğe aykırılığı ancak borç ödendikten sonra dava edilebilir. Somut olayda borçluya tebliğ olunan hesap özetine ve ihtarnamelere herhangi bir itiraz yapılmadığından İİK. nun 68. maddesinde belirtilen belge niteliği kazanmıştır. Mahkemece borçlu itirazının esası incelenerek oluşacak sonuca göre bir karar vermek gerekirken usulüne uygun olarak Tüketici Mahkemesi’nde açılacak davada irdelenecek ve incelenecek olan hususların (4077 S.Y.10. mad.) icra mahkemesince gerekçe yapılarak itirazın kaldırılması isteminin reddine karar verilmesi isabetsizdir….) gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle,yeniden yapılan yargılama sonunda, mahkemece önceki kararda direnilmiştir.
TEMYİZ EDEN: Davacı vekili

HUKUK GENEL KURULU KARARI
Hukuk Genel Kurulunca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:
Dava, itirazın kaldırılması istemine ilişkindir.
Davacı banka ile davalılardan asıl borçlu E..arasında 12.12.2005 tarihli tüketici kredisi sözleşmesi (bireysel destek) akdedilmiş; diğer davalı Bilgin bu sözleşmeye kefil olarak imza koymuştur.
Alacaklı banka 20.12.2006 tarihinde Edirne …..Noterliğinden 15607 yevmiye nolu kat ihtarını tebliğe çıkarmış; davalı borçluların daimi işçileri imzasına 22.12.2006 tarihinde tebligat gerçekleşmiştir.
20.02.2007 tarihinde alacaklı banka borçlular hakkında ilamsız takibe girişmiş, ödeme emri borçlulara 07.03.2007 tarihinde tebliğ edilmiş; borçlular 12.03.2007 tarihinde süresinde verdikleri aynı içerikteki ayrı ayrı dilekçeleriyle yetkiye ve faiz oranına itiraz etmişlerdir.
Takibin durması üzerine alacaklı tarafından eldeki dava icra mahkemesine açılmış; dava dilekçesinde itirazın iptali ifadesine yer verilmiş ise de mahkemenin görev alanı itibariyle itirazın kaldırılması olarak değerlendirilmiş ve mahkemece talep redle sonuçlandırılmıştır.
Davacı/alacaklı banka temyizinde taleplerinin itirazın kaldırılması olduğunu vurgulamış; özellikle asıl alacak yönünden borçluların itirazlarının olmamasına karşın mahkemece tüm alacağa itiraz varmış gibi değerlendirme yapıldığını temyizine konu etmiştir.
Özel Dairece karar “….Somut olayda borçluya tebliğ olunan hesap özetine ve ihtarnamelere herhangi bir itiraz yapılmadığından İİK. nun 68. maddesinde belirtilen belge niteliğini kazanmıştır. Mahkemece borçlu itirazının esası incelenerek oluşacak sonuca göre bir karar vermek gerekirken usulüne uygun olarak Tüketici Mahkemesi’nde açılacak davada irdelenecek ve incelenecek olan hususların (4077 S.Y.10. mad.) icra mahkemesince gerekçe yapılarak itirazın kaldırılması isteminin reddine karar verilmesi isabetsizdir.”Gerekçesiyle bozulmuş; mahkemece önceki kararda direnilmekle, hükmü alacaklı/davacı banka vekili temyiz etmiştir.
Uyuşmazlık: banka tüketici kredisi sözleşmesine dayalı ilamsız takipte asıl borçlu ile takip borçlusu kefilin kat ihtarının tebliğine ve asıl alacak miktarına herhangi bir itirazda bulunmayıp sadece icra dairesinin yetkisine ve takip talebinde hesaplanan faiz oranına itiraz etmiş olmalarına göre, itirazın kaldırılması istemini inceleyen dar yetkili icra mahkemesinin 4077 sayılı Yasanın, 4822 sayılı Yasayla değişik 10 ve 10A maddelerine dayanarak itiraza konu edilmeyen hususları resen inceleme konusu yapıp yapamayacağı ve sonuçta; itirazın kaldırılması istemi konusunda verilecek kararın ne olduğu noktasında toplanmaktadır.
Hukuk Genel Kurulunda yapılan görüşmeler sırasında davaya bakma görevinin Tüketici Mahkemesine ait olduğu yönünde görüşler ileri sürülmüşse de davanın hukuki nitelikçe itirazın kaldırılması ve bu dava türüne bakma görevinin de yasa gereği İcra Mahkemelerine ait olması karşısında çoğunlukça bu görüş kabul görmemiş; işin esası incelenmiştir.
Davalı borçluların usulünce tebliğ olunan kat ihtarı ve hesap özetine herhangi bir itirazları olmadığı gibi icra takibine konu asıl alacağa ve miktarına da itiraz etmemişler; sadece icra dairesinin yetkisi ve takip talebinde hesaplanan faiz oranına itirazda bulunmuşlardır.
Öyle ise, mahkemece yapılacak iş; davalı borçluların yetki ve takip talebinde hesaplanan faiz oranına yönelik itirazlarını usulünce incelemek ve hükme varmak olmalıdır.
Eldeki dava ile itirazın kaldırılması talep edildiğine göre, davanın konusunu, borçlularca kabul edilip, itiraz edilmeyen asıl borç ve miktarı değil; icra dairesinin yetkisi ve takip talebinde hesaplanan faiz oluşturmaktadır.
Mahkemece bu yönde inceleme ve değerlendirme yapılması gerekirken itiraza konu olmayan hususlar üzerinde durularak, davanın hukuki niteliğine uygun düşmeyen değerlendirmelerle sonuca varılması usul ve yasaya uygun değildir.
Direnme kararı yukarıda açıklanan bu değişik nedenle bozulmalıdır.
S O N U Ç : Davacı/alacaklı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile, direnme kararının yukarıda gösterilen değişik nedenlerden dolayı H.U.M.K.nun 429.maddesi gereğince BOZULMASINA, istek halinde temyiz peşin harcının geri verilmesine 15.10.2008 gününde, oyçokluğu ile karar verildi.