YARGITAY KARARI
DAİRE : Hukuk Genel Kurulu
ESAS NO : 2008/502
KARAR NO : 2008/506
KARAR TARİHİ : 16.07.2008
MAHKEMESİ : Samsun 1. İcra Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 18/03/2008
NUMARASI : 2008/99-2008/98
Taraflar arasındaki “itiraz” davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Samsun 1.İcra Mahkemesince talebin reddine dair verilen 29.5.2007 gün ve 2007/115 E.-2007/253 K.sayılı kararın incelenmesi taraf vekilleri tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 12. Hukuk Dairesinin 27.09.2007 gün ve 13597-17155 sayılı ilamı ile ; (…1-Tarafların iddia ve savunmalarına, dosya içeriğindeki bilgi ve belgelere ve kararın gerekçesine göre alacaklı vekilinin temyiz itirazlarının REDDİNE;
2) Borçlular vekilinin temyiz itirazlarına gelince:
Sair temyiz itirazları yerinde değil ise de;
Borçlulardan M.K. C. yerine imza atan şahsın adı geçenin bono düzenlemeye yetkili vekili olup olmadığını araştırmadan senedi kabul edip, bu borçlu hakkında takibe koyan alacaklı ağır kusurlu olup, İİK’nun 169/a-6.maddesi gereğince inkar tazminatı ile sorumlu tutulması gerekirken mahkemece bu istemin de reddi isabetsizdir…) Gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle,yeniden yapılan yargılama sonunda, mahkemece önceki kararda direnilmiştir.
TEMYİZ EDEN: Borçlulardan Meltem Kaptan Cuma vekili
HUKUK GENEL KURULU KARARI
Hukuk Genel Kurulunca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:
Dava, borca ve imzaya itiraza ilişkindir.
Alacaklı tarafından Samsun Asliye Ticaret Mahkemesinin 20.02.2007 tarih ve 2007/111 D.İş sayılı ihtiyati haciz kararına dayalı olarak Samsun 3.İcra Müdürlüğünün 2007/1261 esas sayılı dosyasında 27.02.2007 tarihinde davacı borçlular M.K.C.ve V.C.aleyhine kambiyo senetlerine mahsus yolla takibe girişilmiş; takipte (8.12.2006 tanzim ve 15.2.2007 vade tarihli, 350.000 YTL bedelli, alacaklısı….Ecza Deposu- A.K. emrine “bedeli malen ahzolunmuştur” kaydını içeren, borçlusu M. K. C. “….. Ecz”, Kefil: V. C.olup, sağ alt köşesinde “..Eczanesi Ecz. M.K.” kaşesinin üzerinde elle yazılmış “M.K.C. yerine” ibareleri ve bu ibarenin altında iki adet imza bulunan) bonoya dayanılmıştır.
Borçlular vekili, ödeme emrinin tebliği üzerine açtığı eldeki dava ile müvekkili Meltem Kaptan Cuma yönünden imzaya ve borca, Vahap Cuma yönünden de borca itiraz etmiş; takibin iptali ile alacaklının %40 tan aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesini istemiştir.
Alacaklı vekili, borçlu V.C.’nın senedin sağ tarafında M.C.’ya ait kaşenin üzerinde el yazısı ile ‘M.K.C.yerine’ ibaresini yazarak bonoyu imzaladığını; M.K.C.nın, makbuz ve benzeri evrakları imzalaması konusunda diğer borçlu V..ya vekaletname verdiğini; kaldı ki, yetkisiz temsilci olsa bile bundan kişisel olarak sorumlu olması gerektiğini, V.C.nın M.C.’nın eşi olduğunu; eczacı olan davalıların iş yerleri ayrı olsa da birbirlerinden haberli olarak gerek müvekkilinden gerek diğer firmalardan ilaç aldıkları birlikte alım-satım yaptıklarını, müvekkilinin iyi niyetle vekaletname içeriği dahilinde hazırlanan bono ile kocası V. C.’dan aldığı bono karşılığında ilaç vermesinin hayatın olağan akışına uygun olduğunu, müvekkilinin kötü niyetle icra takibine başvurduğundan bahisle %40 tazminat talebinde bulunulmasının hakkaniyetle bağdaşmadığını, asıl alacak olan 157.889,00 YTL değil senette yazılı olan 350.000,00 YTL üzerinden takip yapmamış olmasının da iyi niyetle hareket ettiğini gösterdiğini, buna karşılık borçlulardan V.C.’nın düzenlediği bonoyu bildiği halde icra takibine tamamen kötü niyetle itiraz ettiğini savunarak, davanın reddi ile %40 tazminatın davacılardan tahsiline karar verilmesini cevaben bildirmiştir.
Mahkemece, “Davacı V.C.’nın itiraz niteliğindeki talebinin süre yönünden reddi ile davacı C.yönünden davalı vekilinin icra inkar tazminatı talebinin reddine; Davacı M.K..’nın imza itirazının kabulüne, Samsun 3. İcra Müdürlüğünün 2007/1261 esas sayılı icra takibinin davacı M.K. C. yönünden İİK.nun 170/3 maddesi gereğince durdurulmasına ve davacı Meltem yönünden davacı vekilinin icra inkar tazminatı talebinin kötü niyet yada ağır kusurun kanıtlanmaması nedeniyle reddine” dair verilen karar, Özel Daire’ce yukarıda yazılı gerekçeyle bozulmuş; Yerel Mahkemece önceki kararda direnilmiştir. Hükmü temyize borçlu M.K.C.vekili getirmiştir.
Mahkeme kararı diğer yönleri ile kesinleşmiş olup, direnme yoluyla Hukuk Genel Kurulu önüne gelen uyuşmazlık; alacaklının, borçlulardan M.K.C.yerine imza atan şahsın bono düzenlemeye yetkili vekil olup olmadığını araştırmadan senedi kabul edip, bu borçlu hakkında takibe koymada ağır kusurlu olup olmadığı, bu bağlamda İİK’nun 169/a-6.maddesi gereğince inkar tazminatı ile sorumlu tutulmasının gerekip gerekmediği noktasında toplanmaktadır.
Öncelikle uyuşmazlığa etkili somut olay özelliklerinin ortaya konulmasında yarar vardır;
İcra takibine konu senette yer alan imzaların davacı M. K. C.ya ait olmayıp, eşi diğer davacı V.C.ya ait olduğu tarafların kabulündedir. V.C.senedi …Eczanesi kaşesi üzerine olmak üzere “M. K. C.yerine” açıklaması ile imzalamış, asıl borçlu olarak M.K. C. (….ecz) denildikten sonra kefil olarak da kendi adını yazmıştır.
Dosya kapsamı ile taraflar arasında mal tesliminin gerçekleştiği ve daha önce de aralarında ticari ilişki olduğu belirgindir.
Senede imza koyan V.ile adına borçlanılan ve bunun karşılığı mal teslim alan M. karı-kocadır. M.in kocası V.’ı vekil tayin ettiği Sinop Noterliği’nce Düzenlenen 19.8.2005 tarih ve 8647 yevmiye numaralı vekaletnamede; “T.C hudutları dahilinde bulunan bilcümle bankalarda adıma açılmış yada açılacak olan döviz yada Türk parası hesaplarından dilediği zamanlarda, dilediği kadar para talep, tahsil ve ahzukabza, bu konuda imzası gereken çek, makbuz ve benzeri evrakları imzalamaya…” açıklaması yer almakta; açıkça senet düzenleme konusunda Borçlar Kanunu’nun 388. maddesi anlamında verilmiş bir yetki bulunmamaktadır. Ne var ki, vekaletname içerikçe ticari ilişki içinde bulunanları aldatıcı niteliktedir. Bu vekaletname ile daha önce de mal alışverişi yapılıp, bedellerinin de ödendiği; uyuşmazlığa konu senet karşılığı malın da teslim edildiği belirgin olduğuna göre, vekaletnamede ve temsilde meydana gelen eksikliğin ileri sürülmesi olanaklı değildir.
Sonuçta; somut olayın açıklanan özelliğine göre alacaklının takibe girişirken ağır kusurlu olduğunu kabul etmek hakkaniyete aykırı olacağı gibi, kötüniyetli olduğunu kabule de olanak yoktur. Mahkemece, alacaklının İİK’nun 169/a-6.maddesi gereğince inkar tazminatı ile sorumlu tutulmamış olması usul ve yasaya uygun olup, direnme kararının onanması gerekir.
S O N U Ç : Borçlulardan M.K.C. vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile, direnme kararının yukarıda açıklanan nedenlerle ONANMASINA gerekli temyiz ilam harcı peşin alındığından başkaca harç alınmasına mahal olmadığına 16.07.2008 gününde oyçokluğu ile karar verildi.