Yargıtay Kararı Hukuk Genel Kurulu 2008/500 E. 2008/504 K. 16.07.2008 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : Hukuk Genel Kurulu
ESAS NO : 2008/500
KARAR NO : 2008/504
KARAR TARİHİ : 16.07.2008

MAHKEMESİ : Kadıköy 2. Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 20/09/2007
NUMARASI : 2007/276-294
Taraflar arasındaki “tapu iptali ve tescil” davasından dolayı yapılan yargılama sonunda;.Kadıköy 2.Asliye Hukuk Mahkemesince davanın kısmen kabulüne, kısmen reddine 3.2.2005 gün ve 1009-94 sayılı kararın incelenmesi asıl davanın davalısı …….-İst.İnş.Ltd.Şti ve birleştirilen davanın davacıları vekili tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 15.Hukuk Dairesinin 21.11.2006 gün ve 2006/5235-7536 sayılı ilamı ile; (…Dava eser sözleşmesinden kaynaklanan tapu iptali ve tescil, birleşen dava satış vaadi sözleşmesinin iptali istemine ilişkin olup mahkemece asıl davanın kabulüne birleşen davanın reddine dair verilen karar asıl davanın davalısı ……İst.İnş.Pet.Turz.Dış Tic.Şti. ile birleşen davanın davacıları tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle birleşen davanın davacılarının dava açtıkları tarih itibariyle şirket ortağı bulunmaları ve davanın şirket tarafından açılmamış olmasına göre birleşen davanın davacılarının temyiz itirazlarının reddine,
2-Asıl davadaki davalı …..İst.İnş.Pet.Turz.Dış Tic.Ltd.Şti.nin temyiz itirazları yönünden; asıl davada 24/1/2002 tarihli “Düzenleme Şeklinde Taşınmaz mal Satış Vaadi Sözleşmesi” ile satışı vaad edilen … ada ..parsel sayılı taşınmazda bulunan 38,39,40,45,46,47 ve 48 numaralı bağımsız bölüm tapularının iptali ile davacı adına tescili talep edilmiştir. Mahkemece ise talep dışına çıkılarak dava dilekçesinde ve 24/1/2002 tarihli sözleşmede belirtilen bağımsız bölümler dışındaki 7 adet bağımsız bölümle ilgili hüküm kurulmuştur.
HUMK.nun 74.maddesine göre hakim her iki tarafın iddia ve savunmalarıyla bağlı olup, talep olunan şeyden fazlasına veya başka bir şeye hükmedemez. Mahkemece anılan madde hükmü göz ardı edilerek karar verilmiş olması doğru olmamış kararın bozulması gerekmiştir…) gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle yeniden yapılan yargılama sonunda; mahkemece önceki kararda direnilmiştir.
TEMYİZ EDEN: Asıl davanın davalısı…..-İst.İnş.Ltd.Şti ve birleştirilen davanın davacıları vekili
HUKUK GENEL KURULU KARARI
Hukuk Genel Kurulu’nca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:
Asıl dava, gayrimenkul satış vaadi sözleşmesine dayalı tapu iptali ve tescil, birleştirilen dava ise; satış vaadi sözleşmesinin muvazaa nedeniyle iptali istemine ilişkindir.
1-Asıl davanın davalısı …..-İst.İnş.Ltd.Şti yönünden yapılan incelemede;
Arsa sahibi A.. U..,..Ada, .. parsel sayılı taşınmazı üzerine kat karşılığı inşaat yaptırmak üzere dava dışı yüklenici ….Ltd. Şti. adına Ş.. D.. ile 7.5.1996 tarihinde sözleşme imzalamış ancak bir süre sonra yüklenicinin yaşanan mali kriz ve çeşitli sorunlar nedeniyle işhanı niteliğindeki eseri yapıp tamamlamasının mümkün olmadığı anlaşılmıştır.
Ş.. D.., Türkiye’ye yatırım yapmak amacıyla gelen birleştirilen dosyanın davacıları A..A.., Ş.. Ş..ve İ.. M.. ile ortak olarak ….-İst. İnş. Ltd. Şti.’ni kurmuş, ardından arsa sahibi … İnş. Ltd. Şti. arasındaki sözleşme feshedilip, inşaatın yapım işi …..İst. İnş. Ltd. Şti.’ne devredilmiştir.
Arsa sahibi ile yüklenici ……İst. İnş. Ltd. Şti. arasında yapılan arsa karşılığı inşaat yapım sözleşmenin 6. maddesinde, bölüşümü meydana getiren eserin, tüm bölümleri ve birimleri (ortak yerler hariç) taraflarca seçilen uzmanlarca bina bütünlüğünü bozmamak kaydı ile mağaza katı payda ve değerde eşit olmak üzere ½ arsa sahibine, ½ müteahhide, 1. katın tamamı toprak sahibine, 2. katın tamamı müteahhide, 3. kat payda ve değerde eşit olarak ½’si toprak sahibine, ½’si müteahhide ait olmak üzere bölüşüleceği, dükkan ve binanın son katı ve çatı bölüşümleri için kura çekileceği, kat mülkiyetine geçişe esas olacağı yazılıdır.
Yüklenici ….-İst İnş.Ltd. Şti. adına temsile yetkili Şahap Deniz henüz kura çekilip yüklenici şirkete düşecek paylar belirlenmeden 3. katta bulunan 7 adet bağımsız bölümü 24.1.2002 tarihinde gayrimenkul satış vaadi sözleşmesi ile davacıya devretmiştir.
Davacı da, yükleniciden bağımsız bölüm satın alan sıfatıyla ve şahsi hakkına dayalı olarak, yapılan sözleşme gereğince temlik aldığı taşınmazların devri amacıyla görülmekte olan davayı açmıştır.
Yerel Mahkemece, birleştirilen dosyanın davacıları tarafından açılan gayrimenkul satış vaadi sözleşmesinin iptali davası reddedilmiş; Özel Dairece, birleştirilen dosyanın davacılarının temyiz itirazları yerinde görülmemiştir. Bu nedenle uyuşmazlık asıl dava yönündedir.
Asıl davada davacı vekili dava dilekçesinde; yapılan inşaat sözleşmesinde yüklenici sıfatıyla …..İst İnş. Ltd. Şti’ye düşecek olan 38,39,40,45,46,47 ve 48 numaralı 7 adet bağımsız bölümün satış vaadi sözleşmesi gereğince tapusunun iptali ile adına tescilini talep etmiş, ıslah dilekçesinde de bu numaralarda bir değişiklik yapmamış, sadece ilave alacağı için 16-17 ve 18 no’lu bağımsız bölümlerden alacaklarına denk düşen bir veya iki dükkanın da adına tescilini istemiştir.
Mahkemece; dava dilekçesinde sözü edilen bağımsız bölümlerin yapılan bölüşüm protokolü neticesinde Abdulkadir Uras üzerinde kaldığı, ancak bu protokol gereği ….-İst İnş. Ltd. Şti’ne 2. kat 28,29,34,35,36,37 ve 27 no’lu bağımsız bölümlerin isabet ettiği, her iki grup taşınmazların eşdeğer olduğu, sözleşmeye bağlılık ve ahde vefa kuralları gereğince bu taşınmazların davacı adına tescil edilmesi gerektiği kanaatini bildirerek davayı bu yönden kabul etmiştir.
Özel Daire ise, talep dışına çıkılarak dava dilekçesinde belirtilmeyen 7 adet taşınmaz hakkında karar verilemeyeceği gerekçesiyle hükmü bozmuştur.
Uyuşmazlık; mahkemece verilen kararın HUMK m 74’e uygun olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 74.maddesi; “Türk Medeni Kanunu ile muayyen hükümler mahfuz olmak üzere hakim her iki tarafın iddia ve müdafaaları ile mukayyet olup, ondan fazlasına veya başka bir şeye hüküm veremez. Tahakkuk edecek hale göre talepten noksan ile hüküm caizdir.” hükmünü amirdir.
Hakim davacının talebi ile bağlı olup, bu talepten fazlasına karar veremez. Bunun gibi hakimin talepten başka bir şeye de hüküm vermesi yasaktır. Bu yasak davacı için söz konusu olmakla birlikte davalı da savunması ile bağlı olup, cevap dilekçesinin sonuç bölümünün dışına da çıkılarak onun fazlasına yada başka bir şeye hüküm verilemez.
Buna karşılık, mahkeme yapılan tahkikat sonunda gerçekleşecek duruma göre talepten noksanına hüküm verebilir.
Kural bu olmakla birlikte bu kuralın bir takım istisnaları vardır. Bunlar;
a)Kamu düzenine ilişkin hallerde (örneğin, babalık davası, velayetin ve şahsi münasebetin düzenlenmesi gibi) mahkeme, kamu düzeni düşüncesi ile talepten fazlasına karar verebilir.
b)Davalının, davacının davasını değiştirmesine yada genişletmesine muvafakat etmesi halinde mahkeme yeni duruma göre karar verebilir.
c)Tenkis davasında dava dilekçesinde gösterilen miktardan fazlasına karar verilebilir(26.5.1965 gün ve 1965/2-781-223 sayılı Hukuk Genel Kurulu kararı).
d)Mahkeme davacının talep sonucuna zımnen dahil olan talepler hakkında da karar verebilir.
e)Kanunen talepten başka bir şeye hüküm verilebilmesinin caiz olduğu durumlarda (örneğin, boşanma davasında ayrılığa hükmedilebilmesi) talepten başka bir şeye hüküm verilebilir(Prof.Dr.Baki Kuru, Hukuk Muhakemeleri Usulü, 6.Baskı 2001, Cilt 3, Sayfa 3081 vd.).
Bu bilgilerin ışığında somut olay incelendiğinde; davacının dava dilekçesinde kendisine gayrimenkul satış vaadi sözleşmesi ile temlik edilen 3.katta bulunan 38, 39, 40, 45, 46, 47 ve 48 bağımsız bölüm numaralı taşınmazların tapularının iptali ile adına tescilini istediği, daha sonra verdiği ıslah dilekçesinde de, mahkemece davacı adına tesciline karar verilen taşınmazlarla ilgili bir talepte bulunmadığı, bilirkişilerin talep edilen 3.kattaki taşınmazlara eşdeğer olduğunu belirttiği 2.katta bulunan ve çekilen kura sonucu yükleniciye düşüp onun adına tapuya tescil edilen 27, 28, 29, 34, 35, 36 ve 37 bağımsız bölüm numaralı taşınmazların kendi adına tescil edilmesinin uygun olacağı yönündeki davacı talebine davalının muvafakat etmeyip, aksine karşı çıkmış olduğu anlaşılmış bulunmasına göre, talebin genişletilmesi yada değiştirilmesi yönündeki HUMK.m.74’te yer alan yasağın istisnaları kapsamına da girmediğinden Hukuk Genel Kurulu’nca da benimsenen Özel Daire bozma kararına uyulmak gerekirken, önceki kararda direnilmesi usul ve yasaya aykırıdır. Bu nedenle direnme kararı bozulmalıdır.
2-Birleştirilen davanın davacıları A..A… Ş..Ş..ve İ.. M..yönünden yapılan incelemede; yerel mahkemece verilen red kararına karşı bu kişilerce yapılan temyiz itirazları Özel Dairece reddedildiğinden, direnme kararında ise bu kişiler yönünden karar verilmesine yer olmadığına karar verildiğinden, birleştirilen davanın davacılarının direnme kararını temyizde hukuki yararları bulunmadığından temyiz dilekçesinin reddine karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ:1-Asıl davanın davalısı …..-İst.İnş.Ltd.Şti. vekilinin temyiz itirazının kabulü ile direnme kararın Özel Daire bozma kararında ve yukarıda açıklanan gerektirici nedenlerden dolayı HUMK.nun 429.maddesi gereğince BOZULMASINA,
2-Birleştirilen davanın davacıları A..A.., Ş.. Ş..ve İ..M..vekilinin temyizde hukuki yararı bulunmadığından temyiz dilekçesinin REDDİNE, istek halinde temyiz peşin harçlarının geri verilmesine,
16.7.2008 gününde, oybirliği ile karar verildi.